hesabın var mı? giriş yap

  • anamı ağlatan dizidir bu.
    iki tane uyku nedir bilmez uykuyu sevmez 10 aylık bebeğimle zaten gecelerin gündüzden farkı yok. bir de aralara lost sıkıştıracağım diye anam ağlıyor. evdeki masraflar dizboyu ona rağmen gittik laptop aldık, iş dönüşü serviste lost izliyorum. hayvan gibi kulaklıklarım var, hiç kibar görünmüyor. omzuna müzik seti koyup müzik eşliğinde yaylanan zencilerden hiçbir farkım yok.
    geceleri rüyamda aaron' u görüyorum, meğerse benimkiler uyanmış ağlıyor oluyor.
    uyku sersemi yataktan fırlıyorum, mutfağın ışığı yanmıyorsa kapının oradaki havlunu gölgesi şerefsizim ki eko' nun kafaya benziyor, ödümü koparıyor.
    gün geliyor yatakta bi yandan ekrana bakıyorum bi yandan oğlanı emziriyorum. ekranın ışığı oğlanın yüzüne gelmesin diye bi yastıkla da gölge yapmaya çalışıyorum.
    insanlıktan çıktım yarabbim!

    maymun oldum bütün şirkete, daha dün akşam ineceğim durağa geldim, bölüm bitmedi diye revirci abi bizim şöförü oyalamaya çalışıyordu.
    servisten bir inişim var elimde kulaklık, çantamın fermuar açık, şarj aleti çantadan sarkmış.
    computer açık kalmış, bi yandan acaip sesler çıkıyor...

    3. sezona gelsek de şu işkence haftada bire düşse, iki gram uyusam, sabah sabah aysuna "keeeeeyttt" diye seslenmesem.
    bu arada serviste bi adam var aynı john locke, işin garibi adamın hangi bölümde çalıştığını bilmiyorum, fabrikada da hiç karşılaşmadım;ulan?

  • rotring rapid
    faber castell super fine

    kalem-uç işbirliğinde 27cm'lik 31 çizgi çizildiğinde 0,5cm uç tüketiliyor.

    27x31=837 cm,837 santimetrelik kullanımda 0.5 cm uç tüketiliyor.
    1674 santimetrelik kullanımda 1cm uç tüketilir.
    bunu 1km çizime oranlarsak;
    60cm uzunluğunda uç tüketilir.

    bir kutu faber castell super fine (24lük) 24 adet 7.5cm uzunluğunda uç içermekte.

    24x7,5=180
    kutudaki tüm uçları uç uca koyarsak 180cm eder.

    bu hesaplara göre 1 kutu uç ile 3km çizilebiliyor.
    100km'de 34(aslında 33 küsür) kutu uç tüketilir.

    söz konusu ucun tanesi 1tl.
    100km uzunluğunda yazı yazmak veya çizgi çizmek isteyen bir rotring rapid kullanıcısının uç maliyeti 34 lira olacaktır.
    40 yapmıyor malesef:(
    not:uç kırılmaları ihmal edilmiştir.

    vw golf'ün sitedeki teknik verilere göre genel yakıt tüketimi 5lt/100km.
    benzine 5tl kabul edersek;
    golf'ün yakıt maliyeti 25tl.

    sonuç:vw golf,kalemden bile az yakıyor.
    (bkz: swh)

    debe editi:
    (bkz: larende anadolu lisesine kitap topluyoruz)
    (bkz: antalya'daki yoksul aileye yardım kampanyası)

  • oruç sabır demektir aç olanın halini anlamak demektir
    aç olan ne hissediyor diye tutuyorsun orucu ayrıcalık kazanmak için değil
    normal bir günde parası olmayan bir baba çocuğuyla bereber toplu taşımaya bindiğinde sen çocuğuna dondurma yediriyorken ne hissediyor bil diye tutuyorsun orucu
    keşke biraz anlasanız ama bu kafayla çok zor :(

  • 1. tekil şahıs olmakta sorun yoktu da, 1 çiftin yanındaki 3. tekil şahıs olmak yeterince kötü değilmiş gibi şimdi de 2 çiftin yanındaki 5. tekil mal olduk amk.
    ağlamıyorum gözüme yalnızlık kaçtı.

  • dolandiranin degil, dolandirilanin linc yedigi ülkede, tekrar tekrar „umarim linc yemem“ yazmis baslik sahibi. olaydan daha aci bu bana göre.

