hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul'da yaşayan her ilk ve orta dereceli okul* öğrencisinin hayallerindeki tatil idolüdür.
    45 gün kadar sürmüş bir efsanedir o. (bkz: urban legends)
    ve kar yüzünden kimse evinden çıkamadığından, doğumgünümü sadece bir sokak arkada oturan kuzenimle kutlamama neden olmuştur.
    aynı tarihlerde maçka parkında poşetler vasıtasıyla kızak eğlencesini doyasıya yaşayan çocuklardan biri olmak da anılarıma kazınmıştır.

  • jelko obradoviç geldikten sonra sistem ve düzen kurgusu değişen, her sezon bir öncekine fark atan fenerbahçe'nin, güzel bir takım oyunu ile ortaya koyduğu final four final mücadelesinin neticesinde 2016-2017 sezonunda armamızı zirveye yazdırdığı, avrupa kıtasındaki en büyük basketbol takımı ünvanını eline aldığı maçın neticesidir.

    bu olayı biraz detaylandırmak gerekir. sayın obrakadabra'nın dediği gibi "fsssht! its past!"; geçti sevgili dostlarım. seneye euroleague final four'u neticelene dek avrupanın bir numaralı takımı ünvanımız elimizde. o gün geldiğinde muhafaza etmek için tekrar bir arada olacağız. konumuza dönmek gerekirse;

    bizim bu sezon gördüklerimizden sonra neticelendirmemiz gereken en önemli sorunsal türk oyuncuların yetiştirilip euroleague düzeyine çıkartılması olacaktır. bunu sadece fenerbahçemiz için değil, milli takımlar düzeyinde de kupa getirebilecek takımı kurgulamak için söylüyorum.

    obradovic maç sonunda dedi ki "ben pasaportlarla ilgilenmiyorum. en çok hakeden parkede olur." bundan sonrası türk oyunculara ve bu spora önem veren kitlenin çocuklarını devlet memuru yapmak yerine sporcu olarak yetiştirmesine bakar. hepimizin çocukları memur olsun, düzenli işi olsun, aman iyi. sonra niye finalde türk yokmuşmuşmuş. kardeşim spor ile para kazanmak, memur yaşamından katbekat fazla olacaktır. tek derdin paraysa sorunun cevabı bu.

    ama yok, büyük bir sakatlık geçirir kariyeri biter iş güç yapamaz diye düşünüyorsan; eğer kaliteli bir çocuk yetiştirirsen ve bir gün basketbol (yada diğer herhangi bir branşta) oynayamaz hale geldiğinde kendi yolunu bulacaktır.

    obradovic'in gitmeye niyeti yok. burada gördüğü yönetim desteği, taraftar desteği ve müthiş imkanlar ile ona çok güvenen bir ülke seyircisi var. onun gibi 9 kez bu kupayı eline almış bir hocayı bir daha bulamayız. euroleague'i bırak, nba'de bile bulamayız böyle hoca. bu yüzden bu hoca gitmeden bir şeyleri değiştirmek istiyorsak yerli oyuncuların yükselmesini istemeliyiz.

    ötekileştirmek istemiyorum ancak sırp, yunan ve rus oyuncular bu işi nasıl yapıyor ve destek alıyorlarsa bizde aynısını yapmalıyız. real madrid'in "rising" takımında ispanyol oyuncu yok. yani aynı sorun sadece bizde değil, dünya devi gördüğümüz kulüplerde de mevcut. buradaki en büyük avantajımız tutkumuz olacaktır.

    euroleague bu işin en tepesi. bu düzeyde oynarsak nba takımlarının play-offlara kalma mücadelesi eden takımlarının düzeyinde yer alacağız. ve tabi kupa törenlerinde sırtına ay yıldızlı bayrağımızı alıp sevinenleri görmek ister bu gözler.

    bu yüzden iş bizde. obradovic gibi bir faktörün, 25 yıllık deneyimini cömertçe verebileceği ikinci bir takım yok şuanda. işin güzel yanı, belki de bu kadar büyük deneyimi alabilecek ikinci bir avrupa takımı da yok.

    finale dönmek gerekirse; oly takımını tebrik etmek lazım. ilk çeyrekte çizgiden, ikinci çeyrekte tam kapasite hücumla ve son iki çeyrekte takım oyunu ile mental deneyimi ortaya koyarak maçtan hiç kopmadan savaşıp yenildiler. cska'dan alacağımız olduğu için onları daha çok arzuladım ama başka bir final four'a kaldı diyelim. neticede kupa finalinde intikam almaya gerek yok, çünkü şampiyonuz!

    maçın yayınlanmasına destek veren tüm belediyelere ayrıca teşekkürü borç biliriz. sağolsunlar. ülkemiz adına çok önemli bir maçta, belkide sahadaki 5 adama hiçbir destek olmasa da birliktelik adına çok şey ifade etti bu dev ekranlar.

    son olarak diğer takım taraftarlarına ve ezeli dostlarımızın iyi kalpli destekleyicilerine de teşekkürler.

  • bu basliga gelip 50tl`lik su aliyorum yazmayin. komik degil. artik kimse gulmuyor.

    debe editi: beğenen arkadaşlara teşekkürler . gönül isterdi ki yalnız kızlar mesaj atsın falan yazayım ama daha önemli şeyler var.

    benim son zamanlarda en çok değer verdiğim şey (bkz: be my eyes) . olay kısaca şöyle görme engelli kişiler bu uygulama ile biz gönüllülere bağlanıyor ve 1-2 dakikalığına onun gözleri oluyoruz. düşünün ki dolapta bulduğu sütün son kullanma tarihinin geçip geçmediğini , kaybettiği televizyon kumandasını o an çevrimiçi olan gönüllülerden birisine soruyor video görüşmesi ile. bir okuyun derim.

    bir diğer önemli olay ise (bkz: karanliga kufretmek yerine bir mum yakiyoruz) . bir göz atın buna da zaten kayıtsız kalmayacaksınızdır :)

  • sadece mutlu bir çocukluk. sonrasında aç, sefil de olsa bu arkdaşlar özünde mutlu bir insan olarak yaşama veda etmektedir.

  • aziz yıldırım ve rasim ozan kütahyalı'nın birbirleri hakkında söylediği her şey doğru, kendileri hakkında söylediği her şey yalandır.

  • yuh! "2015 hangi ara bitti lan?" diye tepki verdiğim çekiliş.

    edit: 100 ekşi sözlük yazarı diyorlar, 400 verin bu iş huzur içinde çözülsün.

  • entry'lerin altına şükela favori butonlarının ayrı ayrı gözükmesine sebep olmuştur.
    (bkz: neden acaba)

    edit: bunun en beğenilen entrylerimden biri olmasıyla ne kadar sikimsonik yazılar yazdığımı öğrenmiş oldum. bu gerçekle yaşayamam.

  • i.u. iktisat fakultesi turkce butunleme sinavi (360 kisilik siniftan sadece 5 kisi var):

    "cimlere uzanmis,
    gokyuzunu izliyor
    icinde bir huzursuzluk vs. "

    diye giden bir siire, "baslik bulun" diye embesil bir soru vardi.

    bende "islak cimlere uzanmis adamin birikmis gazi" diye bir baslik yazdim. asistan gezerken gordu, guldu
    "ama kalirsin" dedi, bende "ama deger" dedim.

    kaldim gene

  • abd'de sağcıların kongre binası basmasından bile mağduriyet çıkarabilmiş.

    görüldüğü üzere siyasal islamcılar tüm varlığını mağduriyete borçlu, her koşulda/şartta mağdurlar.