ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çalışan gelin istemeyiz diyen damat ailesi
-
ulan çıkmadı ki karşıma şöyle bir aile basayım oğullarına nikahı.
sonra sabahtan akşama kadar müge anlı senin ibs benim takılırdım anasını satiyim.
aradığım ailedir.
tanıyan bilen varsa oğullarına talibim.
zorunlu edit: arkadaşlar amme hizmeti yapıyor ve ibs' nin açılımını yazıyorum; işte benim stilim aq hiç mi gündüz kuşağı izlemediniz?
ölümcül frp enstantaneleri
-
yine vampire the dark ages
gm: "ve iste size bu kutsal kilici veriyorum.. isa'nin en son yemek yedigi kaptan yapilmistir.."
player: "e iyi de biraz buyuk diil mi?" (boru degil kardesim, bildigimiz long sword iste)
gm (istifini bozmadan) "isa cok yerdi."
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
gittim kıtaya teslim oldum. kıta dediğim de askeri hastane. verdiler nizamiyeye takılıyorum. haftada bir de nöbet tutuyorum. nöbetlerde gazete dergi ne varsa yığıyorum masaya. ammde ömer diye bir çocuk var. gündüz uyuyup gece sabaha kadar nöbet tutuyorlar. alarm verilirse gidip müdahale ediyorlar falan fıstık. ömer gazeteyi katlayıp kenara koymamı bekliyor. koyar koymaz şıp diye damlıyor. "komtanım gazeteyi alabilir miyim?"
ulan diyorum arka sayfa güzeline bakıp attıracaklar.
sonra fark ettim ki ömer parmağıyla takip ederek manşetleri okumaya çalışıyor. çağırdım ömer'i. anlattı hikayesini. diyarbakırda yaşıyormuş. ana baba yok. halası büyütmüş. dağda çobanlık yaparmış. köyünden ilk defa askerlik için çıkmış. bizim insan sarrafı bölük komutanı da nizamiyeden girmeden anlamış ömer'in halini. gerekli tedbirleri de alıp ali mektebine yazdırmış. ömer gündüzleri okulda geceleri nöbette. okul öyle çok yoğun değil ama çat pat okumayı öğretmiş. o günden sonra ben de ömer'i her nöbette çalıştırmaya başladım. kâh okuyoruz kah matematik çalışıyoruz. günler gelip geçiyor. bir gün yine nöbette ömer benim kupaya 3ü bir arada kahve koymuş getirdi. bıraktı önüme. "komtanım bugün er maaşımı aldım da".
kendine neden yapmadın lan dedim. "borcum vardı onu ödedim, bi paket sigara aldım. kalan param da ancak buna yetti"demesin mi? çekmeceden bir tane çıkarttım verdim buna. sittir git kendine bi kahve yap da gel dedim. o sıcak suya gidince toparladım kendimi. aldı geldi kahvesini. sohbet ettik. kahve bitince gazeteyi aldı gitti.
bizim komutan bunu kalorifer kazancısı yaptı sonra. en son sivilde de kapıcılık yapıyordu ömer. 3 çocuğu vardı. sonra görüşemez olduk. kardeşim benim.
reddedilen erkeğin iki gün içinde sevgili yapması
-
+ ceren ben senden çok hoşlanıyorum ya, nasıl yapsak?
- ah be canım ben seni sadece arkadaş olarak seviyorum ya.
+ peki o zaman, unutalım.
2 gün sonra...
+ aa ceren naber?
- iyiyim gökhan, sen nasılsın? iyi misin?
+ iyilik benden de, sevgili yaptım işte takılıyoruz.
- höm? nasıl ya? baya çabuk tutmuşsun elini...
+ yaa sorma. bak şu bankta oturuyor işte, adı selma.
- ......
+ ee bir şey demeyecek misin?
- kartondan mı yaptın sen onu?
+ sadece %50'si karton. beni reddettiğin gece kabasını aldım süngerle, ertesi gün karton ve mukavvayla tamamladım. saçlarda da ören bayan atlas modelini kullandım ha.
(bkz: sevgili yapmak)
1995 yılından hatırda kalanlar
-
turk popunun zirve yili. pop muzik sevdigim soylenemez ama 95 yili bi baskaydi hakikaten:
mirkelam - her gece
rafet el roman - seni seviyorum
tarkan - kis gunesi
emel muftuoglu - hovarda
sezen aksu - beni al onu alma
candan ercetin - umrumda degil
celik - hercai
ercan saatci - sayenizde
izel - hasretim (denizleri as da gel)
levent yuksel - zalim
grup vitamin - al askini sok gozune
mfö - mazeretim var asabiyim ben
yildiz tilbe - vazgectim
sibel alas - adam
zeynep - inadi birak
pinar aylin - deliler gibi
kenan dogulu - simsiki siki siki
baris manco - müsaadenizle çocuklar
bendeniz - neler olacak
yeni turku - bana bir masal anlat baba
nalan - hadi yarim
burak kut - yasandi bitti
metin arolat - dert degil
suat suna - yalan degil
ferda anil yarkin - sonuna kadar
ebru gundes - firtinalar
kerim tekin - cici baba
secil - uhde
gulay - cesaretin var mi aska
akin - rebeka
ege - delice bir sevda
hakan peker - atesini yolla
yesim salkim - deli mavi
soner arica - derbeder
sibel tuzun - kacin kurasi
aysegul aldinc - beni hatirla
bora oztoprak - seni seviyorum
kayahan - allahim neydi gunahim
insanın şişmanladığını fark ettiği an
-
ananenin "güzelleşmişsin" dediği andır.
kış saati uygulaması
-
işe mi gidiyoruz şafak operasyonuna mı belli değil.
işçiye çok para verirseniz özel sektör yara alır
-
2 mayıs 2015, bıcır bıcır ahmet davutoğlu'nun tobb genel kurulu'nda söylediği söz.
eni konu tartışılır, rekabetçilik, istihdam, girdi maliyetleri vb...
ama bu lafı senin gibi, milyarlarca dolar yolsuzluk yapan partidaşlarını koruyan, biri değil de özel sektör temsilcileri söylesin.