  • "memleketim" olmasi bunda pay oynar mi bilemem ama turkiye'deki sehirler icinde istisnasiz en sevdigim sehirdir ve turkiye'de yasasaydim kesinlikle burada yasardim. cocuklugum buyuk olcude burada gectigi icin gecen gun biraz da merakla google earth vasitasiyla antalya'nin sahillerine bakayim dedim ve kucuklugumde hatirladigimdan cok daha farkli bir sehirle karsilastim. sonra sehrin sahil seridi boyunca bazi "fotograflar" cekerek sehirde son yillarda gerceklesen ranti ve talani belgelemek istedim. bu sekilde hazirladigim 2003 ile 2015 arasindaki sahil seridini karsilastiran 57 sayfalik belge su linkten gorulebilir: https://goo.gl/onuumg (edit: telefondan baglananlar icin alternatif link: http://docdro.id/kluetv4 -yuklenmesi 20 saniye kadar surebilir).

    adamlar sahil seridi boyunca bos bulduklari her yere tesis dikmisler. iki otel arasindaki ufacik bosluklara bile yeni oteller dikilmis. bunun takipcisi olup seneye 2016 uydu goruntuleri ortaya cikinca onlari da eklemeyi dusunuyorum. aslinda baslangic olarak 2003 yerine 1995 filan alsak cok daha kapsamli sonuclar elde edebilirdik ama google earth'in antalya'daki uydu fotograflari en fazla 2003'e kadar gidiyor. 90'li yillarin uydu fotograflarina bakma sansimiz olsaydi verilen zararin gercek boyutunu gorebilirdik.

    bununla birlikte yine google earth vasitasiyla bir de hesaplama yapmaya calistim. antalya'nin toplam sahil seridinin ne kadarinin otellere ait ne kadarinin halka acik oldugunu tespit etmek icin uydu goruntulerini inceledim ve google earth vasitasiyla cesitli olcumler yaptim. antalya'nin toplam sahil seridi 650 km civari ve bunun 228 km'lik kismi kumsallardan ve plajlardan olusurken geri kalan kismi kayaliklardan olusuyor. bu 228 km'lik kisminin da 110 km'lik kismi yani %48'i otel ve cesitli isletmelerin arka bahcesi seklinde ayrilirken hemen dibinde otel olmayan ve "halka acik" oldugunu soyleyebilecegimiz seridin toplami 117 km. yani antalya'daki plaj ve kumsallarin yarisi otellere ayrilmis durumda. bu kotu bir sey gibi gozukmeyebilir ama bundan 10-15 sene onceki uydu fotograflarina baktigimizda bu oranin %70-30 seklinde oldugunu goruyoruz. bu hizla giderse antalya'da oteller tarafindan el konulmamis hicbir plaj ve kumsal kalmayacak gibi.

    ayrica bu is sadece sahilin boyutu degil kalitesine de bakiyor. antalyalilarin yasadigi, halkin rahatca ulasabilecegi, toplu tasimayla veya yollarla rahatca ulasilabilecek yerlerdeki plajlar genelde oteller tarafindan kapatilmisken etrafinda otel olmayan plajlar genelde kus ucmaz kervan gecmez yerlerde veya ulasilmasi cografi olarak cok zor yerlerde. tabi ki hesaplamalarimda bazi hatalar olabilir. ornegin otellerin kapattigi plajlara halkin parayla veya parasiz bir sekilde girip giremedigimi bilmiyorum. ayrica etrafinda otel olmayan plajlarin da halka acik olup olmadigini tam olarak bilmiyorum. bunlar tamamen tahmine dayali hesaplamalardi ama ufak bir hata payiyla yaklasik sonuclar aldigima inaniyorum.

    bir de su var, antalya'nin batisina gidildikce ve mugla'ya yaklasildikca otel sayisi gittikce azaliyor. bunun sebebini merak etmiyorum desem yalan olur. neyse, merakimi yenemeyip boyle bir arastirma yaptim ve sonuclarini paylasayim dedim. bu konuda merakli olan baskalari da varsa umarim islerini gorur.

    kisaca konuya donmek gerekirse antalya dunya'nin en guzel sehirlerinden biri ama daha uzun yillar boyunca boyle kalabilmesi icin koruma altina alinmasi lazim.

    edit: ozelden gelen bilgilere gore antalya'daki tum plajlar uzerinde otel olsa da olmasa da kanunen halka acikmis.

