hesabın var mı? giriş yap

  • aferin aferin, yine her halta yapıştırın kezbanlık yaftasını. sonra düğün gününde böyle tepki veren adamlar üç ay sonra kahvaltıya gelen çay yeterince demli değil diye eşlerinin başından aşağı kaynar çaydanlık devirince de "kezbandı ama yaa" dersiniz.

    verilen tepkiyi normal karşılayan kişilerin acilen bir "öfke kontrolü" sebepli uzmana görünmeleri tüm milletin hayrına olacaktır.

    (verilen demli çay örneği ve daha nicesi bu topraklarda gerçekten yaşanmıştır.)

    http://kadininstatusu.aile.gov.tr/…apor_mizan_1.pdf

    az biraz vakit ayırıp şu raporu okuyun, kadınlar ne boş bahanelerle ve bazen sırf adamın canı öyle istiyor diye şiddet görüyor, gerçeklerle yüzleşin. ondan sonra yine özelden "kezban" diye taciz edersiniz.

  • suriye forumlarına girip, bir kaç arkadaşı ikna ettiğim kampanya . 500 bin kişi olarak gelecekler.
    umarım faydali olmuştur .

  • dün yine boyun ağrıları ile uyanınca, bütün günümü bu işi araştırmaya koyuldum. epey detaylı araştırmalarımı bu dertten muzdarip talihsiz insanlarla paylaşmak isterim. kendimi bildim bileli bu derdi çekerim. eğer rahat yatamamışsam, evimde değilsem, uyurken o anlık sinirle yastığı atmışsam korkunç baş ve boyun ağrıları ile uyanırım. ancak bazı insanlar bu konuda şanslı oluyorlar. yada böyle bir dertleri olmuyor. kafalarının altında kırlentle bile yatabiliyorlar. evet kıskanmıyor değiliz. nazar değdirmeden konumuza geçelim.

    öncelikle yatış tarzınızı bilmeniz gerekli. bu sorunun cevabı, genellikle 'uyumak için yatağa ilk girdiğinizde hangi şekilde uykuya dalıyorsunuz' sorusunun cevabıdır. genelde üç farklı yatış pozisyonu var. yüzüüstü, sırtüstü ve yan. insanların %80'i yan yatıyormuş. %15' i sırtüstü, %5'i ise yüzüstü.

    peşin peşin söylemek gerekir. benimde yatış şeklim olan, en sağlıksız yatış şekli yüzüstü yatmak. hatta bugün boyun ve bel ağrılarımda, uzun zamandır benimsediğim bu yatış şeklinin epey bir katkısı olduğunu artık biliyorum. bu konuyu araştırırken yatış şeklimi de düzeltmem gerektiğine karar verdim. eğer siz 'yok ben bu şekilde yatıcam' diyorsanız o zaman bu yatış şekline uygun yastıklar edinmek zorundasınız. hem yüksek bir yastık kullanıp, hemde yüzüstü yatarsanız o sabah ağrı ile uyanmaya hazır olun. nedeni ise basit. baş, bel ve omuriliğin olabildiğince doğal halini koruması gerekir. siz yüksek bir yastık koyup başınızı yükseltiyorsunuz. omuzlarınız aşağıda, beliniz ise başınız yüksekte olduğundan kırık bir pozisyonda kalıyor. bu da oradaki eklemlere ve omuriliğe ek baskı demek. bu yüzden yüzüstü yatacaksanız alçak ve orta-yumuşak bir yastık kullanmanız gerekir. ama yinede yüzüstü yatmanızı önermem.

    sırtüstü yatış daha rahat bir yatış şeklidir. ancak bütün gece bu pozisyonda yatmayı henüz beceremedim. daha doğrusu bu pozisyonda uykuya dalamıyorum. hareket etme isteği doğuyor nedense. ancak hiç hareket etmeden böyle yatıp böyle uyanan tuhaf insanlar da var.
    bu yatış şekli için en iyi yastık türleri ortopedik yastık diye aratınca çıkan
    modeller. görsel
    şöyle bir tarafı düz diğer tarafı yarım daire şeklinde kabarık olanlar. sırtüstü yattığınızda başınızı o yüksek olan yere koyuyorsunuz. böylece başınız ve boynunuz arasında hem boşluk kalmıyor hem de başınız çok yukarı çıkmadığından baş-omuz-gövde doğal şeklini koruyabiliyor. bu yastık modeli yan yatış şekli için de uygun olabiliyor. ancak kesinlikle böyle bir yastıkla yüzüstü yatmayın. tecrübe etmiş bir insan olarak söylüyorum, sabah öyle bir uyanırsınız ki durumunuzu 'kamyon çarpmış' sözü bile özetleyemez.