1 saattir konuşuyor, konuşan başbakan değil sanki halı sektörünün lideri davutoğlu holding yönetim kurulu başkanı.
http://www.ensonhaber.com/…urulunda-2015-05-02.html
(bkz: aynı gün samsun ve osmaniye'de miting yapabilmek)
şimdi gidecek osmaniye ve samsun'da millete, ne kadar iyi durumda olduklarını, aslında ne kadar zengin olduklarını anlatacak. millet de alkışlayacak, sevinç çığlıkları atacak.
edit: ak kıllar hemen üşüşmüş, neymiş ben bıcır bıcır'ın sözlerini çarpıtmışım. aslında bıcır bıcır: "asgari ücreti arttırıp işverenleri zor durumunda bırakırsanız iş yerleri kapanır" demiş.
ulan gerizekalı ak yalayıcı, " asgari ücreti arttırıp işverenleri zor durumda bırakırsınız" ne demek?
250 karakter izin verseydi o yazdığın gibi başlık açardık.
malbuena.
sevgilinin erasmus'a gitmesi
-
bunun bir üst versiyonu sevgili erasmusta iken sizin askerde olmanız dır. *
yazarların linç edilme korkusuyla söyleyemedikleri
-
(bkz: rakı)
içme adabı
rakı içen kadın çekiciliği
rakı sofrasının kutsallığı
tüm bunlar anlamsız bir çok içkiden farkı olmayan bir içkiye yapılmış milliyetçi böbürlenmeler olarak görüyorum.
ve evet dünyanın en gereksiz övüncü de bu sanırım.
18 mayıs 2022 ticaretin durması
-
açık söyleyim stokçu oldum.
gittim bir uğur derin dondurucu aldım.
bakliyat depolamak için sert plastik kutular aldım.
bakliyat böceklenmesin diye ortam nemini çeken aparatlar aldım.
ve yaklaşık 30 kilo eti ve balığı, aileme en az 1 yıl yetecek bakliyatı, 10 larca kilo vakumlu peyniri, kaşar peynirini, sucuğu, dayanıklı günlük kullanım ürünlerini, yıllarca yetecek traş bıçağını, pişirme kağıdını, buzdolabı poşetini, a4 kağıtları, tuvalet kağıtlarını ve rulo kağıt havluları
sonra onlarca litre ayçiçek ve zeytin yağını stokladım.
hanımın telefonu ya da kendi telefonum bozulursa diye yedek telefon bile aldım.
geçen yıl tanesi 19 bin liraya iki adet bilgisayar aldım. şimdi ikisi toplam 108 bin lira ediyor. makinelerin biri yedek olsun diye. ilerde bilgisayar almak zorlaşırsa ya da ekran kartı vs bozulursa yedeğime geçeceğim.
eskiyen elektronik eşyaların tamamını yeniledim.
sonra bir yıl yetecek kadar mutfak tüpünü stokladım.
bunların çoğunu da ucuz banka kredilerini çekip çekip yaptım. millet kredi çekip ev araba aldı ben ilerde evi ve arabayı yiyemem diye mala girdim. dağ gibi borcum var ama kimin umrunda... tl değer kaybettikçe tl borç devede kulak kalır.
eşim ve babam bir paranoyak olduğumu düşünerek benimle dalga geçtiler aylarca...
şimdi 5 ay önce aldığım 100 liralık somon 430 lira oldu. 30 liraya aldığım kıymalar 120 lirada 130 liraya aldığım tüpler 300 lirada geziyor. eşim ve babam dalga geçmeyi kesiverdi her nedense...
tabi bunların hiçbiri bir işe yaramaz. eninde sonunda stok mutok tükenir ama...
işte bir umut fırtına belki 1 yıl sürmez diye ihtiyati tedbir diyelim.
lakin çok umutsuzum sözlük. gelecekten inanılmaz korkuyorum. türkiye'nin gelecek yıllarda ne kadar güvenli bir ülke olacağını bilmiyorum. en çok da 5 yaşındaki kızım için korkuyorum.
samimi söylüyorum 37 yıllık hayatımda kafayı işte bu sene yedim ben.
yabancılarla girilen komik diyaloglar
-
1 sırp, 1 ispanyol, 2 türk, bir dağ evindeyiz. sırp ile ispanyol bir kurusıkı bulmuşlar, uzaktaki bir elmayı vurmaya çalışıyorlar. ben ise sandalyede oturmuş olacakları izliyorum.
(ortamdaki 2. türk koşarak gelir)
t: give it to the master. i can shoot anything you show me. [ver bakayım o silahı abine]
(ispanyolda tepki yok, silahı verir)
t: i've been to turkish army for one year [ben 1 yıl aztektim orduda]
(tepki yok, izliyorlar)
t: look. (çömeldi nişan aldı, yalnız kıç çatalı açıldı adamın, dolunay gibi çıktı ortaya)
t: yeees **silahpatla** (elmada tık yok)
(ispanyolla sırp bir çatala, bir de elmaya bakarlar. )
sırp: that's why they lost whole empire... [işte koca imparatorluğu böyle kaybettiler]