hesabın var mı? giriş yap

  • vallahi bir erkek evde geçireceği süreyi korkunç olarak nitelendirip, günün yorgunluğunu arabada oturarak atıyorsa,

    en kısa zamanda boşanmasını tavsiye edebilirim. bu hayat böyle geçmez.

  • japonya'nın yerel zamanına göre 17 ocak 1995 tarihinde, saat 5:46'da (kaynak 1) utc'ye göre ise 16 ocak 1995 tarihinde, saat 20:46'da (kaynak 2) osaka körfezi'nin açıklarında yer alan awaji adası'nın kuzeyinde, 34.583 kuzey enlemi ve 135.018 batı boylamı koordinatında, 21.9 km derinlikte, nojima fayı üzerinde meydana gelmiştir. büyük hanshin depremi olarak da bilinmektedir.

    merkez üssü kobe'ye yaklaşık 20 km mesafededir.

    şekil 1. macroseismic intensity map

    şekil 2. nojima fayı ve depremin episantrı

    depremin moment büyüklüğü 6.9'dur (kaynak 3).

    depremin en büyük yer ivmesi (peak ground acceleration) jma'nın osaka istasyonu'nda 0.849 g ve kobe merkez'de 0.834 g olarak kaydedilmiştir. bu değerlerin görece yüksek ölçülmesinin sebebi pleistosen çökelleri üzerindeki istasyonlardan alınan ölçümler olmasıdır. büyük kısmında sıvılaşma meydana gelen port adası'nda düşey ivme değeri 0.566 g ve yatay ivme değeri 0.348 g olarak ölçülmüştür.

    kobe depremi'nin diğer depremlerden farklı olan noktalarından biri, depremin merkez üssü awaji adası'nda meydana geldikten sonra fay kırığı üzerinde kobe'ye doğru devam etmiş olmasıdır. bu fenomen, deprem mühendisliği'ne "yönelim" kavramını eklemiştir. yönelim, deprem başladıktan sonra momentum kazanmaya başlaması ve fay boyunca devam etmesidir. depremin enerjisini bir nevi fay sonuna doğru göndermesidir. bu depremde kırığın bittiği yerde kobe vardı. dolayısı ile depremin enerjisi merkez üssünden daha çok kobe'yi etkiledi.

    1995 yılı için maddi zarar, direkt ve dolaylı toplam 102 milyar dolardır. bunun en büyük sebeplerinden biri liman yapılarının sarsıntı ve sıvılaşma ile ciddi zarar görmesidir. liman, kobe'nin en büyük gelir kapısıdır. 1995 senesinde bu liman, japonya'nın o dönem sahip olduğu en büyük limandı. limandaki büyük yıkımın ardından su yolu taşıma firmaları başka limanlara gitmek zorunda kaldı. uzun süren yenileme çalışmaları esnasında bu liman üzerinden yapılan ticaret durdu ve bazı firmalar bu limanı uğrak noktası olmaktan çıkardı. 25 yıldan fazla süre geçmesine rağmen, kobe hala deprem sebebi ile kaybedilen müşteriyi telafi edememiştir.

    liman ve ona bağlı olan yapılan herhangi bir ülkenin en büyük ticaret damarıdır. örneğin, los angeles'da yer alan long beach limanı, abd'nin asya ile yaptığı ticaretin merkezi olup, yıllık birleşik ithalat ve ihracat değeri 100 milyar dolardır. yaklaşık 370.000 kişiye iş sağlamaktadır, eyalet ve yerel vergi gelirlerinde yılda 5.6 milyar dolara yakın bir değer yaratmaktadır (kaynak 4).

    kobe depremi, dünya genelinde 11 mart 2011 japonya depremi'ne kadar en fazla maddi kaybın yaşandığı felakettir.

    şekil 3. liman'dan görüntü

    bu depremin en belirgin karakteristiklerinden bir diğeri ise, düşey ivme değerlerinin genel olarak yatay ivme değerlerinden yüksek kaydedilmesidir. kobe depremi'ne kadar tasarımlarda esas alınan parametre yatay ivme değerleriydi. bu depremin ardından deprem mühendisliği çerçevesinde yapılan çalışmalara düşey ivme değerleri de dahil edilmeye başlanmıştır.

    kobe çevresi ve awaji adası'nda toplam 5502 kişi hayatını kaybetmiş ve 36 896 kişi yaralanmıştır. manevi kayıpların % 90'ından fazlası honshu adası'nın güneyinde sahil boyu üzerinde kobe ve nishinomiya arasında yaşamaktaydı. en az 28 kişi nishinomiya'daki heyelan sebebi ile vefat etti. yaklaşık 300 000 kişi geçici yerleşim yerlerine tahliye edildi. 200 000'den fazla bina hasar gördü ya da yıkıldı. episantr bölgesinde çok sayıda yangın, gaz, su ve elektrik kesintileri meydana geldi.

