hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul'da sene 2005 veya 2006. rahmet enişteyle notere gittik. evde yaşlı var, vekalet işlemleri için eve getireceğiz noteri. noter eniştenin kafasındaki kasketi görünce "bu ne böyle? gavur icadı şapka takmışsın" diye azarladı. sonrasında ise gavur icadı bilgisayarından çıkarttığı kağıtları ve gavur icadı tükenmez kalemini alıp, gavur icadı arabasına bindi. laf söylesen kelimeler kifayetsiz, siksen yetersiz.

  • siz, sendrom diye diye pazartesiyi nam nam nam yiyip bitirmeden (tamam illa yiyecekseniz, bana da bir lokma ayırın) önce, bir şey anlatayım.

    bu sabah, mal varlığımın en kıymetli parçalarından biri olan "ac/dc" tshirtümü giydim. tamam, biraz eskimiş olabilir ama hâlâ çok güzel. ben gözlerim yerde, kulağımda müzik, metroya yürüyordum. kafamı bir ara kaldırdım, karşımdan 45- 50 yaşlarında bir kadın geliyordu. üzerinde de "ac/dc" yazılı bir tshirt. tshirtler farklı, ama ac/dc aynı ac/dc. birbirimize iyice yaklaşana kadar, ayırmadık bakışlarımızı. ben ne yapsam diye düşünürken, kadın benden önce davrandı ve yan yana geldiğimizde şu hareketi yaptı; devil horns
    ben de karşılık verdim, ac/dc kardeşliğimizi kutsadık ve yollarımıza devam ettik. saatler geçti; rüya mıydı, değil miydi... emin olamıyorum.

  • rüyamda kaleciliğini üstlenerek uefa avrupa ligi'nde yarı finale çıktığımız takım. hatta italyan ve alman takımlarını eledik. takımları hatırlamıyorum çünkü birinde enrico chiesa, diğerinde carsten janckler filan oynuyordu, bildiğin 2000'de kalmış rüyanın oyuncu veritabanı.

    neyse, almanlarla oynadığımız maçta 1-0 öne geçtik. doğru dürüst top gelmedi bana. sonra kornerden demba ba seken topu tamamlayıp 2-0 öne geçirdi. rahat bir maç çıkardım.

    bu arada galatasaray taraftarıyım. hikayeyi ilginç kılan nokta bu sanırım.

  • 1,5 metre sosyal mesafemizi koruyalım kararının alınacağı toplantı olacaktır.

    edit: toplantı notları.
    --- spoiler ---
    3 saat süren toplantıda oturup hesap yaptılar sanırım. ülke ve illerin istatistikleri açıklandı sadece. sayılarımız artıyor vurgusu yapıldı bolca. toplantı öncesinde gündem olan konulara dair cevaplar ancak soru sorularak alınabildi.
    *her il için maske zorunluluğu şu anda gündemde değil. bilim kurulu istanbul, ankara ve bursa'da maske zorunluluğu için il hıfzıssıhha kurullarına önerilerde bulundu.
    *sokağa çıkma kısıtı/yasağı şu anda düşünülmüyor, toplantıda gündeme gelmedi.
    *yks ve lgs için, sınavın olabildiğince güvenilir yapılması için bilim kurulu rehber yayınladı ve birimlere tedbirler hatırlatıldı. özellikle sınava giriş/çıkış işlemlerinin daha güvenli yapılması için gerekirse o saatler için sokağa çıkma yasağı önerisi cumhurbaşkanı ile paylaşıldı, böyle bir ihtimal var. öğrenci sınava giderken yanında en fazla 2 kişi olacak şekilde bir uygulama da ihtimal dahilinde. kısacası adaylar allah'a emanet.
    *65 yaş üstü kısıtının tekrarı gündemde değil, dışarı çıkmasınlar zorunda kalmadıkça.
    *153.000 örneklemlik antikor testi çalışmaları yarıya yaklaştı. bağışıklık anlamında yeterli düzeyde değiliz. %1 civarında bağışıklık durumu söz konusu şu anda. %40 civarı bir seviyeye ulaşmadan toplumsal bağışıklık kazanıldı denemez. 1 hafta içerisinde sonuçlar daha da netleşecek.
    *aşı çalışmaları başladı. moda sahili ve taraftar kutlamaları benzeri olaylarda top yine il hıfzıssıhha kurullarına atıldı. onların yetkisi var gerektiğinde onlar önlem alacak açıklaması yapıldı.
    --- spoiler ---

