hesabın var mı? giriş yap

  • -padişahların tılsımlı gömlekleri

    -pek çoğumuz tılsımlı gömleği hakan muhafız dizisiyle öğrendik. giyenlere ölümsüzlük ve süper güç sağlayan bir gömlek. aslında bizim geçmişimizde gerçekten kullanılan tılsımlı gömlekler var. özellikle osmanlı padişahlarını düşmandan, hastalıklardan ve çeşitli büyülerden korumak için tılsımlı gömlekler yapılmıştır. bu gömleklerin üzerine çeşitli semboller, dualar, şifreli harfler sayılar yazılırdı. padişah bu gömleği giyince kendisine adeta manevi bir kalkan oluştururdu.

    -tılsımlı gömlekler aslında muskanın değişik bir uygulamasıdır. sonuçta muska da çeşitli amaçlar için kâğıt, kumaş, deri üzerine bazı şeylerin yazılmasıdır. muska yaparken amaç muskadan medet ummak değildir. tılsımlı gömlekte de amaç, allah’ın yardımını yanında hissetmektir.

    -tılsımlı gömleği ilk kimin kullandığıyla ilgili kesin bilgi olmamakla beraber şaman ayinlerinde bunun izleri görülebilir. şamanın ayin sırasında giydiği kıyafetler üzerine yerleştirdiği çeşitli semboller ve işaretler onun manevi yolculuğunda yardımcılarıydı. benzer bir şekilde üzerinde buda resmi işlenmiş, uzakdoğu menşei bir gömlek olması, farklı kültürlerde benzer uygulamaların olduğunu göstermektedir. dede korkut hikayelerinde de kurşun ya da kılıç işlemeyen, görünmezlik veren gömleklerden bahsedilmektedir. hatta bizans’ta da bu tarz gömleklerin olduğu, osmanlılar’a da bizans’tan bu kültürün geçtiği söylenmektedir.

    -ilk hangi padişah bu tılsımlı gömleklerden giymiştir tam olarak bilemiyoruz. ancak eldeki örneklere baktığımızda en eski gömleğin 1477 tarihli cem sultan’a ait olduğunu söyleyebiliriz. bir de yedinci yüzyıldan kalma veysel karani’ye ait olduğu düşünülen gömlek var. bu gömleğin üzerinde de çeşitli yazılar bulunuyor.

    -tılsımlı gömlek nasıl hazırlanırdı?
    saray müneccim başı sultanın doğum tarihine göre bir eşref saat belirler. belirlenen bu saatte gömleğin yapımına başlanır. gömleğin hazırlanma amacına göre üzerinde kullanılacak harflere ve sayılara ebced hesabı kullanılarak karar verilir. daha sonra ayetler ve dualar belirlenirdi. bu süreç planlı bir şekilde yürütülürdü. çünkü her ayet ve duanın amacı birbirinden farklıydı.

    -gömleğin amacına ve hazırlanma zamanına göre dualar seçilirdi. tılsımlı gömlekler üzerinde en çok kullanılan sureler fetih, ihlas, felak, nas sureleridir.

    -gömlek hazırlanırken her aşamaya uygun görülen, hesaplanan zamanda başlanırdı. bu yüzden bir gömleğin tamamlanması üç-dört yıl sürerdi.

    -gömleklerin üzerinde çokça hz.süleyman’ın mührü, hz.ali’nin kılıcı zülfikar sembolleri kullanılmıştır. bazı gömleklere peygamberin ayak izi, sandaleti, kabe resmi de işlenmiştir. gömleklerin üzerindeki öğelerin çoğu hurufilik denilen akımdan esinlenilmiştir. hurufilik akımı özellikle mevlevi ve bektaşi tarikatları içinde etkili olmuştur. gömleklerin tılsımını yapanlarda bu tarikatların şeyhleri, dedeleri veya dervişleri olmuştur.

