hesabın var mı? giriş yap

  • din olmazsa insanları nasıl ölüme göndereceksin?

    edit: bir eleştiri değil bir soru sordum. herhangi bir iğneleme yapmadım veya gönderme. genelkurmay başkanının bir sözü ile 400bin kişi ölüme yürüyecek, bunu 1. dünya savaşı sırasında da yaşadık, kıbrıs harekatında da. bunun motivasyonu bizim ordumuz için şehitliktir.

  • eşinin yanında arkasından vurularak öldürülen sehit astsubay necdet aydoğdu'nun eşi esra aydoğdu'nun düşük yapması ile vuku bulan elim, kahreden hadise. kaynak

    --- spoiler ---

    diyarbakır'da maskeli 2 kişinin silahlı saldırısında başından vurularak hayatını kaybeden astsubay üstçavuş necdet aydoğdu'nun eşi esra aydoğdu, karnındaki bebeğini üzüntüden kaybetti.
    --- spoiler ---

    sonra bebek katili deyince kızıyorsunuz, şerefsizler.

  • mangalsever yurdum insanlarının işine yarayacak 10 önemli tavsiye.

    1. kırmızı et dışında bir şeyler yemeyi düşünebilirsiniz

    kırmızı et, özellikle de sucuk sosis gibi işlenmiş etler yerine balık, deniz ürünleri, kümes hayvanları veya bitkisel yiyeceklerle mangalı deneyin. dünya sağlık örgütü kırmızı etleri kanserojen olması muhtemel, işlenmiş etleri ise direkt kanserojen olarak değerlendiriyor. bununla beraber amerikan kanser derneği yöneticisi colleen doyle der ki: "hca'lar (heterocyclic aminler) balık ve deniz ürünleri pişirirken de ortaya çıkıyor ama bu besinleri et ve tavuğu pişirdiğiniz kadar uzun süre pişirmek zorunda olmadığınızdan bileşiklerin gıdanın üzerinde birikmesi daha düşük oluyor."

    2. önce marine edin

    araştırma, en az 30 dakika süreyle marine etmenin, et, kümes hayvanları ve balık üzerinde hca oluşumunu azaltabileceğini gösteriyormuş. araştırmacılar bunun nedenini tam olarak netleştirememiş, ancak bir çeşit kalkan etkisi olabilirmiş. amerikan kanser araştırma enstitüsü'nden nigel brockton, “et ile ısı arasına temelde şeker ve yağdan oluşan bir bariyer koyduğunuzda, et yerine bu bariyer ısı ile kavrulmuş olur" diyor. etinizin daha lezzetli hale gelecek olması da bonus.

    3. çeşitlendirin

    pek çok meyve ve sebze türü aslında kanser riskini düşürebilecek kadar koruyucudur ve ızgara yapıldıklarında hca oluşturmazlar. bazı uzmanlar etin yemeği çeşitlendirmek için kullanılmasını tavsiye ediyor. mesela alternatif olarak biber ve soğan ile veya şeftali ve ananas ile tavuk şiş yapmayı düşünebilirsiniz. tavada kızartma yaparken de çalışan bu taktikte et, pişme işlemi boyunca diğer malzemelere de dokunduğu için ısıya maruz kalan et yüzey alanı azalıyor ve böylece daha az hca ortaya çıkıyor.

    4. ot ve baharat kullanın

    brockton'a göre etinizi otlar, baharatlar, çay, pul biber ve benzerleriyle — yani monomerik fenolik bileşik içeren malzemelerle — pişirmek faydalı olabilir çünkü, “bu malzemeler antioksidan özelliklerinden dolayı potansiyel olarak kanserojen bileşiklerin oluşumunu baskılamaya yarıyor.”

    5. dumana dikkat edin

    harvard t.h. chan halk sağlığı okulu'nun sağlıklı yaz pikniği konusunda yayınladığı makalede de belirtildiği gibi, mangaldan çıkan dumanı solumayın ya da soluduğunuz dumanı en aza indirmeye çalışın.

    6. kömürden kaçının

    kaburga veya bifteğin kemikli kenarlarında sıklıkla gördüğünüz siyah, gevrek kabuğun daha yüksek konsantrasyonda potansiyel kanserojen bileşikler içermesi daha muhtemeldir. bayan doyle ayrıca ızgaranın başlamadan önce iyice bir temizlenerek önceki ziyafette üretilen kömür parçacıklarından iyice arındırılması gerektiğini söylüyor.

    7. etleri kesme zamanı

    brockton, “bir şeyi ne kadar uzun pişirirseniz, kimyasal reaksiyon da o kadar uzun sürer ve hca miktarı da o kadar yüksek olur” diyor. eğer etinizi mikrodalgada ya da fırında önden biraz pişirirseniz, oluşan hca tabakası da o kadar kalın olmaz. aynı şey, küçük parçalar halinde kesilmiş et için de geçerlidir, böylece daha hızlı pişer. folyoda ızgara yapmak da yiyeceklerin dumandan korunmasına yardımcı olabilir ve pişirme süresini hızlandırabilir.