    bir çaylak arkadaş sesinin duyulmasını istedi mesajını aynen paylaşıyorum.
    --- spoiler ---
    bu ülkenin her vatandaşı kıymetlidir, yaş önemli değil. önlemi ne ise alacaksın arkadaş. önümüzdeki hafta ve sonraki hafta sınav var, milyonlarca çocuk girecek bu sınava. turizm kan kaybetmesin diye yasaklar kalktı, hiç mi halk düşünülmez şaşıyorum. yaşım 48, kanser tedavisi görüyorum, o veya bu şekilde bu virüs bana veya benim gibi kronik hastalara bulaşırsa yazın ölüm günlüğüne onlarca kişi.
    8 ay akıllı kanser hapı kullandım, bugün radyoterapinin ikinci seansını aldım karmaşık duygular içindeyim.
    iki çocuğum var ve bu saçma sebeplerden dışarıda olacaklar ve virüsü bana taşıyacaklar. korkuyorum, evet korkuyorum ama kendi hayatım için değil. geride bırakacaklarım için...
    --- spoiler ---

  • - :))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))
    - :)

    ayıp hakkaten...

  • sovyet sinemacı lev kuleshov'un adını taşıyan deney. deneyde birbiriyle ilgisiz çekimleri montajlayarak izleyicide bunların bir bütün olduğu izlenimini elde etmeye çalışmıştır kuleshov. örneğin 1918’de ivan mozhukhin adlı dönemin ünlü oyuncusunu oyuncak ayı, bir kase çorba vs gibi görüntülerle yan yana getirince kuleshov, bu görüntülerin farklı ifadeler meydana getirdiğini, oyuncunun aslında aynı olan yüz ifadesinin onun bu objelere olan duygusal tepkisini veriyormuş gibi göründüğünü fark etmiştir.

    (bkz: montaj)
    (bkz: sergei eisenstein)
    (bkz: pudovkin)

  • yurtdışında pasaportumuzu kaybedersek o ülkede yaşama hakkı elde edeceğimizi iddia eden bir sırma saçlı beyanı.

    (bkz: geçici seyahat belgesi)
    (bkz: geçici pasaport)

    herkesi kendi seçmeni gibi cahil ve bilgisiz sanıyor.

    edit:

    'türkiye'de suriye konsolosluğu olmadığı için bu belgeler alınamaz' içerikli mesajlar aldım.arkadaşlar ben tc pasaportumla kıbrıs rum kesimine girdim,eğer orada pasaportumu yırtsam kalabilecek miydim? bırakın tc konsolosluğunu,birbirimizin varlığını bile tanımıyoruz.

    edit 2: sayısız mesaj aldım pasaportunu yırtıp başka ülkeden deport edilemeyen örneklerle ilgili.tek tek cevap verdim ama buraya da yazayıp..münferit olaylar başka bu derece büyük akında durum başka..evet dayınız,arkadaşınız ingiltere'de fransa'da pasaportunu yırtıp kalmış olabilir lakin -olmaz da- 3 milyon paki,suriyeli ingiltere'ye girip pasaport yırtsın bakalım ne oluyor.

  • "kız aynı yolculukta 3 kez boş koltuğa oturup, 3 kez yaşlılara yer verdi. resmen sevap şov yapıyor şu an. tek yolculukta cenneti garantiledi."

  • "tirk hilkinin virgiliri ili alinmiş milyin dilirlik mikini"

    (bkz: ota boka duyar kasmak)

    içinde bulunduğu stresi azaltmak isteyen bir askerimiz. onlar da insan. ayrıca kendisi eğlenceli bir kişiye benziyor. hepiniz sağ salim ana babanıza dönün inşallah.

  • o dönem reha muhtar hande ataizi'den 10-15 kilo fazlasi olan muhabirini o tuvalete gonderip pencereden cikmaya calismasini istemisti. daha sonra goruyorsunuz bi insanın burada sıkışması imkansiz tarzi bi habere imza atmislardi. amaclari neydi bilmiyorum kadin bir sekilde çıkmış iste oraya.

  • bir şeylerin düzeltebilmesi için önce farkındalık gerekir. izdihamın içinde olanların “ben ne yapıyorum? neden bunu yapmak zorunda kaldım?” demesi gerekir. ama şu an olan; “oh ucuza aldım kar ettim.”
    sorunu kabullenmezsek daha çok izdihamlar görürüz.

  • uyanıklıktır. bunu yapan insan öylesine açıkgözlü ve zekidir ki inenleri bekleyenleri kaptığı boş yerden alaycı bakışlarla izler. ben de beklemem. salak mıyım? niye izdiham yaratmak dururken medeni davranayım? ne diye hepinizden üç saniye önce binip on dakika fazla oturma fırsatını tepeyim? metro yanaşırken sarı çizgiyi de geçerim. çünkü cin gibiyim. herkes akıl edemez.