    -tılsımlı gömlek örnekleri
    tılsımlı gömleklerden topkapı sarayı’nda 87 tane bulunmaktadır. bu gömleklerden 13 tanesinin kime ait olduğu biliniyor. diğerlerinin kim için hazırlandığına dair bilgi bulunmamaktadır. 6 gömleğin hiç giyilmediği, 2 tanesinin kesin olarak giyildiği biliniyor. diğerleriyle ilgili kesin konuşmak oldukça güç. 14. yüzyıldan 19.yüzyılla kadar farklı yıllarda yapılmış gömlekler bulunmaktadır. ancak çoğunluğu 16.yüzyıla aittir.

    -ııı. murat manisa’da sancakbeyi iken iki kız ve iki oğlu olmuştu. iki oğlundan en küçük olanı vefat edince annesi nurbanu sultan ııı.murat için bir tılsımlı gömlek hazırlatmıştır. gömleğin hazırlanma amacı tekrardan erkek çocuk sahibi olmasıdır. gömleğin ön tarafında hz. ali’nin kılıcı zülfikar resmedilmiş ve kur’an’dan ihlas suresi tekrarlı bir şekilde yazılmıştır. zülfikar’ın savaşlarda galibiyet isteği, ihlas suresi ise dileklerinin kabul edilmesi amacıyla seçilmiştir.

    -cem sultan’ın tılsımlı gömleği ise dört yılda hazırlanmıştır. 30 mart 1477 tarihinde güneş koç burcundayken başlanan gömlek 29 mart 1480 tarihinde güneş koç burcundayken bitirilmiştir. cem sultan’ın gömleğinde şans getireceğine inanılan ayetler, bu ayetlerin sayısal hesaplamaları olan rakamlar, hz.süleyman’ın mührü ve dört büyük meleğin adı yazmaktadır.

    -tılsımlı gömleklerin çoğu padişahlar için yapılmıştır. ancak aziz mahmut hüdai ve mevlana türbelerinde de bu gömleklerden bulunmaktadır. ayrıca ıı.mustafa’nın veziri hasan paşa’nın, merzifonlu kara mustafa paşa’nın da tılsımlı gömlekleri vardı.

    entry daha iyi görmek için video
    tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

    kaynakça
    • cafer erdal, türk kültüründe büyüler (konya örneği).
    • fatih aytekin, topkapı sarayı koleksiyonlarındaki şifalı gömleklerin şifrelerinin değerlendirilmesi ve yeni bir tasarım.
    • ege gökçe demir, embodyıng belıefs through desıgn: ottoman talısmanıc shırts.
    • şükran üneş, osmanlı padişahlarının kullandığı tılsımlı gömleklerdeki görsel unsurların grafik tasarım açısından incelenmesi ve serigrafi baskı tekniği ile uygulamaları.

  • buraları okuyor musun bilmiyorum özkan abi. ama geçecek. 24. yaşındayım 2. kez yenmek üzereyim lenfomayı geçecek hepsi. ben sizin konserlere geleceğim siz bizi coşturacaksiniz. biz ise birbirimizi tanımayıp aslında çok iyi tanıyan bi avuç insan olarak çok çok daha fazla tadını çıkaracağız o anların sen sadece inan

  • "sahnede eğer bir silah varsa mutlaka patlar." bunu hepimiz biliyoruz.

    gülse birsel de bunu o kadar göstere göstere, gözümüze soka soka yapıyor ki, bir sonraki sahnede ne olacağını anlamak hiç de zor olmuyor.. hatta ne olacağını çözdüğümüz için devamını izlemesi ziyadesiyle sıkıcı geliyor.

    misal;
    orçun, eylem'e içirmeyi düşündüğü kızları coşturduğu söylenen içkiyi cebinden çıkarıyor, eylem'e sesleniyor. birden annesi gelince, o elinde dursa bile görünmeyecek küçücük şişeyi panikle baharatların arasına atıveriyor. (ki cebine geri koyması daha kolay bir hamle olabilirken)

    hee bu demek oluyor ki, onu oradan alamayacak ve annesi onu yemeklere koyacak.

