hesabın var mı? giriş yap

  • sikimin üstadı.

    edit: fesli deli bekir atatürk'e en ağır hakaretleri ederken kimsenin sesi çıkmıyordu. şimdi özelden bu deliye neden böyle bir ifade kullandığım soruluyor. mevzu hatıraya sahip çıkmaksa ey siyasal islamcılar siz de adam gibi saygı duyacaksınız. duymuyorsanız da saygı beklemeyeceksiniz.

  • ölüsü 6 cm olan dondurmanın sahibine verdiği serzeniştir.
    porsche değil fiat linea çekilişine katılınabilir.

    büdüt: tamam aq porş değil maserati ;)

  • sentetik olarak da ürete bilinen mentol aslında nane bitkisinin yağından elde edilen bir kimyasaldır. biz daha çok bu kimyasalı sakızlardan bilmekteyiz fakat bir çok kullanım alanına sahiptir. örneğin öksürük şurupları ,merhemler-kremler, ağrıkesiciler, diş macunları, böcek ilaçları ve sigaralarda(sanırım bu alandaki kullanımı yasaklandı) dahi kullanılmaktır.

    oda sıcaklığında kristal halde bulunabilen bu madde ne yapıyor da bizi ferahlatıyor veya serinletiyor?

    bu durumu yaşamanız için, aslında mentolün sizi kandırdığını ve dolandırdığını söyleyebiliriz. bilim insanları bu kandırıkçı kimyasalı bitkilerin daha fazla tüketilmemek adına bir savunma sistemi olarak ürettiklerini düşünmektedir. örnek verecek olursak ıspanak yediğimizde de dişlerimizde bir kamaşma hissederiz. işte bu hislerin oluşumu bitkiyi aşırı tüketilmekten korur ve neslini devam ettirmesini sağlar.

    bu dolandırıcının nasıl çalıştığına gelirsek; vücudumuzun her yerinde bulunan sinir hücreleri üzerinde olan ve ortam sıcaklığını anlamaya yarayan duyusal trpm8 reseptörlerine bağlanarak sinir hücresi üzerinde bir gözenek açar, kalsiyum iyonlarının hücreye hücum etmesine neden olur ve beyne mesaj gönderen bir aksiyon potansiyeli(bir çeşit akım oluşturur diyebiliriz basitçe) oluşturur sonrasında beyin bölge sıcaklığının düştüğünü sanır fakat gerçekte böyle bir şey yoktur, yapılan deneylerde sıcaklık ölçen kameralarla bakıldığında böyle bir şeyin olmadığı sadece beynin bir illüzyon sayesinde kandırıldığı anlaşılmaktadır.

  • yukarıda bir arkadaş söylemiş iyi gün dostu diye. hemen hemen öyle bir oyuncudur vesely. iskeleti oturmuş bir takımda fark yaratır. çok iyi tamamlayıcı oyuncudur. hiçbir zaman esas oğlan değildir. yanında tamamlayıcı bir oyuncu varsa parlar da parlar ama tek kalırsa tüm defoları göze batar. çok maç kazandırır ama şampiyon yapmaz. her sene 1.5-2 ay temiz sakatlık yaşar ardından 1-1.5 ay da toparlanma süreci derken sezonun hemen hemen yarısında off'dur kendisi. oynadığı sürelerde de istikrarsızdır

    şimdi burada vesely'yi fazla gömmüş gibi görünebilirim. ben burada vesely'nin olumsuz özelliklerini saydım ve bunlar haricinde mükemmel bir oyuncudur. ancak sorun şu : vesely'nin böyle özellikleri varken oynadığı 8 sezonun 6'sında esas oğlan muamelesi yapan yönetimi suçlarım ben. el şampiyonu olduğumuz sezon udoh ile çok iyi bir ikili oluşturmuştu. her sene alınan uzunlardan tek beklentimiz vesely'yi dinlendirmesi oldu. bu durum da vesely'yi gerek fiziksel gerek de mental olarak çok yıprattı.
    gitmesi iyi mi oldu? vesely'nin yanına en az onun kadar iyi bir oyuncu alınsaydı üzülürdüm. ama yine boş beleş adam alıp vesely'yi bel bağlayacaklarsa gitmesi hem bizim hem de onun için hayırlı olacaktır.

