hesabın var mı? giriş yap

  • çoğu zaman ise yarar.

    işe yeni baslamisim, hepi topu iki ay filan olmuş. acemilik atlatilmis, hatun kişiler gözlenmektedir. şirkette çok az hoş hatun var bizim tipte ortalama yani işimiz zor.

    sonra ise yeni biri başladı, ilk görüşte etkilendim, ne kadar şirin, ne kadar kibar ama bizim birimler farklı ortak işimiz yok, ortak arkadaş yok, askerden yeni gelmişim topluma yeni yeni ayak uyduruyorum.

    bize kaldı kizi uzaktan izlemek, onunda pek arkadaşı yok benim de.

    birgün baktim yalnız başına şirketin kafeteryasinda mutsuz mutsuz oturuyor.

    hemen gaza gelip bodoslama sordum, yeni mi başladınız? evet dedi su birimde çalışıyorum dedi. ne güzel bende yeni başladım dedim yaklaşık on dakika havadan sudan okullardan ve şirketten bahsettik.

    birden sordum:

    -sevgilin var mi? 1 dakika boyunca yüzüme bakti
    -yok ki. dedi
    ardından öldürücü vurusu yaptim. en karizmatik bakisimla sordum:

    -ben olurum.

    ilk olarak gülümsedi sonra cevap vermeden masadan kalktı.

    bir hafta boyunca beni görmezden geldi. ben de depresyona girdim ben ne mal adamın diye..

    yemekhanede pilav üstü kuru yerken yanıma oturdu. ciddiysen seni tanımak isterim dedi.

    kalbim yerinden çıktı, afalladim, tabi dedim ve başladık.

    su an beraberiz ve çok mutluyuz.

    herkese bol şans.

    simdi durum ne diye merak edenler olmuş. nişanlıyız.

    vee mutlu son evlendik (:

    bir edit daha: evli, mutlu veee çocuklu.

  • çizgi roman severlerin böyle bir vs ile ilgilenmeyeceği önerme. herkesin gönlünde bir karakter ağır basar ama nacizane iyi karakterler(hikayeler) çıksın da kimden olursa olsun diye bakılır. daha çok çıksın ki biz okuyalım. ikisi de candır(ve diğerleri tabi), çizgi roman alemine kattıkları güzelliklerle çok yaşasınlar.

  • beğenmediği rakamlara o dizide oynamasaydı, şimdi gonca vuslateriyi kim tanıyor olacaktı?

    zamanında verilmesi gereken tepkiyi vermemiş, ihtiyacı olduğu için yada onun da işine geldiği için devam etmiş herkesin, yıllar sonra gösterdikleri tepkilere hak veremiyorum. parayı az buluyorsa oynamayabilirdi, kaldı ki dizinin yapımcısı da gülse değil.

  • izlerken ciddi anlamda keyif veren, akıp giden, oyunculukların ve oyuncuların muhteşem olduğu, varoluşçuluğa şairane bir bakış atan dizidir.

    akşam ve yahut geceye yakın işten eve geldiğinizde biranızı* alıp sakin sakin izleyip yeri geldiğinde tebessüm edip küçük semavi nüanslar eşliğinde çakırkeyf olacağınız bir dizi olmuş.

    onca dizi çöplüğü içerisinde sizi gerçekten '' ulen keşke bu kadar çabuk bitmeseydi '' moduna sokacak olan dingin ve sanatsal yoğunlukta olan, ince espirilerini görmeye çalışacağınız, tasvirlerin karikatür tadında olduğu, izlettirirken hafifletici sebeplerle sorgulatan dizi olup kitabını da okumayı düşündürendir.

    şahsi puanım: 8,7/ 10. ( diziler klasmanında )

  • anneye anlatır gibi anlatıyorum.

