ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'de kaliteli film yapılamamasının sebepleri
-
talep olmaması şeklinde özetlenebilecek sebepler.
16 ocak 2016 itibariyle maltepe park cinemaximum'da oynayan filmler:
kardeşim benim
bizans oyunları
the good dinosaur
kocan kadar konuş*
alvin ve sincaplar*
delibal
nadide hayat
star wars*
düğün dernek 2*
para kazanmaya çalışan bir ticari işletme bu ve creed ya da the hateful eight gibi şu an gösterimde olan ve aslında popüler sinemaya örnek yabancı filmler bile kendine yer bulamamış bu salonda. sinema salonları çocuklar için animasyon ve cıvık türk filmleriyle dolmuş halde çünkü bunlar gişe yapıyor.
ığdır'da doktorun kalbinden bıçaklanması
-
http://www.haber7.com/…irda-doktora-bicakli-saldiri
daha uzmanlığı alalı, göreve başlayalı 1 yıl olmuşken, tırnağı etmeyecek insanlara faydam olsun diye hayatını senelerce ertelemişken, bir insan müsveddesi tarafından kalbinden ve karnından bıçaklanan meslektaşım.
tamam iyi yaşamıyoruz, tamam insanca yaşamıyoruz, tamam sizsiniz, efendimizsiniz, cahilliğinizle sizin duyduğunuz kadar biz de gurur duyuyoruz, kibrinizi haklı buluyoruz. tamam alın ne varsa alın, daha fazla alın. ama ulan yaşamamıza izin verin bari be.
aşağıladığınız, değersizleştirdiğiniz, ötekileştirdiğiniz yetmedi öldürmek bitsin artık be.
doktorsuz kalın!
edit: "tırnağı etmeyecek insanlar" tabirini alıp duyar kasmaya çalışanlara: kastedilen, doktora, iyileştirmeye çalışan ele kalkan eldir. türkiye'de bu tipte insanları doğu batı üst alt diye ayıramıyorsun, her yerdeler, her tarafımızı sarmış durumdalar. kokuşmuşluk ırk renk din dil ayırt etmeden işlemiş durumda her yana, malesef.
edit2: izmir tabip odası'ndan gelen bilgiye göre arkadaşımızın ameliyatı başarıyla sonuçlanmış, takip amaçlı erzurum'a sevki olacakmış.
kalp dokusu hasarı ve aort yaralanması vardı, gelen habere göre. bu ölçekte bi hastanede, bu denli büyük bi ameliyatı gerçekleştirip başarıya ulaştıran ekibe tebrikleri bildirmek gerekir. umarız herhangi bir sekel kalmadan hayatına devam edebilir hekim arkadaş.
edit3: sabah itibariyle arkadaşımız solunum cihazından ayrılmış, gözlerini açmış hatta gülümsemiş. fotoğrafı dahi ulaştı:)
mutluyuz, umarız hiçbir sıkıntı olmadan hayatına devam edebilir.
mutluyuz ama hala sinirliyiz, bunun son olmadığını biliyoruz çünkü.
ayrıca bugün, 29 eylül 2017 cuma günü saat 12:30'da, uzmanlık eğitimini tamamladığı izmir bozyaka eah'ta ttb tarafından basın açıklaması yapılacak.
geçmiş olsun.
gaziantep starbucks'ta yaşanan meydan muharebesi
-
fincanda durduğu gibi durmuyor işte.
yılanların mahallesinden sağ çıkan iguana
-
video bitene kadar kendisine dua ettiğim iguanadır.
orası nasıl bi' yer lan. elim ayağım titredi yeminle.
türkiye'nin 2022 yılı trafik kazası istatistikleri
-
daha önce türkiye'nin 2021 yılı trafik kazası istatistiklerini buraya taşımıştım. gelenek haline getirelim.
emniyet genel müdürlüğü tarafından yayınlanan istatistiklerdir. tüik'in haziran ayında yayınladığı istatistiklerden farklı olarak sadece kaza yerinde ölen sürücü bilgilerini içermektedir. tarafların anlaşarak tutanak tuttuğu kazalar da dahil değildir.
ölümlü-yaralanmalı kazaların 8.746 tanesine bisiklet dahil olmuştur. 2021 yılında ise bu sayı 8.887'dir. bisikletlileri trafikte görmediğimiz ya da umursamadığımız ortadadır.
