hesabın var mı? giriş yap

  • cok eslilik erkeğin doğasında olduğu kadar kadinin da dogasinda olan bir gercektir ancak sadakat denen kavram karslikli sunulan bir esi benzeri olmayan bir fedakarlık. erkek milleti olarak yetistirilirken bize nakseylenen kodlar her seyi kendimize hak gormeye sebep zaten.
    aga biri de cikip demiyor ki ;
    oğlunun sunnet düğününde oglum artik erkek oldu vur davula davula diye halay ceken anne ne zaman ki; kizi regl oldugunda da halay ceker iste o zaman değişir bu duzen.
    (bkz: oğlunun sünnet düğününde halay başı olan anne)

  • 1-2 aydır kafamda dolanan soru.

    şubat ayından bu yana;
    - asgari ücret artmadı
    - mazot artmadı
    - dolar artmadı
    - temel ürün fiyatlari sıçrama yapmadı

    fakat bu restoranlar 2 haftada bir %10 zam yapıştırıyor.

    nedir tam olarak bu zammın sebebi arkadaş.
    ahlaklı bir açıklama getiremiyorum bu duruma.

  • sorun, zavalli gencecik kizin alkol almis olmasi degil, tecavuzcunun, tecavuz edecek kapasiteye gelmis olmasi. yani turkiye'deki gelismis tecavuz kulturudur.

    tecavuz etmeyi elestirmesi, bunu kinamasi gerekenler de gelip kizin alkollu olmasina dikkat cekiyor. bu, "alkol alip sarhos olursan, tecavuz de ederler" demektir. yani tecavuzu belli kosullar altinda mesru gormektir ki asil yok edilmesi gereken bu zihniyettir, alkol degil.

    avrupa'da da sokak ortasinda zil zurna sarhos kadinlar oluyor. kimse tecavuz etmiyor. demek ki sorun alkolde degil. gencecik bir kizin magduriyetini gormeyip, sucu yine kizin yaptiklarina baglayanlar insanliktan nasip almis olamazlar. suc, sucu isleyenindir, kurbanin degil.

    edit: basligin ilk entry'sini giren ve daha sonra silen zat, o entry'de tecavuze ugrayan genc sarhos bir kizin alkol almasaydi tecavuze ugramayacagini soyleyerek sirf alkol almanin kotülügünü ispatlama derdinde oldugu icin yazilmistir bu entry. bu, yazdiklarimdan anlasiliyor olsa da baslik basa kalinca bu notu dusme ihtiyaci hissettim.

  • türkçe'ye gürültü azaltma olarak çevrilebilecek bir havacılık terimi. uçakların yarattığı gürültünün, insan sağlığına olan etkisini azaltmak için ortaya atılmış bir düşüncedir. malumunuz, gürültünün insan sağlığı üzerinde uyku bozukluğundan strese, baş ağrısından öğrenme bozukluklarına kadar fiziksel ve psikolojik bir çok olumsuz etkisi vardır.

    uluslararası sivil havacılık kuruluşu, yani kısaca icao, 1970'lerin başlarında bu konuya eğilerek uçaklar için bazı kısıtlamalar getirmeye karar vermiş. bunu da havacılık anayasası diyebileceğimiz "annex"lerinin 16. bölümüne, yani environmental protection kısmına eklemiş. bu kısımda, uçak üreticilerinin (airbus, boeing vs.), uçaklardan çıkan sesin azaltılması için alması gereken önlemleri, desibel seviyelerini vs. belirtmiş; sadece üreticilerle sınırlı kalmayıp, kullanıcılara da kısıtlamalar getirerek, uçuş esnasında uyulacak prosedürler ile uçak üreticileri tarafından azaltılmış ama tabi ki hala rahatsız edici seviyede olan gürültünün çevreyi minimum düzeyde rahatsız etmesi için bazı kullanım teknikleri geliştirmiştir. çalışmalar bununla bitmemiş, yıllar geçtikçe gelişen teknolojiyle birlikte kısıtlamalar daha da artmış, üreticileri daha da sessiz uçaklar üretmeye zorlamış, eski gürültücü uçakların yerini daha çevre dostu ve daha az gürültülü uçaklar almıştır ve almaya devam etmektedir. evet, uçaklar hala çok gürültülü ama savaş uçaklarının eski dizayn motorlarıyla kıyasladığımızda farkı çok rahat görebiliriz (duyabiliriz?). mesela şu an kullanımdaki en büyük motor olan boeing 777'nin ge90-115b motoru, bir f-16'dan daha az gürültücüdür. hatta en çok gürültü çıkaran boeing 747-200'ün jt9d-3a motorları bile (4 tane olmasından dolayı) f-16 ile yarışamaz.

