hesabın var mı? giriş yap

  • zenginler için üretilen hiç bir ürünün fakirler icin mantıklı açıklaması yok zaten.

    yani senin termos ihtiyacın varsa 100-150 tl lik olanlara bakacaksın; bim'den decathlon'dan falan.
    bunu da zenginler alacak.

    reno, fiat varken bmw veya mercedes almanın mantıklı açıklamasını da sorgulayamayız mesela.

  • arkadaşlar olayın yaşadığı mahallenin 2 sokak altında oturuyorum. cinayeti yapan kişiyi tanıyorum burdaki parkta hep takılırdı. sık sık hap, madde kullanırdı. annesi de yatalaktı ayrıca. aynı binada oturan komşuların yüzlerine bakınca o gece o binada yatmanın vereceği psikolojiyi hissettim. ayrıca çocuk hastaneden bir gün önce çıkmıştı.

  • sene 1994, ilkokul üçüncü sınıftayım, ikinci sınıfı okumadan atlatmışlardı.

    fevzi hocam vardı, ölene kadar unutmayacağım kendisini. çok fakirdik. polatlı'nın kırsalından göçmüş, tek geliri asgari ücretli işçi maaşı olan bir aileydik. hatta iyi hatırlıyorum, babamın aldığı maaş 800 bin lira ise bunun 600 bin lirası kiraya gidiyordu. bugüne kıyasla ayda 200 liraya geçinmeye çalışan bir aileydik. kardeşim 1 yaşında, onun masrafı vardı. benim çok az da olsa okul masrafım ve akşam doyması gereken 4 kişi vardı. cornetto'nun altın değerinde olduğu yıllardı. babam baktı olmuyor, köye geri göçmeyi düşünüyordu ciddi ciddi. öğretmenim beni çok sevdiği için konuşmaya gitti, yanında ben vardım.

    babam: hocam, durumumuz çok zor, kızım yeni doğdu, onun masrafı derken yetiştiremiyorum ay sonunu. benim için köye geri dönmekten başka bir çare kalmadı.

    fevzi hocam, bunu duyduğu anda ceketini çıkarttı. işaret parmağına asıp babama gösterdi, ve dedi ki:

    "bak kardeşim, ben gerekirse bu ceketi satar, bu çocuğu okuturum. hiçbir yere gitmiyorsunuz, sadece emeğine emek katıp oğlunu okut!"

    babam, fevzi hocamın bu sözünden öyle utandı ki, beyaz yüzü kıpkırmızı oldu. hocaya teşekkür edip elini sıktı, yolda hiç konuşmadık, ama ben öyle sevinmiştim ki. geri dönmeyecektik ve ben okumaya devam edecektim bir şekilde.

    benim kaderimi bir öğretmen değiştirdi. fevzi hocam olmasaydı bugün köyde koyun güden, tarla ekip biçen bir çoban olacaktım. kız kardeşim muhtemelen evlendirilmişti bile.

    kaderimizi çizen, bize yön veren bütün öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun. bilin ki, sizi benliğimizde taşıyoruz bir ömür boyu.

  • sizin gibi gerizekali cahillere bu isin psikolojik arkaplanini vererek zaman harcayamayacagim, zira eksi sozlukteki her 100 kisiden 99unun ekrana mal mal bakacagina bahse girerim. isiniz gucunuz yok mu be, hcibir seyi bilmediginiz gibi iki kelimeyi bir araya bile getiremiyorsunuz. ozellikle sen, seni izliyorum ne zamandir, resmen hiyar gibi yaziyorsun ya. hayvanogluhayvan. ote yandan hayatima da renk katmiyor degilsin ha, boyle sagin solun belli olmuyor, beklemedigim bir bkz veriyosun ya iste o guzel birsey aslinda. keratalar sizi, hepinizi cok seviyorum.

    [gorundugu gibi ovgu duzmecesini sona saklamak daha etkili, insani pozitif bir ruh haliyle birakiyor]

  • yapısal farklarını yazmıyorum, onu da anlamışsınızdır artık. puronun filtresi yoktur, içe çekilmez. purodaki ana mantık, dumanı çektikten sonra aromayı almak için ağızda 1-2 tur döndürüp salmaktır. puro sigara içer gibi peş peşe çekilmez, dakikada 1-2 duman çekilmesi makbuldur aksi takdirde tütün çok ısınacağından yanık tadı gelir. puro tercihen kibrit veya puro çakmağıyla yakılmalıdır, normal çakmaklarla yakıldığında puroya çakmağın içindeki gazın tadı karışacağından aromasını bozabilir. puronun külü sigara gibi vurularak atılmaz, külü normalden daha uzun bir hal aldığında küllüğün kenarına hafifçe dokundurarak kendiliğinden düşmesi beklenilir. puro sigara gibi küllüğe basarak söndürülmez, bunu yaparsanız ortalık leş gibi kokar. puroyu kendi haline bıraktığınız zaman duman yapmaz ve 5-10 dakika içinde söner. ha tabi tüm bunlar hakikaten puro için geçerlidir, ortamda artistlik yapıcam diye tekelden aldığınız tane 4 lira purolar için değil. adam akıllı puro humidor dediğimiz, nemlendirici kutularda saklanılır, kurumuş puro samandan farklı değildir çünkü. adam akıllı puro içmek isteyenler avm'lerdeki tobacco shop'lardan ve gerçekten çalışan humidor'da saklanan gerçek purolardan alıp deneyebilirler. romeo y julieta, montecristo gibi purolar başlangıç için güzeldir, özellikle romeo'nun no 1'i. ha tabi bunların teki 20-25 liradan başlıyor o da ayrı bir mevzu ve alırsanız kesmek için bir de makasa ihtiyacınız olacak ama sakın ola gidip de normal makasla falan kesmeyin. alırken rica edin mağazada kessinler. puro güzel hobi ama biraz tuzlu hobi, saklama kaplarından çakmaklarına, küllüklerinden çeşit çeşit makaslarına kadar envai çeşit ürün yelpazesine sahiptir.

  • şili'den bildiriyorum, benim böyle bir rüyam vardı. yumruğum dünya, diğer elimle hangi noktaya dokunursam oraya gidebileceğimi bildiğim. o rüyayı hatırlayıp bi tuhaf hissettim. şimdi ikisini birleştirip gözümü kapatıp neresi denk gelirse ordaymışım gibi düşünüyorum teşekkürler radyo garden, teşekkürler dünya.