hesabın var mı? giriş yap

  • serbest bırakılırken yurt dışı yasağı da konmuş sapık. başka ülkere gidip de çocukları taciz etmesin, sadece bizimkilere musallat olsun diye muhtemelen. bir nevi kafes dövüşü.

    suça teşvik eden hukuk sistemimize selam olsun. inşallah içerde vicdan(!) sahibi insanlara denk gelir, layığını bulur.

  • düşünün ki, iktidar partisinin kabinesinde görev yapan bir bakan, gurbetçi oyu toplamak için sınır kapısında insanları karşılıyor.

    bu sefer gidiciler lan galiba. *

  • günlerdir bu anı bekliyorlar. hazırlandılar. yarın doğan güneşle birlikte sokaklara inecek ve buldukları tüm çocukları ıslak ıslak öpecekler. nice tazeler bayrama küsecek. nice canlar yanacak.

  • bir arkdaşın yorumuyla : " eskiden kolanya versem içerdi,şimdi gel iki kadeh rakı içelim hesaplar benden diyorum hanımla bir yere gitmemiz lazım diyor."

  • göçün ve aradan 1 nesil dahi geçmeden istanbul'a yeni göçeceklere 'gelmeyin yeaaa yer kalmadı burda' diye atarlanıp, 9 göbekten istanbul'lu havası yaratın.

    (bkz: yalan mı?)

    not: istanbul'da oturmuyorum, sadece yaptığınız ikiyüzlülüğü yüzünüze çarpacak biri lazımdı. hadi şimdi koşarak çok kötü butonuna. öyle yapınca göçmüyorlarmış!

  • pek çoklarına göre; iyi ressam, iyi dost, kötü sevgili olarak tanımlanmasının yanında; benim sadece, tutkulu aşık diye tanımlayacağım adam.

    diego’dan frida’ya:

    sevgili frida’m, bir nilüfer açar açmaz başlıyorum seni sevmeye. içimin derin kuyularına kadar çekiyorum kokunu. kucaklaşıyoruz, ülkeden ülkeye geçiyor terimiz. ömrümüz yer değiştiren bir sokak, baştan sona yürüyoruz aşk kalarak. seni düşündüğüm her yerde bir incelik ve güzellik anıtı. yeryüzü çayırları ve dağlar, mavi bir kıpırtıyla uyanıyor her sabah. senin göğüslerindeki süt, gözlerindeki tuz; yeni yeni ağaçlar büyütüyor. sevmek de böyle bir şey frida. bizi bekleyen anılara yürürken, bir kadın da kuşları süpürüyor arkamızdan. ah frida’m! dudağımı dudağınla ıslatıyorum, bir çivi daha düşüyor çarmıhtan…
    senin bu ellerin diyorum, sevimli bir kır çocuğu ve serin çarşaflara sinmiş beyaz uyku. unutmak bir kalp ağrısı değilse eğer, senin ellerin ten bilgisi frida.
    sevgili frida’m, gülümsüyorsun ya, güneş biraz daha yaklaşıyor dünyaya. iki şehir birden seviniyor. hep bekledik, bazı yaralar geç iyileşiyor frida. aşk ki, eski defterleri karıştırma hevesidir ve biz bu gürültüler içinde arıyoruz kişiliğimizi. ahşaba oyulmuş mektup gibi yüzümüzden başlıyor bir uçurumun derinliği. özlüyoruz frida, sesin sesimdeki pası silecek kadar incelikli. nasıl olsa alışıyor insan, masumiyet gizli bir kötülükmüş. yalnızlığın tarihi de böyle bir şey frida. fısıltıyla öpüşür bütün çiçekler ve tam zamanında gelir ölüm. geç kalmamak için hiçbir şeye, haydi bir daha gülümse…
    senin bu ellerin diyorum, esmer bir şarkıya benziyor. sabır, dilenmenin tersten okunuşu değilse eğer, senin ellerin kusursuz deli frida.

  • nişanlılık la evlilik arası değdiğin şey nişanlılık olmuyor mu ulan? arada benim bilmediğim başka bir ünvan mı var?

  • muhalif değil, iktidar yanlısıdır. kendisi zaten o x kişisi aday olsa bile muhtemelen oy vermeyecektir. amacı algı yapıp muhalif seçmenin muhalefete oy vermesini engelleyerek iktidarın kazanmasını sağlamaktır..