hesabın var mı? giriş yap

  • yanında pedi olmayan arkadaşa ped verirken adeta torbacıya dönüşme durumu. gözler etrafı keserken pedin olduğu yerden avuç içine alınması, pedi olmayan kadının çantasına, kitabına, tişörtünün altına ya da daha yaratıcı başka şeylerin içine sokuşturulurken hissedilen illegalite durumu. bir erkek bir kadının elinde parlıyan pembe şeyin ped olduğunu anlarsa eğer dünyanın sonu gelecekmiş gibi saçma bir his...

  • cem yılmaz'ın en iyi filmi. ona buna gönderme yok, bilim kurgu yok, sosyal medya jargonu yok, zoraki espriler yok. güldüren, üzen ve sonunda hafif gözleri de nemlendiren sıcacık bir film.

  • uzun zamandır nba de görülmemiş taşkınlıklara sebebiyet vermiş maç.
    ntvmsnbc nin haberine gore cezalar su sekilde sonuclanmistir:

    artest’e sezon sonuna kadar oynamama cezası verildi.
    artest ile birlikte kavgaya karışan stephen jackson 30 maç, jermaine o’neal 25 maç, anthony johnson 5 maç ve reggie miller ise 1 maç men cezasına çarptırıldı.
    evsahibi detroit pistons cephesinde ise oyun içinde ron artest’i iterek olayların başlamasına neden olan all star forvet ben wallace’a 6 maç ceza verilirken chauncey billups, elden campell ve derrick coleman ise 1’er maç ceza aldı. özellikle indiana cephesine verilen uzun süreli men cezaları takımın bu sezonu tamamen yedek ve genç oyuncular ağırlıklı bir kadro ile sürdürmesine neden oldu. 9 oyuncunun toplam 143 maç ceza aldığı kavgada 7 taraftarında yaralandığı resmen açıklandı.
    nba yönetimi bu utanç gecesini en ağır şekilde cezalandırırken, evsahibi pistons organizasyonuna ceza gelmemesi ise şaşkınlık yarattı.

  • şunları duydukça kendimi vurasım geliyor gerçekten.

    laik ve demokratik bir ülkenin cumhurbaşkanı bu sözleri ediyor. bu kabus ne zaman bitecek?

  • atatürk'ün ölümünden sonra çivi çakılmadığı komedisini geçelim. hiç değilse, işi osmanlı'dan sonra noktasına taşımadığına tabii sevinmek lazım arkadaşın. atatürk döneminde yapılanları öğrendiğine göre, atatürk'ün ölümünden sonra yapılanları da öğrenir bir gün diyelim.

    gelelim hırsızlık meselesine.

    arkadaş, senin o yol, havaalanı dediğin şeyler var ya. işte hırsızlık onların üzerinden oluyor. farkında değilsin. o yol, havaalanı, normalde yapılabileceğinden kat kat pahalıya yapılıyor, karşılığında da işte yoldan fazladan para kazanan adam, bakanlara hediye olarak kol saatleri alıyor.

    ki hırsızlık işin sadece bir yönü. akp kendisinden olmayanların futbol bir yana, ülkede her yerden her konumdan silmek isteyen bir parti. ülkede herkesin sağladığı her konumu kendisinin sağladığına inanıyor. kimse vasıfları ve kendi özellikleri ile bir yere gelmiyor akp'ye göre, o nedenle herkes, yediği lokma için bile akp'ye minnet duymak zorunda, çünkü akp o insanın o lokmayı akp'nin lutfu sonucunda kazandığına inanmasını istiyor.

    işte hırsızlıktan daha vahimi bu zihniyettir, insanları değersizleştiren, onların ellerindeki herşey için kendilerine şükretmesini isteyen zihniyet.

  • ilk kez, amerikalı entelektüel walter lippmann'ın 1922 yılında yazdığı "public opinion" adlı kitabında ortaya atılmış olan kavramdır. lippman'a göre, stereotype kavramı ile kast edilen, "kafamızdaki resimler"dir.

    kitapta konu ile ilgili olarak şu cümleler de yer alır: "for the real environment is altogether too big, too complex, and too fleeting for direct acquaintance. we are not equipped to deal with so much subtlety, so much variety, so many permutations and combinations. and although we have to act in that environment, we have to reconstruct it on a simpler model before we can manage it."

    kitaptan bir başka önemli alıntı: "for the most part we do not first see, and then define, we define first and then see."

    gordon allport, 1954 yılında yazdığı "the nature of origin" adlı kitabında lippmann'ın teorisini geliştirmiştir. bilişsel bir perspektife sahip olan kitap, özetle, insan zihninin dış dünyaya dair son derece kompleks olan gerçeklikleri ancak kategorize ederek anlamlandırabildiğini ifade eder. bu süreçte, zihin, gözlemlediği her varlığın belli özelliklerini ön plana çıkarmakta ve bu varlıkları, ön plana çıkardığı bu özellikler doğrultusunda kategorize etmektedir. "stereotype"lar da aynı sürecin bir ürünüdür.

    allport'ın ilgili çalışmasından bir alıntı: "insan zihni, kategorilerin yardımıyla düşünmek zorundadır. ... kategoriler, bir kez oluştuktan sonra, normal ön-yargılamaya temel teşkil ederler. bu sürecten uzak durmamız mümkün değildir. düzenli bir şekilde yaşamak buna bağlıdır." (the human mind must think with the aid of categories. . . . once formed, categories are the basis for normal prejudgment. we cannot possibly avoid this process. orderly living depends upon it." (p. 19)

    ana tema:
    (bkz: sosyal psikoloji/@derinsular)

  • ilköğretim çağındaki sevgi kelebeği erkeklerin ritüeliydi bu. gocuğu alır derin bir iç çekerek hoşlanılan kızın gocuğunun üstüne veya hemen yanı başına asıverirsin. içgüdüsel bir şeydir bu, erkeklerin genlerinde var.

  • bu ülkede olmuş olsaydık, tüm sahil oylarını alacağı için chp her seçimde tek başına iktidar olurdu.

    tanım: şili'nin iki meridyenin arasında uzunlamasına uzanmış olmasından kaynaklanan durum.

  • -abi sen çok kızardın!!
    -hıı?
    -kızardın diyorum, buraların filan kızarmış.
    -hıı?
    -sen içince kız-a-rı-yor-mu-sun diyorummm..
    -abi, kız olunca arıyorum, niye aramiim???
    -??!!!