hesabın var mı? giriş yap

  • 1- gaza gelmeyin.
    2- herkes ağanız, herkes paşanız olsun. bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler.
    3- gaza gelmeyin.
    4- trafikte hiç kimseye birşey öğretemezsiniz. siz haklı olsanız bile haksız birine had bildirmeye çalışmayın.
    5- gaza gelmeyin.
    6- karşıdaki araçta insan var diye düşünmeyin. her an araç içinden insansı bir hayvan çıkabilir.
    7- gaza gelmeyin.
    8- geç de olsa gideceğiniz noktaya sağ salim vardıysanız sizden daha iyi araç kullanan kimse yoktur. şampiyon sizsinizdir. nokta.

    haaaaa!.... unutmadan.

    gaza gelmeyiiiiiiin.....

  • açıklama yaparken sesindeki o öfkeli metalik tınıyı hissettiniz, değil mi? sesin, gerçeği ağızdan bağımsız söyleme gibi bir huyu vardır. bu kadının ağzı "ben diyorum ki ortada sıcak bir konu var, aileler yanıyor, büyük bir ateş var" derken; sesi "ay şekerim ne abarttınız benim ayrıcalıklı oğlumun büyüme sancılarının ayrıcalıksız iki figüranı yutuvermesine" diyor. sesi sadece büyüttüğü katil hakkında "pırıl pırıl pırıll bi çocuk" derken sevgi ve empatiyle tınlıyor. gerisinde duyulan tek şey ise, son 30 yılın yarattığı histriyonik küçük burjuvanın, "sıradan halk, başrolünde bizim olduğumuz görkemli dizide sadece figüran değil miydi, bu tantana da nedir???" şaşkınlığı ve öfkesi. cebi para, şekli şemali estetik görmüş, kendine bir de zengin ama halkla empatik ünlü yazar imajı satın almış, artık sahne onun tabi.

    eylem tok, sosyal zıplayışını eylem gibi biriyle evlenerek taçlandıran kocası, oğlu vb. insanlar için kazada ölenler, aslına bakarsanız yan villada oturmayan herkes, onların çok şahane ve gerçekçi zannettiği kitsch bir dizideki ayak takımı. hizmetçi, aşçı, koruma, şoför. sahnesi gelince pırıl pırıl çocuğun, hayat macerasının 1-2 dakikasında ezip öldüreceği figüran. jenerikte adları yazmaz, cast ajansı o hafta kimi yollarsa o oynayabilir.

    ezilip öldürülenden çok, öldürenin duygu durumunun, iniş çıkışlarının, şimdi ne yapacağının ekranda görünmesi, hislerinin daha iyi anlaşılması için yüzüne zoom yapılması gerek. kahramanımız(!) şimdi ne yapacak? adalete teslim mi olacak yoksa kaçarak vicdanıyla baş başa mı kalacak? vicdan muhasebesi esnasında neler yaşayacak? peki sarhoşken ezip öldürdüğü figüranla ilgili bir sahne daha olacak mı, hayır. tamam, rolü de sahnesi de bitti. ne abarttınız kardeşim, sizin başrolün karakterine ve duygularına odaklanmanız lazım, onun çektiği acıyla empati yapmanız, onun aslında özünde nasıl iyi biri olduğunu, ona nasıl da yazık olduğunu düşünmeniz gerek. öleni düşünmek, hesabını sormak, sıradan izleyici olan sizin haddinize mi? nerede görülmüş bir dizide figüran öldü diye gerçek hayatta adalet istendiği?

    eylem tok, ölen kişiyi daha öncesinde villasında kaçak çalıştırdığı ve zam istediklerinde polise ihbar edip deport ettirdiği zavallılardan farklı görmüyor. yaşamanın, sevmenin, sevilmenin, öğrenmenin, hissetmenin, üzülmenin, sevinmenin, anneliğin, sanatçılığın sadece kendi küçük burjuva topluluğuna hak olduğu üçüncü sınıf bir dizi evreninde yaşayıp, oğlunu oradan oraya kaçırdığı sahnelerin reytinglerini takip ediyor şu an. siz de hala "ama o bir anne" filan diyin.

  • mustafa kemal atatürk yemen türküsünü dinlediği bir gün şöyle bir söz etmiş,

    "türk çocuğu, artık arap çölleri için kanını dökmeyecektir."

    suriye'deki her şehit haberinde aklıma direkt bu söz geliyor, üzülüyorum. şimdi kim bilir hangi eve ateş düşecek, hangi ana ağlayacak.

  • görünen o ki 20 tl'ye satılsaydı şüphelenilmeyecek sosistir.

    - efenim sosisi 3.50 liraya mal ettik. 4 lira etiket fiyatı olabilir.
    + 20 lira yapın onu siz.
    - ama efendim satış politikamıza aykırı.
    + ekşicileri şüphelendirmeyelim yok yere. 20 lira yapın dedim.

    halbuki sosis fiyatından bağımsız şekilde zararları olan bir gıda.

  • teoman - sen geçerken sahilden sessizce, gemiler kalkar yüreğimden gizlice.
    izafiyet teorisi, albert einstein

    ibrahim tatlises - ben insan değil miyim?
    charles darwin, evrim teorisi

  • amaçlarının olmaması.

    büyümeyi bekliyorlar resmen, saçma sapan şeylere ilgi göstermeler falan. geçen bir bebek gördüm mesela sırt üstü yere uzanmış tavana bakıp gülüyor. korktum lan resmen kime gülüyor bu diye. hemen uzaklaştım oradan. kaç aylık insan sonuçta, kendi başının çaresine baksın az.