hesabın var mı? giriş yap

  • şarap gibi yıllanırken yakaladığım bu yedi yıllık ukteyi doldurma şerefi bana düştü.
    (bkz: ukteydim doldum)

    antik mısır, kadim çağlarda kutsal bilimin en önemli merkezlerinden biri ve insanlığı aydınlatan büyük inisiyeleri yetiştiren bir okuldu. bu merkezde yetişenler arasında bazı filozoflar da bulunmaktadır. ancak şurası bir gerçek ki, bu merkezlerde yetişenlerin sadece çok küçük bir kısmı hakkında bir bilgiye sahip bulunmaktayız. bir zamanlar mısır'da yaşananlar dünya tarihinin en gizli kalmış konularından biridir ve bir zamanlar burada yaşananların büyük bir bölümü günümüzde hala gizliliğini korumaya devam etmektedir. o dönemlerde mabetlerden dışarıya sızdırılmamaya özen gösterilen sırlar o denli iyi muhafaza edilmiştir ki, bazı filozof ve peygamberlerin bu merkezlerde yetiştirildikleri bile açıkça insanlık tarihinde yer bulamamıştır. inisiyeler için bir zamanlar yeryüzünü aydınlatmış olan osirisin ışığı bugün terkedilmiş mabetlerde artık sönmüş durumdadır.

    bilahare etraflıca bilgiyi parçalar halinde buraya yazmak istiyorum fakat sabahın bu saatinde olacak iş değil. o nedenle ufak bir giriş yaparak gelecek entrylerin sözüyle affınıza sığınayım. bu inisiyasyona kabul her yılın belirli dönemlerinde toplu olarak törenler eşliğinde yapıldığından, gelen adaylar önce belli bir yerde misafir ediliyor ve burada bekletiliyordu. bu süre içinde kenti dolaşabiliyorlar ve akşam olunca da misafir edildikleri yere geri dönüyorlardı. böylelikle mısır'ın atmosferine yavaş yavaş ısınmaya başlıyorlardı. daha sonrasında masonlar gibi bir çok ezoterik toplumun örneğini aldığı kabul süreci başlıyordu. mabede ilk adımdan yemine, ateş ve su sınavlarından çıraklığa ve iç aydınlanmayla bir osiris rahibi olmaya kadar çok uzun bir süreç var. (bkz: to be continued)

  • -sen hiç çin seddi'ni gördün mü?
    -evet iki kez uçakla geçtim,bir kere de yürüdüm üstünde.
    -ben bir kez uydu fotoğrafına baktım, hiç üstünden geçmedim.
    -olsun, sen de güzel insansın..

  • tarih, haziran 2012. yer, istanbul veliefendi hipodromu...

    dalamar kişisi arkadaşları ile 86. gazi koşusunu izlemek için yollara düşmüş, bülteni elinde, kuponu cebinde, hayalleri aklının bir köşesinde hipodroma varmıştır. güneşin altında uzun bir yürüyüşten sonra tribünün önüne gelmiş ve basamakları artık nefes nefese çıkmaktadır. o sırada telefonu çalar, arayan babadır. diyalog şu şekilde gelişir:

    dalamar: alo?
    baba:...
    d: baba?
    b: oğlum? nerdesin sen? arkadan gelen o sesler ne?
    d: hipodromdayım baba, kalabalık burası.
    b: kaçıncı oldun?
    d: efendim?
    b: ne bileyim lan, nefes nefese açtın telefonu, seni koşturdular sandım.
    d: ...

    böyle bir adamdır kendisi...

  • -baba para lazım kızla buluşcam
    -hahahahahaha iyi güldürdün dur fazladan para vericem.

    harbi harbi kahkaha atmıştı ya ne içime oturmuştu o gün. canım babam.

  • 15-20 dkdir hareket edemeyen tren. secimlere yetistirecegim diye insanlari tehlikeye atan zihniyete yakisir bi skandal. bakkal olamayacak adamlar ulkeyi yonetiyor anasini satiyim.