hesabın var mı? giriş yap

  • ne deseydi, mahmut tarafından mı atıldı deseydi. tam bir gerizekalılık örneği,
    dünya kupalarında en hızlı gölü, akp milletvekilliği de yapmış olan "hakan şükür" atmıştır.
    beni de değiştirsinlet bakalım

  • şu durumda bile iyi niyetle frene basıp onca ton makineyi 7-8 metrede durdurup bi de hala kaçıp gitmeyen adama saldırmaya çalışan malların soyu yürümese de olur ya aslında.

  • bir daha görüşmeyi düşünmediğiniz adamların hesabı bölüşme ısrarınızı anlamalarını beklemeyin.

  • kovulmasını claudio ranieri ile bir tutmak oldukça yanlış, birincisi, ranieri'nin kovulması leicester'ın hemen şampiyon olduğu senenin sonrasında yaşadığı küme düşme korkusundan kaynaklanmıştı, leicester, ranieri kovulana kadar potanın birkaç basamak üstünde geziyordu. ikincisi, leicester city'nin şampiyonluğu her ne kadar muhteşem bir hikaye de olsa, bundan onlarca sene sonra konuşulacak da olsa, o sezonun getirdiği olağanüstü şartlarla beraber gelmiş tesadüfi bir başarıydı. tesadüfi derken küçümsediğim anlaşılmasın, bu gözlerin gördüğü en absürt başarı hikayelerinden biridir ancak sürdürülebilir bir durum değildi.

    pochettino ise beş sezon boyunca bu takımı ilmek ilmek işleyerek, normalde orta sıra oyuncusu olarak kaybolup gidebilecek kişileri en üst seviye futbolcu haline getirerek, belirli bir futbol anlayışı oturtarak, kısacası planlı bir şekilde şampiyonlar ligi finali gördü ve tottenham hotspur'u, ingiltere futbolundan bahsederken herkesin diline pelesenk olmuş top 6'in bir parçası haline getirdi.

    bu noktada pochettino'nun kovulması (eğer kovulduysa) tottenham yönetiminin çok net bir şekilde aptallığıdır. 5-6 sene önce everton ile aynı seviyede olan takımın adı en üstte anılıyorsa en çok bu arkadaşın payı vardır. bu sezonki düşüş, seneye belirli futbolcuları göndererek ve yeni bir yapı kurarak rahatlıkla yeniden yukarıya dönüş hikayesine çevrilebilirdi, her ne kadar puan ve oyun olarak çok yetersiz kalsa da, tottenham'ın bu sezon şampiyonluk sonrası leicester city gibi küme düşme durumu yoktu, en kötü ihtimalle avrupa dışında kalırdı bu takım.

    temennime gelecek olursak, umarım jose mourinho peşinde koşmaz da arsenal mauricio hocamın kafasını çelmeyi başarır ve wenger sonrası beklenen yapıyı kurmaya yönelik bir adım atar. hem de ezeli rakibinin tarihinin en iyi hocalarından birini çalmanın keyfinden bahsetmiyorum bile.

  • ülkemizde tam karşılığı var mı bilmediğim görev.

    özellikle son yıllarda hollywood daha çok twilight, fifty shades of grey, hunger games gibi uyarlama filmlere kaydığından hollywood aktör tayfası yüksek bütçeli filmlerden netflix gibi oluşumların dizilerine yada mini dizilere kaymakta.

    aktörler (sadece) maddi tatminden öte projeyi daha çok sahiplenebilmek ve söz sahibi olabilmek adına yer aldıkları yapımlarda aynı zamanda executive producer olarak yer almaktalar. birkaç örnek vermek gerekirse;

    (bkz: matthew mcconaughey) - true dedective
    (bkz: kevin spacey) - house of cards
    (bkz: kevin bacon) - the following

  • yıllar boyunca yaptığı gezi programlarında "ben zeytinyağımı yunanistan'dan alıyorum, türkiye'de zeytinyağı yok, kimse kusura bakmasın" diyip diyip durdu.