  • hayatımın üç koca yılını harcadığım faaliyetler bütünü (14-17 yaş aralığı). allah belasını versin böyle işin... mahalledeki elektrik trafosunun içinde birleşik kaplar deneyi yaptım, belki yüksek düzeyde elektrik akımına tutulursam süper güçlerim olur diye düşünmüştüm. deney, bekçinin beni kovalamasıyla sonuçlandı. hıfzıssıhha'ya gittim; hormonlu tavuklarla, koyunlarla kucak kucağa uyudum. acımasızca dövdüler...

    onlar olmadı tübitak'ta çalışan arakadaşlarımın yanına gittim ve bir bardak suyun üzerine a4 kağıdı kapatıp bardağı ters tuttum. sözelci olduğum için* bildiğim bir kaç deneyden biriydi bu. su dökülmedi ama amacıma da ulaşamadım... gamma ışını, beta ışını, radyasyonlu börtü böcek varsa gönüllü deney olayım dedim, annemi babamı çağırdılar. çok acılar çektim... çok acılar çektim ama yılmadım demeyi çok isterdim. ama yıldım tabii, çünkü sözelci olduğum için* çok fazla deney gelmedi aklıma. bir de yetkililerin davranışları beni üzdü. bu ülkede bilim yapmak gerçekten çok zor... bu kafayla da bizden nah süper kahraman çıkar.

    *not: sözelci olduğum için öss'de biyoloji sorulardan yaptım birkaç tane. çünkü sözelcilier aslında birkaç biyoloji sorusu yapabilir, çünkü o da sözel bir konu gibi biraz.

  • bu soruyu varsayımlar üzerinden cevaplamak adına en azından kıyas yapabileceğimiz, hakkında kaynaklar elde edebileceğimiz bir ülke olması gerekir. bu ülke üzerinden neler olabileceğine dair bir tahminde bulunulabilir. kıyas yapacağımız ülke, 2001 yılında drahmi kullanımından euro kullanımına geçen komşumuz yunanistan.

    2001 yılında yunanistan emu'ya (economic and monetary union/avrupa ekonomi ve parasal birliği) geçtikten sonra euro kullanmaya başlanmasıyla ülkede şu beklentiler oluşmuştur:

    - kur farkından oluşan maliyet azalacaktır.
    - kur belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla birlikte ticaret ve üretim artacaktır.
    - para politikası artık ortak bir kurum tarafından belirlenecektir. dolayısıyla yunan para politikası bir iç politika malzemesi olamayarak fiyat istikrarı sağlanacaktır.
    - fiyat istikrarı sağlandığında ülkeye yatırım eğilimi fazlalaşacaktır.
    - modern kurum ve politikalarla yunan ekonomisinde reformlar gerçekleşecektir.
    - yunanistan'da bir kriz olması artık beklenmeyecektir. çünkü emu'nun yapısal politikalar ve bütçe disiplini sayesinde yunanistan aşırı bir şekilde borçlanamayacaktı (güya). bir tek yunanistan değil, ab'ye göre hiçbir euro kullanan üye böyle bir sıkıntıya düşemezdi.

    ancak bu beklentilere karşın kimi riskleri de beraberinde getirmiştir:
    - para politikası hakkında yunan hükümeti tek başına söz sahibi olamayacağı için kur ayarlamasını da artık yapamayacaktır.
    - euro kullanılmaya başlanmasıyla, düşük drahmi kuru nedeniyle kazanılan üretim avantajı kaybolacaktır. uluslararası üretimde rekabetçi pozisyonu kaybolacaktır.
    - yine düşük kur nedeniyle ülkeye yapılacak yatırımlar, daha doğrusu kur avantajıyla ülkenin milli gelir kaynaklarına yapılacak yatırımlar durabilir. (bu durum, milli üretim ve gelir kaynaklarının yağmalanmasını önleyeceği için avantaj da sayılabilir. eksi mi artı mı olduğu, ülkenin bu kaynaklarını yabancılara tamamen mi sattığı ya da ortaklık şeklinde mi sunduğu belirleyici olacaktır.)

    sonuçlara baktığımızda yunanistan birtakım faydalar elde etmeyi başarabilmiştir:
    - avrupa birliği içerisindeki ticaretinden kur riskini çıkarmış ve para dönüşümünden kaynaklı maliyeti ortadan kaldırmıştır. böylelikle ticarette herhangi bir belirsizlik yaşamamıştır.
    - euro kullanan ve kullanmayan ülkelerle yaptığı ticaretleri de euro cinsi üzerinden yaptığı için likiditesini arttırmıştır.
    - euro, diğer para birimlerine karşı değer kazandıkça yunanistan da avantajlı konuma geçmiştir.

