hesabın var mı? giriş yap

  • matematik dersinde kadın öğretmen öğrencilere sorar:
    -bir ağacın dalında 5 tane kuş var. taş attım, iki tanesini vurdum. geriye kaç kuş kalır?
    öğrencinin biri parmak kaldırır ve cevaplar:
    - hiç kuş kalmaz çünkü diğerleri korkudan uçup gider.
    öğretmen gülümser:
    - hayır. doğru cevap üç olacaktı ama bakış açını sevdim.

    öğrenci duruma çok bozulur ama pek göstermez. ders devam ederken tekrar parmak kaldırır:
    - bir soru da ben sorabilir miyim?
    öğretmen izin verir.
    - sokakta üç kadın dondurma yiyerek yürüyor. biri dondurmasını yalıyor, diğeri ısırıyor, diğeri de emiyor. kadınlardan hangisi evlidir?
    öğretmen şaşırır, kızarıp bozarır ama cevap da vermek zorundadır:
    - hmm...şey..yalayan?
    öğrenci yanıtlar:
    -hayır, parmağında alyans olan. ama bakış açınızı sevdim.

    edit: debe'ye falan girmiş ama daha önce yazılmış ki bu. uyaranlara teşekkürler. fava atanlara da çaylar benden*

  • yavuz "hırsız" modunda gerçekleşmiştir. utanmadan "at gözlüğu" diyor süprerzekalı ablam.

    af edersiniz ama bu ülkede insanlara "at gözlüğünüzü çıkarın" diyecek en son insanlardır akp'liler.

  • frankfurt üniversitesi karşılaştırmalı dilbilim profesörü jost gippert’e göre, bugün büyük çoğunluğu türkiye sınırları içinde yaşayan zazaların konuştuğu bu dil, hint-avrupa dil ailesinin kuzey-batı irani diller grubu içindedir.

    profesör, sınıflandırmasının temelini, incelediği eski, orta ve yeni dil kademelerine ait metinlere dayandırarak: eski irani dil kademesi zerdüşt’ün dili olan avestçe (mö. 1000 - 500) ile; eski farsça ve medce, batı orta iranca (mö. 4./3. yy – ms. 8./9. yy) partça ve orta farsça ile temsil edildiğini; günümüz farsçasını tarihi gelişim bakımından güney-batı diller gurubu içine girdiğini söyler.

    zazacanın ise, diğer birçok irani diller gibi, orta ve eski dil kademesine ait metinleri bulunmadığından, orta ve eski farçadan ziyade, daha çok partça ve avestçe ile çok sayıda ortak özelliklerine bakarak kuzey-batı irani diller grubuna girdiğini söyler.

    zazaca ile kurmanccanın ilişkisi için ise, almanca ile ingilizce gibidir; hatta, zazaca ile kurmancca aynı dil familyasında olmalarına rağmen, aralarındaki fark almanca ile ingilizcenin farkından daha fazladır, der.

  • yazılanların çoğunu okudum.
    özetle: kendi arzusu doğrultusunda yaşayan kadınlar için, karşısındaki için kendini feda eden kadınlar üzülmüş.

    bence isabet olmuş. kadının çilekeşliğini yüceltmekten kurtuluruz belki böylece.

    sarma, börek yapip, evi tertemiz olan kadınlara sesleniyorum. lütfen hayatta kendinize dair bir zevkiniz olsun. evi her gün süpürmeyin. çıkın hoşunuza giden bir yerde kahve içip iyi bir kitap okuyun.
    bir akşam da sarma dolma yapmak yerine kahvaltı ediverin. o gün evde yayılıp dinlenin mesela.

    daha önemlisi bunları erkekler sizi tercih etsin diye yapmayın. kendiniz için yapın. mutlu olmak için, hayattan keyif almak için yapın. kendinizi kurban etmeye niyetli olursanız, emin olun sizi kurban edecek biri çıkacaktır.

  • neden bilmiyorum ama kendisinde çok pis karısını aldatan orta boy işletme sahibi tipi var. sonradan parayı bulmuşlardir bunlar. bmw ye falan binerler, arada bayi toplantısı ayağına taylanda gürcistan'a falan giderler.

    abi aynı ya, aynı tip.

  • şekerin iyisi de zararlı, kötüsü de zararlı olabilir. lakin bir firmanın pancar şekeri üzerinden reklam yapıp, premium olmayan ürünlerine glikoz şurubu katması, "ama glikoz şurubu var" diyince de "e pancar da zararlı ehühehe" demesi nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça. biz çıkıp da hede marka gofret glikoz şurubu kullanıyormuş diyor muyuz? kullandığını biliyoruz, o da kullanmıyorum demiyor, pancar şekeri kullanıyorum gibi bir iddiada bulunup müşteri çekmiyor.

    adam mı seviyorsunuz siz?

    linki de tekrardan vereyim: http://i.imgur.com/okxufy7.jpg

    edit: bak güzel kardeşim. pek anlamıyorsun, tekrar anlatayım. sen "pancar şekeri kullanıyorum" diye firmanın reklamını yapıyorsan, senin ürünlerine glikoz şurubu koyma lüksün yoktur. damlasını bile koyamazsın, koymamalısın. tamamını pancar şekeriyle yapar, gerekiyorsa da pahalıya satarsın, isteyen alır, isteyen almaz. "niye pahalı" diyene de "çünkü tamamen şeker kullandım" der kapağı verirsin.

