hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye denizcilik işletmelerinin* en eski, en büyük ve en hızlı olma özelliğini günümüze kadar taşımış ve 2010 yılında emekliye ayrılmıştır. hayatının geri kalanını müze olarak devam ettirmek için tadilat ve bakım işlemi yapılan, aynı zamanda sadece yaz mevsiminde pazar günleri nikah hizmeti veren eli öpülesi emektar vapur.

    italyan yapımı olup, ikinci dünya savaşı bitmeden önce savaş gemisi olarak tasarlanmış daha sonra savaşın bitmesi üzerine, türkiye'den gelen siparişle yolcu taşıma vapuruna çevrilmiştir.

    1 temmuz 1952'de italya'nın taranto şehrinden yola çıkıp 2.5 gün sonra istanbul'a ulaşmıştır. çift zamanlı sulzer dizel marka 3200 beygir üretebilen 2 adet makineye sahiptir.

    günümüzde beykoz'un paşabahçe semtinde iskeleye bağlanmış bir şekilde görebilirsiniz.

    toplam 3 kardeş olarak bilinirler;
    paşabahçe vapuru
    dolmabahçe vapuru
    fenerbahçe vapuru

    (bkz: bahçe tipi vapur)

  • danıştay 6. dairesi, gezi parkı’na topçu kışlası yapılmasını ve ağaçların kesilmesini içeren, bu nedenle türkiye çapında eylemlere neden olan taksim yayalaştırma projesi'ne ilişkin geçen yıl verdiği iptal kararını oyçokluğuyla kaldırdı.

    "istanbul 1. idare mahkemesi, “beyoğlu ilçesi, taksim meydanı yayalaştırma projesine ilişkin” imar planı değişikliklerini, 6 haziran 2013’te iptal etmişti. istanbul büyükşehir belediyesi’nin itirazını değerlendiren danıştay 6. dairesi, 29 nisan 2014’de iptal kararını onadı. ancak belediye, danıştay 6. dairesi’ne başvurarak karar düzeltme istedi. normalde bu yol, istisnai olarak kullanılıyordu ve yüksek yargı maddi hata yapılmadığı sürece karar düzeltme taleplerini reddediyordu."

    kararda, kesinleşmesi beklenen kararın ne olduğuna da yer verildi. buna göre, istanbul 6. idare mahkemesi, kültür varlıklarını koruma kurulu’nun topçu kışlası’na onay veren kararının iptaline ilişkin istemi reddetti.

    "kararda, taksim topçu kışlası’na örtülü destek verildi. plan notlarında 1. grup taşınmaz kültür varlığı olarak taksim kışlası’nın yer almasına değinilen kararın gerekçesinde, 2863 sayılı kültür ve taibat varlıklarını koruma kurulu kanunun 6. maddesinde “tarihi kışla”ların da korunması gereken taşınmaz kültür varlıkları olduklarının “hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açıkça belirtildiği” anlatıldı. karara başkan habibe ünal ve üye ünal demirci muhalefet etti."

    valla ne denir ki;

    denemekten hiç vazgeçmeyecekler... arada böyle halkı kaşımaya devam edecekler. zaten canımız sıkılıyordu gider güzel güzel şu sıcak günlerde ıslanırız...

    gaz ithalatınız tamamsa haber verin başlayalım...

    (bkz: kapılar açılsın çatışmalar başlasın)

    - ya geziyi yıkıp yerine diyorum şöyle bi kışla ne güzel olur demi?
    + tabi lan manyak mısın?

  • dolar neden düştü ?

    en basit haliyle anlatmaya çalışalım.