    gelelim insanların en çok tercih ettiği uyku pozisyonuna. yan yatış, en rahat yatış şekli olan cenin pozisyonunu da içinde barındırdığından aslında en uygun yatış pozisyonu olarak gösteriliyor. ancak bu yatış şekli de diğerlerinde olduğu gibi doğru yastıkla rahat bir uyku vaat ediyor. yastık olmayan bir durumda yan yattığınız zaman, başınız ile omzunuz arası boş kalır. bu durumda hem boynunuz hemde omzunuz ağırır. ancak omzunuz ile başınız arasını, yine doğal şekle yakın tutacak bir yastık tercih ederseniz sorunsuz bir uyku geçirebilirsiniz. sırtüstü örneğinde gösterilen yastıklarla beraber orta yükseklikte ve orta yumuşaklıkta bir yastık tercih etmelisiniz. insanların bu yatış şeklinde yaptığı en sık hata iki yastığı üst üste koyup yatmak. bu da yazımızın başında söylediğimiz vücut doğal şekline uygun değil. baş çok yükselirken bel kırılıyor ve boyun kısmına da gereksiz bir yük biniyor.

    tavsiyem yukarıda bilgileri baz alarak size en uygun yastığı bizzat deneyerek almanız.

    başka bir konu da doğru yatak seçimi ancak o konu hakkında fazla araştırmam olmadı. ancak bu konu hakkında size bir ön bilgi olması açından şunları söyleyebilirim: işin püf noktası belirttiğimiz gibi vücudun doğal şeklini olabildiğince korumak. örneğin yastığınızı uyku pozisyonunuza göre belirlediniz. ancak yatağınız yumuşak olduğundan dolayı içine gömülüyorsanız, bel kısmınız aşağıda kalıyorsa yastık seçiminizin bir anlamı olmayacaktır.

  • iş telefonu olarak 7 yıllık giriş seviyesi sayılabilecek samsung j5 kullanıyorum; gün boyu telefon görüşmesi + gün boyu aktif whatsapp kullanımı ile şarjı 3 günü zorluyor. annem 4 yıllık yine giriş seviyesi redmi note 8 kullanıyor; gün boyu candy crush oynuyor yine şarjı bitmiyor, herhangi bir uygulamada kasma-takılma yaşamıyor. iş arkadaşım 4 yıllık orta segment samsung a51 ile çılgınlar gibi pubg oynuyor. bakın iphone ile denk amiral gemisi modelleri saymıyorum bile. onların zaten alayı 2015'ten beri aktif olarak kullanılıyor.

    bu gariban apple fanboyları sanıyor ki sadece iphone uzun yıllar kullanılabiliyor. uzun yıllardan kasıtları da 3-4 yıl ha, onun da yarısı serum takar gibi powerbank'la dolanarak geçiyor. insanları 2023 yılında 60hz ekranla usb type-c 2.0'ı övmek zorunda bırakan apple'ı da ayrıca tebrik ediyorum. herkesin yapabileceği bir iş değil bu.

  • oğlum ne boş bir şirket bunlar lan, iyisini becersen alırdı millet neden zorluyorsun. gider huawei'nin 1k'lık telefonunu alırlar yine senden almazlar. insan biraz oturup düşünür niye diye.
    olsa bile vestelin satışlarını etkilemeyecek olan girişimdir.

  • geçen akşam otobüste ayakta gidiyorum. zaten cüsseliyim bir de elimde çanta var. otobüsün önünden "arkadaşlar sağlı sollu ilerleyelim" diye bağırıyorlar. çift sıra ikili koltukların olduğu koridora tek başıma zor sığıyorum, adam sağlı sollu diyor, bak sen. neyse, dedim, sabredelim biraz daha. sonra yaşlı bir teyzem başladı konuşmaya, "sanki otobüsun arka tarafı başka yere gidiyor. illa orta bölümde bekleyecekler". bize laf sokuyor aklınca, bunu duyan diğer yaşlı teyzeler de koroya katıldılar. "hiç... insanımız böyle işte... iki adım ilerleyip de herkes rahat etsin diye uğraşmazlar. cık cık cık.". diğer taraftan bir amca bağlandı, "yürünsenize evladım, bak yolcular binemiyor". elimdeki çantayı kaldırdım havaya, "amca nereye yürüyeyim, hani, göster de yürüyeyim, nereye yürüyeyim?" dedim. sonra, bir kaç yolcu daha katıldı isyanıma, "bitti işte daha yolcu almayın, akraba olacaz burda" falan... sonra teyzeler biraz yumuşar gibi oldu, "aslında buraya minibüs seferi de koymalılar, çok yoğun bir yer". "olur mu canım, bu kadar sıkışık trafiği daha da felç mi etsin?"...

    ah benim koyun insanım... otobüsün zar zor geçtiği daracık yollara, bu yetmezmiş gibi sürekli bir tarafı kazılıp tekrar yamanan asfalta, yetersiz otobüs seferlerine ve toplu taşıma seçeneklerine değil de birbirinize kızın. "sağlı sollu yürüyün" diye birbirinize bağırın böyle. yer dar diye birbirinize kızın, siz birbirinize kızasınız diye yeri dar tutanlara değil.