    ancak bunun yanında kimi olumsuz sonuçlara da katlanılmıştır:
    - ihracata karşılık aynı şekilde ithalat da kolaylaşmıştır.
    - sermayenin liberalleşmesi ile büyük bir sermaye akışı yaşandı.
    - yunanistan'a sermayenin girişi ise yüksek faiz ödemeleri nedeniyle kamu ve özel sektör bankalarına kaymıştır.
    - euro, diğer para birimlerine karşı değer kazandıkça euro kullanmayan birlik ülkelerine karşı rekabet avantajını yitirmiştir. çünkü uluslararası ticarette yunan mallarının fiyatı, euro'nun değerlenmesinden dolayı diğer ülkelerin mallarıyla aynı seviyeye yaklaşmıştır. imf, yunanistan'ın bu dönemdeki rekabet gücü kaybını %25 olarak hesaplamıştır.
    - işçi maaşlarının da euro ile ödenmesi nedeniyle bu ülkede bir şeyi imal etmek avantajdan dezavantaja döndü.
    - mali disiplin sağlanamadığından bütçe açıkları verilmeye başlandı. bu açıklar, tolere edilebilir sınırın da üstüne çıktı ve kamu borçları artmaya başladı.

    işte bütün bu olumsuz sonuçların ardından yunanistan 2008-2009'da bir borç krizine girdi. hükümet, borçlarını ödeyemeyeceğini ve iflas ettiğini duyururken aynı zamanda imf ve ab'den de yardım talep etti. ab ve imf, yunanistan'ı kurtarmak için epeyce para akıttılar ancak bunun karşılığı vardı elbette. hükümetten kemer sıkma politikaları başlatması istendi. hatırlayanlarınız olacaktır, ülkede atm'lerden günlük para çekme kotası vs. getirilmiş, halk protestolar uyguluyordu.

    kaynağından yararlandığım bu makale bu geçişteki zararların, (krizden de anlaşılacağı üzere) yarardan daha fazla olduğunu ileri sürüyor. tabii bu makalenin yazıldığı tarih 2011. yani büyük yunanistan borç krizinin etkilerinin hâlâ devam ettiği yıllar. ab, yunanistan'ı kurtarabilmek adına epey bir fonlama yoluna gitti ve bunun bedelini de hem hükümet hem yunan halkı ödedi. ve ülke, en nihayetinde bu fon borçlarının son taksitini 2018'de ödeyerek kurtarma programından resmen çıkmış oldu.

    detaylı bir bilgi için bu habere göz atabilirsiniz.

    yani aslında euro kullanmaya başlamalarıyla yunanistan ilk senelerde büyük bir ekonomik büyüme ve yükseliş dönemine giriyor. ancak ilerleyen senelerde bu durum tam tersine dönüyor. araştırdığıma göre bunun böyle olmasında yunanlılar kadar ab de sorumlu. çünkü ab, güçlü bir euro ile makalede de değinildiği üzere ülkelerin krize girebileceğini hesap etmemişti. herhangi bir önlem mekanizması geliştirmemişti henüz. yunan hükümetleri ise euro'ya güvenerek ülkedeki kimi verileri yanlış gösteriyorlardı ve yüksek harcama yaptılar. ucuz krediye ulaşım sayesinde halkın tüketimi artarken, devletin gelirleri sabit kalmaya devam etti.

    ayrıca euro kullanmaya başlamak için akademik çevrelerce yunanistan'ın tam hazır olmadığı kanaati de var. yani yunanistan, kendisini yapısal olarak tam hazırlamadan euro kullanmaya başlamıştı. ab, bu konuda bir hata yapmıştı. misal belki de bu sebeple diğer ülkelerin euro kullanmaya başlaması için bir aceleleri yok. başlangıçta 11 ülkenin euro kullanmasıyla başlayan bu birliğe yunanistan krizine dek 5 ülke daha katılmıştı. 2009'dan sonra günümüze kadar ise 3 ülkeyi euro kullanımına dahil ettiler. 2023'ten sonra hırvatistan için olumlu rapor verilerek euro kullanabileceği kararlaştırılmış.

    yunanistan'ın euro kullanmadan önceki 10 yılı ve euro kullanmaya başladıktan sonra günümüze kadar olan verilerine göz atalım:

