ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erdal tosun
-
--- spoiler ---
eyvah necdet: ördekleri bilir misin züleyha? hiç soğuk bir kış gününde donmuş bir göldeki ördekleri izledin mi?
züleyha: izlemez olur muyum? ben her kış donmuş göllere gider, ördeklere bakarım. kazım ya ben.
eyvah necdet: hıh hıh hıh hıh. tabiat aleminde lüzumsuz mizah yoktur, dersler vardır züleyha. ördekler gölün belli bir noktasının donmasını kanat çırparak ve imece usülü bir yardımlaşma içinde engellerler. bir ördek kanat çırpmaktan yorulunca diğeri onun yerine geçer. böylece gölün donmayan noktasından beslenerek ölmekten kurtulurlar.
züleyha: tamam necdet madem istiyorsun biraz da buz pateni yapan kurbağalardan bahset, ondan sonra da defol git hadi!
eyvah necdet: bak züleyha… ben artık kanat çırpmaktan yoruldum. senin de yardım etmen lazım. yoksa aşkımız ölecek.
--- spoiler ---
ruhun şad olsun güzel insan...
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"mandalina ne güzel ya bıçaksız soyuluyor, çiğnemesi kolay, istersen yüzük oluyor, meyve daha napsın amk. kalkında kabuklarınıda çöpe atıverin."
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
romica ile 4 yaşındaki oğlu, karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, bir arabanın hızla üzerlerine gelmesi sonucu yaşanan diyalog:
romica: allah kahretsin çocuk bile umurunda değil hayvanın.
ege: horoz bu çocuk!
romica: o ne demek ege?
ege: babam araba kullanırken horoz bu çocuğu diyor ya!
romica:!!!
sana vurana sen de vur diyen ebeveyn
-
akran zorbalığı'na maruz kalmanın berbat bir şey olduğuna inanıyorum.
çocukken dayak da yesem hep karşılık verdim. bir karşılık verdim iki dayak yedim ama üçüncüsü hiçbir zaman olmadı.
dövmekten çabuk mu bıktılar yoksa bir gün dayak yemekten mi çekindiler bilmem:)
öte tarafta hep korkan, çekinen arkadaşlar vardı. bu baskı, onların üzerinde yıllarca sürdü. şu anda bile etkileri var bence üzerlerinde.
çocukların masum olduğuna; yaşlıların bilge olduğuna inanmam.
tabii ki çocuğunuza önce öğretmen ile iletişime geçmesini tembihleyin ama onu bir pısırık olarak yetiştirmeyin.
yoksa ilkokul, lise, askerlik, iş hayatı derken özgüvensiz bir birey olur.
burada bazıları, bu çocukların ileride barzo olduklarını söylemiş ama öyle bir durum yok! çocuk kavgaları, bir dönem sürer ve biter. sizin burada karar vereceğiniz şey çocuğunuzun geleceğidir.
ya hakkını korumayı bilen ya da her zaman hakkı yenen biri olacak.
hiçbirimizin babası anası john dewey değildi tabii ama " sana vurana sen de vur! " cümlesi harika şekilde kurulmuş bir cümledir!
durduk yere kimseye vurma fakat sana vuranın karşısında da sessiz kalma!
dipçe-i türkî: üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen acısı dinmemiş ve avrupa'nın katil ermenileri görmezden geldiği hocalı katliamı'nda hayatını kaybeden türk kardeşlerimize allah'tan rahmet diler; dünyanın hiçbir yerinde bir daha türk soyundan herhangi bir ülkede böyle katliamlara maruz kalmamamız için inancı, tipi, cinsiyeti, ülkesi neresi olursa olsun tüm türklerin birlik olması gerektiğini bir kez daha hatırlatırım.
freddie mercury'nin mi bemol majör sevdası
-
son derece açık, freddie'nin kompozisyon dehası sayesinde kulaklara bayram ettiren sevdadır.
yazdığı şarkıların genel tonu mi bemol majör olmasa dahi bir şekilde bu tona uğruyor bu adam (örneğin it's a hard life'ın si bemol majör olup soloda mi bemol majör'e dönmesi gibi). bunun istisnası az sayılabilir.
bohemian rhapsody, killer queen, good old fashioned lover boy, my melancholy blues genel tonu mi bemol majör olan şarkılarından bazıları.
bu yüzden kendisi büyük çoğunlukla değiştirici işaret olarak bemol alan tonaliteleri kullanıyor ki uyumsuz bir armoni yaratmadan mi bemol majör'e geçebilsin. do minör, si bemol majör, fa minör, la bemol majör, fa majör, re minör gibi.
