hesabın var mı? giriş yap

  • bu devirde ne uygulanabilir ne de mantıklı olan bir yasaktır (her yasak gibi) bilenler bilir milli eğitim bakanlığının bir tavrı var, bu tavır şu : biz kuralı koyalım okul uygulasın şeklinde. örnek vermek gerekirse mesela şu yasağı (düzenleme diyelim) getirdin. telefonlar toplanacak vs falan deniyor. okulda buna uygun fiziki şartlar var mı? sen milli eğitim olarak bunları sağlayabiliyor musun? güvenliğini nasıl sağlayacaksın? hadi ilkokulları geçtim liselere bakalım. 15-18 yaş arası bir grup insana telefonlarınızı evde bırak mı diyeceksin? kilitli dolabın var mı? sağladın mı? bunun için para aktardın mı? hayır. yapılmadı ve yapılmayacak. düzenlemeyi koydu geçti uygulamayı okula bıraktı.

    tıpkı ısınma, temizlik ve güvenlik konuları gibi. okullara ne yeterli miktarda kömür gönderiliyor ne de temizlik için eleman sağlanıyor. ancak tüm veliler okulların ısınmasını ve temiz olmasını güvenli olmasını istiyor. ee para ? ee hizmetli? bunlar yok. olmayınca il/ilçe milli eğitime şikayet ediliyor. milli eğitim de ya müdür fırçalıyor ya ceza veriyor. ama para ? hizmetli? asla onları vermiyor. kışın 20 ton kömür yakacak okula 5 ton kömür veriyor ve siz halledin hocam deniyor. para toplasa veli kızıyor şikayet ediyor ceza. yakmasa okul soğuk veya pis? veli şikayet ediyor ceza.

    belki biraz konu saptı ama türkiyede milli eğitim hep budur. eskiden bir grup idealist öğretmen kendini paralıyordu. şimdi o sayı azalınca eğitim çökmek üzere. eğitimi ticarete çevirmek isteyen hükümet politikaları bunu zaten destekliyor.

    işte öyle. uygulanamaz yasaktır.

  • 26 yaşındaki şahsımı dumura uğratan evliliklerdir. her yaz birileri evlenirdi de bu yaz evlenmeyen çok az kişi kaldı. onlar da ya nişanlı ya da evlenecekleri biri var, sadece süreç için zaman gerekiyor. benim anlamadığım hemen hemen hepimiz aynı okullardan aynı bölümlerden çıktık. ben meteliğe kurşun atarken bu insanlar evlenebilecek, bir aileyi geçindirebilecek paraları nasıl elde ettiler hiç anlamıyorum.

    ayrıca hani hepimiz karantinadaydık ya? ulan ben iki yıl evden çıkmadım adam akıllı, insan görmeye hasret kaldım. siz ne ara manita buldunuz da evlenmeye karar verdiniz? bilemiyorum altan.

    ayrıca buradan genç arkadaşlara bir kamu spotu geçmek isterim; üniversitede inanılmaz havalı, yanlarına yaklaşamayacağımı düşündüğüm kadınlar öyle adamlarla birlikteler ki ağzım açık izliyorum. bundan dolayı kendinizi çok da hırpalamadan şansınızı mutlaka deneyin derim, belli olmuyor çünkü*

    debe editi: benim gibi düşünen, benim durumumda olan ne çok insan varmış. seviyorum hepinizi, debe için teşekkürler!

  • kesinlikle (bkz: sabun).

    hadi tesadüfen bir şeyleri karıştırıp kaynatıp deneme yanılmayla sabunu buldun (ki o bile çok acayip), bunun temizliğe yaradığını nasıl fark ettin? ben olsam kesin bir tadına bakar, sonra da "bu ne saçma bir şey oldu ya böyle!?" diye tükürüp atardım.

    edit: 83mxx'in dediğine göre ilk olarak nil nehri'nde keşfedilmiş. hatta şöyle açıklamış: "ölüleri yakıyorlar ve cesetlerden süzülen yağ ve kül nil nehrinin sularına karışıyor ve nehirde çamaşır yıkayan kadınlar nehrin bir bölgesinde yıkanan çamaşırların daha temiz olduğunu farkediyor. ve araştırma sonucu devrin mucitlerinden birisi sabunu (yani yağ+kül) keşfediyor." şahsen benim aklıma yattı*.

  • abd'den veya avrupa'dan donenler arasinda gercekten boyle biri yok saniyordum. yazilanlardan gordugum kadariyla var oldugu soyleniyor ama var olan kisiyi/kisileri anlatirken kullanirken tek sifat zengin olmasi. yani cok parasinin olmasi yani turkiye'nin onbin'de biri icinde olmak gerekiyormus. turkiye'nin geri kalan cok buyuk cogunluguyla muhattap olmayip, onlarin buyuk sorunlarini onemsemeyip, bana dokunmayan bin yasasin mantigiyla kendi hayatini yasamasi gerekiyormus.

    "istanbul hicbir yerden geri degil" demis bir zengin. bunu demek icin cidden etiler ve bebek'ten disari adim atmamak gerekiyor. ben de istanbul'da 10 yil yasadim, baya cok eglendigim, istanbul'u cok sevdigim zamanlar da oldu ama "geri degil" demek baska birsey. sehirde bu kadar buyuk gelir adaletsizligi varken, bu kadar cok suc istatistikleri yuksekken, toplu tasima denen olay 2013 yilinda bile halen yari yariya bile cozulmemisken, bir yagmurda/karda tum sehir iptal olurken, trafik kaza orani bu kadar yuksekken, trafikte bir yere gidip gelmek icin 3 saatlik sureyi normal goruyorken, surekli kesilen sorunlu bir internet altyapisina sahipken, elektrik kesilmeleri halen cok sik yasaniyorken, insanlari halen sokaklara bu kadar cop atiyorken, trafik kurallarina hic uyulmuyorken, herkes digerini nasil ezerim derdindeyken ve daha sayilabilecek binlerce etmen varken geri degil demek icin cidden polyanna'nin soyundan gelmek gerekiyor.

    guzel diyebilirsin, cok eglenceli diyebilirsin, 24 saat canli diyebilirsin, iki kitayi birlestiriyor, bogazi var diyebilirsin, insanlari yardimsever diyebilirsin de geri degil demek cidden bambaska bir olay.

  • siyaset müthiş bir şey değil mi lan. istediğini söylüyorsun ama yapmak zorunda değilsin. bol keseden salla gitsin aq, sanki git mi diyecekler. bende yarın amerika'ya girecem devlet baba. bakalım yani allah büyük *