hesabın var mı? giriş yap

  • linonofobi iplerden korkma durumudur. linonofobisi olan bir kişi, ipi şahsen görmeyi bırakın, sadece ipi düşünürken bile aşırı bir tepki gösterecektir. linonofobisi olan kişiler, dikiş veya ayakkabı bağlama gibi ipten veya iple ilgili herhangi bir eylemden kaçınacaktır.

    bu fobi genellikle, kısıtlanma veya kısıtlanma korkusundan kaynaklanabilecek ip ile olumsuz bir ilişkiden gelişir. kaçırılma veya ceza olarak bağlanma gibi travmatik bir olay yaşayan bir kişi linofobi geliştirebilir. bu olayların sadece televizyondan izlenmesi ile de gelişebilir.

  • elinde altı adet plastik sandalyeyle halk otobüsüne binen adamın bunları ayaktaki ihtiyaç sahibi yolculara dağıtması, ve böylece otobüs içinde çay bahçesi ambiyansının yakalanması. hayır merak ediyorum acaba adam kendine böyle bir misyon mu yükledi. ayakta yolcu kalmayacak!

  • (bkz: https://hibya.com/…nler-icin-ruhsatli-15102012.html)

    para için her türlü korkunç faaliyeti yürütecek güruhun gözünü kırpmadan gerçekleştirebileceği ihtimaldir.

    koskoca ülke düşünün ki ufacık metre kare alanda ki termik santralin yanmasına 5 gün önceden 30 km mesafede başlayan yangına rağmen engel olamıyor. sahi akıl alır yanı var mı?

    tema vakfının 2020 ekim ayında muğla için hazırladığı maden ruhsatı raporuna göre muğla'nın %59'u maden alanı olarak parsellenip ruhsat türüne göre sınıflandırılmış, bu % 59'luk alanın % 65'i ormanlık alan. ne hikmetse bu parsellemeden sonra gelen 2021 yazında bu ormanlık araziler cayır cayır yanıyor ve orman vasfı yitirilmiş arazilerin maden ruhsatı dışında kalan kısmı da turizm bakanlığının hizmetine sunulacak şekilde temmuz sonu çıkan yasa ile tescilleniyor.

    görsel

    görsel

    görsel

    muğla ili haritası incelendiğinde ve yangınların çıkış ve kontrol altına alınamayışı karşılaştırıldığında ortaya komplo teorisi olamayacak kadar net bir görüntü ortaya çıkıyor. ağacını kestirmeyen köylünün ormanını yakıyorlar.

    şimdiye kadar muğla ilinde yapılması planlanan, ruhsat verilip faaliyete geçirilmeye çalışılan her maden ve santral firması yerli halkın aktif protestoları ile engellenerek bertaraf edilmiştir, ufak bir arama motoru taraması ile bu protestoları teyit edebilirsiniz.

    bakmayın aslında her ne kadar göğsünü siper etse de köylü, yerel halk, yine de engel olunamayan, dağları, ormanları delik deşik edilen birçok alan da mevcut.

    işte bu maden yağması ağaç ve orman protestolarına takılmasın diye kontrollü olarak buraların yakıldığını düşünüyorum. köyü yanan halk zorla tahliye ettiriliyor kolluk kuvvetleri tarafından. müdahale etmeye çalışan vatandaşlar bölgeye yaklaştırılmıyor. muğla'da halk kolluk kuvvetlerinin kontrol noktalarını aşarak köylerine gizlice girip yangınları durdurup, evlerinin yanmasına engel oluyorlar.

    eyy bu ülkenin şerefli yetkilileri, bu cennet vatanın maden firmalarına peşkeş çekilmek için kontrollü yakıldığının ihtimalini akledin. turizm firmalarının yağmalamasına izin vermeyin. azcık da olsa vicdanı olan nüfuzlu ve varlıklı vatansever iş adamı ve sanatçıları alabildiğiniz kadar hava desteği, yangın uçağı ve helikopter getirtin.

    güzelim memleketin cennet köşesinin daha fazla yok edilmesine göz yummayın. bu bir doğa işgalidir. ülkenin güzelliği yok ediliyor. ses olun, anlatın. evlerini yitiren köylüler, evi orman olan hayvanlar, yuvası toprak olan ağaçlar için ses verin.

    bu kıyıma dur deyin.