ölümlü kaza sayısı: 1.919 (2.032*)
yaralanmalı kaza sayısı: 195.011 (185.492*)
maddi hasarlı kaza sayısı: 288.118 (242.680*)
toplam kaza sayısı: 485.048 (430.204*)
ölen kişi sayısı: 2.282 (2.422*)
yaralı sayısı: 291.151 (276.935*)
ölümlü-yaralanmalı trafik kazalarının oluş şekline göre türleri:
karşılıklı çarpışma: 11.211
arkadan çarpma: 21.173
yandan çarpma: 62.932
yan yana çarpışma: 2.968
duran araca çarpma: 2.780
zincirleme çarpışma: 732
çoklu çarpışma: 815
engel/cisim ile çarpışma: 9.949
yayaya çarpma: 34.400
hayvana çarpma: 1.010
devrilme/savrulma/takla: 23.310
yoldan çıkma: 22.242
araçtan insan düşmesi: 1.626
araçtan cisim düşmesi: 79
park etmis araca çarpma: 1.703
ölümlü-yaralanmalı trafik kazalarında kusur durumu:
sürücü: 203.923
yaya: 22.195
araç: 5.045
yol: 901
yolcu: 2.750
trafik cezası sayıları:
yayalara uygulanan: 4.714
yolculara uygulanan: 23.768
sürücülere uygulanan: 3.908.687
araç plakasına uygulanan: 19.175.738
toplam: 23.112.907
alkollü olarak araç kullanan kişi sayısı: 213.662
100 ceza puanını dolduran kişi sayısı: 7.848
5 kez hız limitini aşan kişi sayısı: 692
*parantez içleri 2021 yılı verileridir.
istatistiklerin tamamı
başkası için akbil basıp parasını almayan insan
-
maldır, evet malım. o akbilin ücretini almadım hiç. saçma belki ama hep aynı şeyi söyledim ısrar edenlere, hatta ısrar etmeyenlere de söylüyorum: "aynısını siz de başka birine yaparsınız, ödeşiriz." kendimce aptalca bir kural yarattım askıda akbil gibi, tek ben biliyorum mesela bunu, bir tek ben uyguluyorum belki. olsun ama, söylüyorum denk geldiğim herkese. e mallık tabi ne yapalım, hayat işte...
suudi arabistan'ın türk malı boykotu
-
ihracat yapanlara, üretenlere geçmiş olsun,
10 yıllık fabrikaları yeniden açıp 300 fabrika açtık diye gezersiniz.
1 tane dost ülke kalmadı inadınızdan, kibrinizden, hırsınızdan.
20 yıldır bu ülkede şöyle coşkuyla, adam gibi milli bayram kutlayamadık,
kulağı rahatsızlanır, ateşi yükselir, sağanak yağmur var derler, pandemi var derler...
havalimanında daha 2 gün önce suudi arabistan milli gününü kutluyordunuz afişlerle.
ben senin trt'ye çıkarılmadığını bilmiyordum
-
"lan ben koca cumhurbaşkanıyım, trt mi seyredeceğim, nat geo wild seyrederim hep"
diye de devam etmiş olabilir.
permafrost
-
iki yıl veya daha fazla süre boyunca donmuş olarak kalan topraklara verilen isimdir. kuzey yarım küredeki arazinin neredeyse dörtte biri permafrost'tur. en derin kısımları 1.5 kilometre yüksekliğinde ve en eski kısımları ise 600.000'dan daha uzun süredir donmuş haldedir.
dünya ısındıkça, kanada, alaska ve sibirya da dahil olmak üzere birçok yerde permafrost'un kalıcılığı zayıflamaktadır. bilim insanları 2100 yılına kadar, kuzey kutbu'nun yüzeye yakın permafrost'unun 3'te 2'sinin kaybolacağını düşünmektedir. permafrost teknik olarak erimez, çözülür ve küresel ısınma ile birlikte hızlanan bu çözülme, on binlerce yıldır tecrit edilmiş halde duran virüs ve bakterilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
2016 yılında, sibirya'nın 70 yılı aşkın süredir salgın görmeyen bir bölgesinde 12 yaşında bir çocuk öldü ve yaklaşık 100 kişi şarbon zehirlenmesi yaşadı. bilim insanları, salgının, permafrost'un çözülmesiyle ortaya çıkan onlarca yıllık bir ren geyiği dışkısından salınan şarbon sporları kaynaklı başladığını düşünmektedir.
