hesabın var mı? giriş yap

  • zannedersin roman veya film senaryosu yazmış da onu çalmış amk. altı üstü 10 sn google araştırmasıyla bulunacak bir bilgi vermiş.

    rezalet puanı: 0.5/10

  • sakarya'da yaşanan patlamada iş güvenliği uzmanı aslı bozkurt'un ifadesinde geçen cümledir.
    tam hali şu şekildedir;
    "olayın olduğu gün sakarya’daydım. o bölgenin güvenli olmadığını bildiğim için fabrikaya gitmedim."
    "işçilerden sürekli kendisine şikâyet geldiğini aktaran bozkurt, "işçiler bana, ‘burası patlayacak, başımıza bir şey gelecek, bir şey yapın’ diyordu. yapmış olduğum incelemeler sonucunda her şeyi iş sağlığı güvenliği kurul toplantı tutanaklarına yazmama izin verilmiyordu"

    yani iş güvenliği uzmanı raporları yalan yanlış bir şekilde doldurması için çalıştığı firma tarafından mobinge uğruyor. aksi taktirde patlayan fabrika, firma ile anlaşmasını fesih ederek istediği gibi rapor dolduracak başka bir firma ile anlaşacak. bunu yapabiliyor çünkü sistem-yasalar-yönetmelikler buna müsaade ediyor. buna müsaade edenlerin* umurunda olan iki şey var; bir fabrikatörlerin* "rahatsız" olmaması, iki ab standartlarında denetim mekanizmalarının göstermelikte olsa yapılarak ilgili akreditasyonların ab kurumlarından alınması. ve maalesef tıpkı gıda kontrol görevlileri, yapı denetim firması çalışanları,çevre mühendisleri* gibi iş güvenliği uzmanları da benzer mobinglere yönetmeliklerin-kanunların yardımı ile kolayca maruz kalıyorlar. yani yediğimiz yemekler,içtiğimiz sular, oturduğumuz binalar, çalıştığımız fabrikalar, yaşadığımız doğa bizzat şirketler ve devletin işbirliği ile sadece göstermelik kontroller yapılarak önümüze sunuluyor. bize kalan ise kanser*, patlamada ölmek, doğanın talan edilmesi gibi felaketler zinciri oluyor.

    haberde çok daha ilginç detaylar var. mesela emniyet müdürlüğünün denetimlerinden önceden haberleri oluyormuş. bu nedenle denetim öncesi göstermelik önlemler alıp denetimi sorunsuz geçiriyorlarmış. fabrikatörlerimizin emniyette bağlantıları olduğu iddiası yani. şaşırdık mı?

    neresinden tutsan elinde kalan bir olay. allah ölenlerin ailesine sabır ve bütün bu yozlaşmışlıklara direnecek dirayet versin.

    edit: suçu iş güvenliği uzmanlarına atanlar esas meseleyi kaçırıyorlar. denetim mekanizmaları şirketlerin insiyatifine bırakılacak şekilde düzenlenirse o imzaları atanlar her zaman olacaktır.
    özetle yaşananlar iş kazası değildir, planlı-örgütlü cinayetlerdir.

  • jüri öncesi gecelerde sabahlarken görülmesinden en çok korkulan renktir. nitekim kendisi gökyüzünde belirdiğinde bu güneşin az sonra doğacağına işarettir. zaman geçmiş, gece bitmiş, sen de bitmişsindir ancak proje bitmemiştir.

  • o değişimler öyle devasa ki, aynı yüzde iki farklı durumu, iki farklı kişiyi görmek çok yaralayıcı. biliyorum, ikincisi gerçek olan, ilkel hali, aslında öz kısmı o. diğeri toplum süsü, nezaketle süslenmiş bir maske. iyi insan olma çabası. ilgili insan, sevgi dolu insan. ama öz öyle mi?

    bir aslanla karşı karşıya kalırsan ne yaparsın? ya da açlıkla sınansan mesela, ne yaparsın? içindeki vahşiyi salarsın dışarıya. çünkü ayakta kalman lazım, hayatta kalman lazım. safaride olsan aslan öldürürsün. ama bu toplum içinde ayakta ve hayatta kalmak için insan kalbi öldürmek gerekiyor. çünkü herkes içinde doyumsuz bir aslan besliyor.

    sonra bir bakıyorsun, aaa, ilk tanıdığım adam/kadın bu değildi. bu kim? sen de içindeki aslanı saldın, sen de dalına bastırmadın. o da diyor bu karşımdaki kim?

    ama üzülüyor insan. elimizde bir umut, biye de sevgi kaldı. bunlar kırılınca üzülüyor insan...

  • şu sıralar insan hakları, ademi merkeziyetçilik, sosyal belediyecilik, vs. gibi konularla uğraşan; ama sonunda sigortalarının atmasıyla babası mad king gibi çılgına bağlayacak ve westeros'un .mına koyacak olan sürgün prenses. neden? kadının suçu yok, kanında var. babasının dediği gibi, burn them all. saçma geliyor, ama o zamanın şartları bunu gerektiriyordu.

    aha buraya yazdım, 8-9 sene sonra ben demiştim diye bu entry'yi göstereceğim.

  • bunu ciddi ciddi yapmış olan bir tek aile tanıyorum. oğlan altı yaşına girdi geçenlerde "keşke ismail yk benim babam olsaydı" demiş. o kadar ismail yk hayranı, en sevdiği şarkı bas gaza.

    kontrollü "double blind" testi yapılsa faso fiso bir kendini iyi hissetme yöntemi olduğu görülecek de insanlar eğleniyor işte.