ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pokemon go
-
babamı da kaybettiğimiz oyun. koskoca beyin cerrahı adam. arabaya biniyoruz "pokestop varsa söyle sağa çekicem" diyo. geçen gün yazlığa gittiler, gece on bir gibi "napıyosunuz?" diye aradım "iyi altı kişi çıktık sahilde pokemon topluyoruz" diyo. bak altı kişi. yaş ortalaması 50 falan bu arada. sözde biz oynuyoruz diye ne olduğunu anlamak için indirdi benim levelı falan geçmiş şu an. dışarı bi çıkıyo bi daha görebilene aşkolsun. akşam yiyecek bi şeyler almaya diye çıktı bir saatten fazla bekledik. pokemon iyi pokemon güzel de evde çocuklar aç.
fenerbahçe'nin 7-1 olunca skora gs amblemi koyması
-
ezikbahce'nin baska bir ezikligine tanik oldugumuz eylem.
23 kasım 2016 akaryakıt zammı
-
benim yüzümden gelen zamdır arkadaşlar, özür diliyorum hepinizden.
üç sene evvel tüplü araba aldığımda lpg 3 liraları gördüydü. arabayı sattım lpg 2 oldu.
ondan sonra dizel bir araba aldım, mazot fiyatları uçtu, 4.80 liraları gördü, sattım 3.30'lara kadar düştü.
şimdi iki hafta evvel motor aldım, 4.20'leri görmüş olan benzin 5'e doğru emin adımlarla ilerliyor.
kısacası benim yüzümden hepiniz silkiliyorsunuz arkadaşlar. kusuruma bakmayın n'olur.
hayır desem ki akbile döneyim tekrar, ona da zam gelir diye korkuyorum. hükümet ben yürüyeyim, kilo vereyim istiyor galiba. ne kadar da düşünceliler, sağolsunlar.
29 haziran 2016 sabahı hissedilenler
-
eşim sekiz aylık hamile. bu haberleri duydukça daha fazla üzülüyorum. böyle bir ülkede çocuk yapmak ve onun üzerine hayaller kurmak ne kadar zor. maddi durumum allaha şükür iyi olduğu ve içimden geldiği için kullanacağı şeylerin hepsini elimden geldiğince en iyisini aldım.
neyse bugün haberleri okuduğumda bebeklerinde can verdiklerini duydum. duyduğumdan beri yaşamdan koptum. ben doğacak olan bebeğim için hiç bir şeyi esirgemeden fedakarlik yapıyorum. yetiştirmek icin bir ömür harciyorum allah korkusu yoksunu insanlar senin en değerli şeyini elinden alıyorlar. hepsine yazıklar olsun. allah belalarını versin. allah kimseyi böyle bir acıyla sınamasın
başkanlık sistemine desteğin yüzde 45.5 olması
-
"oyları kimin verdiği değil kimin saydığı önemlidir"
josef stalin-1923
güvenle kaldır yerine flash diski çekip alan insan
-
bana okuduğum bir sözü anımsatmış başlık
(bkz: life is too short to remove usb safely)
yani diyor ki amerikan dayılar, hayat usb'yi güvenle kaldırmak için çok kısa.
bana şimdi o tabelayı buldurmayın üşendim.
edit: üstad drdolantin üşenmemiş gönderdi sağolsun görsel
debe editi: qızlar eqlemesin.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
yer: inönü stadı.
beşiktaş - dinamo kiev maçının başlamasına yaklaşık 1 saat kadar kalmış. beklemedeyiz.. yandaki elemanın telefonu çalar:
(aslında monolog)
- efendim.. he he söyle geldin mi?
- ...
- tamam nerdesin şimdi?
- ...
- nerdesin lan bağır biraz..
- ...
- atkı mı?
- ...
- siyah beyaz atkı mı var? (sessizlik - mavi ekran) kapat kapat mesaj atıcam sana.
+ noldu lan ne atkısı?
- siyah beyaz atkı var boynumda, görmüyor musun diyor sığır. sanki mençıstır - çelsi maçındayız. dur şu dangalağı bulayım da geleyim..
a 101 marketlerinin düzensiz ve pis olması
-
girdiğim çoğu a 101 şubesi aşırı düzensiz ve pis. her yer her yerde. reyon önlerinde mutlaka bir palet hatta bazen 2 palet mal var. öyle bekliyor. reyonda almak istediğim şeyi alamadan çıkıyorum bu yüzden. bim mesela hep düzenli tertipli. yol ortasında mallar bırakılıp gidilmiyor mesela. reyonlarında her zaman bir düzen mevcut. her şubesinde böyle neredeyse. bim yapabiliyorsa bunu a 101 de yapabilir diye düşünüyorum.
tayt giydiği için öldüresiye dövülen kız
-
aslında tayt giydiği için değil, bir barzo ile çıktığı için öldüresiye dövülen kızdır. kendi tercihidir. sevgilisidir, döver de, sever de. araya girerseniz ya yuva yıkıcı olursunuz, ya da kadir şeker.
bütün iyi erkeklerin kapılmış olması
-
bir problem sürekli insanın karşısına çıkıyorsa,
o insan o problemi çözemiyor demektir.
bir kere çözse, "hoop.." yok olacaktır, bir daha karşısına çıkmayacaktır ama, çözmesi söylenmesi kadar kolay değildir.