tek bir gram permafrost binlerce uyuyan mikrop türünü içerebilir. bilim insanları, çözülmenin sadece üstesinden geldiğimizi düşündüğümüz hastalıkları ortaya çıkarmakla kalmayıp (çiçek hastalığı ve hıyarcıklı veba vb.) aynı zamanda şu anda doğal bağışıklığımızın ve etkili antibiyotik veya aşıların olmadığı eski patojenleri de serbest bırakmasından korkmaktadır.
içimizi biraz da olsun rahatlatan durum, insanların ortaya çıkan bu tehditlerle şimdilik çok fazla temas kurmamasıdır. bugün, kuzey permafrost bölgelerinde beş milyondan az insan yaşamaktadır. ancak dünya ısındıkça, yeni nakliye yolları uygulanabilir hale geldikçe ve kuzey kutbu'nda kaynak çıkarma, ticaret ve turizm arttıkça, insanların eski patojenlerle karşılaşma ve bunları dünyaya yayma riski de aynı ölçüde artmaktadır.
önümüzdeki dönemde salgın hastalıkları görme sıklığımız artacak gibi gözüküyor. bizler görür müyüz bilemiyorum ancak torunlarımızın "kötü günleri atlattık sırada daha kötü günler var" deme ihtimali oldukça yüksek...
kaynak: science focus
ekşi itiraf
-
"askerlik yapmak benim vatana olan borcumdur, onu ödemeliyim." diyemiyorum. o kadar yüksek vergiler ödedikten sonra devlete bir borcum kaldığını düşünmüyorum. beni 60 kişilik sınıflarda bok gibi hocalarla eğitmiş devletin bana bir faydası olduğunu da düşünmüyorum.o kadar eğitim aldıktan sonra hiçbir özelliği olmayan ego manyağı subayları tatmin edecek olmak bana çok ağır geliyor. askerlik yapmamak istemem ne korkudan ne cesaretsizlikten; sadece bu ülkenin vatandaşlarından böyle bir fedakarlık isteyecek yüzü olmadığını düşündüğüm için.
mesela bugün askerlik şubesine gitmem gerekti ve bir noktada şube başkanı komutanın imzası gerekli oldu. adam dışarı çıkmış; 30 dakika bekledik bir sürü kişi. adam gelmeden önce zil çalınıyor, adamın kapısını falan açıyor erler o derece. adam odasına girdi; öyle oturdu keyif yaptı falan. bir 30 dakika sonra imza bekleyenleri içeri çağırdı. "gel", "dur", "ne var", "al", "git", "kimden aldıysan dosyaları ona ver". adamın kurduğu cümleler bu. "sen kimsin lan artist?" demek o kadar geldi ki içimden adama. altı üstü kıytırık bir askerlik şubesinde başkansın başka bir şey değilsin. ne bu artistlikler? erlerle "çay", "bana cevtel bul", "kapat" tarzı konuşmalar. azıcık saygı göstersen ölür müsün, rütben mi düşer biraz saygı göstersen insanlara! bu gibi adamların ordunun çoğunu oluşturmasından dolayı ben bu ordudan nefret ediyorum arkadaş. nerede o düşmana karşı tek yürek olan ordu, nerede bu bir özelliği olmayan heriflerin gençler üzerinden egolarını doyurdukları sözde ordu.
itiraf ediyorum, ordunun yönetim kadrosundan nefret ediyorum.
istifa etmek
-
bugün gerçekleştirdiğim eylem.
ülkemizde home office mantığı 7/24 çalışmak olarak anlaşılıyor sanırım.
3 kişinin yapması gereken işi tek kişiye yaptır,
asgari ücretin biraz üstünü üniversite mezunu bir insana öde.(50-100tl kadar) hem de 7/24 hafta içi/haftasonu çalışmasını bekle çünkü zaten evdesin. hazır yasaklarda var. ne yapıyor olabilirsin ki?
üstün sana istediği saatte yazsın, senden dosya istesin cevap vermezsen arasın. yaptığın işi küçümsesin. bu kadar manyaklıkla uğraşmanın sağlığıma vereceği zararı düşünerek, bugün istifamı vermiş bulunmaktayım. mutluyum.