ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
#türkordusumısıra
-
#türkpolisimısıra şeklinde olursa can-ı gönülden destek vereceğim hashtag.
hoşlanılan kızın bir sıcak bir soğuk davranması
-
sizi pastorize etmeye cali$tigini gosterir.
emekli olduktan sonra evde terör estiren baba
-
eşi kumaş pantolonunda çift ütü çizgisi yaptı diye pantolonunu salonun duvarına çiviyle çakarak eşini ve pantolonunu cezalandıran bir emekli astsubay tanıyorum. topunu ahşap boyama kursuna göndermek lazım bunların.
28 eylül 2019 bahçeli'nin hastaneye kaldırılması
istanbul'dan uludağ'ın görülme olasılığı
-
(bkz: elf gözlerinin amk legolas)
roma ve paris'e gidip tek fotoğraf paylaşmayan tip
-
herkesin bu benim diyip sonrasinda gezdigi ulkeleri yazmasi ne kadar ironik
ayasofya önündeki alkollü ramazan eğlencesi
-
ülkede uzun zamandır görülmeyen agresif seküler davranışı zannedip bir sevinçle/hevesle tıkladığım fakat kendi halinde eğlenen insanlar gördüğüm eğlence. iyicene pıstırdılar sizi, kimseye rahatsızlık vermeden normal eğlenmenizde bile lokmalarınızı sayıyor, ne yiyip içtiğinize karışıyorlar, siz de bunu normal karşılıyorsunuz.
nasıl olsa her halükarda mağdurlar, bari gerçekten mağdur olsunlar istedim, olmamış. ı-ıh.
akbank'ın evden çalışan şube çalışanları reklamı
-
eski bir akbank çalışanı olarak şunu rahatlıkla söylüyorum. gün gelir bu corona olayı biter, evde çalışanların hedefleri tutmadıgı (!) için işten çıkarılır.
bu arada reklamda görüşülen kişiler muhtemelen premium müşteri. yoksa ailesi hakkında o kadar detay bilemezler muhabbeti de uzatmazlar.
sen diyen doktora sen demek
-
aynı şeyi ev sahibime yapmıştım ama o doktor değil* whatsapp üzerinden kira pazarlığı yapıyorduk yazışarak, ben her hitabımda "siz" yazdıkça o ısrarla "sen" diyor, en son "senin dediğin gibi olmuyor" diye yazınca hemen telefondan aradı gerildiniz sanırım diyor, yoo dedim sende nerden çıkarıyorsun böyle şeyleri diyerek ardından yalancı bir kahkaha patlattım. bir daha asla sen demedi.
size "sen" dilini kullanan kim olursa olsun "siz" dilini kullanmayın, başka dillerde olanlar o dilin kullanıcılarının sorunu, bu dilin nezaket kuralları var ve nezaket karşılıklı olursa bir anlamı olur...
steam
-
herkese selamlar, bu sefer sizi arsivciadam ile zam gelmeden alınması gereken oyunlar etkinliği ile karşılıyorum.
dolar her geçen gün yükseliyor, firmalarda her geçen gün abii 1000 satıyoruz ama 1 alıyoruz acaba neden diyerek inceleyip ardından steam'in tavsiye ettiği kur dışında fiyatlar vermesi sonucu daha geçtiğimiz gün ets 2 149 tl oldu... acı ama gerçek..
o halde ben de fırsat bu fırsat normal fiyatıda ucuz olan, indirimlerde şahane olan, bu daha da artar diyebileceğim seri oyunlar paylaşıcam.
bu listeyi yaparken neyi nasıl baz aldım önce onu söylemeliyim. öncelikle firmanın diğer oyunlarındaki geçmişte yaptığı tutum ve diğer ülkelerdeki fiyat farkına bakarak ilerledim. çoğu oyunda fiyatlandırma indirimde 1 dolar olrken bizde 0.10 dolara satılıyor. bunu düşününce ben de olsam bu fiyattan satmam. bu sebeple yakında zam gelirse ah ulan keşke önceden alsaydık dememek için, alınacak başlıca oyunları yazdım bu yazıda.