    peki yanıldık mı? hayır? aynen düşündüğümüz gibi de oldu.

    bu kadar mı? tabi ki değil..

    emir hasta yatıyor. rıza'nın deniz'e hediye ettiği orkideden oldukça rahatsız. çiçeğin ortamki oksijeni aldığını ve bu yüzden rahat nefes alamadığını söylüyor. çaktırmadan, deniz görmeden çiçeği terasa koymak için hızlıca çiçeği kapıp terasa çıkıyor. çiçeği masanın üzerine koyuyor. sonra da ne alakaysa çiçeği sulamaya kalkıyor. (çiçeği koy içeri gir, çiçek sulamak da neyin nesi) derken deniz'in sesi duyuluyor. panik yapan emir elindeki suyu nereye koyacağını bilemezken su yere dökülüyor ve koşarak içeri giriyor.

    hee, yere su döküldüğüne göre biri bu suya basıp düşecek.

    bi'şeyler bi'şeyler oluyor, diş ağrısı çeken bora terasa çıkıyor. "heh! suya basıp, kayıp düşecek kişi de geldi" diyoruz hepimiz.

    neden bora? çünkü tüm uğraşlara rağmen dişi çekilemedi, ayağı kayıp düşsün ki, diş kendiliğinden çıksın.

    eee yanıldık mı, hayır!

    çünkü gülse birsel, bir sonraki sahnede ne olacağını şıp diye çözmemizi sağlayacak basit oyunlar kurguluyor. ve bu da bildiğimiz, sevdiğimiz gülse birsel'e hiç yakışmıyor. kendisinden daha yaratıcı kurgular bekleyen bizleri hayal kırıklığına uğratıyor.

    şahsen ben uğruyorum.

  • seçilsende seçilmesende chp kapanıp dernek haline gelene yada senin o dinozor tayfan yok olup gidene kadar, ne benden ne bir yakınımdan oy moy yok.

  • maalesef ki ak partisi'nin bize attığı kazıklardan biri de mavi yaka eleman yetiştirilmesini engellemesi.

    hunharca imamhatip açıldı. meslek liseleri anadolu lisesine çevrildi. anadoluya, karadenize, doğuya birsürü üniversite açıldı ve saçma sapan bölümler açıldı.

    giresun görele'de güzel sanatların ne işi var aw.

  • muğla üniversitesi iibf de muhasebe dersinin 3. saati :
    - sen ! adın ne senin ?
    - inan hocam
    - çık dışarı !
    - neden hocam ?
    - sen 1. saat çok konuştun çık!
    - evladım senin adın ne ? arkasındaki ?
    - sinan hocam
    - sen de çık dışarı
    - hocam kafiyeden adam atılırmı ya !