    bunun yanında, hava limanlarının lokasyonu da bir başka etkendir. şehrin içinde bulunan havalimanları (örn. istanbul atatürk, kayseri erkilet, new york jfk ve la guardia, tokyo haneda), gürültü etkisinin en şiddetli hissedilebileceği yerlerdir. yapıldığı vakit şehrin içinde olmasa da, geçen yıllarla birlikte şehrin içinde kalmaları da hayatın bir gerçeğidir. bu yüzden yeni inşa edilen hava limanları mümkün mertebe şehir hayatının etkilenmeyeceği, uzak yerlere inşa edilir. 3. hava limanı buna bir örnektir.

    kullanıcıların (thy, lufthansa, emirates vs.) uyması gereken prosedürlerden bahsedelim biraz da.

    uçakların yarattığı gürültünün çevreyi en çok rahatsız ettiği uçuş safhası, kalkış ve iniş safhalarıdır. çünkü bu safhalar uçağın yere, dolayısıyla insanlara en yakın olduğu zamandır. bundan dolayı, kalkış ve inişler için bazı prosedürler geliştirilmiştir uçakların kullanımı için. kalkış safhası için kullanılmak üzere icao iki tane prosedür geliştirmiştir. nadp1 ve nadp2 (noise abatement departure procedure) bu prosedürler, uçağın en çok güç ürettiği, dolayısıyla en çok gürültü çıkardığı kalkış safhasında, kalkış takatinin (take off power) hangi irtifada kesilmesi ve tırmanış takatine (climb power) ne zaman geçilmesi hakkında kullanıcıların uyması gereken, detaylarından yazıyı fazlaca uzatacağı için burada bahsetmeyeceğim kurallardan bahseder. kısaca açıklayacak olursam, uçağın emniyetli bir irtifayı almasını müteakip, kalkış takati hemen azaltılır, çevreye daha fazla gürültü yaymaması için. bunu yolcu olarak siz de çok kere tecrübe etmişsinizdir. kalkıştan yaklaşık 20-30 saniye sonra motordan gelen seste bir değişim, kalkış takatinin yarattığı ivmenin azaldığını hissedersiniz. işte bu, bahsettiğim gürültü prosedüründen dolayıdır. uçak artık kalkmıştır ve maksimum takate ihtiyaç kalmamıştır, o halde insanları daha fazla rahatsız etmeye gerek yoktur. takat, uçağın tırmanması için yeterli olan bir seviyeye çekilir. nadir bir uygulamaya örnek verecek olursam, almanya'daki bir çok hava limanı hava karardıktan sonra kepenkleri kapatır insanların rahat uyuyabilmeleri için. bu hava limanlarına sadece acil bir durum varsa inebilirsiniz. bazı hava limanları da belli uçak tiplerinin inişine müsaade etmez.

    yerde ise, auxiliary power unit (apu) dediğimiz yedek güç ünitesi, motorlar çalışmadığı zaman uçağa elektrik ve havalandırma sağlar. bu meret neredeyse bir motor kadar gürültücü olduğu ve yerdeki bir çok uçak da bu aleti aynı vakitte kullandığı için, topluca çıkan bu gürültü hava limanında aşırı bir gürültüye sebep olur. bu yüzden, bu aletin çalışma zamanı da kısıtlanmıştır. her uçak park yerinden hareket etmeden belli bir süre öncesinde (örn. 10 dakika) apu çalıştırır. eğer aşırı sıcak ya da soğuk ya da harici güç kaynağının bulunmaması gibi ekstrem bir durum yoksa tabi. inişten sonra da park yerinde motorların durmasını müteakiben bir kaç dakika içinde de kapatılır.

