hesabın var mı? giriş yap

  • mazda halihazırda markanın kendisi tarafından türkiye'de temsil ediliyor. bundan önceki distribütör mermerler grubu idi. distribütörlük mermerlerden mazda'ya sancılı bir süreç sonunda geçti. uzun süren davalar vs açıldı. bu geçiş döneminde de yedek parça, satış sonrası hizmetler ve otomobil satışı anlamında zorluklar yaşandı.

    bununla birlikte mazda türkiye pazarında kendisini premium markalara alternatif olarak konumlandırıyor. satış kaygısı yok. bu yüzden agresif satış kampanyaları düzenlemiyor. bayisine otomobil başına en yüksek karı sunan markalardan biridir. pahalıya daha doğrusu yüksek fiyata satılan ürün bir de kaliteli olunca ikinci elde de çok fazla sirkülasyon olmadığı için tutulmuyor algısı oluşabiliyor.

    tanım: kaliteli bir japon otomobil markası hakkında merak edilen bir durum

  • sözlükte bu aralar salgın şeklinde yayılan hastalık. bilinen en önemli semptomu; şöyle güzel, böyle kafası var diye roman yazar gibi 50 paragraf bonzaiden bahsedip entry'i "kesinlikle ama kesinlikle içmeyin! bak allah'ın adını verdim ne olur bunu kendinize yapmayın! söz mü? içmeyeceksiniz değil mi???" diye bitirmek. ya viral reklam, ya da madalya falan bekliyorlar sanırım.

    (bkz: geçen gün yine arkadaşlarla bonzai içiyoruz)

  • şimdi bir akademisyen olarak çocuğum siz yüz yüze de eğitim istemiyorsunuz demek istiyorum kendilerine.

    neyse bunu haklı sebeplerle istemeyenler olabilir ama ne yapalım, dönemi mi iptal edelim, yazın sıcağında okula mi geleceksiniz, baharda ders dinletemiyorduk size yazın 38-40 derece sıcağında nasıl dinleyeceksiniz?

    devlet bedava gb versin çocuklara. teorik dersler böyle hallolsun. başka çare yok zira.

  • kadın haklı, onca dönem varken, sen git chp'nin 15 senedir tek başına iktidar olduğu döneme denk gel. olacak şey değil. çıkışmasın da ne yapsın? zavallı teyzecim.

  • köyümün festivalindeki çekilişten leğen kazanmıştık. çok duygusal anlardı. annem: "koş oğlum git al!" dediğinde herkesin arasından sıyrılıp kürsüdeki adamın yanına çıkmıştım.. herkes bana bakıyordu. hayalimdeki leğene kavuşmak üzereydim.. teyzem, abim, annem, ananem... herkes ama herkes benim o leğeni iki elimle tutup adeta bir ülkenin bayrağı gibi taşıyor oluşuma şahit oluyordu. mikrofonu elime aldığımda ağzımdan şu cümleler dökülmüştü: "ben.. biz bugün sadece bir leğen değil, çok daha fazlasını kazandık.. köyümüzü!" teyzem, abim, annem, ananem... herkes ama herkes beni alkışlıyordu.

  • 1- türkiye bugün şampiyon olmadı, finale çıktı.

    2- türkiye hep şampiyon olmuyor. 1-2 ay önceki şampiyonluk, milletler ligi'ndeki ilk şampiyonluğumuzdu.

    - olimpiyatlar'da ve dünya şampiyonası'nda madalyamız dahi yok.

    - eğer 3 eylül'de şampiyon olursak 1949'dan beri var olan avrupa şampiyonası'nda ilk defa şampiyon olmuş olacağız.

    - bir turnuvanın en başarılı takımı olmak için de bir iki şampiyonluk değil, o turnuvanın tarihinde en fazla şampiyonluk almış takım olmak gerekiyor. yani tüm zamanların en başarılı ülkesi olmak için yalnız bir nesil değil, nesiller yetiştirmek gerekiyor.

    3- voleybolda rekabet çok yüksek. türkiye'nin hem avrupa'da hem de dünyada çok zorlandığı güçlü rakipleri var.

    4- voleybol bir olimpiyat sporu ve tabiki önemli bir spor. internetteki kaynaklara göre dünyada en sevilen 5. spor ve 900 milyon takipçisi var.

    5- sporla dünya barışı arasında bir bağlantı var.
    - gelişmişlikle sporda başarılı olmak arasında bir bağlantı var.
    - kadın haklarıyla kadın sporu arasında bir bağlantı var.
    - başarının alkışlanması ve ödüllendirilmesiyle hakkaniyet arasında bir bağlantı var.
    mesele bunları anlayabilmekte herhalde.

  • yanlış: balıklardan alırken 1 dişi 1 erkek alayım. çift çift takılsınlar, negsel
    doğru: her balık kumrular gibi takılmaz. 1 erkeğe 3-4 dişi gerektiği haremlik selamlık türler olduğu gibi aynı akvaryumda ikinci bir erkeğe bile tahammülü olmayan arızalar da çıkıyor. dikkat etmek lazım bunlara