  • telefonla konuşurken el kol hareketi yapmak..
    sayfa kenarlarına kedi merdiveni çizmek..
    tuvaletini yaptıktan sonra klozetteki şaheserine bakmak..
    kurşun kalemlerin arkasını dişlemek..

  • "anamıza bacımıza mı sövüyor allahın fransızı" diyenler için dev kültür hizmeti, buyrun:

    ritz'den bir süit verseniz, istemem!

    chanel'den mücevher, istemem!
    limuzin verseniz, ne yapayım limuzini?
    eleman verseniz, ne yapayım?
    neufchatel'de malikane, bana göre değil!
    eyfel kulesi'ni sunsanız, ne yapayım yahu?

    aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!

    iyi davranmandan yoruldum, bana fazla geliyor!
    ellerimle yemek yerim, ve evet ben böyleyim!
    sert konuşurum ve dürüstüm, kusura bakma!
    ikiyüzlülükle işim olmaz, kaçar giderim!
    boş laflardan bıktım!
    seni suçlamıyorum ve ben böyleyiiiiim!!

    aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!

    -mot a mot çevirmedim, gelip de kalbimi kırmayın- (burası şarkı sözü değil, çevirenin notu)

  • bu kesinlikle babamdır.

    hayatının her anında her kim olursa olsun bir önemi yoktur.

    bir mevzu için öğleden sonra vali ile görüşmeye gittik. sekreteri, sabah gelmedi ne zaman geleceğini de bilmiyorum dedi. olsun biz bekleriz dedi.
    saat 15:30 gibi gelen valinin önüne atlayıp aslanım sen niye görevinin başına gelmiyorsun da bu kadar milleti bekletiyorsun demişliği vardır.

    bu ve buna benzer yüzlerce anısı vardır.

  • günlerden birgün italyan büyükelçisi ata ile görüşmek ister ve huzura kabul edilir. o zamanın muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra, büyükelçi "ekselans, dün roma ile yapmış oldugum bir görüşmede hükümetimizin hatay'ı almak istediği kararını size iletmem söylendi" der. odada buz gibi bir hava eser. ata, büyükelçiye birşeyler daha ikram eder ve iki akikalığına odadan ayrılır.

    döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması, belinde tabancası vardır. doğruca masasına gider, manyetolu telefondan mareşal fevzi çakmak'ın bağlanmasını ister ve çakmak'a: " paşa, italyan dostlarımız hatay'a gelmek istiyorlarmış. hazır mıyız" der. fevzi çakmak durmu anlar ve "biz hazırız paşam" diye yanıtlar. ata büyükelçiye döner ve: "biz hazırmışız. hükümetinize söyleyin, isterlerse gelip hatay'ı alabilirler" der...

    karizmatik cevap budur...

  • entryi okumadım ama eğer kıza ulaşmak istiyorsan kuduz aşısı ilk vurulan günü müteakip 3-7-14-28. günlerde tekrar etmek zorundadır.

    yani gördüğün günden 3 gün sonra git kız zaten gelecek. hadi kolay gelsin.

    ek: bunları nerden mi biliyorum?? yedinci günün şafağında ben de onu bir kez daha görebilmek için hastaneye gitmiştim, şuan 3 çocuğumun annesi, yan odada en küçük prensesimizi emziriyor. şaka lan şaka, bi bok çıkmaz o işten ama git yine de tabi.

  • arkadaşlar bazı oyuncular vardır. koşmazlar, çok hareketli değillerdir hatta yavaş oyunculardır ama öyle paslar verirler, öyle şutlar atarlar ki deli dana gibi koşan adamlardan 4 kat fazla iş yaparlar.

    ha işte bu onlardan değil.

    bu sadece şişman.

  • arkadaş: katılalım mı? (kim milyoner olmak ister)
    ben: katılalım abi nolcak.
    arkadaş: olum sosyal medya fobisi var bende.
    ben: ?
    arkadaş: ilk soruda elenip toplumdan tepki almak var.

    başka bir arkadaşla;

    arkadaş: telefon jokeri de önemli bence.
    ben: orada sıkıntı var abi. kim çıksa ''ahmet'i arayalım kendisi ressam, ayşe'yi arayalım kendisi öğretmen'' falan diyo. var mı bizde öyle çevre?
    arkadaş: .....
    ben: yok... ahmet beyi arayalım. ne iş yapıyor? hiç. öyle, mahalleden.