    iniş için alınan önlemler ise, çoğunlukla şehrin ya da şehir çok büyükse, hassas bölgelerin (hastane, okul, hükümet binaları vs.) üzerinden uçmamak, uçulmak zorunda ise de belli bir irtifanın altına inmemek, iniş takımlarını ve flapları mümkün olan en geç vakitte koymak şeklinde olur. amsterdam bu konuda bir örnektir. hava limanı bilgi kartlarında pilotun iniş takımını hangi irtifada koyması gerektiğine kadar detaylı bir şekilde belirtmiş adamlar. bu kurallara uymayan uçaklar, hava limanı çevresine yerleştirilmiş gürültü sensörlerine takılır ve şirketler bundan dolayı yüklü miktarda ceza öderler. zürih hava limanı bu durumu bir gelir kapısı haline getirmiştir :) bu konuda bildiğim en hassas meydan ise nice hava limanıdır. şehirde ikamet eden ultra zengin jet sosyetenin hassas kulakcağızlarının zarar görmemesi için şehrin üzerinden uçmak kesinlikle yasaktır. fransız sivil havacılık otoritesi, bu yasağı delen iki pilota, fransız hava sahasına girmeme cezası vererek ilginç bir uygulamaya imza atmıştır.

    velhasıl, havacılık sektörü insan hayatını kolaylaştırmanın yanında, insan hayatına verdiği zararı minimuma indirmek için de sürekli çalışmaktadır. herkese emniyetli uçuşlar.

  • bu zihniyet bahçeli 7. cadde'nin adını, aşkaabat caddesi yaptı da ne oldu? değişiklik 10 sene önce yapıldı. 10 sene önce anaokuluna giden çocuklar, bugün liseli oldular arkadaşlarına "7. cadde'de buluşalım" diyorlar. aynısı tandoğan'da da olacak. şehirlerin yönetimlerini kasabalı ve köylüler ele geçirebilir ama şehirleri şehirliler yaşar. ben tandoğan'a tandoğan dersem, orası tandoğan'dır. ben 7. cadde'ye 7. cadde dersem, orası 7. cadde'dir. ben istanbul yolu'na, istanbul yolu dersem orası istanbul yolu'dur(resmi adı fsm bulvarı). ben kimim, ben belediye başkanı mıyım? ben cumhurbaşkanı mıyım? hayır ben şehirliyim, şehir ben nasıl yaşıyorsam o'dur.

    tanım: boşa kürek çekmektir.

  • belki de 30 milyon genç izliyor maçı. spiker böyle sadece aleyhimize yapılan hatalarda ağlıyor. diğer pozisyonlarda evet foul yaptık bile diyemiyor. sonra saçma sapan holigan gs fb muhabbeti yapan sıçtığı boktan bile utanmayan özür dilemeyen nesil yetişiyor.
    iki yüzlü maç anlatımı sadece benim mi midemi bulandırıyor.

  • biri hacettepe tibbi bitirdi, yillarini zorunlu hizmet ile gecirirken evlendi dunya tatlisi bir kizi var.

    biri odtu elektronigi bitirdi, cok ucuk bir insan oldugundan standard bir is bulmayip kendi sirketini kurdu. birkac makine icat etti (evet hakikaten icat etti oyle bir adam), ama sonunda ulkeye dayanamayip isvec'e goctu simdi orada bir sirket kurdu avrupa bilim destek fund'larindan yararlaniyor.

    biri bogazici elektronigi bitirdi, mit'ye doktoraya gitti. yillar yili calisti aldi doktorayi, sonra konusma firsatimiz olmadi.

    biri de mal mal eksisozlukte entry girmekte an itibariyle.

    not: fen lisesi

  • buradan biraz çalışıp plakçılara falan gittiğinizde artistlik yapmanız mümkün olabiliyor. "bu o albümün limited ed. kırmızı plak versiyonu mu yoksa 180 gr. remastered hali mi?" diye sorduğunuzda, kafasına göre ve ismine göre fiyatlandırma yapmış abimiz afallıyor. bir alıcı olarak kolay lokma olmadığınızı belirtmek için harika bir yol.

    onun haricinde ülkemizde satılan, kapak kondisyonu max. vg+, plak kond. max. nm olan eski ve ülkemizde 50tl'den çakılmaya başlayan plakların bu sitede 3-5 dolar civarı bir bedel artı bir o kadar kargo parasıyla alınabildiğini görünce hiç plakçılara falan gitmeyip sürekli burada takılmaya başlıyorsunuz.

    amerikan kargo fiyatları geçtiğimiz sene içinde coşmamış olsa amerikadan falan çok hoş plaklar düşebiliyor. ama şu durumda 20 dolar ve üstü kargo fiyatlarına bakıp iç geçiriyoruz genel olarak.

    avrupa bazında plak merkezleri de almanya, yunanistan, ingiltere ve hollanda. avrupada da eu ülkesi olmamamız bel büküyor. amk sınırların.