    8. yumuşak ağaçlar yerine sert ağaçları seçin

    bayan doyle, “tahta çeşidi de hca oluşumunu etkileyebilir” diyor. ceviz ve akçaağaç gibi sert odunlar ve odun kömürü, çam gibi yumuşak odunlardan daha düşük sıcaklıklarda yanar ve yiyeceklerin daha düşük sıcaklıkta yanan odunlarla pişirilmesi elbette en uygun olandır.

    9. mangalı alevlendirecek yakıtı azaltın

    polisiklik aromatik hidrokarbonlara maruz kalma olasılığını en aza indirmek için uzmanlar, daha yağsız et seçmenizi veya et üzerindeki görünür yağları pişirmeden önce kesmenizi tavsiye ediyor; böylece pişen yağlardan kömürlere damlayıp sonra tekrar duman olarak ete geri dönen zehir riskini en aza indirmiş olursunuz. bayan doyle damlamayı en aza indirmek için etleri ızgara üzerinde iken delmemenizi öneriyor.

    10. sık sık çevirin

    ulusal kanser enstitüsü, eti yüksek ateşte pişirirken sık sık çevirirseniz üzerinde daha az hca oluşacağını söylüyor. bu yüzden ne yapıyoruz, tavada pişirir gibi etin aynı yüzünü dakikalarca mangal ateşine maruz bırakmıyoruz.

    kaynak: https://www.nytimes.com/…st popular&pgtype=homepage

  • dun bir ara markete ciktim yemeklik bi'seyler alayim diye. sebze-meyve reyonundan oylesine aldim bi'seyler. domatesi normalde incelerim filan. cunku; benim icin onemli guzel domates. hic ugrasmadan ilk elime gelenleri aldim eve geldim.
    domatesi bi' kestim, bildigin domates kokuyo cekirdekli filan. tadina baktim, muhtesem.
    dunden beri gidip gelip dolabi acip domatesleri seviyorum. utanmasam gece koynuma alip uyuyacagim.
    aklima gelmisken, gidip biraz daha izleyeyim.
    domates kadar guzel sey var mi su koca kainatta ?

  • bir ömür boyu çalışmasa geçim sıkıntısı çekmeyecek nil ve onun gibiler artık başka bir misyon üstlenmeliydi. hepimizi özgürleştirmeliydi artık. doğaya gitmeliydik hepimiz, inek beslemeli, kişisel gelişim kitapları okumalı, yoga matının üzerinde bağdaş kurup enerjiyi özümsemeliydik. neden yapmıyoruz ki? neden karantinayı bir koza olarak göremeyecek kadar körüz ? oysa ki işe gidip gelmek ne kadar ruhumuzu yoruyor. iş dediğin nedir ki. arada gidip reklam filminde oyanayacaksın. kazandığın parayla da doğada yaşayacaksın ey halkım. bu kadar zor mu? bir dinleyin kendisini. hadi bakıyım yarın herkes bağdaşını kursun, derin bir nefes alsın, ruhunu özgürleştirsin. hepimiz kelebek olacağız karantina bitince.

  • manyak counter haritası olur buradan. gece halinden ama. böyle sarı ışıklar, karanlık biten yollar. uzaklardan gelen bağırma ağlama sesleri. bilemedim. yaksak mı acaba burayı.

  • "17'den 18'e düşmemiş, bu nasıl mantık. 17'den 18'e yükselmiştir. matematikte bilmiyor bunlar yahu." diye algıyı değiştirilecektir yiğit bulut, vb tarafından. sizce buna kimse inanır mı? bence inananlar çıkar.

  • ısıtma ve soğutma modu arasındaki fark, klima iç ünitesi ile dış ünitesi arasındaki gaz çevriminin değişmesi olarak basitçe anlatılabilir.

    evaporatör (buharlaştıcı) ve kondenser (yoğuşturucu) diye iki kısımdan oluşur klima cihazları. yazın iç ünite evaporatör, dış ünite kondenserdir.

    mantık da şu;

    evaporatör (buharlaştıcı) içindeki gazı buharlaştırır. bunun için de ısıya ihtiyacı var ve ortamdaki sıcak havayı bunun için kullanıyor. sıcak havayı emerek gazı buharlaştırıyor. yani gaz, havanın ısısını alıyor, havanın sıcaklığı düşüyor ve doğal olarak ortama soğuk hava üflüyor.

    kondenser (yoğuştucu) ise tam tersi. yani çevrim içinde tekrar kendisine ısınmış ve buhar olarak gelmiş olan gazı yoğuşturup eski haline getirerek, tekrar iç üniteye yani evaporatöre göndermesi lazım ki çevrim devam etsin. bunun için de dışarıdaki soğuk havayı (gaza göre soğuk olan) kullanıyor. şuan sallıyorum ama gaz diyelim ki 80 c, dış ortam 40 c. bu durumda, gaz havanın düşük sıcaklığından faydalanıyor ve yoğuşarak tekrar iç üniteye gidiyor. bu arada dış ünite etrafındaki hava da ısınmış oluyor. bu sebeple yazın bile dış ünite fanlarından sıcak hava üflenir.

    kış mevsiminde bu üniteler tam tersi görev yapıyor. iç ünite sıcak hava üflüyor, dış ünite soğuk hava.

    basit olarak bu şekilde anlatabildim, umarım faydalı olmuştur.