hesabın var mı? giriş yap

  • nejat işleri öpen o dudaklar nası şahanı öper lan? attan inip neye binmiş tanımlayamadım bile, valla yün dişlemiş gibi oldum içim kıyıldı.

  • atatürk başkenti ankara yaptı. savaş durumunda bu gerekliydi elbette. istanbul'u geri alınca başkenti taşımayı düşünmedi bile. belli ki istanbul'un 3 taraftan işgale açık olması kendisini böyle bir karar almamaya itti.

    atatürk'ün bir diğer özelliği de sanayinin belirli bölgelerde değil de ülke genelinde yayılmasına dikkat etmesiydi. cumhuriyet dönemindeki fabrikaların açıldığı yerlere bakarsanız bunu çok iyi anlayabilirsiniz.

    peki sonraları ne yapıldı?

    sanayi istanbul tarafına kaydı. dolayısıyla nüfus da oraya gitti. bankalar oraya taşındı. bugün istanbul demek, türkiye'nin yarısı demek. istanbul'u alan, işgal eden ya da bombalayan türkiye'nin şah damarını keser. bununla birlikte istanbul askeri açıdan gerçekten savunması çok güç bir şehir.

    bir gün birileri istanbul'a saldırırsa allah yardımcımız olsun.

  • caddelerde görülen bmw ile izah edilmeye çalışılan şey. amsterdam'da sokaklar bisiklet dolu. açlıktan ölüp gidiyor zavallılar.

    yukarıda yazanlar olmuş ama tekrar etmekte fayda var: gelir adaletsizliği.

  • ben: baba bana elhamı öğret, öğretmen istiyor
    babam:
    elhamdürüsiyle
    kızlar sürüsiyle
    hergün birisiyle
    yarabbi şükür allahım

    ben: aman be baba
    babam: oğlum ne var, hocanız bile bilmez bunu, hem bir tutarsa duan, ehi ehi
    ben: ablam gibi dayak yiyeyim sonra değil mi* ? .. anneee , bana elhamı öğret...
    babam: dur ben sana elemtereyi de öğreteyim.
    elemtere ellipara
    babam gider kochisara.... nereye gidiyon, daha bitmediki
    annem: offf bey offf, cocukların hepisini göndereksin cehenneme, günaha giriyorsun
    babam: ehi ehi ehi he

    * ablam ilkokul birde "kuran kursuna gideceğim" diye tutturur, bizimkiler her zamanki kayıtsızlıkları ile aman gidersen git derler. ablam ilk gün gelir ve babama, "baba bana sübhanekeyi öğret, hoca istedi" der, ertesi gün kursa giden ablam biraz sonra yüzünde şamar iziyle kıpkırmızı şeklide eve döner. şimdi babamdan ablama öğretilen sübhanekeyi dinliyoruz:

    sübhaneke
    sümbülteke
    anam eke
    babam teke

    diye gidiyordu hatırladığım kadarıyla. bu arada babamın 9 yaşından beri beş vakit namazını kılan, orucunun birgünün bile kaçırmayan bir insan olduğunu belirteyim

    (bkz: niye benim babam herkesin babası gibi değil)

  • köpeği tarafından şartlı reflexlendirilerek her zil çaldığında köpeğine yemek veren adam

  • sermayeyi yola dokmus, dokerken de sokagi yapis yapis yapmis olmasi muhtemel bakkaldir. onu fabrikadan almamak gerek, aldiktan sonra sen onu bakkal olarak musteriye satsan da icsen de doksen de coca cola icin bir sey degismiyor.

    kesin ak partiye oy veriyordur.

  • gunesin merkezinde meydana gelen çekirdek tepkimelerinin oluşturduğu enerji, enerji hücreleri ya da füzyon hücreleri denilen mekanizmalarla taşınırlar yüzeye. bazen bu hücrecikler - gerçekte periyodik olarak - kitlenirler ve milyarlaraca atom bombasına eşdeğer enerji girdaplar şeklinde yüzeye ulaşarak beraberinde yüzeyden kopardığı plazma ile birlikte korona'ya savrulur. savrulan bu maddeler güneş atmosferinde soğuduğu için dünyadan parlak fon üzerinde karanlık noktacıklar olarak gözükürler (bkz: günes lekeleri) ve çoğunlukla az bir kısmı uzaya saçılırken büyük oranda yıldıza geri dönerler.
    enerji yeterince fazlaysa girdap, beraberinde taşıdığı maddeyi güneşin kütleçekiminden kurtarır ve milyarlarca tonluk madde güneş rüzgarlarını oluşturmak üzere gezegenler arası uzaya doğru savrulur. elektron, proton ve benzeri parçacıklardan mütevellit akıntı dünya'ya varınca manyetosfer tarafından durdurulur kısmen, lakin bu koruma uyduları oldukları yerde tutmaya ve dünya yüzeyindeki elektromanyetik sinyallerin içeriklerini korumaya yetmez .

    güneş patlaması gerçekte tüm bu aktivilerin adı iken pratikte aktivitelerin arttığı zamanları anlatmak için kullanılır olmuştur.

  • hakkındaki en güzel tanımı okudum geçen gün; türk kızını aya göndermişler, ilk adımı aydan beklemiş.