yazımda büyük, en çok bilinen oyunlar, fiyatı 100 tl olan oyunlara vs yer vermedim daha çok indie oyunlarda tuttum listeyi
dipçe: bu oyunlara zam gelmeyede bilir, oyunu alırsınız ve fiyatı zamlanmaz ve atıyorum indirime giderse sorumluluk kabul etmem. ki indirime gideceğini çok sanmıyorum *
oyunları 4 listeye ayırdım.
1- oynamadan ölme : (uzun oyun süresi, bol keyif, mutluluk, bitince gelen üzütü)
shadow tactics blades of the shogun
this war of mine
the long dark
serial cleaner
postal 2
dishonored
the talos principle
2-uzun zaman gerektirenler : (oyun süresi oynayana göre değişiyor, yani sonsuz gibi, biraz bilgi gerekiyor, türü sevmeyene gelmez)
northgard
don't starve together
cozy grove
mordhau
911 operator
borderlands 2
frostpunk
terraria
oxygen not ıncluded
3-ismi duyulanlar : (bağımlılık yapar, sinir eder, seversen bırakmaz)
hotline miami
hotline miami 2
bully scholarship edition
beat cop
deadlight
thief
the forest
katana zero
outlast
disco elysium
4- keyfe uyarsa : (değişik tarzda, kısa oynayış, çerezlik)
ape out
mark of the ninja remastered
my friend pedro
party hard
darq
12 is better than 6
kona
road redemption
police stories
dipçe: burada oyunlar benim oynayıp tavsiye ettiğim oyunlardır, bu oyunlar dışında da her oyuna zam gelebilir. ben daha çok normalde de ucuz ama indirim döneminde affetmeyin diyebileceğiniz oyunlar hazırladım.
bu başlıkta sadece steam hakkında bir yazı girdim. ama hem steam hem de diğer platformlar, oyunlar hakkında bilgilendirme ve haberler verdiğim sayfalarım var, telegram kullananları böyle , twitter kullananları böyle , steamde arkadaş olup hediye göndermek isteyenleri böyle , steamtrades üzerinden takas yapmak isteyenleri böyle alabilriim.
steam indirim dönemleri ve etkinlikleri yaklaşıyor, sizleri güzel indirimler olursa buradan da haftalık indirimlerle rahatsız etmeyi düşünüyorum. teşekkürler. aklınızda kalanlar için yeşil ışık yakmayı zararlı görmeyiniz.
edit: @arcticfur ve elem hatırlattı sağolsun disco elysium listeye eklendi. firmanın başka oyunu yok, haliyle zam gelir mi gelmez mi bilemedim ama bize en yakın fiyat neredeyse %200 fazla olduğu için ihtimal var diyerek ekledim. teşekkürler
deniz akkaya'nın paylaştığı ahbap yolsuzluk mesajı
-
çamur at izi kalsın.
atalarımız bazen çok doğru şeyler söylüyor. belge yok bişe yok, yalan paralı değil ya, söyleyin anasını satayım.
atilla hülagü
-
türk ordusunda asker olan atilla hülagü,her daim yenlikçi fikirleri olan, bu fikirleriyle çığır açacak atılımlar yapmayı hedefleyen bir askerdi.kendisinden yüzlerce yıl önce yaşayan leonardo da vinci'nin su üzerinde yürüyen insan çizimlerinin bir benzerini, suda yürümeyi sağlayacak ayakkabıları tasarladı.
atilla hülagü eşiyle birlikte 2 yıl boyunca boğazı yürüyerek geçme fikri konusunda titizlikte çalıştı.öyle sadece suyun yüzeyinde durabilecek iki parça yeterli değildi, fizik kanunlarına sırtını yaslaması gerekiyordu. bu yüzden de üç fizik kanununu göz önüne alarak bir taslak ortaya çıkardı. ve ortaya çıkan projede ihtiyaçları sadece şunlardı: ,90 metrekare teneke, 50 gram lehim, iki el içi boyutunda bez parçası, 3 metre lastik, 1 metrekare alüminyum plaka.