    şekil 4

    awaji adası'nın kuzey kesiminde 1.2 ila 1.5 metre yatay yer değiştirme ile 9 kilometre boyunca sağ yanal yüzey faylanması gözlenmiştir. episantr civarında sıvılaşma da meydana geldi.

    2012 yılında yayınlanan, büyük hanshin - awaji depremi, istatistik ve restorasyon ilerleme raporuna göre direkt kayıplar;

    - yapısal zarar
    - yangın zararı
    - trafik ağı
    - liman yapıları
    - sıvılaşma
    - altyapı servisleri
    - parklar
    - nehirler ve dağlar üzerindeki yapılar
    - fabrikalar
    - küçük ve orta ölçekli işletmeler
    - turizm
    - ziraat ve balıkçılık

    üzerinden hesaplanmıştır. dolaylı kayıplar ise 1.5 milyonluk kobe şehrinden 310 000 kişinin ayrılması ile hesaplanmıştır.

    kaynaklar
    - kaynak 1
    - kaynak 2
    - kaynak 3
    - kaynak 4
    - the great hanshin-awaji earthquake statistics and restoration progress report, 2012

  • sektörün içinden biri olarak söyleyebilirim ki reklam tamamen başarısız, mesaj yeterince kuvvetli değil ve görsel olarak tatmin etmiyor. sektör dediysem reklam değil lan, 31 sektöründeyim ben.

  • benim bu. elimden geldiğince hesabı kasada öderim. hoşuma gitmiyor hesap istemek garsondan. 10 liralık hesaba "pardon hesap lütfen" mi dicem. dük müyüm ben aq? efendi gibi kasada hesabımı öderim bahşiş verceksem orda "üstü kalsın" der çeker giderim. şova gerek yok.

  • sigortası 212'li ise ve basın kartı varsa ortada tartışacak bir durum yok demektir. zira basın kartı olanlara aşı yapılacak denmiş. berna laçin basın kartını sahtecilikle mi almış? hayır gazetede yazı yazmış (milliyet gazetesinde). o zaman sıkıntı nerede?

    edit: basın kartı sadece savaş muhabirlerine verilir sanan bir mal sürüsü varmış. ülkemizde basın kartı alıp almama patronun sigortanı 212'den yatırıp yatırmamasıyla ilgilidir daha çok. varlığını 100 kişinin bile bilmediği yerel gazetede tırıvırı kasaba dedikodularını yazan birisi de basın kartı sahibi olabilir.

  • bay rte ve davutoğlu'nun derin stratejisi sayesinde türkiye cumhuriyeti uyguladığı sözde dış politika ile başta ortadoğu, kuzey afrika , kafkaslar bölgesinde delicesine güç kaybederken iran 'ın fırsatı kullanıp içinde bulunduğu durumdan son hızla çıtığının resmidir.

    çok değil bir kaç sene içinde bugün hayal bile edemeyeğiniz haberler duyacaksınız iran _ amerika _ avrupa üçgeninde.

    geçmişler olsun.

    nasıl bir derin strateji ise elin oğlu imkansız denilen durumlardan müzakere ve diplomasi ile çıkıyor biz çatışmadır, silah'dır, bomba'dır, mülteci 'dir , savaş riski'dir battıkça batıyoruz ve hala dibi bulamadık.

  • anlamsız argümanlarla izah edilmeye çalışılan parapsikolojik fantastik vaka, "ne kadar para alıyo o biliyon mu" denmiş, adamın sadece real madrid kariyerinde kazandığı para 7 sülalesi ve kendini çalışmadan zengin zengin yaşatır. yani sivas'tan aldığı para onun için çerez.
    bence teknik direktörlük kariyeri başlangıcı için en uygun ve kendisine iş verecek olası en yüksek kaliteli lig olarak burasını ve sivası buldu. fenerbahçe döneminden bildiği bi ülke, taşra falan gibi şeyleri bilmeyen kasmayan cool ve mütevazi bir adam herhalde. yani param var ama, hayatımın kalanını mal gibi boş boş geçirmeyeyim deyip bildiği bi işle ilgili bir kariyere başlamış, baya yüksek bir karakter. resmen olaylara farklı bakıyorum artık.

