hesabın var mı? giriş yap

  • tam tadında bırakılan eylemdir. metroda da, burada da araya girenler, tadında dayak yemesini sağlamakt hep. demek ki ne kadar duyarlılar. tam tersi olsa, bir akp antipatizanı, akp'liler içerisinde kalsa ve sizin kafanıza sıkacağım diye tehdit etse, muhtemelen hastanelik olur, ya da ölür. gerçek bu.

    helal olsun diyorum.

  • bana göre erdem falan değildir, lütuf da değildir. birçok farklı sebebi olabilir, parayı, zekayı, herhangi x bir şeyi güzelliğe tercih eden birinin tercihi olabilir, toplumun güzellik normları dışında da olsa sevdiği kişiyi gerçekten çok güzel bulan birisinin kararı olabilir, şartlar öyle gerektirdiği için mecburiyet olabilir. ama erdem? sanmıyorum.

    birilerini önce itip sonra da onlara merhamet bağışladığınızda daha iyi insanlar olmuyorsunuz. bu biraz, "gözlerin görmüyor ama sana iş vermişiz" demek gibi oluyor, bence.

  • 42 yaşındaki nadide kısa’nın ölümünün tek nedeni mobbing olmasa da, her gün yaklaşık 12 saatini geçirdiği işyerinde yaşadıklarının büyük paya sahip olduğu kesindir.
    insanları bu kadar baskı ve uzun sürelerle çalıştırarak zaten kalan zamanındaki dinlenme, eğlenme hatta çocuğuyla vakit geçirme hakları ellerinden alınıyor.
    çalışanlar fiziksel ya da ruhsal hastalıklarla boğuşuyor.
    maalesef nadide kısa, yaşam hakkı elinden alınmış bir bankacı olarak konunun net örneğidir.

    http://www.paramedya.com/…dideyi-mobbing-mi-oldurdu

    “istanbul’da özel bir bankanın yüksek segmentli müşterilerine bakan nadide kısa, işten çıktıktan sonra evinde fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. genç bankacının beyin kanaması geçirdiği anlaşıldı ve yoğun bakıma kaldırılırken hayatını kaybetti. üç çocuk annesi nadide kısa yaklaşık 15 yıllık bankacıydı. nadide kısa’nın ölümüne son günlerde uğradığı mobbingin neden olduğu iddia ediliyor.
    iddialara göre, nadide kısa’nın unvanı bir süre önce performans nedeniyle düşürüldü. bir alt unvan olan perakende bankacılık işlemleri yönetmeni yapıldı. 3 çocuk annesi genç bankacı işsiz kalmak korkusu ile itiraz etmeyip verilen göreve devam etti.
    gişeye verildi
    nadide kısa tecrübeli ve yılların bankacısı olmasına rağmen bankanın aldığı karar ile gişeye oturtturuldu ve hem gişe görevini yapması hem de hedeflerini tutturması istendi. burada satış konusunda başarılı olamaması gerek şube yöneticisinden gerekse bölge müdürlüğünden baskılar arttı. yine bir iddiaya göre, kısa’ya şube müdürü tarafından sık sık hakarete varan kızmalar oluyordu.
    cenazesi bugün kalkıyor
    geride 3 çocuğu öksüz bırakan nadide kısa’nın cenazesi bugün anadolu yakası’nda bulunan merdivenköy mezarlığı’nda toprağa verilecek.
    nadide kısa'nın çalıştığı bankanın örgütlü sendikasının nasıl bir açıklama yapacağı merakla bekleniyor.”

    edit: verilen ilanla yapı ve kredi bankası olduğu anlaşılan; ancak daha sonra kaldırılan ilan; http://www.hurriyetvefatilani.net/…gi-ilani-v_18766
    edit 2: sendika basisen‘in konuyla ilgili açıklaması henüz yok.
    edit 3: eski bankacı, yeni komedyen kaan sekban nadide kısa’nın eşi ile konuşmuş ve linkteki aklımın almadığı konuşmaları gerçekleştirmiş.
    https://instagram.com/p/bz9n2bbgwz5/

  • bir ülkenin cumhurbaşkanı tarafından söylenmiştir. alenen tehdit ifadesidir, külhanbeyi ağzıdır. bu ülkede sağlam muhalefet yok diyemez bir daha kimse. biz oturduğumuz yerden korkuyoruz, muhalefet nasıl korkmasın amk ?

    ama er ya da geç, ettiğiniz her kelimeden, yar-gı-la-na-cak-sı-nız !

  • yaşlı bir amca tarafından onay gören gençlik. otobüste bizzat başıma gelmiştir.
    ankara'da yaşayanlar bilir. 65 yaş üstü, egolara ücretsiz biner ve otobüs güruhunun (mesai saatleri dışında) % 50 sini bu topluluk oluşturur. yine yorgun argın dersten çıkıp eve gitmek için otobüse bindiğim bir gün, amcanın biri bindi ulustan (yanında 10-15 tane daha amca var tabi) önümdeki genç yer vermek için doğruldu, amca gel şöyle otur diye. amca gencin omzuna bastırarak hayır evladim dedi. siz oturun. biz ücretsiz diye ekmek almaya bile otobüse binip,ulusa geliyoruz. orada vakit geçiriyoruz işte.. siz akşama kadar ders işleyip kafa patlatıyorsunuz, akşam gidip gece yarılarına kadar ders çalışıyorsunuz. sizin hakkınız oturmak. bizim değil..