  • mesela 21. dogumgununde onsuz gecirilen her dogumgunu icin toplam 20 ayri hediye almak. bir kac ornek vermek gerekirse 1. yasa emzik, 7. yasa abakus, 12. yasa cicili bicili tokalar gibi. aradaki tutkulu bir asksa, yapiliyor boyle seyler.

  • saçma sapan şekilde shaq'ı gönderdiği söylenen oyuncu. öncelikle "liseliler bilmez" kalıbını kullanmak istemem ama öyle yorumlar görüyorum ki rezalet.
    şimdi büyük olayların koptuğu 2003-2004 sezonu ve öncesine gidelim. kobe o sene 25 yaşında ve shaq 32 yaşında. mental olarak olgun olması gerekenin kim olduğu belli burada.
    kobe aynı zamanda bir tecavüz davasıyla karşı karşıya. üstelik suçsuz olduğunu bile bile sürekli bununla uğraşıyor. fiziksel olarak yorgunluğunun yanında saçma sapan bir şekilde maçlar yerine davalara gidiyor falan.

    lakers bir önceki sezon finali görememiş, haliyle 3 peatten sonra başarısız olarak görülüyor. shaq ise o sezonun büyük çoğunluğunu düşük performansla geçirmiş. off season geliyor, shaq bitecek kontratını yenilemek istiyor ve çabaları sayesinde takıma payton ve malone katılıyor. ama shaq'ın kafasında sadece yenilemek istediği kontratı var ve bunu açık açık söylüyor. takım arkadaşları dahi söylüyor.

    kobe ise davalarla beraber sakatlık yaşıyor ve dinleniyor evinde. kampın ilk günü shaq çıkıp diyor ki "eksiğimiz yok, tüm takım burada", sonra ekliyor "fisher, malone, payton için bu sezona hazır gireceğim". ne yapıyor yani? kendisine 3 şampiyonluğunda yardım eden adamı, adam yerine bile koymuyor. sonra evinde yemek veriyor, yemeğe bir kişiyi çağırmıyor, peki bu kim? tabii ki kobe. yetinmiyor açık açık kobe'yi eleştiriyor ve diyor ki "dizlerinden dolayı artık daha fazla pas vermesi gerekiyor". kobe cevap olarak sadece "kendisi merak etmesin, ben zaten bir guard olarak ne yapmam gerektiğini biliyorum" diyor. shaq ondan sonra alakasız bir şekilde "malone ve payton bu takıma sadece 1 kişi için geldiler, bu 2 değil" diyor. yani gene kobe'yi sallayıp "buranın kralı benim" diyor. derdi yine takım için değerini hatırlatıp para istemek.

    kobe bir röportajda bunu dile getiriyor ve anında phil jackson ceza kesiyor kobe'ye. shaq herşeyi yaparken ceza verilmezken phil jackson kobe'ye ilk hatasında cezasını kesiyor. jackson'un amacına daha sonra geleceğim.