    öncelikle kesin ve net bir kural var: faiz artarsa dolar (döviz) düşer, faiz düşerse dolar artar. 2+2 = 4 kadar kesin ve net bir denklemdir bu. fakat bu denklemde önemli bir varsayım var: ceteris paribus yani, diğer tüm değişkenler sabitse. türkiye'de elbette her şey çok değişken.

    senaryo1: faizdeki düşüşün etkisi diyelim ki dolarda 10 kuruş artışa neden olacaktı. fakat, bununla birlikte sözgelimi 20 kuruş düşüşe neden olacak kadar da devlet kurumları dolar sattı. şu an görünen en muhtemel senaryo bu. peki devlet neden böyle bir şey yapar ? çünkü şu an dünyanın en oynak paralarından biri türk lirası. her şey spekülasyon üzerine dönüyor. bir açıklamayla 5 kuruş düşüyor, bit tweetle 20 kuruş artıyor. böyle bir ortamda "dolar artıyor" imajı yaratmamak adına da dolar satılarak baskılanıyor. kısa vadede etkili ama uzun vadede patlaması muhtemel.

    senaryo2: türkiye'de aslında her şey çok iyi. enflasyon gerçekten açıklandığı gibi %15 ve düşüş eğiliminde. yatırımcılar bu ortamda faizlerin 500-600 puan indirilmesini bekliyordu ve bunu fiyatlamıştı. beklenenden az düştüğü için de dolar düştü. ülke ekonomisinin iyi gittiğine inanıyorsanız bu senaryoya da inanabilirsiniz.

    özet: faiz düşerse dolar artar. suni olarak baskıladıysanız orta ve uzun vadede artar. gerçekten üretimi artırdıysanız, ihracatı artırdıysanız, yatırımcı güvenini sağlamak için adaleti ve fikir özgürlüğünü tesis ettiyseniz diyecek sözüm yok. ancak bu koşullarda dolar reel olarak düşer.

  • link
    vahim yazının başlığı: umarım büyükelçinin sözleri doğru değildir
    her koldan ayrı satılmışız benim masum halkım.

    --- spoiler ---

    iki sene önceydi.

    güney kıyılarımızdaki bir tatil sitesinde, türkiye’nin dışişleri bürokrasisinde önemli görevler üstlenmiş, sonrasında da chp milletvekilliği yapmış ve benim de çok sevip, saygı duyduğum bir ağabeyim ile karşılaştım.

    uluslararası ilişkiler konusunda türkiye’deki en duayen isimdi.

    deniz kenarındaki sohbet kesmeyince, akşam bizi yemeğe davet etti.

    yemekte elbette konu siyasetti ve ister istemez chp’nin yerel seçimlerdeki başarısına geldi.

    “senin başarı dediğin chp’yi sağa çekerek, türkiye’yi iyiden iyiye sağa çekme projesinin yerel ayağıdır” diye kestirip attı.

    şaşırdım.

    “chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu bir dış projedir. nasıl ki, akp bir dış proje ise ve okyanus ötesinde kotarıldığı ve desteklendiği artık ayan beyan ortada ise, kemal kılıçdaroğlu da öyle bir projedir. chp’yi atatürk çizgisinden çıkarmak, türkiye’de din eksenli bir dualite kurup yeni bir fay hattı yaratmak üzere gelmiştir göreve” dedi.

    ona göre kılıçdaroğlu da bop’un gerçekleşmesi için destek ayağı idi.

    “abi yapma, adam genel başkan olsun diye ben bile yazdım. bende mi bu projeye destek verdim yani” dedim.

    “öyle bir ortam oluşturulur ki, farkında bile olmadan böyle bir projeyi farkına bile varmadan herkes destekleyebilir. zaten projenin iyisi öyledir. öyle bir pakete koyar ki, sen doğru bir şeyi desteklediğini zannedersin. emin ol kılıçdaroğlu akp’yi yaşatma ve kalıcı hale getirmek için oradadır.” dedi.

    ne yalan söyleyeyim, iddialarını abartılı buldum. hatta biraz da kızdım.

    seçim öncesi mali attı.

    “bak kazanmamak için kendini aday gösterdi” diyerek.

