hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: pilot egosu)

    türkiye'de kaç tane doktor var, kaç tane pilot var bi düşünün sonra varın adamların egosunu hesaplayın.

    veli toplantısına uçuş kıyafetiyle gelen pilot gördüm ben...

    edit: benim egom yok diye ağlayan pilotların da var olduğunu öğrenmiş olduk böylece.
    entryde bahsedilen ego gözlemi birden fazla pilota vakit geçirilerek yapılmış kişisel tespitimdir.

    hayır o değil de hiç mi üşenmedin o mesajları yazmaya genç :)

    işte böyle... hayat ne tuhaf vapurlar filan...

    edit2: debe ye girmesinde katkısı olan herkese teşekkürler.

  • rte hakkında verdiği hafif negatif demeci hızlıca toparlayayım derken saçmalamış tamer karadağlı.

    dostoyevski'nin bir çalgı aleti olduğunu herkes bilir.

  • keşke lokanta işletseniz. ben 8 aylık bir işletmeyim.

    -lavaşçı 1 ayda 2 kez zam koydu. dur ne oluyor falan derken haftaya 4 lira daha zamlanacak dedi. una zam geliyormuş mecburmuş.

    -10 tl’ye almaya başladığım dürüm kağıdı dün 22,5 tl’yi. adama 10 kilo ver dedim. veremem haftaya 27 tl olacak, en fazla 5 veririm dedi.

    -14 tl’den almaya başladığım tavuk şu an 30 tl.

    -75 kuruştan almaya başladığım ekmek şu an 1.25 tl.

    -kolisini 68 tl’den almaya başladığım kolaya en son 98 tl yazmış (bunu yazan da arkadaşım ha)

    -195 tl’ye almaya başladığım yağ şu an 398 tl.

    -unuttuğum ve yazdıklarıma nazaran daha az zamlandığı için yazmadığım bir sürü kalem ürün var daha.

    ben salaklığımdan, müşteri kaybetmeyeyim diye yapamıyorum nedense zam. ama böyle de kesinlikle batacağım. sonuçta hayır kurumu değilim ben. bağışçılarım yok. sattığımdan daha yükseğe mal edersem nasıl ayakta kalacağım?

  • anadolu lisesinin orta kısmında alınan 3 yıllık haftada 4 saatlik almanca dersleri sonrasında derdinizi anlatacak , hatta bazı bazı konusulan konuyu anlayacak kadar olan almanca.

    şu tarz muhabbetler duyulabilir bu dersi almış kişilerde ;

    " gehen dedi duydum "

    "sprachen dedi , konusmak olm bu "

    "warum mu lan o ?"

  • kendisiyle ilgili anlayamadığım 1-2 şey var. sormak istiyorum.

    1- kendisi hakkında neden sürekli olarak "kimse fenerbahçe'den büyük değil" cümlesi kuruluyor? alex'in fenerbahçe'de oynadığı dönemde ya da sonrasında "ben > fenerbahçe" şeklinde bi beyanı mı oldu?

    2-kendisi hakkında neden sürekli "fenerbahçe'ye zarar veriyor, susmalı" cümlesi kuruluyor? alex'in sevilla maçındaki imza polemiği fenerbahçe'ye ne gibi bi zarar verdi? hisseler mi düştü, futbolcular maça çıkarken ya bizim de primlerimiz verilmezse falan mı diyor? bu zarar tam olarak nedir biri net olarak ifade ederse sevinirim.

    3-yaptığı açıklamalar kimi neden rahatsız ediyor? aziz yıldırım ve aykut kocaman'ı anlayabiliyorum çünkü ikisini de doğrudan yalancılıkla suçluyor da taraftara ne oluyor? fenerbahçe taraftarı alex'in söylediklerinden neden rahatsızlık duyuyor bunu gerçekten çok merak ediyorum. bunlardan sözlükte de var bi açıklasınlar.

    4-alex'ten soğuyoruz ne demek? soğuyorsan senin problemin alex ne yapsın yani sen soğuma diye üzerine battaniye mi örtsün, doğru bildiği şeyleri söylemekten mi vazgeçsin? o zaman ısınır mısınız?

  • sansa'nın köpeklerin 7 gün boyunca aç olduğunu bilemeyeceğini sözlüğün tüm aynştaynları belirtmiş.

    fakat biri de çıkıp dememiş ki aga adamlar savaşı ertesi gün yaptı, yani köpekler 8 gündür aç.

    (bkz: yavaş vurun)

  • öyle bir açıklama ki aşağıdaki gibi bir diyalog geçti sanıyorsun:

    -gizem selam :) esrar?
    +yok canım almiyim. aa nerde ezicen onu?
    -senin sarmısak öğütücü vardı ya geçen geldiğimde göstermiştin. onda öğütürüz :)
    +aa sahiden. hiç aklıma gelmemişti.

  • kızlarımızın, evlenme arefesinde olsun, evlendikten kısa bir süre sonra olsun, mahalle kuaföründeki sibel ablalarına muhakkak yaptırdıkları röflenin, balyajın, komple boyanın sarısıdır. hepsinin aynı boktan tonu tutturabilmesi takdire şayan elbette.
    bazılarının kocalarından gelen istek üzerine, bazılarının babalarının kızması sorunundan kurtulmalarıyla beraber içlerinde kalanı yerine getirme sevdaları yüzünden, bazılarının da evli ve olgun bir kadın olmanın ilk şartı zannetmelerinden kaynaklı bir akım olduğu görülmüştür.
    boya sayesinde giderek saçtan ziyade tüye pamuğa benzeyen o yumağı kafalarında gururla taşımalarını hep ibretle izlemişimdir.