bu işi kotarabileceği bir esnafa gider ve istediği ayakkabıyı tarif eder.ayakkabı istediği gibi olur, 150 santimetre uzunluğunda ufak çaplı bir su ayakkabısıdır bu. bu ayakkabıda alüminyum plakaların alameti ise, yürüyüşü kolaylaştıracak bir mekanizma oluşturmalarıyla ilgili. padıl olarak adlandırılan plakalar ayak suya basınca açılıyor, kaldırınca kapanıyor.
ayakkabısı artık hazır olan hülagü, beylerbeyi'nde astsubay hazırlama okulu'nun havuzunda pratik yapmaya başlar.ayakkabı ve pratik yapma sonrası iş en uygun rota seçimine gelir.boğazın en dar noktası olan anadolu-rumeli hisarı arasını belirler ve ilk denemesinde şiddetli akım yüzünden başarısız olur.
pes etmeyen atilla hülagü,tanıkların önünde bu sefer doğru akıntıyı hesaplayarak yola çıkar ve 4 bin 452 adım ve 56 dakika sonra küçüksu'ya ulaşır.
atilla hülagü boğazı geçtikten sonra hedefini cebelitarık boğazı olarak belirler,fakat ömrü bunu gerçekleştirmeye yetmez.1982 yılında aramızdan ayrılır.
kilo vermek
-
4 ayın sonunda 39 kilo vermemi, dolabımda bir bahar temizliği ile kutladım bugün.
dolabımın yaklaşık %70i çöpe gitti bugün. kalanların yarısı da atmaya kıyamadıklarım, birine veririm dediklerim ve bol da olsa daha giyiliri olan şeyler. üstüme normal olan kıyafetim çok az. iç çamaşırından ayakkabıya kadar her şey çöpe gitti. (ayaklarım da ufaldı biraz, şişi indi zaar) şu an sadece iki çift ayakkabım var. biri spor ayakkabım, diğeri de kışlık botlarım. ayağıma giymeye çorap yok. hepsini attım. kıçıma giymeye don kalmadı sadfghfdfs hepsi çöpte. kabanlar, kazaklar, ceketler, elbiseler, pantolonlar, pijamalar... hepsi gitti.
kelimenin tam anlamıyla, üstüme giyecek hiçbir şeyim yok. iyice kıvama gelene kadar alışveriş yapmamaya karar vermiştim üstelik. ama artık dondur çoraptır alıcaz mecbur. buna rağmen, aşırı mutluyum. işte kilo vermek böyle bişey.
niye kıyafetlerini çöpe attın diye darlayanlar için edit: size ne arkadaş, size ne? ister çöpe atarım ister saklarım istersem yakarım istersem makasla kırpık kırpık yaparım yaa, babamın oğlu musunuz arkadaş "niye çöpe attın birine versene" diye hesap soracak kadar? ki zaten kalan kıyafetlerin bir kısmını "birine vermelik" olarak ayırdığımı belirtmişim. ki o birine vermelikler, hiç giyilmemiş olanlar. millet sırf fakir diye benim giye giye sündürdüğüm kıyafetleri kabul etmek zorunda mı? donumdan çorabıma her haltımı attığımdan bahsediyorum, eleman mesaj yazıyor niye birine vermedin diye. eski donumu mu vereyim lan bu kadar mı sapıksınız? manyak mısınız arkadaş? çok meraklıysan git sen dolabındaki eskilerini ver bi fakire. emin ol yer bezi yapıyorlar.
birine hayır yapılacaksa, gidilip yeni alınır verilir. "al ben bunları giydim giydim paraladım, şimdi de sen giy" diye giyilmiş kıyafet verilmez insanlara. ayıp denen bişey var yaa...