elbette ki istisna şarkılar var diyezli tonalitede, fakat bunların aldığı değiştirici işaret de 3'ü geçmiyor, mi bemol majör'de olduğu gibi.(march of the black queen, dead on two legs, flick of the wrist örnek olarak, zaten march of the black queen tondan tona atlıyor)
fakat bu kurallar oturup piyanoda yazdığı şarkılar için geçerli. mesela crazy little thing called love'ı gitarda yazdığı için tonu re majör.
ek olarak, bunların geçerli olduğu dönem ''özellikle'' 73-80, queen ve freddie'nin kendini synth'e kaptırmadığı yıllar.
mi bemol majör genel anlamda klasik - romantik dönem bestecilerinin en sevdiği tonlardan biridir. ilgili minörünün do minör olması, do minör'e tapan besteciler için büyük avantajdır(do minöre de tapılır yani, o ne güzel tondur!!). ilgili minörüyle birlikte en sevilen ikili tonlardan biri. insanın içini açıyor. şüphesiz freddie de klasik müziğe olan hayranlığına denk olarak bu tona bayılıyor.
(bkz: tespit sıçtığı için mutlu olmak)
su geçirmeyen ayakkabı vergisi
-
araştırma görevlilerini derinden yaralayan haber.
(bkz: araştırma görevlisi olunca dağcı ayakkabısı giymek)
baba tipi realizm
-
dirty dunyanın cesitli ülkelerinde cektigi fotografları babasına gururla gostermektedir;
- şu meydanın guzelliğine baksana baba, iste zamanında burda 60 kisi kursuna dizilmis
+evet
-bak bu da güney fransada meshur bir selale, su taneleri sanki ucuyor renkelere bak baba.
+hımm evet.. oglum cok guzel de.. bu fotografların bir kenarında da sen olsaydın ya
-ne
+hani ordayken birine verseydin falan seni cekselerdi bunlar güzel de bos fotograflar..
- ney? (ya beni bu zihniyet mi büyütü ühühüü)
+ne yapcan takvim mi bastırcan diyorum bir kenarında sen olsaydın da ileride coluk cocuk bakardınız
- ...
7 şubat 2023 akp'nin gereksiz linçlenmesi
-
başlığı açan kaçmış.
tek diyeceğim deprem vergileri nerede? ha birde 99 depreminden ders alınıyordu hani taptaze 3 milyonluk binalar yıkıldı!!
zeki alasya mason muydu
-
islamcı teröristlerin sorusu. zeki alasya iyi ki masondu. senin gibi çocuk sikip kendini mi patlatsaydı?
elma ile kandırılıp timsaha yem edilen domuz
-
tamam doğanın kanunudur, güçlü olan zayıf olanı yer, av-avcı ilişkisi vesaire. buraya kadar sorun yok ama bir hayvanı vahşi bir hayvana kasıtlı olarak yem yapıp bunu izlerken zevk almaya anlam veremiyorum.
sudoku
-
bir bulmaca türü olan sudoku(bir diğer ismi: suji wa dokushin ni kagiru), emekli bir mimar ve serbest bulmaca yapımcısı olan amerikalı howard garns tarafından tasarlandı ve ilk olarak 1979'da 'number place' adı altında yayınlandı. bulmaca, 1984 yılında nikoli şirketinden maki kaji tarafından japonya'ya tanıtıldı ve burada sudoku olarak adlandırıldı. 1986'dan itibaren sudoku japonya'da popülerlik kazandı. 1997'de yeni zelandalı bir emekli olan wayne gould, bir sudoku gördü ve ardından 6 yıl boyunca sudoku hazırlamak için bir bilgisayar programı üzerinde çalıştı. tüm işi, 12 kasım 2004'te yeni bir hevesin doğduğu bulmacaları yayınlamaya başlayan the times'a sattı.
geçenlerde bir sudoku kitabı aldım. sürekli onu çözüyorum. film/dizi bile izlemek istemiyorum. hem uygulamada çözmekten bin kat daha zevkli böylesi. sevenlere tavsiyemdir.
21 nisan 2024 patiswiss'in çark etmesi
-
tuketiciden degil, migros'tan korkuldugu icin yapilan aciklamadir.
edit: simdi fark ettim: kadinin egosu hala o kadar yuksek ki, 50 tane kendi fotosunu koymus en son fotoya da laf olsun diye ozur eklemis. resmen hala hepimizle dalga geciyor. muhtemelen zorla pr ekibi tarafindan hazirlanmis ve migros'u kaybettik bir an once paylasin diye yalvarilmis ve o da tamam ama sadece son fotoya eklerim demistir.