hesabın var mı? giriş yap

  • urfa'nın bu durumu pek sürdürülebilir görünmüyor. bu ilde sıkıyönetim ilan edilip tüm silahlar toplanmalı ve aşiretlere sıkı kontrol getirilmeli. başka türlü düzelmeyecek.

  • tam olarak şöyle bir sestir;

    -tıpss. (açılış)
    -jjjjjj (asit sesi)
    -trikk! (açma şeysini koparma sesi)
    -laklaklaklak. (içme sesi)
    -ti (bu da boru sesi bulmacada filan çıkarsa diye)

  • everyday astronaut takma isimli youtuber'ın elon musk ile spacex tesislerinde yaptığı röportaj sırasında konu ana rokete destek veren itici roketlerde kullanılan yönlendirici gazlara geliyor:

    elon musk, "itici roketlerde yönlendirici olarak artık soğuk gaz kullanmıyoruz, zaten elde olan sıcak gazı kullanıyoruz" şeklinde açıklama yapıyor.
    sonrasında youtuber: "peki bunu sadece itici roketlerde mi kullanıyorsunuz?" şeklinde bir soru sorunca elon musk dumura uğruyor çünkü bu sistemi ana rokette kullanmak hiç akıllarına gelmemişti...
    musk biraz "eee...mmm" şeklinde kekeledikten sonra: "sen söyleyince düşündüm de, bu sistemi ana rokette de kullanmak akıllıca olabilir. evet bunu düzelteceğim, teşekkürler." diyor.
    kendisine bu parlak fikri verdiğini anlayan youtuber ise "aman tanrım"diyerek şaşırıp gülüyor.
    bir kaç ay sonraki ikinci buluşmada musk, "bu yaptığım düzeltme, roketteki en önemli geliştirmelerden biriydi. senle konuşurken aklıma gelince 'biz bunu nasıl yapmamışız ya?' dedim ve yaptım" şeklinde açıklama yapıyor.

    yani emrinde belki de yüzlerce mühendis çalıştıran elon musk gibi bir adam, mars'a gidecek roket olan starship'te yaptığı en büyük değişlikliği bir youtuber'dan aldığı fikir ile gerçekleştiriyor.

    bizim gençler de youtuber adı altında danla biliç'leri, enes batur'ları zengin ededursunlar diyelim...

    söz konusu video

  • erasmus'a gidenlerin uyması gereken sayısız yazılı olmayan kural vardır. bunlardan bazıları şunlardır:

    -hometown bilgisi binilen trenin hızıyla doğru orantılı olarak değiştirilmeli.
    -yabancı gazeteyi le café'de okurken "farkına varmadan" çekilmiş fotoğrafı profil resmi yapmalı.
    -gidilen her yerde çoook eğleniyorken çekilen on binlerce fotoyu paylaşmalı. gece gündüz paylaşmalı.
    -erasmus'a gittikten 2 hafta sonra türkiye'deki sevgiliden ayrılmalı.
    -erasmus'ta edinilen arkadaşlarla duvar üzerinden native speaker gibi gramere özellikle dikkat etmeden konuşmalı.
    -türkiye'de geceleri asla dışarı çıkmayıp orada her gece partilerde kusulmalı.
    -şahıs erkekse onu aynı anda iki yabancı kız öpüyorken çekilmiş profil fotosu kullanmalı.
    -yabancı dil kursu reklamı gibi zencili,çekikli,araplı, fransızlı arkadaş grubu yapmalı ve bu grupla gidilen her yere event açmalı-yüzlerce fotoğraf yüklemeli.
    -sıçmak için bile event açılmalı.
    -türkiye'de karşı cinsle alaka olmasa bile erasmus'ta skor yapmaya kasılmalı.

    özet geç piç diyenler için:
    http://www.funnypictures.net.au/…ourist-photos1.jpg

  • o değilde gene çıtayı çok yükselttik bu gol sayesinde, hiç bi boku beğenemiycem ben bundan sonra.

    - aşkım önemli değil her erkeğin başına gelir arada bu...
    - adriana allahın adını verdim sus!...

  • 15 sene önce fellik fellik güney amerika dizisi izlediğimizden ötürü iade-i diz-i olayıdır.

  • alman disiplininin tum dunyaya naklen yayinlandigi mac.

    almanya milli futbol takimi oyuncularina bakiyoruz; hepsi trasli, efendi, isinde gucunde cocuklar.

    brezilya milli futbol takimi oyuncularina bakiyoruz; abuk subuk-karman corman sac modelleri, vucut gelistirmeye bulasip orantisiz kas yapmis, lakayit, karaktersiz, nereden geldigi belli olmayan bir ozguvene sahip, hemen hepsi ustun yetenek(!) pic kurulari.

  • kendisini savunan kişi an itibariyle chainard.

    haliyle, kenarda bu başlık için birkaç yıldır bekleyen entrylerimi sildim. düştüğü nokta bu. chainard savunuyor adamı, ahah.