    tek bir ürününde bile glikoz şurubu kullanıp ucuza mal etmek derdindeysen o zaman da çıkıp firmanın reklamını "pancar şekeri kullanıyorum" diye yapamazsın, yapmamalısın. istiyorsan firmanın değil, sadece glikoz şurubu kullanmadığın o ürünün reklamını "pancar şekeri kullanıyoruz" diye yapabilirsin, bunda bir sakınca yok.

    ama sen "torku firması" pancar şekeri kullanıyor diye reklam yapar, sonra da ürünlerine glikoz şurubu katarsan bunun bahanesi yok. bunun adı ticarette sahtekarlık, yalancılık olarak geçer. pancar şekerinin de aynı derecede zararlı olması veya ağaç dikip orman yapman seni bu konuda haklı çıkarmaz, tüketiciyi yalan reklamla kandırma hakkı vermez. bu kadar basit.

    ürünlerini sevmiyor, bok atıyor falan da değilim. ben sadece kandırılmak, aptal yerine konulmak istemiyorum o kadar. televizyonda "pancar şekeri pancar şekeri" diye reklamını görüp de "oh lan helal torku'ya" diyip oğluma aldığım gofretinin üstünde "glikoz şurubu" yazısı görmek, adama ayakta sikilmiş hissi yaşatıyor çünkü.

    edit 2: torku "%100 pancar şekeri" diye reklamı torku banada için yapıyor denmiş aşağılarda. hayır canım kardeşim, "torku firması" için yapıyor. televizyon reklamı da var. şimdi arayıp bulma şansım yok. lakin resmi internet sitesinde, bizzat yukarıda linkte fotoğrafını verdiğim gofretin de bulunduğu ürün gamının en üstünde kab-bak gibi yazıyor bu iddiaları.

    resmi site: http://www.torku.com.tr/urunler/liste/cikolata
    caps: http://i.imgur.com/og3n1sr.jpg
    caps: http://i.imgur.com/yfsbytx.jpg

    edit: ahaha yukarıda caps'i bulunan resmi sitedeki "gdo'suz ve yüzde 100 pancar şekerinin hammadde olarak kullanıldığı torku çikolata" ibaresi "pancar şekerinin hammadde olarak kullanıldığı torku çikolata" olarak değişmiş. ne kadar da güzel. pancar şekerinin yüzdesi de yok, "gdo'suz" ibaresi de. yani içine %99 glikoz şurubu, %1 pancar şekeri katsan bile doğru oluyor bu ifade. algı yönetimine gel. gdo kısmına hiç değimiyorum bile.

  • aslında uzaya çıkan ilk türk alper gezenavcı değil, toktar ebubekirov'dur. peki toktar ebubekirov (aubakirov) kimdir?

    kazakistan'ın ve türk dünyasının ilk uzaya çıkan kahramanı toktar aubakirov, 27 temmuz 1946'da kazakistan'ın karkaralinsk şehrinde doğdu.

    asker bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen aubakirov, pilotluk hayaliyle yaşadı ve bu hayalini gerçekleştirmek için çok çalıştı.

    1971 yılında orenburg yüksek askeri havacılık okulu'nu bitirdikten sonra, çeşitli savaş uçaklarıyla uçtu ve birçok test pilotluğu görevi gerçekleştirdi.

    1985 yılında yuri gagarin kozmonotluk eğitim merkezi'ne seçildi ve yoğun eğitimler aldı.

    2 ekim 1991 tarihinde soyuz tm-13 uzay aracıyla mir uzay istasyonuna gitti.

    bu yolculukla beraber kazakistan ve türk dünyasının uzaya çıkan ilk insan oldu.
    8 gün boyunca uzayda kalan aubakirov, bilimsel deneyler gerçekleştirmiş ve mir istasyonunun bakım çalışmalarına katılmıştır.

    10 ekim 1992 tarihinde soyuz tm-13 uzay aracıyla dünya'ya döndü. uzay aracı fırlatıldığında kazakistan sscb'ye bağlı iken, uzay aracı üsse indiğinde kazakistan bağımsız bir devlet olmuştu.

    uzay sonrası kariyerinde, kazakistan ulusal havacılık ve uzay ajansı'nın genel müdürlüğü görevini yürüttü ve kazakistan parlamentosu'na seçildi.

    emekli olduktan sonra da uzay bilimi ve teknolojisi alanında danışmanlık yapmaya devam etti. şu anda 77 yaşındadır.

    toktar aubakirov, kazakistan ve türk dünyası için gurur kaynağı olan bir bilim insanı ve kahraman olarak kabul edilmektedir. uzay araştırmalarına yaptığı katkılar ve ulusal gururu temsil etmesi nedeniyle kendisine kazakistan halk kahramanı ve sovyetler birliği kahramanı unvanları verilmiştir.

    aubakirov'un uzay macerası, kazakistan'ın uzay bilimi alanındaki çalışmalarına öncülük etmiş ve gençlere ilham kaynağı olmuştur.

    https://en.wikipedia.org/wiki/toktar_aubakirov

  • 'o değil de nihat gizem'e ne yürüdü be' dediğim program. yalnız iyi yürüdü.

    edit: lütfen daha fazla beğenmeyin arkadaşlar en beğenilen entrym bu olsun istemiyorum gerçekten. ne yazdım ki yürüdü yazdım sadece valla başka bir şey yazmadım çok saçma yani yapmayın.

    edit 2: allah belanızı vermesin ne diyim yani.

    debe editi : vay anasını.