    kim bilir belki de bu sebeple akhisar'da üretim yapan bir firmayla anlaşıp zeytinyağı şişelerinin üstüne ismini bastırdı ve 3 kat fiyatla satılmaya başlandı bu zeytinyağları. :) link

    bugünlerde açıklanan listede ise dünyanın en iyi 100 zeytinyağı listesine türkiye'de üretilen 14 zeytinyağının girdiği görüldü. novavera 4'üncü, hermus 6'ıncı., asiltane 13'üncü oldu üstelik bu sıralamada. link

    gözlerim sicimoğlu'nun da yağını aradı ama bulamadı listede. mesele tamamen duygusalmış anlaşılan :) ama yine de hastasıyız kendisinin. orası ayrı :)

  • samimi iki arkadaş inşaat mühendisliğinden mezun olurlar. biri çalışmak için yurt dışına gider diğeri devlet memuru olur...

    beş yıl sonra yurt dışındaki arkadaş diğerini çağırır ve son derece lüks, havuzlu bir malikanede ağırlar.

    memur olan arkadaş sorar;

    - sen ne kadar ücret alıyorsun?

    - 8000 dolar...

    - iyi de bu malikane ne kadar?

    - 1,5 milyon dolar.

    - nasıl oluyor bu iş?

    - şu karşıdaki köprüyü görüyor musun?

    - evet...

    - köprünün korkulukları 3 cm kalınlığında olacaktı.

    - eeee?

    - 2 cm olmasına göz yumdum, böylece bu malikaneyi aldım.

    bir yıl sonra memur olan diğerini çağırır. boğazda bir yalıda ağırlar.

    yurtdışında çalışan arkadaş şaşırır sorar;

    - sen ne kadar ücret alıyorsun?

    - 5000 türk lirası...

    - bu yalı ne kadar?

    - 60 milyon tl...

    - nasıl oluyor?

    - şu karşıdaki köprüyü görüyor musun?

    - hayır...

  • evet teknik olarak anlamamız mümkün değil ama bizim de hissettiğimiz bazı şeyler var. kendi adıma konuşuyorum çünkü her erkeğin başına gelmez böyle bişey. (ulan sanki regl olmuş gibi konuştum) eski sevgilimde kansızlık vardı ve kan oranı normal bir insanda olması gereken kan miktarından çok çok düşüktü. hatta doktorlar sen nasıl yaşıyorsun bu kanla demişti ama genetik olduğu için çok da bir şey yapılamıyordu. kan iğneleri ilaçları da fayda etmemişti.

    tahmin edeceğiniz üzre bu durumdan dolayı o günler inanılmaz sancılı geçiyordu onun için. tabi o can çekişirken ben de aynı sancıyı çekmişcesine üzülüyordum. hatta bazen serum almak zorunda kalıyordu. damarlarım çekiliyor diye ağladığını çok kez hatırlıyorum. kadınlar bilir onun nasıl bir sancı olduğunu. üstelik olamıyor da metabolizma tamamen dağılıyordu o günlerde. bembeyaz surat, feri gitmiş gözler, buz gibi bir türlü ısınmayan eller. o elleri ısıtırken benim ellerim üşürdü. işte o zamanlar çok kez dedim keşke o acıyı onun yerine ben çeksem de o karşımda kıvranırken çaresizce beklemesem diye. evet acıyı vücudumda hissetmiyordum ama her ay o acıyı onunla birlikte çekip üzülüyordum. gerçekten insanın hayat standardının içine eden günler. kadın olmak sırf bu yüzden bile zor.

  • --- spoiler ---

    bran'le jaime arasında bi olay mı yaşandı ben hatırlamıyorum o bakış neydi öyle biri yeşillendirsin pls
    --- spoiler ---
    edit:ben bir malım.
    yeşillendiren arkadaşlara teşekkürler ben yatmaya gidiyorum umarım bi daha uyanmam

  • "yılbaşı sepetlerinin içinde tütün mamullerinin ve alkollü içkilerin bulunması yasaklanmış. e onları çıkardın mı zaten ramazan kolisi oluyor."