ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'de normalleşmiş şerefsizlikler
-
(bkz: haftada altı gün çalışmak)
otobüs diyalogları
-
izmir'de akıllı kartın (akbil gibi, kartın metal kısmını otobusteki aygıta değdiriyon, bip sesi geliyor, geçiyon) ilk çıktığı zamanlar, teyzenin biri bu kartı ilk kez kullanıyor, nasıl kullanılacagını da bilmiyor, kartı şoföre (paso gösterir gibi) gosteriyor, şoförün cevabıyla ortam yarılıyor: biiiiipppp
30 mayıs 2021 can dündar açıklamaları
-
yahu bu "can dündar devlet sırlarını ortaya çıkardı" denilen mevzu, can dündar'ın haberinden tam 6 ay önce hollanda parlamentosunda görüşülmüştü.
kaynak
ya bu insanlar nasıl dünyadan bu kadar bihaber, mantık muhakeme yürütmekten aciz olurlar cidden anlamıyorum.
ulan bu nasıl devlet sırrı ki, bütün dünyanın dilinde, parlamentolarında gündem maddesi oluyor?
rus uçağı düşürüdükten sonra, putin uydu görüntüleri ile destekleyerek, ışid ile yapılan petrol ticaretini ortaya koyuyordu.
ne biçim sır olm bunlar? sır kelimesinin anlamını yanlış mı biliyorum yoksa?
iz bırakan kitap cümleleri
10 mart 2019 bim kamuoyu açıklaması
-
(bkz: yiyin birbirinizi ete para vermeyin)
akp'nin dağılma alametleri bunlar hep. gençliğimi si*en bir oluşumun yavaş yavaş yok oluşuna tanık olmak paha biçilemez.
hastası olunan sözler
-
"olmamasına razıyım. oluyormuş gibi olmasın yeter." - f. kafka
halı sahada sürekli tersee diye bağıran tip
-
topla oynamayı çok seven iki dakka toptan ayrı kalamayan tiptir. ulan bi pas verir saniyesinde topun kendine emanet edilmesini ister. sanırsın ki sahanın en iyi oyuncusu.
bu lavuk kanattan yaldır yaldır koşmaya ve topu kaleden çok uzak noktalara dikmeye bayılır. kısıtlı olan futbol dağarcığında tersee ve saaal en önemli yerleri kaplar. daha az bağırmasını telkin ediyoruz.
debe editi: canıyla kanıyla defans yapıp topu istediği yere atmasına izin verilmeyen gönül dostlarına selaam olsun.
19 eylül 2017 teog'un kaldırılması
-
(bkz: dikkat edersen çabuk kalktı)
üniversitede fark edilen gerçekler
-
a101'in bim'den daha ucuz olması lakin bim'in a101'den daha kaliteli olması. mesela a101'de plastik sucuk 3 lira ve bim'de plastik sucuk 5 lira fakat bim'deki sucuğun tadı daha çok plastiğe benziyor, yani yerken yemeğin tadını alıyorsun, ağzına bi' asfalt değmiş gibi oluyor. oysaki a101 sucuğunda ne bi' plastik kokusu ne bi' kıkırdak, dümdüz domuz etini dizmişler, bıçakla keserken bıçak bile tiksiniyor, yana kaçıyor bıçak.
hayata dair gülümseten detaylar
-
bir akrabamın 7 yaşındaki torunu covid-19 sebebiyle günlerce yoğun bakımda kaldı, biraz kilolu, astımı olan bir çocuk. yılda birkaç defa gördüğüm bir çocuktur ama çok severim, bir şey olacak diye ödüm koptu. ventilatöre bağlandı, babaannesi, babası, kuzeni de pozitifti, babası evde atlattı, babaannesi ve kuzeni hastalığı yenip taburcu oldu. hep kilolu diye üzüldüğüm küçük kız da yoğun bakımdan çıkmış ve yine habire yemek yiyormuş. annesine "yoğun bakımda ben çok aç kaldım, hiçbir şey vermediler, sen bilmiyorsun" diyip köfte patates gömüyormuş. duyunca gülümsetmedi direkt kahkahalarlar attım. hay sen çok yaşa, hayat normale dönünce çok güzel bir elbise ve pasta alacağım sana.
evde tost yapıp işyerine getiren varoş kız
-
bu başlığı açan münasebetsiz ve onun kuyruğuna takılan hadsizler, hepinize selam.
tost yapıp iş yerine getiren kız benim, peki varoş olduğuma nasıl karar verdiniz? ben her sabah evde kahvaltımı hazırlıyorum, tost olur, yumurta olur, sandviç olur, simit peynir olur, her gün bi çeşit. çünkü evde yapmaya vaktim yok ama iş yerimde açıyorum bilgisayarımı, koyuyorum çay ya da kahvemi, büyük bir zevkle yiyorum. çünkü evde yesem aceleye gelir, tadını çıkaramam. öğle yemeğim de yanımda bu arada, güzel kaplarım var, aklınıza gelebilecek her yemeği iş yerine getirmişliğim var*****
her sabah ve her öğlen dışarda yemek yiyecek param yok dostum anladın mı? belli bir gelirim, ona karşı sorumlu olduğum bir eşim, bu hayat pahalılığında karşılamaya çalıştığım ihtiyaçlarım ve önümüzdeki 8 buçuk yıl boyunca ödeyeceğim bir ev kredim var. siz tutmuş yok varoş, yok kaçın uzaklaşın yok bilmem ne!! bütün bunlar benim normal bir insan olduğumu hatta belki de bazılarına göre şanslı olduğumu gösterir çünkü benim bu yaptıklarımı yapamayıp aç yatan insanlar var, bir tostu bulamayacak kadar darda olan, başını sokacak bir evi olmayan insanlar var.
insaf be insaf! artık ağzınızdan s.çmayın, g.tünüzle düşünmeyin. yettiniz ha!
bir işten sonuç alana değin o işi gizlemek
-
bilimsel olarak akademik tanım ve yönergelerce altının doldurulmasını bekleyen bir garip reel kuramdır.
bakınız bir iş üzerindesiniz başka sonuçlanana kadar başkalarına bahsetmediğiniz taktirde kanımca şöyle bir kaç olumlu faydaya sahip olursunuz.
1- gereksiz enerji harcayacağınız yorum ve görüşlere maruz kalmazsınız.
2- 2. şahıslarca dikkatinizin dağılması olanağı sıfırlanır ve konuya daha iyi odaklanırsınız.
3- özgüveniniz sarsılmaz, bilirsiniz ki olumlu da olsa, olumsuz da olsa sonuç sizin eseriniz olacaktır.
4- düşmanın istihbarat radarlarına yakalanmazsınız. bu büyük bir avantaj sağlar.
5- olumsuz sonuçlanırsa kimseni başarısızlığını duymaz ve prestijiniz sarsılmaz.
6- olumlu olursa dostu sevindirir düşmanı üzersin.
sözün özü o çeneni tut!