eş seçimi böyle bir problemdir. aslında kadın-erkek farketmez.. seçim bir kere yapılır ve bu problemle bir daha ömür boyu karşılaşılmaz.
seçim yaparken her iki tarafın da bilinçaltı, bilinçüstünden daha belirleyicidir. her iki tarafta karşı tarafın çocuk yaptıklarında ona bakıp bakamayacağını tartar. yani bir birlerinden hoşlandıklarında aslında, "bu benim çocuklarımı aç bırakır mı"dan başlayıp "çocuklarıma iyi bir rol model olabilir mi"'ye kadar bir çok soru bilinçaltında cevaplanmış demektir... o yüzden genç olması önemlidir, sağlıklı olması önemlidir, zengin olması önemlidir, yüzü-gözü-eli-ayağı düzgün olması önemlidir. bütün bunlar ve daha fazlası soyun devamı, yani çocukların geleceğini garantiye almak içindir... kişi farkında olmasa da bilinçaltı hesap makinesi kesinliğinde hesabını yapar. sonra gözler baygın bakmaya başlar, tarafların şaftı kayar..
herkes kendi hikayesinin esas kızı ya da esas oğlanıdır. kimse kendini figüran görmez, göremez.. eğer karşı tarafı ilk görüşte figüran görmüşse zaten daha o dakika elemiştir. "sıradaki" diyerek kaldığı yerden (n-1) arasına dalar.
iyi erkek işte esas oğlanın başarmış olanıdır.
-ama, zengin olarak
-ama, yakışıklı olarak
-ama, kaslı-kuvvetli olarak
-ama, kariyer yaparak
-ama öyle, ama böyle..
bir şekilde iyi bir baba olabileceğini gösteren bir başarıya imza atmış erkektir... işte sorun.. tam da burada çıkar.. erkek başardıktan sonra talibi çoktur... ama bütün erkekler ister ki, kadın ona başarmadan önce inansın... başardıktan sonra gelenler ona mı geliyor, yoksa ortadaki ganimet mi gözlerini kamaştırmış, bulanık su... mevzu çok karışır...
işte esas oğlana baştan inanan, gönül veren kız esas kız olur.. artık, o kızı bu hikayede o tahttan indirmek imkansızdır...
iyi erkeklerin kapılmış olması mevzusu budur.
esas oğlana zamanında inanmayan aday kızların efkarıdır, isyanıdır... kendilerini figüran gibi hissetmelerinin dışa vurumudur.. bu kızlar cephesinin en yaygın problemidir.
oğlanlar cephesinin de pek bu kadar yaygın olmasa da problemlerinden biri... doğuştan şanslı şanssızlığıdır.
şöyle ki, henüz kapılmamışlardır ama talipleri çoktur :
doğuştan zengindir
doğuştan yakışıklıdır
doğuştan öyledir, böyledir.. farketmez, sonuçta müstakbel eşinin onu gerçekten sevip sevmediğini hiç bir zaman bilemeyecektir. taa ki, doğuştan artısını birgün kaybedinceye kadar. bu yüzden de, evleninceye kadar bu tip erkekler gözde playboydur. nam-ı diğer: piç erkek.. her çiçekten bal alarak, adeta gerçek sevgi'yi bir türlü bulamayacak olmasının intikamını alır.. ama, intikam almak sorunu çözmez.
aslında, eskiden padişahların yaptığı gibi tebdil-i kıyafet gezerek bu sorunlarını aşmayı deneyebilirler... nitekim bu konuyu işleyen film, dizi, hikaye, roman çoktur ama, gerçeği pek yoktur.
sosyal medya da yeni yeni bu konuda olanaklar sağlamaya başladı... muhtemeldir ki, ileride bir çok hikaye, roman, film ve dizi bol bol bu konuyu işleyecektir.. ama, şimdilik gerçeğinden söz etmek için erkendir...
doğuştan şanslı şansızlık sorunu kızlar içinde aynıyla vakidir...
doğuştan şanslı olmayanlar,
başta isyan ederler doğanın adaletsizliğine.. ama,
sonra büyük mücadelelerle bir şeyler başardıklarında, kariyer yaptıklarında, para-ün kazandıklarında
bütün bunları yapmadan önce kendilerine inanan eşini bulmuşlarsa eğer daha şanslı olduklarını anlarlar..
çünkü, gerçek aşk bütün bunlardan daha değerlidir...
bütün iyi erkeklerin kapılmış olması
ya da
bütün iyi kızların kapılmış olması
isyanı.. daha doğru ifadeyle iyi olan esas kız ya da esas oğlanın hikayesinde kendini figüran olarak görmenin isyanıdır...
çok da şey'etmemek lazımdır... bazı tavizlerle (n-1)'lerin arasına dalmaktan başka yol yoktur. tabii, her seferinde yaş kriterini biraz yükseltmek gerekir...
breaking bad kimyacılık
gökhan özoğuz'un albayrak'ı istifaya çağırması
-
sesler daha gür çıkmaya başladı. insanlar artık ne olursa olsun diye düşünüyor. sanatçısı da halkı da aynı. gidişin ayak sesleri
manuel neuer
-
adamda acayip güven veren bir tip var. bir gomez'e bakıyorum, bir buna bakıyorum, enver paşa'yı daha iyi anlıyorum.