    bu şekilde sezon açılıyor. herkesin aklında tek soru var "peki bu iki adam ne yapacaklar?". tek gündem bu nba'de.
    sezonun ilk maçı, kobe sahada yok. lakers'ın rakibi dallas ve kobe o zaman colorado'da. maça yetişiyor ama oynamayacak aynı zamanda sakat çünkü. takım rahatlamışken sahaya geliyor kobe. lakers ezip geçiyor dallas'ı ve 3. periyodun sonunda herkes takımı alkışlarken geliyor kobe. yani ona ilgi gösterilmesini değil, gösterilen bir ilgi varken girmek istiyor.
    v sign yaparak seyircileri selamlıyor ve gidiyor shaq'ın yanına oturuyor. tribünlerden alkış kıyamet kopuyor. maçtan sonra kobe çıkıp diyor ki "bana göre hepsi geride kaldı biz arkadaşız ve 4. şampiyonluğu alacağız". lakers muazzam başlıyor, sonra karl malone'u kaybediyor. all-star arası geliyor. işte jackson bölümü burası. o sene aynı zamanda jackson'un da kontratı bitiyor ve jackson maaşının 2 katına çıkmasını istiyor. hatta tehdit ediyor kulübü. rahmetli jerry buss o an görüşmeleri kesiyor. jackson bu işin arkasında kobe'nin olduğunu düşünüyor. ama normalde ise olan artık jerry buss'ın triangle offense oynayan takımın zevk vermediğini ve eskisi gibi showtime basketboluna dönmenin takıma maddi ve manevi katkı sağlayacağına inanması ve o kontratı vermek istememesi. jackson saçma sapan geriye düşülen bir maç sonrası, çok iyi hatırlamıyorum ama maç içerideydi onu biliyorum, kobe'yi düzgün şut kullanmıyor diye eleştiriyor kobe ilk yarısını 1 sayıyla tamamladığı maçı ikinci yarıda 40 sayı atarak kazandırıyor gene eleştiri alıyor. sonra gidiyor başka bir maçı 8 sayı ile tamamlıyor ve sağlam bir savunma performansı koyuyor bu sefer de "daha agresif olması lazım" diyor phil jackson. daha sonra lakers playoff yapıyor ama finaller kaybediliyor. tex winter'a göre finallerin gitmesinin tek sebebi ise shaq'ın kazanmak istememesi. "adam gibi bir maç oynamadı" diyor shaq için.
    sezon bitiyor ve lakers'ın elinde 3 tane kontratı bitmiş isim var, kobe, shaq ve phil jackson. lakers yönetimi phil jackson ile kafadan sözleşme yenilemiyor. shaq ise çıkıp diyor ki "eğer jackson gidiyorsa beni trade edin", kobe ise ağzını açmıyor.
    lakers aradaki yaş farkı, shaq'ın artık çenesine vuran performans düşüklüğü ve illallah dedirten sakatlıkları ve egosu yüzünde doğal olarak shaq'a kontrat dahi önermiyorlar ve gönderiyorlar.

    shaq miami'ye trade oluyor çer-çöp karşılığında. sonra shaq çıkıp diyor ki daha miami'ye ilk geldiğinde "ben kaliteli bir tuvalet kağıdı gibiyim, kalitem bellidir". daha sonra yine gider gitmez bir karşılaştırma yapıyor.
    "ben don vito isem, penny fredo, kobe sonny, wade ise michael'dır". buradan da kobe'ye çakıyor gene.

    üstelik burada kişisel yorum yapacağım; shaq o dönemin en dominant oyuncusudur evet fakat kobe olmasa tek başına kazandığı hiçbir yüzüğü kazanamayacak olan adamdır. keza kobe de shaq'sız o 3 tane yüzüğü alamayacak adamdır. yani bu iki adam birbirleri sayesinde bu başarıları yaşayan adamlardır. ki bunu shaq biraz sonra diyeceğim cümle ile doğruluyor.

    kendisine bu kadar yararı olan adama çakıp, daha lige gireli 2 sene olmuş adamı yüceltmek falan herşeyden önce karakterli birine yakışmayacak davranıştır. nesini gördün wade'in de sana 3 şampiyonlukta yardımcı olan adama çakıyorsun? daha sonra wade bile bunu dürüst bulmadığını söylüyor. tabii zaman geçiyor, ikisi arasındaki kavgalar shaq'ın kariyerinin sonuna gelmesiyle azalıyor ve shaq'a emekli olduğu gün soruyu soruyorlar "garnett, wade, kobe, lebron gibi adamlarla oynadın, en iyi kimdi" diye soruyorlar. shaq cevap vermiyor soruya fakat sadece kobe ile ilgili olumlu şekilde konuşuyor.

    "lakers'tan niye ayrıldın? sebep kobe miydi?" diye soruyorlar verdiği cevap ise "kobe ile olayların alakası yoktu, ben sadece daha fazla para ediyordum fakat bana bunu vermediler" diye bütün bu yaptıklarını açıklayan cümleyi kuruyor.

    yani shaq alamadığı dolarlar yüzünden kobe'ye sardığını itiraf ediyor. hatta ve hatta kendisine son olarak şu soru geliyor; lakers'tan ayrılmak hata mıydı? işte orada shaq'ın en büyük itirafı geliyor. "hiçbir zaman 'eğer' demem ama biz beraber kalsaydık değil 3, 6 tane şampiyonluk kazanırdık, tarihin gördüğü en iyi ikililerden biriydik" diyor.

    işte sevgili sözlük, durumlar böyleyken böyle. eğer hala kalkıp "kobe shaq'ı gönderdi" diyecek adam varsa, bu sadece çok büyük nefrettendir.