hesabın var mı? giriş yap

  • evet yanlış okumadınız. tutuklanan kişi ana muhalefet liderine hakaretler yağdıran çakıcı değil.

    aydın'ın kuşadası ilçesinde alaattin çakıcı'ya hakaret ettiği için gözaltına alınan vatandaş, halkı kin ve düşmanlığa teşvik suçundan tutuklanarak cezaevine atıldı.

    akp'nin yargı reformu dediği şey buymuş demek.

    kaynak:https://jurnaltr.com/…i-basilarak-gozaltina-alindi/

  • eskiden entryler görürdüm istanbul'u izmir ile kıyaslayan, işte izmir köy istanbul megakent diye.

    şu istanbul denen memlekette ciddi ciddi severek yaşayan bir insanın psikolojik problemleri vardır. hayatımda bu kadar eksisi olan ve artısı olmayan başka olgu görmedim. pahalı, trafik (bence şu başlı başına etken, 19km yol 1 buçuk saat sürüyor lan), insan yapısı mide bulandırıcı, kalitesiz.

    bir de en çok güldüğüm "çok aktivite var abi, konser var tiyatro var". bak sayın pezeveng, 2 saatlik tiyatroya 4 buçuk saat yol gidince aktivite yapmış olmuyorsun. sizin hayatınızın zamanınızın hiç önemi yok galiba, hayatsız olmak lazım şu trafiğe alışmış olmak için.

    doğma büyüme izmirliyim son 1 senedir iş dolayısıyla buraya geldim, mide bulandırıcı bir şehir istanbul, işi remote aldığım an rastgele bir ile taşınacağım. batıya en yakın rastgele 20 ilden birini seçin buradan daha kaliteli yaşarsınız şaka yapmıyorum. gerçekten burda severek yaşıyorsanız akli melakelerinizi kontrol ettirin.

  • - pardon hanımefendi bebeğinizi düşürdünüz.

    + bu benim değil kendisini ilk defa şimdi görüyorum.

    - ama sizden düştü.

    + öyle mi? dur bi bakiym (karnını kontrol eder). aaaa evet benim galiba. çok teşekkür ederim çok naziksiniz.

    - rica ederim.

  • 1895-1898 yılları arasında dünyayı bir tekne ile yalnız başına dolaşan ilk insan olarak tarihe geçmiştir. bu seyahatinde yaşadıklarını "sailing alone around the world" adlı bir kitapta yayımlamış ve bu kitap best seller olmuştur , 1909 yılında 65 yaşında iken çıktığı bir başka yalnız yolculuk sonrasında kendisinden bir haber alınamamıştır.

  • dün aksamki bla bla car istanbul - ankara arası yolculuk ilanım için konuştuğum ölücü bir hanfendinin sözleri üzerine sinirlenerek açıyorum bu başlığı. tamam ekonomi kötü, anlıyorum. elimden geldiğince de her konuda anlayışlı olmaya çalışırım insanların davranışlarına. ama bu yapılan saygısızlık üzerine sinirlerim bozuldu biraz.
    uygulamanin verdiği ücretler zaten benzin - mazot fiyatlarının çok altında olmasına rağmen aldığım tepkiler canımı sıktı. kimse kimseye zorla şu parayı ver demiyor. oraya ilan konulmuş, beğenmiyorsan mesaj atma, ister otobüsle git, ister trenle. saygısızlık yapmamaya çalıştım ama arkadaşın yaptığı düpedüz ölücülük oluyor. konuşmanın görselini de koyuyorum.
    görsel

  • adamların 10 sene önce fırlattığı uzay robotu bugün milyonlarca km uzakta göktaşına iniş yaptı. aynı durum bizde olsa fırlatan adamları 10 sene bedavadan maaş alacaklar diye sağa sola tayin ederler, bütçeye fazla maliyet yaratıyor diye yeni iktidar projeyi askıya alır, unutulan garibim robot bi başına rezil olur uzay köşelerinde.

  • şimdi yarıçapı ve hızlanma eğrisi doğrusal olarak ilerleseydi, hızlanmanın yarattığı bükülmede bazı hüzmelerin paralel olarak azaldığı tespit edilirdi. buna karşın gerek mekanik eğrilme gerekse de tepkisel yoğuşma en üst düzeyde yaşanıyor. tabii buna evrenin genişleme hızı sabit değişken olarak dahil edilirse bu sefer de kütlenin neyi çekip neyi çekemeyeceğini net olarak bilemeyeceğiz. üşenmeden bu satıra kadar okuyan varsa özür dilerim, ne dediğimi ben de bilmiyorum. nasıl olsa bilen yok ya salla amınıyum.

  • facia olayın gelişimi şu şekildedir:

    hindistan çok büyük bir ülkedir ve çok fazla insan yaşamaktadır ve haliyle bu insanların beslenmesi gerekmektedir. mevcut tarım kapasitesi yeterli olmadığı için amerikalılar "hindistan'a gidelim, tarım üretimini artırmak için zirai ilaç üretelim ve satalım" derler. hindistan'da zirai ilaç fabrikasını kurduktan sonra birşeyin farkına varırlar: hindistan nüfusu fakirdir ve zirai ilaca verecek paraları yoktur. ürettiklerini satamayan amerikalılar tüm sistemleri kapatıp, fabrikayı ve tesisleri de olduğu gibi bırakıp ülkelerine dönerler. zirai ilaç üretiminde mic * (bkz: metil izosiyanat) kimyasalı kullanılmaktadır. üretim yapmadıkları için hammadde olarak depoladıkları 55 ton kadar mic'i de bırakıp giderler. mic, soğutulması gereken bir kimyasal olduğu için sisteme bir soğutucu bağlıdır. ama tabi herşeyi kapatıp gittikleri için soğutucu da görev yapmamaktadır. depo tanklarından birinin içine, su ile yol temizliği yapılırken su sızmıştır. mic ile suyun egzotermik reaksiyonu ile depo tankı içerisindeki sıcaklık artmıştır. soğutucu çalışmadığı için sıcaklık kontrolsüzce yükselmiştir. diğer bir önlem de gaz yıkama ünitesidir (bkz: scrubber). depo tankı içerisindeki basınçlı gazı yıkayıp doğaya zarar vermeden atabilecek bu gaz yıkama ünitesi de kapatılıp bırakıldığından, sıcak ve basınçlı gaz depo tankı içerisinde kalmaya ve sıcaklığı yükseltmeye devam etmiştir. üçüncü ve son bir önlem olan yakma ünitesine giden hat ise bakım nedeniyle söküldüğünden, depo içerisindeki egzotermik reaksiyon sonucunda patlama olmuştur.

    resmi kayıtlara göre: kazanın olduğu gece 3800 kişi ölmüştür. sonrasında 10000 kişi daha ölmüştür.
    1989 şubatında hindistan yüksek mahkemesi, union carbide'ı 470 milyon dolar ödemeye mahkum etmiştir. union carbide bu parayı ödemiştir ancak bu para felaket sonrası acıların dindirilmesi için kullanılmamıştır; zaten parası olanların cebine girip onların zenginliklerine zenginlik katmıştır.