ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ılkokul 2deki cocugun her delıkanlı gıbı asık oldugu bır kız vardır ve aıle efradı klasık bır paranoya olarak cocugun uzerıne gıtmektedır...
dayı: ekrem..
ekrem:efendım dayıcım
dayı:beyza napıyo?
ekrem: iyi işte napsın..
dayı: sen aşıksın dı mı ona..?
ekrem: uffff..bı gıdın basımdan..
çocuk sıkıntıdan mutfakta hede hodo hazırlayan ablanın yanına sıgınır..
dayı+yenge+anne+anane+sülale: gel gel kaçma..inkar etme aşıksın aşık...
seslerı ıcerıkı odadan yukselır..
ekrem: abla yaa..üstüme gelıyolar baksana..beyza diyip duruyolar..
ben: bosver guzelım..sen de evet asıgım de kurtul..gelmezler bı daha ustune..
ekrem: abla sen hıc asık oldun mu??
verecegı olumlu cevabın ıcerıye dırek ıspıyonlanacagını bılen ilgibocugu temkınlı davranır..
ben: hayır canım..
ekrem: o zaman benı anlayamazsın...!!
ben: hönkk..??!???!! nası yaa!!!
yunan basınındaki 23 nisan haberi
iş hayatında zekilerin elenmesi
-
pekçok şirkette, pekçok olay ile gerçekliği kanıtlanmıştır.
zira varolan müdürlerin, yöneticilerin yerine de kendilerinden daha yırtık, daha çalışkan, kafası çalışan alt kademe personeller geçecek kural bu. bunu istemeyen yöneticiler de potansiyele sahip personelleri şutluyor.
kendi biriminde sırf sonradan şirkete girdi diye birim yöneticisi olmayan ama uzun vadede sağlam bir aday olan personeli saçma sapan bir şekilde işten çıkartmışlardı. sonrasında 3 kişi aldılar, meğerse adam 3 birimin işini yapıyormuş ciddi anlamda. tabi bu olayar genelde dedikodu ile dönen, yöneticilerin personeli sadece gelen dedikodular ile değerlendirdği şirketlerde yaşanıyordur.
yönetici herşeyi bilir, yönetici bilmiyorsa senin bilmen mümkün değildir. biliyorsan da yanlış biliyorsundur. malesef bizdeki mantık bu.
mehmet okur
-
tüm türk sporcularının kendine örnek alması gereken adam. adam gibi adam. bazı yanaşmalar gibi para için her şeyi yapmamıştır. her zaman çalışma ahlakı üst düzey olmuştur. atatürk'ün bahsettiği zeki, çevik, ahlaklı sporcudur. nba finali oynayan ilk, nba'de şampiyonluğu bulunan, nba'de all star olan tek türk'tür. kariyeri bir sakatlık sonrası bitince de abd'de kalmış, öyle herkesi kabul etmeyen utah şehrine düzgün kişiliğiyle kendini kabul ettirmiş, utah jazz'in elçisi olmuştur. iyi bir aile babasıdır, bunu instagram hesabından görebilirsiniz. iyi ki varsın be abi,düzgün karakterinin değerini bilmeyenler utansın.
yaşıtların patır patır evleniyor olması
-
pıtır pıtır boşanmakla son buluyor.
kıtır kıtır da olabilir, bazen de şıkır şıkır.
benimki patır kütür oldu mesela
keşke burada olsaydın
-
keske burada olsaydın, yalova feribotunda üst kattayım.
martılara simit atıyor bir baba-oğul. martılar kadar çocuk da çığlık çığlığa. sen çocukları hele de mutlu çocukları çok seversin.
sabahın beşindeyiz. günesin denizdeki rengi tarifsiz.
sabah serinliği ve rüzgar darmadağın etti saçlarımı.
