hesabın var mı? giriş yap

  • hayatta hiç bir duygu kalıcı değildir. tuttuğunuz takım maç kazandığında o akşam havalara sıçrıyorsunuz ama o mutluluk hissi bir hafta boyunca devam etmiyor. mutluluk geçicidir, mutsuzluk da öyle.

    hayat süreğen bir akıştır. hayatta dip, tepe olmaz, onunla birlikte akarsınız. bazı gün coşkun bir yerinde bir batıp bir çıkarsınız, bir başka gün durgun bir yerinde keyifle yüzersiniz. hayata karşı direnmek nafile çabadır. durgun yerde kalacağım diye bir dala tutunsanız bile, yorulup akışa kapılacağınız gün gelecek.

    hayattaki seçimler elbette önemli, nehrin hangi kolundan yola devam edeceğimizi bu seçimler belirliyor ve bazen o dalgalı akışa kapılmamıza neden oluyor ama her nehir durulur.

    acı mı çekiyorsunuz? çekin, yaşayın bunu, sonra bırakın gitsin. ona tutunup kalmayın ya da ondan uzaklaşmak için çırpınmayın. acıdan kaçmaya çalışıyorsanız, hayattan kaçmaya çalışıyorsunuz demektir. kimse hayattan kaçamaz. bu nehir akar.

    ve daha önemlisi şu, en nihayetinde her nehir denize açılır. hepimizin hayatı sonlu ve tek kullanımlık. o yüzden hayatla akmak ve getirdiklerini; acıyı, mutluluğu, hüznü, neşeyi hakkını vererek ve elimizden geldiğince güzel yaşamak gerek.

  • 26.07.2023 tarihinde habertürk'te yayınlanan ht360 programında atılan manşet:
    "kılıçdaroğlu sertleşiyor mu?"
    ben olsam "12 yıllık iktidarsızlığa rağmen hala sertleşebiliyor mu?" diye manşet atardım sanırım :pp

    görsel

  • genel itibariyle parayla edinilecek özelliklerdir.

    para bu konudaki tüm eksikleri giderecek en güzel kusur örtücüdür. parası olan şişmansa sevimli tontiş olur, öküzse doğal ve sempatik olur, sürpriz yapan bir tip değilse içinden geldiği gibi yaşayan olur, yalan söyleyen ve aldatansa "zor erkek" olur.

    yeter ki paradan haber ver sen.

  • kız değil erkektir haber kaynaklarında sorumsuzca 2 adı açıkça belirtilip soyadı kısaltılmaktadır. saçları ve tırnakları bakımsızlıktan uzamıştır. teyzesi olacak kamuran isimli bir psikopat tarafından çöp evin kilitli bir odasına hapsedilmiştir. yaşadıklarının amerikan true crime hikayelerinden farkı yoktur.

    edit:başlık düzeltilmiş kız ibaresi çocuk ile değiştirilmiştir.

  • bazen gömleklidir bazen fanilalı. olduğu yerden otobanı izler. eğimli arazide rahatlıkla oturup uzanabilmesi evrimsel adaptasyonun muazzam bir örneğidir. kimi zaman yanında arkadaşları da olur. gamsız görüntüsüyle modern dünyanın karmaşasına adeta bir başkaldırış olarak yorumlanır. ne amaçla orada olduğu ise hala gizemini korumaktadır.

  • elitliğe bakar mısınız?

    bu ülkede

    bakanın biri iki gün üstüste aynı gömleği giydi diye,
    diyanet işleri bakanı evine yürüdü diye,

    acindirma yapılıyor.

    utanma duygusu olur insanda... herkes mercedes'e binebiliyormuş. bu cümledeki "herkes" hangi herkes? bizim çalık, milletin a.ına koyacağız, bakara makara, gemi değil gemicik, alo fatih, bilmemne villaları, urla, kupon arazi kavramlarının muhatabı "herkes" mi?

    yoksa, ananı da al git denilen çiftçi, çizmesi sedyeyi kirletir diye endişelenen madenci, kendisine iş verildi diye şükretmesi gerektiği söylenen engelli, dilenci yerine konulan kanser hastası öğrenci, 30 yıldır çocuklarından haber alınamayan anneler mi?

    insanlar var gözleri görür, sözleri dünyamızı karartır,
    insanlar var gözleri görmez, sözleri dünyamıza ışık tutar.

    edit: ajitasyon dogru tabir degilmis. acindirma olarak degistirdim. uyaran rolandmicrocube'e tesekkurler.

  • dünyanın ilk seri katilidir. hatta monte kristo kontu romanındaki zehir ustası madame de villefort'un esin kaynağı locusta'dır. kendisi bir kiralık katildir ve imparator claudius'u zehirlemiştir.

    galya'nın sessiz kırsalında büyüyen bir kız çocuğu olan locusta, evinin çevresinde yetişen otlar ve bitkiler hakkında çok şey öğrendi. roma'ya yerleştikten sonra zamanla kendi iş çevresini oluşturmayı başardı. rakiplerinden kurtulmak isteyen birçok hırslı kişi, sık sık onun bitki ilmine başvuruyordu. o artık zehir kullanan ünlü bir profesyonel katildi. ms 54'te en nüfuzlu patronu olan imparatoriçe agrippa'nın da dikkatini çekti. imparator claudius'un karısı agrippa,, küçük oğlu nero'nun tahta talip olabilmesi için kocasının ölmesini istiyordu. plan saat gibi işledi. onu sarhoş ettiler ve sonra zehirli mantar yedirdiler. imparator çok geçmeden mide ağrıları içinde kıvranarak hızlı bir şekilde öldü. devamında, nero'nun da bir isteği olacaktı. bu defa da taht için nero'ya rakip olan üvey kardeş britannicus'un zehirlenmesi gerekiyordu. locusta, bir kez daha hünerini konuşturdu. zavallı çocuk zehri yediğinde korkunç bir şekilde kasılmaya başladı. nero büyük bir soğukkanlılıkla, orada bulunan herkese erkek kardeşinin epilepsi nöbeti geçirdiğini söyledi. zavallı çocuk can çekişirken ziyafete devam edildi ve birkaç saat içerisinde britannicus birkaç saat içinde oracıkta öldü.

    nero, yardımları karşılığında locusta'yı servete boğdu; ona büyük bir villa ve lüks hediyeler verdi. imparatorun desteğini yanına alınca becerileri o kadar meşhur oldu ki bilgisini öğrencilerine bahşettiği bir okul kurdu. locusta, kendi canına kıyması gerekirse kullanması için nero'ya özel bir zehir kiti bile hazırlamıştır. nero, ms 68'de ölüme mahkum edildiğinde bu zehri yanına almayı unuttu ve kendi hançerini kullanmak zorunda kaldı. locusta'ya gelince; en güçlü müttefiğinin kaybı onun tutuklanıp idam edilmesine neden oldu, fakat öncesinde zincire vurularak utanç yürüyüşü yapması gerekecekti.