  • kurutulu$ sava$inin savunma sava$i olarak devam ettigi ve bazi taktik yenilgilerin ya$andigi donemde mustafa kemal'in, dunya askeri literaturune kattigi yeni yakla$im. ozu "hakim mevki" zihniyetinin terkolonu$udur. tam olarak da turbetepe'nin pek cok kez yunanlilar ve turkler arasinda el degi$tirmesi sonucu pa$a tarafindan alt generaller vasitasi ile birliklere bildirilmi$ ve taktik ayrintilari anlatilmi$tir. taktik pa$a tarafindan geli$tirildikten sonra bir sure topyekun uygulanmami$, kisa bir ali$ma ve ogrenme sureci ya$anmi$tir. pa$a ilk kez, yine turbetepe'nin kaybedildigi bir cati$ma sonucunda, en fazla 1 kilometre cekilerek yeni bir hat kurulmasini istemi$tir. yani hat sava$i'nda, sava$in hatti yarilan ordu aleyhine bittigi tezi yikilmi$tir. zaten pa$a'nin kendi agzindan yaziyorum "- yarilmayan hat yoktur!"
    olayi daha yakinen $oyle arzedeyim. doktrini yuzlerce yillik tecrubeler ile olu$an onceki sava$larda bir muharebe hatti, ordu veya kolordu seviyesinde yarilirsa bu yenilgi olarak algilanirdi. yarilan kuvvet, buyuklugu ile orantili bir miktar geri cekilir, yeni bir arazi arizasina yaslanarak yeni bir hat kurardi. bu yeni hat bazen onlarca hatta yuzlerce kilometre geride olabilirdi. alan savunmasinin askeri uygulamasi aslinda bu orani ortadan kaldirmaktir. yani buyuklugune bakmadan, kirilan her hat sadece geregi kadar (cok az) geri cekilecek ve yeni hat olu$turacaktir. muhendislik tabiri ile cok sayida dogrusal hat $eklinde kademeli yakla$im, kendiliginden alan savunmasini getirecektir.
    bir de pa$a'yi bu cozume iten ko$ullari aktaralim. ankara'nin batisi yuzlerce kilometre ovadir. kurtulu$ sava$i'nin cogu ve kritik cati$malari da afyon ve kutahya cevresindeki tepelerde olmu$tur. o donemde anadolu haritasini eline alan her general sava$in burada yapilacagini, buradaki sava$i kazananin da ankara'ya kadar hizla ve direni$siz yuruyecegini ongorebilirdi. du$man, aslen ankara yonune dogru tek engel olan pek cok tepeyi de defalarca ele gecirmi$tir. ataturk, klasik anlayi$la, yuzlerce kilometrenin sahibini tek ba$ina belirleyen, milli mucedelenin sonu sayilacak ankara'yi da icine alan, iki uc tepenin uzerine cikmanin, "bu yerleri gercekten kaybetmek "sonucunu yaratmamasi geregini biliyordu. bu askeri devrim bu yonu ile biraz da sava$in seyri, vuku buldugu alanin cografi ozellikleri ve turk komutasinin inanc ve inadi neticesinde olmu$tur.
    bu yeni yakla$im du$man uzerinde oldukca yikici etki yapmi$tir. butun planini ba$tan beri klasik, geleneksel ilkeler uzerine kuran general hacianesti, general papulas, general trikopis ve kurmay albay sariyanis, kazandiklari azimsanmayacak sayidaki taktik ba$arilardan sonra bile dogu yonunde ciddi bir ilerleme gosterememi$lerdir. her $iddetli cati$mada yunan ordusu kazansa bile biraz daha yumu$ami$, onemli bir fiziki yol ilerleyememi$, turk ordusu ise sava$in sonuna kadar her cati$ma ile daha da sertle$mi$tir. yunan komutasinin bekledigi $ey hakim 3-5 mevki alininca turk ordusunun cok ciddi alanlari bo$altip ankara'ya cok yakin bir yerde veya ankara icinde tutunmaya cali$acagi, yani klasik doktrine koru korune bagli bir komutayla sava$acagiydi. yine pa$a'nin agzindan yaziyorum:
    - asker her yerde sava$ir! tepenin altinda, ustunde, camurda, derede... hattimiz yarilinca 500 metre, 1000 metre geri cekilip yeniden hat kuracagiz. bulundugumuz her yeri son neferimiz olene kadar kari$ kari$ kanla sulamadan terk ve teslim etmeyecegiz.

    $ehitlerimizin ruhu $ad olsun.

    arz ederim.

  • ortaokuldayken beden dersinden sonra bodrum kattaki spor salonuna kilitlenmiş ve sesini kimseye duyuramadan teneffüs boyunca bekletilmiş, boş derslerde yaka paça sınıftan dışarı atılmış, din derslerinde sürekli yetim ilahileri söylenerek babasının ölmüş olması üzerinden canı yakılmaya çalışılmış biri olarak asla katılmadığım önerme

  • kendisini tanımıyorum ancak ödül aldığı konuşması hayatımda izlediğim en kötü konuşmaydı. rakiplerim güçsüzdü mü? hönk!!!
    adaylara teşekkür etmek yerine belediye başkanına teşekkür etmek mi? teşekkür yetmeyip, iltifat etmek hönk!.