  • sap bir muhasebe yazılımıdır. hatta ve hatta maliyet muhasebesi yazılımıdır. öncelikle bunun üzerinde anlaşmak lazım. kendisi erp (kurumsal kaynak planlama) yazılımı olduğunu iddia eder ancak tüm mimarisi ve süreçleri o fı ve co belgelerinin doğru oluşması yani şirketin mali tablolarının ve ürün maliyet hesaplarının düzgün yapılabilmesi üzerine kurguludur. satış, satın alma, üretim, kalite, insan kaynakları ve depo yönetimi departmanlarındaki insanlar bu kıl yazılıma o nedenle seve seve katlanmak zorundadır.

    özellikle büyük şirketler ve denetim şirketleri bu yazılıma bayılır. çünkü sap aslında hiç de optimum olmayan ultra karmaşık bir veritabanına sahiptir ve bu özellikle böyle yapılmıştır.

    siz gidip bir yazılım firmasına, bana bir erp yazılımı yap derseniz o gider onu en basit ve kullanışlı şekilde yapar ama ileride şirkette birisi yanlış sipariş girdiğinde ya da muhasebede hata yapıldığında git bunu sistemden düzelt diye ıt departmanından istekte bulunmaya başlarlar. oradaki veritabanı admini de girer sisteme kaydı veritabanından siler eder sonrasında bir bakmışsınız ki sistemde isteyen istediği gibi at koşturur hale gelmiş.

    işte bunu sap 'de yapamazsınız. ben türkiye'deki hiçbir şirketin bilgi işleminde sap basis db admin vs. işi yapıp da doğrudan hana db'den sql query ile veri silerim diyebilecek bir delikanlı tanımıyorum. çünkü bunu yaptığınız anda onbinlerce tablo arasındaki referential integrity'i büyük ihtimalle bozarsınız. sistem çöker ve sonrasında da kolay kolay geri toplayamazsınız.

    bu nedenle sap'de attığınız kayıt orada durur. silinemez ve değiştirilemez. örneğin faturayı 10tl değil de 100tl diye kestiyseniz bunun ters kaydını alıp bakiyeyi 0'layıp tekrardan 10tl'lik kayıt atmanız gerekir. ya da mal girişi yaparken yanlışlıkla 1 yerine 10 adet yazarsanız gidip 10 adetlik ters kayıt yapıp tekrar 1 adet giriş yapmanız gerekir bu sayede sistemdeki her adımın kaydı olmuş olur. bu kayıtlarla kafama göre oynayabilsem bilgi işlemciyle anlaşır, depodaki bir ürünü çantaya atar sonra veri tabanı üzerinde envanterden sildiririm. sonradan sayım yapıldığında 1 tane çalmış dahi olsam eksikliği anlaşılmazdı.

    yani sap yazılımı şirketin patronları ve hissedarlarının acaba bu şirketteki tipler teşkilat olmuş benim paramı zimmetlerine mi geçiriyordur kaygısını azaltır. denetlemeye gelen firma bu kayıtlar güvenilir mi acaba içinden bir şey sildiler ya da değiştirip kitabına mı uydurdular diye daha az kaygı duyar.

    yani siz sap'den çok daha ucuza çok daha hızlı ve pratik bir yazılımı 5-10 kişilik mahmut yazılım ticaret a.ş. yaptırabilirsiniz ancak milyar dolarlık şirketlerin yatırımcıları parasını mahmut yazılımın ürününe emanet ettirmez.

    hana ise sap'nin kendi geliştirdiği in memory database'in adıdır efendim.
    s/4 hana da erp'nin hana veritabanına göre optimize edilmiş ve bazı süreçlerinde performans iyileştirmeleri yapılmış halidir. mesela s/4 ile birlikte bkpf ve bseg'e alternatif acdoca tablosu gelmiştir vs. vs.
    bu hana veritabanındaki tüm veri ram'de tutulur bu nedenle daha hızlı işlem yapar.
    ancak sap hana sunucularının donanım yatırımları da tuzludur. örneğin çalıştığım şirket hana için 2x24tb ram kullanan milyonlarca dolarlık sunuculara ihtiyaç duyar çünkü malzeme defteri ya da yevmiye defterinde bir ay içerisinde milyarlarca kayıt oluşuyor.

    3 kişilik yazılım firmasının yazdığı şey 50 kişilik depoyu idare edebilir ve 1000 dolarlık sunucuda çalışabilir ama dakikada milyonlarca işlem olan yerde patlar, ancak sap tıkır tıkır çalışır. stabilliğin ve performansın arkasında bu yatar.

    bu arada sap ekranlarını da artık fiori ui5 ile dilediğiniz gibi web tabanlı ve istediğiniz çözünürlüğe uygun olacak şekilde değişik renk ve görseller ile tasarlayabiliyorsunuz. karmaşık süreçlere ya da işletime ayıracak ekibi kaynağı olmayan şirketlere de bulut tabanlı saas versiyonu s4hana on cloud mevcut.

    yine de dediğim gibi 50-100 kişilik bir kobide ve patron "ben depocum hasan'a, muhasebecim ayşe'ye, satın almacım murat'a güveniyorum. bu adamlar benim malımı çalmaz, üretip sattığım şey de basit bana ne kadar mal oluyor kolayca hesaplıyorum" diyorsa, hiç gerek yok boşa sap'ye para vermesin. gitsin bulsun bir yazılım onu kullanıversin.

  • adamda acayip güven veren bir tip var. bir gomez'e bakıyorum, bir buna bakıyorum, enver paşa'yı daha iyi anlıyorum.