hesabın var mı? giriş yap

  • benim gibi kurumsal firmada çalışanlar ve devlet memurlarının tuzu kuru, maaşlarımızı çatır çatır alacağız. özel sektörde çalışıp patronun insafına kalanların ne halleri varsa görsün, sunta kemirsin denmiştir.

  • zamanında ibret-i alem olsun diye bu iti öldürselerdi en azından boşa ölmemiş olacaktı polis abimiz. şu an ailesi için endişe edilmelidir. devlet ailesini koruma altına almalıdır diyeceğim de hangi devlet? el chapo ya yardım ve yataklık eden devlet mi?

  • olasılık dağılımı başlığı altında kesikli ve sürekli olasılık dağılımları arasındaki farkı anlatmaya çalışayım. çünkü bu husus aslında olasılığın temelleri arasında yer almakta. örneğin, bize aşağıdaki gibi iki şans oyunu verildiğini varsayalım:

    oyun 1: bir zar attınız. eğer 6 gelirse, bir ödül kazanacaksınız.

    oyun 2: bir adamın ağırlığını tahmin et. en fazla 10 denemede tahmin edersen, bir ödül kazanacaksın.

    bu oyunlardan biri, kesikli bir olasılık dağılımıdır ve diğeri ise sürekli olasılık dağılımıdır. peki nasıl karar veriyoruz?

    1. oyun için 1,2,3,4,5 veya 6 gelebilir. bu zarların hepsi eşit derecede gelme şansına sahiptir. (1/6) bu size ayrık bir olasılık dağılımı sağlar:

    http://sketchtoy.com/68741872 (burada çizilen grafiğin zar oyunu ile bir ilgisi yok, sadece ayrık olasılık dağılım grafiğine bir örnek)

    ayrık olasılık dağılımında, bir sonlu küme içinde bulunan tüm elemanlar aynı eşit olabilirliğe sahiptir. bir hilesiz madeni para, bir kusursuz zar veya iyice karılmış iskambil kâğıtları için uygun olan bir olasılık dağılımıdır. tanımın alıntılandığı yer: (https://tr.wikipedia.org/…yrık_olasılık_dağılımları)

    2. oyun olan adamın ağırlığını tahmin etme oyununda ise, örneğin; 80 ve 90 arasında olduğunu tahmin ettin. ki bu aralık seçimi çok zor bir tahmine dönüşür. bu aralıkta bile sonsuz sayıda değer bulunur:

    80.1
    80.11
    80.111
    80.1111
    80.111111........

    işte burada sürekli olasılık dağılımı devreye girer. mesela adamın ağırlığını 80 olarak tahmin ettiniz. ancak bu değer asla tam olarak 80 değildir. belki de 79.9999 ile 80.1111 arasındadır. bu aralığı seçsek bile bile sonsuz sayıda değer olduğu için nokta atışı bir tahmin yürütümeyiz. ve devreye olası aralıktaki alanın hesabı girer. çünkü bu alandaki her bir nokta bu olasılıklardan biridir. yani alanımız. basit bir grafikle bunu anlatmaya çalışalım:

    http://sketchtoy.com/68741891

    burada aralıklar arası sonsuz değerler olduğu için aslında integral-alan hesabıdır. yani eğri altındaki kalan alan. bu arada grafiğimiz düzgün olmak zorunda değildir, şöyle de olabilir:

    http://sketchtoy.com/68741898

    http://sketchtoy.com/68741917

    ayrık (kesikli) olasılık dağılımlarına örnek olarak bernoulli, binom, poisson dağılımları örnek olarak verilebilir.

    sürekli olasılık dağılımları ise uniform, üstel ve normal şeklinde çeşitlenir. örneğin http://sketchtoy.com/68741891 de çizilen grafik uniformdur.

  • bakınız resim

    margarin dediğimiz leziz besin bir takım kimyasal işlemler ve hokus pokuslarla elde edilen tamamen "yapay" bir gıdadır. bir takım sıvı yağları alır ve tereyağına benzeyene kadar işlemlerden geçirerek katılaştırırsınız.

    fransız imparatoru 3.napolyon ( bildiğimiz napolyon değil onun sonradan tahta geçen akrabası) fakirler tereyağı alamadıkları için mırın kırın etmeye başlayınca toplamış bilim adamlarını ve demiş ki tereyağına benzeyen bir şey bulana ödül vereceğim. tabii paranın kokusunu alan dönemin kimyagerleri de başlamışlar çalışmaya ve en sonunda bir tanesi margarin dediğimiz maddeyi üretmeyi başarmış (hippolyte mège-mouriès )

    tabi o dönemin insanları daha uyanık olduklarından ve modern reklamcılık taktikleri gelişmediğinden kimse bu acayip şeyi ağzına sürmeye yanaşmamış. en sonunda fransız kimyager bu buluşunun patentini bir şirkete satmış ve margarinin macerası başlamış.

    tabi ardı ardına gelen dünya savaşları ve amerika'daki ekonomik kriz milletin tereyağına ulaşmasının önünü kesince margarine de gün doğdu ve işte günümüzde tüm market raflarını dolduran ve evlerimizin dolaplarını süsleyen o mis gibi margarin böyle popülerleşti.

