ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evrim teorisi
-
evrim teorisine inanmayanlardaki en büyük mantık hatası, evrim teorisini bilenlerin buna "inandıklarını" sanmaları. evrim teorisine inanılmaz, evrim teorisinin gösterdiği bilimsel gerçekler "görülür". cahilsen, bakmasını bilmiyorsan, ya da kafan çalışmıyorsa bu evrim teorisinin sorunu değil, senin sorunun.
beren saat
-
ayşen gruda kendisine bir röportajda yöneltilen "artık kadın komedi oyuncusu çıkmamasını neye bağlıyorsunuz?" * sorusuna beren saatin çok iyi bir komedi oyuncusu olduğu cevabını vermiş. hatırladıkça gülüyorum, hakikaten büyük komedyen ayşen gruda. (bkz: swh)
yiğit özgür
-
toplu taşıma araçlarında okunması durumunda sağdan soldan okuduğunuz şeylere göz ucuyla bakmaya çalışan kişileri görmeniz pek mümkündür. hayatımızdaki figüranlarla bizi bir noktada buluşturmuştur kendi çapında. yıllardır aynı çizgiyi sürdürebilmek, "nerden buluyor bu adam bunları yaaa" cümlesini bu kadar çok haketmek ne büyük bir şans kendisi için. sağolsun varolsun hayatımıza kattığı kıkırdamalar için.
müşteri: merhaba sevgili bakkal... al sana 350 kuruş, bana ekmek ver.
bakkal: orda dolaptan al.
müşteri: teşekkürler.. işte bu netliği çok seviyorum. ekmeğimi alıyorum, karşılığını ödüyorum.. hayatta her şey bu kadar net olmalı..
bakkal: üç tane alırsan dördüncüsü bedava
müşteri: ve işte ibnelik çanları çalmaya başlıyor...
çocukken atlas karıştırmak
-
bu atlasların ilk sayfalarından birinde bütün ülkelerin bayrakları olurdu. domates yerken bayrakları incelerdik.
işte o karikatür!
yazarlar altı yaşında olsa açılacak başlıklar
uçakta emniyet kemeri takmanın mantıksız olması
-
ikinci entry.
türbülansa girdiğinde, kafanı tavan yesin, anlarsın ne işe yaradığını.
kalitesiz olduğu halde kaliteli sanılan markalar
-
(bkz: mavi jeans)
eskiden iyiydi bu. kaliteli şeyler üretirdi ve yıllarca giyilirdi. 2 sene önce bunlardan aldığım kazakların çoğu şu anda çöp durumda. kolları ve yakaları pörsüdü.
tişörtleri de 2-3 senede soluyor.
3 kasım 1993 galatasaray manchester united maçı
-
galatasaray'in o sene devreye soktugu ve su an halen yanimda tasidigim numarali karti ile okul cikisi gidip, 10 dakika kala girdigim mac oldu. buna ragmen heyecandan gotumun tiril tiril titredigini soylesem, bizimle ayni tribunde bulunan ve ingiliz oldugu her halinden belli olan adama hirs ile baktigimizi eklesem, ama macin sonunda bu sahsin koynundan liverpool bayragi cikarmasi ile bizi sasirttigini da soylerek bitirsem sahane olmaz mi? elin ingilizi ile halay cektik o mac cikisi. kabus gibi, hitchcock filmi gibi bir macti. alemlerin en kotu tribunu olan numarali tribunu bile o mac seyir seyir seyirmis, iskilli buzuk gibi dingildemisti.
hoşlanılan kızın en yakın kız arkadaşı
-
osmanlı nın batıya seferlerinde belgrad ne ise bu kız da ilişkide odur.
acı bal komasına giren ayı
-
hayatımda ilk defa çaresizliği yüzüne yansıyan bir ayı görüyorum. ulan o tip ne öyle yemeği çok kaçırdık amcaoğlu der gibi ahahshahahs.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"adam 800 liralık gözlüğü uzatıyor diyor ki size çok yakışır. ulan ben kimim de o bana yakışacak esas ben ona yakışırım."
talassofobi
-
okyanus ,deniz,deniz altı manzaraları görmeye tahammül edememe durumu. nefes darlığı,aşırı kalp çarpıntısı ve bayılmaya yol açar.
bu fobiye sahip olanlar için deniz huzurdan ziyade huzursuzluk demektir.
daha çok denizin sonsuz gibi görünen manzarasında devasa yaratıkları düşleyerek korkarlar. gece deniz manzarasında oturamazlar. su altı belgeselleri izlemek demek onlar için kabus dolu bir gece geçirmek demektir.
aynısından kaynımda yok. bende var.
şuracıktaki linkte de konudan dem vurulmuş. bilmeyenleri için talassofobiye giriş niteliğinde olmuş.