    [https://soz.lk/i/lz47kha5 görsel (kaynak)
    baktığımızda euro kullanımından önce olan yüksek enflasyon, euro kullanımı sonrasında azaldığı gibi belli bir dengeye de oturmuş. ancak kriz sonrası yunanistan'da deflasyon oluşmaya başlamış.

    dış ticaret dengesine ve gdp oranına bakalım: oranlar dış ticaret dengesi euro kullanımı öncesinde ve sonrasında da hep açık vermiş. özellikle kriz döneminde bu açık epey büyümüş ve -44 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. krizden sonra ise toparlanmaya başlayarak euro kullanımından önceki açıklardan da daha iyi bir duruma geçmiş. bu grafik, gdp oranı için de aynı şekilde gerçekleşmiş.

    işsizlik grafiğine bakıldığında da yine benzer şeyler söyleyebiliriz. ortalama %7-8 olan işsizlik rakamları krizden sonra %27'lere çıkmış. ardından da günümüze değin %16'lara düşmüş.

    bu ülkenin verilerinden yararlanarak kişisel yorumumu da bırakayım:

    türkiye için euro kullanmak şu an için imkansıza yakındır. çünkü böylesi bir enflasyon ortamında, bütçe açıkları varken ve üstelik ticaret dengemiz de eksideyken euro kullanmamıza asla ama asla izin vermezler. öncelikle euro kullanabilecek kapasiteye erişmemiz lazım.

    hadi diyelim ki 2023'ten itibaren euro kullanmaya başladık. türkiye, maalesef ürettiğinden fazlasını tüketen bir ülke. dolayısıyla euro'ya kolay ulaşım sayesinde birçok şeye ulaşım imkanımız da kolaylaşacak. ilk bakışta ''ne güzel işte, halk refaha erer'' gibi gözüken bu durum ileride yunanistan gibi bizi sıkıntıya sokacaktır. bugün türkiye otomotiv ve tekstil fabrikalarına sahipken; işçilere euro ile maaş ödenmesinden ötürü yatırım yapılacak ülke avantajını kaybedebilir. misal honda türkiye'de araba üretmek yerine gider romanya'da araba üretmeye başlar.

    para basma konusunda merkezi bir kuruluşun kontrolü olacağı için hükümetlerimiz kafasına göre zam belirleyemez. misal bu yıl içerisinde asgari ücrete iki kere zam yapıldı.

    enflasyonun bellir bir ortalamanın altında kalması, try/eur kurunun sabit bir dengede seyretmesi, ödemeler dengesine ulaşılması, bütçe açıklarının azaltılması gibi ekonomimiz stabilite kazanması gerekir. ki ab'nin getirdiği belki başka birçok kritere uyulması gerekecektir.

    hıı yunanistan için ise yunanistan tam hazır olmadan euro kullanımına geçti. o zamanlar ab de henüz bu euro birliğini yeni yeni tamamlamıştı. yani ne olup ne biteceği teori üzerindeydi. bu sebeple euro kullanımına geçilmesiyle başta iyi giden süreç sonra tam tersine döndü ancak bana göre euro kullanımından kaynaklanan ve uzun vadeye yayılan sıkıntılı süreç yunanistan için yine euro kullanması sayesinde kurtarıldı. çünkü bu, yunanistan'ın olduğu kadar ab'nin de sorunuydu. iyi bir politika, güçlü bir ekonomi ve mantıklı reformlar, uygulamalar sayesinde euro kullanımının avantajları bana göre elbette çok iyi. ancak bunu hep iyi seviyede tutabilecek düzenlemelere, düzenlemelere uyacak hükümetlere ihtiyacımız var diye düşünüyorum.

    yanlış belirttiğim şeyler varsa şayet yazarlar/çaylaklar hatamı düzeltmek adına mesajla ulaşabilirler.

    edit: küçük düzenlemeler

  • beşiktaş'ta apartmanı sallamaktadır. tırstım.

    edit 1: balkon kapısı açıldı hassikome!

    edit 2: açılan balkon kapısının devirdiği ıvır-zıvır kutusundan yıllardır kayıp olan nadide satranç taşımı bulmama vesile olan fırtınadır. emeği geçenlere teşekkürler.

  • ormanda uyku tulumunda yatarken çıkan sese noluyo orada amk diyerek kafayi kaldirip bakan kampçı.

  • biz fakirlerin olayı anlaması için araba kiralama şirketinden örnek vermesiyle gösterdiği alçak gönüllülüğünün yanında sönük kalır.