  • suratına tükürmediğimiz bizim paramızın 3-4 katı ettiği günlerden nerelere. bulgaristan gibi cücük kadar ve fakir bir ülkenin para birimi bile bizimkini sekize katlamış.

    emeği geçenler gün yüzü görmesin!

    iki aşağıdaki mal için editliyorum.
    burada bahsettiğim ülke insanı değil direkt ülkenin kendisi ve bu ülkeye bakış açısı. olayı insanlara indirgeyip salak salak demagoji yapıp bir de destan yazmış. okuduğunu anlayacak kadar beynin olsun yeter.

  • bizim köpeğin kafasındaki oyun sevgisi ve oyuncak sevgisi eşit. en sevdiği oyun "çekiştirme". yani o ağzında bir şey tutsun sen çek, o da çeksin. oh bayılır. hırıl hırıl. ama öte yandan en sevmediği şey de "oyuncağını kaybetmek". oyuncağını eskaza sen önce eline alıp saklarsan geri istemek için yapmayacağı şey yok. hatta artık sen bir şey istemeden peşin peşin pati veriyor oyuncağını almak için. alıyorsun hemen patisiyle kolunu tutuyor. ortaya çıkan manzara daha çok "bak dostum istersen güzellikle ver" tarzı ama içinde fırtınalar kopuyor aslında. oyuncağı verdin mi de alıp kaçıyor yarım saat vermiyor.

    o yüzden ağzına oyuncak kemiğini alıp çekiştirme oynamak istediğinde yanıma yaklaşıyor. istediği şey benim onu çekmem. ama hamle yaparsan da anında geri çekiliyor. çünkü kaybetme korkusu devreye giriyor. başlarda böyle "kaptım kapamadım", "aldım alamadım", deyip koşturmacalı bir macera yaşıyorduk. e ben de zamanla öğreniyorum bazı şeyleri. ben de artık hamle yapmıyorum. nasılsa kaçacak diye.

    o yüzden istanbul'da bir apartman dairesinde zaman zaman şöyle bir manzara yaşanıyor: bir adam ve ağzında oyunca kemik olan bir köpek karşı karşıya kımıldamadan birbirlerine bakıyorlar. köpeğin ağzında kemik. arada hızlıca sağa sola göz atıyorlar sonra yeniden birbirlerine bakmaya devam ediyorlar. iki taraf da hamle yapmanın en kötü hamle olduğunun farkında. öyle karşılıklı gergin bir bekleyiş. bu şekilde gün batıyor.

    iki kişiyle meksika açmazı olmaz diye düşünürdüm ama oluyormuş meğer.

  • yolda görsem görmezden gelecegim sayın cumhurbaşkanının hareketi. benim yaptığım ; takdire şayan fakat yanlış. onun yaptığı hem takdire şayan değil hem de yanlış.

    edit: başta cizre'de kahramanca savaşmış, en yakın polis arkadasim olmak üzere ; tüm polis ve askerimize selam olsun. arkanızdayız.

  • disardan yemek yemiyorum. bunu tasarruftan ziyade kullanilan yag, malzeme, mutfak gibi detaylari dusunerek yapmiyorum. fiyati ne olursa olsun evi de kendimi de esyaya bogmamak icin ihtiyac duymadigim hicbir seyi almiyorum. sahip olunan her esya kulfet gibi geliyor bana. sigara kullanmiyorum. ayda 2 sise sarap aliyorum ve onun disina nadiren cikiyorum. arabam yok, benzin almiyorum. cok sosyal bir hayatim da yok. yani genelde hayatimda bircok sey yok. bir kiraya bir de organik gidaya calisiyorum anlayacaginiz. ancak bu sekilde tasarruf edebiliyorum.

  • anadolu'da köyün birinde dünyanın en yaşlı adamının haberi gelir, koşar gider haberci arkadaşlar bu amcaya. röportaj yapılır sonra bir soru sorar kız, amcaya:

    -amcacığım o kadar sene yaşamışsın, bize bir anını anlat?
    +anlatayım kızım, ben daha gençtim, bizim muhtarın eşşeği kayboldu. biz arkadaşlarla arayalım dedik, bulduk dağın başında eşşeği. amma eşşek gözümüze bir güzel geldi, orada biz onu... -derken kız susturur amcayı;
    -neyse amcacığım sen başka bir anını anlat.
    +anlatayım evladım, birgün bizim ağanın kızı kayboldu. biz hep beraber aradık bu kızı yine. sonra kızı bulduk ormanda. ama kız bir güzel, bir güzel sorma. dayanamadık bir bakalım tadın...-yine susturur amcayı kız. kıpkırmızı olmuştur ve başka bir soru sorar:
    -en iyisi amcacığım sen bize kötü bir anını anlat." der, amca hiç düşünmeden cevap verir:
    +bir gün ben kayboldum...