ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
satanist yetiştiren okullar
-
(bkz: satan hatip lisesi)
konya'da ağabeyinden hamile kalan kız
-
yer konya. ailesi davacı değil.
bunlar ahlaklı, ben cehennemliğim değil mi?
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
bilgisayarı öpmek ve eve gelen diğer misafir çocuklarına da zor kullanarak öptürmek. utanıyorum sözlük.
duşko tosiç'in aldatılması
-
''karın olduğunu bilmiyordum al vur beni''- ognjen vranjes
sevgilinin daha çok sevildiği an
polis nasıl sabrediyor anlayamıyorum
-
recep tayyip erdoğan 23 mayıs 2014 tarihli ak parti genişletilmiş il başkanları toplantısı’nda "polis eli kolu bağlı mı kalacak, bir şey yapmayacak mı? nasıl sabrediyorlar anlayamıyorum." diyerek vuran ve vuracak polislerin yanında olduğunu bir kez daha gösterdi. resmi bir vur emri de denilebilir.
tunç soyer'in karısına 42 m tl'lik ihale vermesi
-
ilk olarak köy koop bir kooperatif birliğidir. neptün soyer in kendisine ait bir şirket veya tek bir kooperatif değildir. bir çok kooperatif in bir araya gelmesi ile kurulmuştur. neptün soyer de bu kooperatifin başkanıdır.
izmir büyükşehir belediyesi bu kooperatif ten yıllardır mal alıyor. daha eskiyi aratırsanız onuda görürsünüz.
peki burada bir yolsuzluk varmı? neyi iddia ediyorsunuz?42 milyon tl lik ihale bir kere de verilmemiş. 2019 ila 2022 yıllarına yayılmış.
ihale bedelleri ve alınan mallar da gizlenmemiş.
ney peki şimdi bu ? yani karısı indiragandi mi yapmış? para mı kaldırmışlar ? bir işi yapıyorsanız tam yapın . adam gibi araştırın öyle başlık açın.
hadi karısının özel şirketi olsa ihale şartlarını karşılasa bile etik değil dersin amk da bu kooperatif lan . neyle suclayacaksiniz insanları ?
tanım: kooperatif nedir bilmeyen aktrollerin açtığı başlık.
edit: aktroller bu aralar fena delirtiyorum. mesaj kutumu gene doldurmuşlar.
edit 2 : özelikle ben akp li değilim diyenler!! lan okadar mesaj atıyorsunuz ihale 2019 dan beri veriliyor 3 yıldır aklınız neredeydi??????
uzaylılar var ama insanlık buna hazır değil
-
yarraam, ne açıklıyosun öyleyse amk?
bir iddiadır.
taksim'in ortasında dayak yemek
-
maalesef, hiç beklemediğimiz bir anda, hiç olmadık bir nedenle başımıza gelebilecek ve hayatımızda hiç hesaplanmamış bir tehdit olarak önümüze dikilebilecek olaydır.
8 kasım gecesi, model grubunun müzisyenlerinin de başına gelmiş olaydır.
dib'in kyk yurtlarına 922 manevi danışman ataması
-
iki yıl kyk yurdunda kaldım (2017-2019). yeni açılan bir yurttu. 1000 küsur kişilik. yurtta bırak hemşireyi, sağlık görevlisini ecza dolabı bile yoktu ama imam vardı. diyeceğim o ki kyk yurtları direkt pamuk tıkamaya odaklı.
t: her köşeye açılan imam hatiplerden mezun olan abileri açıkta bırakmamak için, bilim yuvası olması gereken yerlere perşembe gecesi pilavlı sohbet yapsin diye gönderilen 922 yeni kişiyi içeren haber.
önyargıyla yaklaşılan yiyecekler
-
(bkz: şırdan)
kökünden taşşakla beraber koparılmış s.k gibi afedersin, o nedir öyle ya töbe bismillah. yemem aga.
my morning jacket
-
louisville'li bir grup. lider jim james hem solist hem de şarkıları yazıyor. 1999'da çıkan ilk albümleri tennessee fire'dan the bear isimli şarkı baştacı... 2001 yılında çıkan at dawn'dan da bir şarkı öneriyorum. if it smashes down. plak şirketleri darla. 2002'de "songs: ohia" ile bir küçük ortak albüm yaptılar, hatta will oldham da bazı şarkılarda back vokaldi. bu grubun ismini daha çok duyarız gibime geliyor.
caner eler
-
öncelikle yazıdan bir bölüm:
"kahve tiryakisi de olmuştum. en sevdiğim şeylerden biri evde kahve yapmaktı. ama onu taşıyamıyordum. daha doğrusu ayakları swing dans hareketleriyle yönlendirip salona geçiyordum. ya da benim için taşıyanlar oluyordu."
eurosport'ta staj yaptığım dönemdi. kafayı kaldırıp etrafa bakındı. her zamanki gibi gözüm üzerindeydi. "hey stajyer!" dedi, "senden bir şey rica edebilir miyim?"
caner eler, yani benim spor spikerliğine başlama sebebim, bisiklet tutkumun ses bulmuş hali, idolüm, benden bir şey rica ediyordu; bense ricasını zaten emir telakki etmeye dünden hazırdım.
"buyur abi, tabii ki" dedim.
"köşedeki starbucks'tan kahve alabilir misin bana?" diye sordu.
ben hala benden bir şey istediği için şaşkın bir mutluluk içinde ona bakarken açıklamaya yapmaya girişti:
"ben alırım aslında da, taşıyamıyorum.."
nasıl üzüldüğümü ama onun için bir şeyler yapma şansına eriştiğim için de nasıl sevindiğimi anlatamam. yazıdaki mavi kısımla yazılan kelimelerin altına saklanan yüzlerce insandan biri olmanın mutluluğu vardı içimde.
ah be caner abi.. ağladığım yazının sahibi..
sefanı çapulcular sürüyor hasretini biz çekiyoruz
-
gurbetçi bir vatandaşın muhtemelen gözyaşları icinde yazdigi hasret cümlesi.
https://scontent-otp1-1.xx.fbcdn.net/…0&oe=59500d59
bu hasretlik bitmeli kardesim. sat oradaki evini, arabanı. gel büyük turkiye'ye.
orada yillarca cok aci cekmissindir, büyük turkiye'nin sefasını biraz da sen sür.
elin gavuruna meraklı değilsin ya?
gel yerleş vatanına, bitsin bu hasret.
yiyor mu öhm pardon var misin?