    önceki gün yine bir mail attı.

    “istifasını istiyorsun ama etmez. çünkü işi bitmedi. daha yerel seçimler var. onu da kaybettirmeden bırakmaz” diye yazmış.

    bu iddialarını hiç inanmamış ve şahsi öfkesine, kızgınlığına bağlamıştım hep.

    ama dünkü gelişmeleri ve parti içindeki kumpasları görünce içime bir kurt düşmedi değil.
    --- spoiler ---

  • 9 günlük tatil sonrası mesaiye başlayan devlet memurlarının aşırı yüklenmesi nedeniyle oluşan durum. iki güne normale döner merak etmeyin.

  • adamın birisi bir gün, trabzon'a gitmiş, bir meyhanede oranın yerlisi bir adamla kafa demlemeye başlamışlar.

    bir ara, karadenizli'nin belinde, kabzası havalı, elde oyulmuş bıçağını görmesin mi???

    -bıçağına bayıldım, demiş adama, masaya bir 50 lik banknot basarak, aldım gitti!

    -pen piçaumi vermem!!! demiş karadenizli....

    -al, sana 100 o zaman!! diye vurmuş 100 lük banknotu masaya!!

    -vermem! demiş kararlı bir şekilde karadenizli!

    -oooo amma uzattın ha, demiş bizimki. bak bu son teklifim! al sana 300 tl. daha da param kalmadı!!!

    -haçan sen anlamiymisun, vermeyeceğum dedum piçağumi!!!

    adam takmış bi kere bıçağa!! çıkarmış bileğindeki rolex saati...

    -bak arkadaş, bu var ya bu, hayatında göremeyeceğin kadar para eder. bak son teklifim, veriyon mu bıçağı?

    -haçan arkadaşum, ne istersen iste, piçagumi isteme penden!!!

    -sen ne kaçırdığının farkında değilsin galiba!! bak, bu saat var ya, som altındır, kadranı sedef, düğmesi de yakut.

    -haydaa, sen penu anlamaysun kaliba!!! vermeyceum daaaa!!! .. hele bak....diyelum ki aldum saatinu, verdum piçagimuuu ... yarin celdum kahveye, ha burda bir kahve içeceum...kalkti pirisu dedu baa "-ananu s..eyum.!!ha pen ne diyeceum ona, "altiyi çeyrek geçiii ???"

  • yalnız polis olup ölümüne solcu dövmesine ramak kalmış adamların okuldan atılınca solculardan medet umması da nedir? solcular olmadan kendi hakkınızı arayamıyor musunuz mübarekler?

    edit: başlığı açan maklubeci "polis kolejinden atılanlar için tatlı su solcuları neden eylem yapmıyor" diyordu entry'sinin ilk halinde kısaca. her yediği ayarda entry'i değiştirip revize etmiş, yetmemiş eklemeler yapıp roman ölçülerine getirmiş. biline.

  • parfüm almak için girilen parfümeride, parfüm şişesinin yere düşüp kırılması ve akabinde arkadaş görünümlü iki yamyamın t-shirtlerini çıkarıp yerdeki parfüm ziyan olmasın diye üstüne bastırmaları.

  • yuva kurmayı başarmak ne yahu? bir başarı mi evlenmek sizin için? aksine ben bekar ve yalnız yaşayan insanların hayatla başa çıkmak açısından daha başarılı olduklarını düşünüyorum.

    edit: oha. daha önce hiç 176 kişi beğenmemişti yazdıklarımı. vay anasını be.

    edit 2: günaydın. arkadaşlar napiyosunuz? 473 kişi olmuş. neyse hastaydım. birazcık sevindim. hehehe. artık nasıl garibansam; beğeni sayısına seviniyorum.

  • sokağa inmeye gerek olmamasından dolayıdır.

    birbirlerini kırıyorlar zaten şu anda. bizi gözlemci atadılar.