    bu margarin maddesinin sağlığa pek çok faydaları olduğu üreten firmalar tarafından sürekli öne sürülse de ben kişisel olarak kalp damarlarımı tıkama ihtimali yüksek ve donduğu zaman tavadan bile çıkartmanın sorun olduğu bir maddeyi ağzıma sokmamaya çalışıyorum. bir de genelde bu tür markaları üreten firmaların ağırlıklı olarak plastik,petrol ürünleri ve türlü temizlik malzemesi üretmeleri beni azıcık rahatsız ediyor diyelim. ama lezzetli midir orası başka. bunu tüketen tüketir mi hiç karışmam. bu tamamen kendi seçimim.

    şimdi resimdeki reklama şöyle bir bakarsak. bir tekne üzerinde güzelim denizin ortasında neşeyle oynayan ve bir yandan da annelerinin üzerine margarin sürdüğü ekmekleri yiyen afacanları görüyoruz. üstelik reklamda margarinde "taze süt" olduğu (nasıl tazeyse artık donmuş kalıbın içindeki süt ki zaten sütten üretilse onun ismi tereyağı olur) ve içinde vitaminler olduğu yazmakta.

    şimdi sizin çocuklarınız olsa ekmeğin üzerine mis gibi kokan tamamen doğal ve faydalı olduğu binlerce yıldır kanıtlanmış tereyağı mı sürersiniz yoksa son yüz elli yıldır kullanılan ve tamamen "yapay" bir madde mi sürersiniz. bunun cevabını kendi çocukluğunuzda hatta şu anki mutfağınızda arayın derim.

    peki nasıl oluyor da tamamen "yapay" bir maddeyi bizlerin tereyağı gibi tüketmesini sağlayabiliyorlar. işte burada ayrı bir bilim olan "ikna taktikleri" ve reklamcılık ilmi girmekte.

    bu tür teknikler kullanılarak size sadece fabrikada üretilen margarini tereyağ yerine yedirmekle kalmazlar bazen de son derece zararlı "siyasi" bir takım oluşumları da "kurtarıcı" ve "beklediğiniz çözüm" diye sunabilirler.

    bir paket margarini satmakta kullanılan "ikna taktikleriyle" koca bir siyasi hareketi size kabullendirmekte kullanılan teknikler komik şekilde birbirine benzer. yakın bir zamanda bu konuda vereceğim eğitimlerde ve paylaşımlarda daha ilginç bilgiler vermeye çalışağım.

    (margarin falan derken ben de etkilendim şimdi güzel bir margarinli pardon terayağlı pilav olsa ne güzel giderdi)

  • ben buradan, 50 senedir bu isi gizli tutup, tek kelime sizdirmamayi basaran on binlerce nasa calisanina ve onlarca astronota tesekkurlerimi, bu isi ortaya cikaramayan rus ve cin devletlerine de teessuflerimi iletmek istiyorum. beceriksizler.

  • kırılır mı diye düşünmeden, aklından geçen saygısızlığı yaptığın ilk gündür.

    o günden sonra poseidon'un tüm suları temizleyemez ilişkiye sürdüğün bu lekeyi.

  • bu sene çarşıda karşımıza çıkan bilmem kaçıncı olay bu. olay aralarında daha önce husumet bulunan arnavutlarla urfalılar arasında çıkıyor, silahlar patlıyor. 1 polis, 1 turist, 1 çocuk ve 4 kişi de yararlanıyor. çarşının hemen girişinde kuzenimin döviz bürosu var haftada bir uğrarım yanına. kapalıçarşı öyle bir yer halini almış ki rezil durumda. kimse kusura bakmasın ama urfalı zaza gruplar terör estiriyorlar çarşıda. adamların hepsi silahlı, turist geldi bir şeye baktı, almadı mı dövüyorlar sövüyorlar gönderiyorlar. adamların hepsi istanbul'un göbeğinde turizmin merkezinde adidas nike vs. imitasyon çakma ürün satıyorlar hiçbirinin ne maliye kaydı var ne belediye ruhsatı, ne vergi levhası... tüm devlet kurumları göz yumuyor. adamlar geçen hafta fatih belediyesinin zabıtalarını dövdü, bu hafta polis vurdu lan daha ne olsun yetkililerin harekete geçmesi için????? kuzenim defalarca fatih belediyesi'ne, ibb'ye şikayet etti bu adamları hiçbir kurum gram ilgi göstermiyor hepsi birbirine atıyor topu. ileride daha kötü haberler gelecektir emin olun.

    olay esnasında bir italyan kız geldi yanıma taksi arıyor yol neden kapalı havalimanına gideceğim taksi nerden bulabilirim diye sordu gel de anlat kıza şimdi bacım oradan geçme orada bir turist bir de polis vuruldu diye. bu ortamda gel de turizm konuş. sayın yetkililer bu turizm işi pr videolarla, dronle ayasofya çekmekle olmuyor. hiçbir şikayeti dikkate almadan konuları geçiştiriyorsunuz.