    2 çeşit nükleer reaksiyondan enerji elde edilir.

    fizyon ve füzyon.

    fizyon, izotopların parçalanması sonucu enerji açığa çıkarır, füzyon birleşmesi sonucu.

    uranyum, plutonyum gibi radyoaktif elementler ve izotoplarının fizyonu, yani parçalanması, klasik anlamda bildiğimiz nükleer santrallerdir.

    füzyon ise güneşte ya da hidrojen bombasında olduğu gibi yüksek sıcaklık ve basınç altında plazmaya dönüşen hidrojen izotoplarının birleşerek helyuma dönüşmesi ve bu sırada enerji açığa çıkarması reaksiyonuna denir.

    dünyadaki yaşamın kaynağı bu enerjidir. fizyona göre temiz ve çok daha güçlüdür.

    fakat füzyon gerçekleştirmek için çok yüksek ısı ve basınçlara ihtiyaç vardır. güneşte süregelen ve dünyamızın yakıtı füzyon, güneşin sıcaklığı kadar korkunç kütlesinden kaynaklanan muazzam yerçekiminin oluşturduğu basınç sayesinde mümkündür.

    insanoğlu şu ana kadar füzyonu kontrollü şekilde gerçekleştirememiş, hidrojen bombası gibi yapıcı değil yıkıcı amaçlarla kullanabilmiştir. çünkü ne reaksiyonun gerçekleştirilmesi için gerekli ısı ve basınç ne de reaksiyon sonrası açığa çıkan enerji kontrol edilebilir değildir.

    bu son gelişme ise bir süper mıknatıslama tekniği ve düzeneği sayesinde oluşturulan çekim kuvvetinin hidrojen izotoplarını plazma haline getirerek kontrollü füzyona olanak sağlaması hakkında. bu teknoloji geliştirildiğinde nispeten çok küçük, mobil ve çevre dostu reaktörlerde akılalmaz boyutlarda enerji üretilebilecek. yakıt olarak da tehlikeli radyoaktif elementler yerine hidrojen izotopları kullanılacak.

    üretilecek enerji yine ısı ve dolaylı yoldan elektrik enerjisi, ısınan suyun çevrimiyle jeneratörler döndürülecek, orda işin temelinde bir değişiklik yok. sadece çok daha ucuza, kolay ve temiz.

  • bu konuda da reklam beklediğim kişilerin reklamı.

    "sayıştay’a göre tmsf'nin digiturk satışından elde edeceği gelir aslında 292 milyon 199 bin dolar olacak iken, katar'ın beın medya grubunun yaptığı kesintiler nedeniyle tahsil edilen rakamın ancak ve ancak 162 milyon 668 bin dolar olduğunu anlıyoruz. bunun yanında geçen hafta devlet, katarlı beın sports'un kulüplere ödeyeceği 300 milyon tl'yi cumhurbaşkanı talimatıyla üstlendi. bunu da hesaba katarsak sırf beın sports nedeniyle kamu zararımız, yani halkın tepesine binen yük 1 milyar 570 milyon tl."

    https://www.birgun.net/…milyar-570-milyon-tl-324666

  • şu sınavdan 150 ya da 180 alamayan okuma yazma bilmiyordur.

    t: üniversitelerin anlamını hepten kaybetmesine neden olacak adım.

  • tacize uğrayan kadının hissiyatını bir erkeğin anlaması imkansız.
    normalde cevval, hakkını arayan, lafı gediğine koyan biri olarak bilinirim ve doğrudur da. yeri gelir adamın ağzına ederim, hiç çekinmem. gel gör ki taciz anında çok sessiz, çok naçar kalıyorum ben de. bunun sebebi nedir, psikolojik altyapısı nedir bilemiyorum. çok net olarak hissedilen tek şey aşağılanmışlık oluyor. adam seni durduk yere aşağılıyor ve sen karşılığını veremiyorsun. hani biri sana tokat atsa sen de atarsın ödeşirsin. ama tacizciyi nasıl cezalandıracaksın, yaptığı şeyin erkek tarafı için bir karşılığı yok. dövsen sövsen yine yetmez, karşılık gelmez.
    kızcağız belli ki zaten kapalı bir çevrede yaşıyor, korunaklı bir hayatı var. sarsılmış, dengesi bozulmuş. hani dallamanın biri çıkıp da "bir elleme ile de bayılır mıymış insan" filan derse diye söylüyorum, bayılır kardeşim. çok asap bozucu bir şey, tarifi imkansız.

  • ekmegin yagli kisminin yere bakarak dusme olasiligi yerdeki halinin degeriyle dogru orantilidir

  • uyandırdığı nefret duygularının artması üzerine açıklama ve çağrı yapma gereği hissettim.
    yaz boyunca istanbul - gümüşyaka civarında scolari'yi görürseniz saldırmayın, o adam scolari değil, tıpatıp aynısı olan benim babamdır. kendisine mahalle maçlarında scolari deriz. artık demeyeceğiz zira teknik taktik bilgisi bu dingilden on kat iyidir.
    teşekkürler.