ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
sorduğun soruya gözünün içine bakarak cevap vermesi. cevap vermesi yetmezmiş gibi.
türk yükseköğretiminde fotokopicinin yeri
-
1. rektör
2. fotokopici
3. dekanlar
şeklinde bir hiyerarşi vardır üniversitede. fotokopicinin de cumhurbaşkanı tarafından atanması gerektiğini düşünürüm hep. korkunç bir sermaye kayması yaşanmaktadır. adamlara hem para akıyor, hem de bilgi akıyor. birleşip dünyayı bile ele geçirebilirler.
polislerle girilen ilginç diyaloglar
-
yıl 2005. ev arkadaşımla gündüzleri uyuyup geceleri uyanık kalmak gibi bir alışkanlık geliştirmişiz, marketin bakkalın açık olduğu bir saatte uyanık olmadığımız için sadece geceleri alışveriş yapabiliyoruz, o alışveriş de geceleri açık olan tek yerden, ekmek fırınından 12li yumurta ve birkaç sandviç ekmeği almaktan ibaret. kaynamış yumurtaları sandviç ekmeğinin arasında ezerek yiyoruz. öyle bir ortam.
temmuz ayındayız, saat gece mi sabah mı belli olmayan saatlerden biri. yine fırına gidiyoruz. polis otosu devriye geziyor.
- gençler!
- (üstümüze alınmıyoruz)
- gençlik! alow!?
- (hiiç üstümüze alınmıyoruz, kafalar önde yürüyoruz)
- hşşt! gençliikh?!
- (bize diyo olabilir lan diyip dönüyoruz)
- nere böle?
- (şaşkın) ekmek. fırın. yumurta. hımph.
- kimlikh var mı?
-* kimlik? cüzdan. ev.
- yok mu kimlikh?
- ekmek. yumurta. ev.
- siz okhuyonuz mu?
- evet
- ne okhuyonuz?
- * uluslarsı ilşkiler
- (bana dönüp) sen?
- ben de
- benim de yeğen okhuyo kütaaya'da
- ...
- gelin sizi bırakhıyım fırına
- ...
- gelin binin eve de bırakhıyım soona
bindik. önce fırına gittik. her gece üçte gelip yumurta alan iki tip yeterince saçmayken işin içine bi de ekip otosu girince fırıncı o geceden sonra bizi pek iyi karşılamamaya başladı, bi süre sonra da dükkanda yumurta satmayı bıraktı. bu sefer de her gün patates yemeye başladık. neyse. sonra eve gittik yine polis otosuyla. üst komşu nerden gördüyse görmüş gecenin bir yarısı polis aracından indiğimizi, ertesi akşam geldi ne ayaksınız diye. garip bir dönemdi.
olan biten
-
yaşadığımız deprem felaketiyle ilgili acil iletişim ihtiyacı üzerine onay bekleyen 10 bin çaylak’ı yazar yaptık.
ayrıca tüm stk’lara ve depremle ilgili dayanışma çabasında olan tanınmış kişilere onaylı hesap vermeye hazırız. iletişim üzerinden bizimle irtibata geçebilirsiniz.
hangisinden hamileyim bilmiyorum
-
"kocam çok iyi biridir, onunla bir problemim yok" dediğin adamı 2 yıl aldatmandan problemin kimde olduğunu anladık biz zaten.
tanım : ruh hastası beyanı.
aziz sancar'ın artık bilim adamı olmaması
sinan akçıl ve gülşen'in şarkı sözü çalması
-
bu kadar saçma şarkıyı insan yazdım demeye utanır, adam gitmiş dava açmış bi de.
türk müziğine verdiğin zararlardan ötürü bizim sana dava açmamız gerekiyor.
rüzgar çetin'in ölümüne sebep olamadığı öbür polis
-
ölmüş arkadaşını iyi bir paraya satmıştır.
yeni doğan bebeği kokmasın diye tuza banan anne
-
tuzlama işleminin bebeği 2 kilo billur tuz'a bandırmak olduğunu sananların hezeyanı.
ben geçmiş deneyimlere inanırım. bebeği doktorlara danışarak büyütmek son 20 yılın olayı. milyonlarca yıldır kadınlar çocuk doğuruyor ve çocuk bakımında genellikle en eski yöntemler işe yarıyor.
bebek tuzlama olayı işlem görmemiş doğal okyanus tuzunun bir miktar memba suyuna karıştırılmasıyla yapılır. bir miktar tuz bir miktar suyla karıştırılır, bebeğin kokması olası yerlerine sürülür, azıcık beklenir ve yıkanır.
ben sadece adet yerini bulsun diye yapmıştım ancak bir yaz bebeği olan kızımın bebeklere özgü (aslında çok da sevimli bir koku) oluşan ter kokusunu anında kesti. anlatsalar inanmam.
su, bebeğe içirilmediği için dehidratasyondan ölme durumu yoktur. ha dediğim gibi sen bebeği 2 kilo tuzun içine yatıracak kadar gerizekalıysan onu bilemem.
26 eylül 2019 teke tek deprem özel canlı yayını
-
fatih altaylı : ismini vermeyelim tübitak'tan bir profesör.
celal hoca :bizim mehmet o yavv