  • boston şeker pekmezi seli

    15 ocak 1919 günü boston, massachusetts'te, polis memuru frank mcmanus öğle saatlerinde görevi başındayken bir çağrı aldı. birkaç dakika sonra semt polis istasyonunun kendisinden beklediği günlük raporunu bildirmek üzereydi ki alışılmadık bir gürültüyle irkildi. semt istasyonunu çarçabuk geri aradı ve anonsunu geçti: "hemen tüm kurtarma araç ve personelini buraya sevk edin! commercial sokağı'ndan bir pekmez dalgası iniyor!.."

    dakikalar sonra aniden duyulan gök gürültüsüne benzer çatlama sesinin sokakta yankılanmasının arkasından, devasa tankın içerisindeki şeker pekmezi şehrin sokaklarına doğru akmaya başlamıştı. pat. patlayan tank, küçük bir tank değildi. tankın çapı otuz metre, yüksekliği ise on beş metreyi buluyordu. dökme demirden yapılmıştı ve kapasitesi 2.2-2.5 milyon(7,5 milyon litreden fazla) galon civarındaydı. yarılan tanktan sokağa akan pekmez dalgası, beş metreden fazla yükseklikteydi ve tankın çevresindeki bölgede saatte elli beş kilometre hızla ilerliyordu. bu dalgadan kaçabilmek mümkün değildi. her şey bir anda olup bitmişti ve önüne çıkan her şey bu şeker pekmezi selinin içine batıyordu. yaşanan felaket sonucu 21 kişi yaşamını yitirdi, 150 kişi de yaralandı. ölenlerin bazıları pekmezin içinde boğuldu, bazıları ise massachusetts körfezi'ne doğru sürüklendiler.

    yaşamını kaybedenlerin yarısı felaketin yaşandığı gün hayatlarını yitirirlerken; diğer yarısı ise ilerleyen günlerde, ağır yaraları ve enfeksiyonları nedeniyle kurtarılamadılar. tankın patlamasıyla oluşan basınç ve pekmez dalgası, çevredeki binalara, evlere ve dükkanlara da zarar verdi. tankın bir parçasının kolonları devirmesi nedeniyle üzerinden tren geçen bir köprü de kısmen yıkıldı.

    sel durduktan sonra ise kurtarma ve temizlik çalışması başlatıldı. yaralılar ekipler tarafından çıkarıldı. at arabaları bile pekmeze saplanıp kalmışlardı. onları oldukları yerden çıkarmak mümkün olmayınca atları vurmak zorunda kaldılar. yangın musluklarından gelen tazyikli su bile pekmezi temizlemeye yetmeyince şehre körfezden taşınan deniz suyu püskürtüldü. şehrin sokaklarını, sinemalarını, işyerlerini, otomobillerini ve evlerini şeker pekmezinden tamamen arındırmak altı aydan fazla sürdü. sokaklar, caddeler bu süre boyunca hep kahverengi kaldı. sonraki otuz yıl boyunca da sokaklardan ve kaldırım taşlarının arasından şeker pekmezi çıktığına dair haberlerle karşılaşıldı. felaketten sonraki her sıcak yaz gününde halk sokakların hala şeker pekmezi koktuğunu söylüyordu.

    uzmanlara göre pekmez seline kapılan insanların kurtulma olasılığı yoktu. su moleküllerinden 5-10 bin kat daha yapışkan olan pekmezin içerisinde, yüzme bilenlerin bile yüzebilmeleri mümkün değildi.

    felaketin arka planında iki ayrı sebep bulundu. bunların ilki, tankın 13 temmuz'da tam kapasiteyle(aşırı) doldurulmasıydı. fermantasyon sırasındaki karbondioksit artığı da, tankın içindeki basıncın artmasına ve patlamaya neden olmuştu.

    ikinci nedense hava şartlarındaki ani değişiklikle ilgiliydi. bir önceki gün hava yalnızca iki dereceyken kaza günü mevsim normallerinin üstüne çıkarak kırk dereceye yaklaşmıştı. birçok kişi bu ani değişim sonucunda şeker pekmezinin genleşmesiyle tankın aşırı basınca maruz kaldığını düşünüyordu. tankın sahibi the united states industrial alcohol co'nun teorisi ise bambaşkaydı. mahkemeleri uzun yıllar meşgul eden dava sürecinde şirket, tankın patlamasının bir sabotaj sonucu gerçekleştiğini iddia ediyor ve kesinlikle sorumluluk kabul etmiyordu.

    şirketin bu iddiasını destekleyecek hiçbir kanıt bulunmadığından mahkeme 1925 yılında kazanın sadece yapısal dayanıksızlıktan kaynaklandığına karar verdi. içki fabrikası yaklaşık bir milyon dolar para cezası ödemeye mahkum edildi.

    kaynak: bütün dünya, sayı:2014/12, sayfa:92.

    *