üşüyorum.
keşke burada olsaydın, kollarımızı dolardık birbirimize, soğuktan kızaran yanaklarımızı ısıtırdık nefesimizle.
bak bir sigara daha yakıyorum, sen yoksun diye, ellerim bari ısınsın diye, bir cay daha söylüyorum açlığıma rağmen.
karşı kıyıya varmamın bir anlamı yok. yıllar da sürebilir bu yolculuk. karşı kıyıda da sen yoksun.
keşke burada olsaydın. bayram öncesi eminönüdeyim.
sen bu kargaşayı seversin.
ben çerezlere bakardım, sen peynirlerden tadardın. ne alırsan bir milyona, ben kerpeten alırdım sen ince uzun şamdan mumlarından.
mısır çarşısından tarçın alırdık, saten bir kılıfla çamaşır çekmecesine koyardık. boynun gibi tarçın koksun tüm çamaşırlar.
tahtakaleden sana bir hasır kutu alırdım. bak şu kenarları kırmızı boyalı olabilirdi. içine atamadığın tüm çocukluk hatıralarını koyardın, kurmalı metal horozun ve ziraat bankası kumbaran gibi.
elimdeki poşette sadece bir bakır cezve olmazdı sen burada olsaydın. yalnızlık kahveleri içmezdim küçük salonumda, beşiktaşta çay bahçeleri dururken.
keşke burada olsaydın, balkonu yıkadım.
lambasını değiştirdim ve turuncu minderler serdim yerlere.
bir battaniyeye sarılıp yıldızlara baksaydık.
sen ince sesten bir şarkı söyleseydin.
sonra bana karşıki harabe binaya ilişkin dedikodular uydursaydın. miras davası mıdır nedir.
sıcak şarap yapmayı deneseydik. olmayınca üzülmeseydik. rutubetten yumuşamış çerezleri tavada kavursaydın sen, ben aklına hayran olsaydım.
gece duvardaki poster bantlarından kurtulup üzerimize düşseydi. sen hırsız sansaydın. teselli edenin ben olsaydım, bir bardak su getirseydim, saçlarını okşayıp uyutsaydım.
keşke burada olsaydın, depremler altında kalan ben olaydım. bir ömür depreminde kalmaktansa...
milletvekillerine 150 milyonluk akıllı bina
-
iyi olmus. ulke yonetimine akli bir yerden dahil etmek gerekiyordu.
doğum günü kutlaması istemeyen insan
-
annesi onu doğururken vefat etmiştir.
ibb genel sekreteri ve yardımcılarının istifası
-
yurt dışı çıkış yasağı koysunlar. yok öyle istifa ediyorum, görüşürüz demek. yolsuzluklara isimleri karışmış mı, temizler mi bilemiyoruz.
edit: çıkarken araba anahtarlarını da bir zahmet odaya bıraksınlar. sonra 2'sini verip 1'ini vermeyen başkanlar gördük. tık
edit 2: troller mesaj atıp iftira atma diyorlar. bundan böyle istifa edenin arkasına bakılacak. bir şey (ç)almış mı diye tık2
ülkücü reisin üniversite kantinindeki konuşması
istanbul'da yaşamak
-
bu sehri terkedemeyisin asil nedeni "ihtimaller hastaligi" dir.
6 aydir denize inmemissinizdir ama denizin orda oldugunu bilmek, "gidebilme ihtimali"ne baglanirsiniz.
evci bi insansinizdir, ama gece hayati, bar vs gibi ortamlarin varligini bilme ve istegidiniz zaman "ulasabilme ihtimaline" baglanirsiniz.
butun konserler, muzeler, tiyatrolar etkinlikler ordadir ama gitme sikliginiz senede bire donusmustur bile hayat temponuzdan, fakat nasi olsa elinizin altindadir dimi "istediginiz zaman kacabilme" ihtimaline baglanirsiniz.
iste bu sehirde kaldikca nufuz eder bu hastalik, gittikce kronikleserek.
ihtimaller hastaligi.