hesabın var mı? giriş yap

  • kiz arkadasindan gelebilecek ''site senin degil mi? neden acilis sayfasina resmimizi koymuyorsun?'' seklindeki sorulara hazirlikli olmalidir.

  • fermente edilmiş tuzlu ringa balığı.

    fermantasyon otoliz şeklinde balığın vücudundaki laktik asit enzimiyle başlar. bakterilerle birlikte bütirik asit, asetik asit ve propiyonik asit gibi keskin kokulu asitler balığın içinde form alır. ayrıca fermantasyonla hidrojen sülfür de üretilir.

    aşırı ağır kokusundan dolayı bu balık hep açık alanlarda yenir.

    2006'da air france ve british airways'ın bu konserve balığın uçağa alınmasını "patlayabilir" gerekçesiyle yasaklamasının üzerine isveçli balık üreticileri bu iki havayolu şirketini "kültür cahili" olarak niteledi.

  • zaman ayırıp okursanız bana hak vereceğinizi düşündüğüm rezalettir.

    28.04.2022 tarihinde nissan yetkili bayisi avcılar görkem'den 2022 model (yeni kasa) nissan qashqai araç satın aldım. araç platinum premium paket yani en dolusuydu (dolu paketi özellikle belirttim çünkü entrynin devamında bu husus anlam ifade edecek). satın aldığım tarihte aracın kredi kampanyalı fiyatı 881.000 tl idi (peşin 850 bin tl gibi bir fiyata alınabiliyordu galiba) şu an araç yaklaşık 1.3 milyon tl (tüm araç fiyatları ne yazık ki böyle benlik bir durum değil yani, yapacak bir şey yok)

    kasım 2022'de araçta çeşitli sorunlar çıkmaya başladı: araç ilk çalışmalarda geç çalışıyordu, çalıştırma tuşuna belki 5 belki 10 kez basınca anca çalışıyordu tamamen random yani. daha sonra klima sıcak motor havası üflemeye başladı. multimedya ekranı ve sistemi bir anda gitti ve bir daha gelmedi. son olarak otonom sürüşte kullanılan direksiyon sistemi hata verdi. 21.11.2022 tarihinde bu şikâyetlerle aracı satın aldığım avcılar görkem'e başvurdum. yetkili servis tarafından “multimedya ekranının değişmesi gerektiği, yurtdışından tedarikinin 1 ay süreceği, araçta başkaca herhangi bir sorun olmadığı” ifade edilerek yedek parça beklemek üzere araç tarafıma aynı gün içerisinde teslim edildi. belirteyim multimedya ekranı olmadan araç boş paketten daha da boş hale geliyor.

    birkaç gün içerisinde tüm sorunların aynen devam ettiğini gördüm ve sorunları video ve görsel
    olarak kayıt altına aldım ve bunları görkem ile paylaştım. bu süreçte aracı ihtiyaç nedeniyle kullanmaya devam ettim. 09.01.2023 tarihinde araç bu sefer hiç çalışmadı. aracı çekici ile tekrar görkem'e gönderdim. yapılan incelemede bu sefer “multimedya ekranının hala tedarik edilmediği, marş motoru soketinde sorun olduğu ve sorunun düzeltildiği, araçta başkaca bir sorun olmadığı” ifade edilerek araç tarafıma teslim edilmeye çalışıldı. talebim üzerine servis personeli ile test sürüşü yaptık ve klima arızası ile otonom sürüşte kullanılan direksiyon yardımı hatasının aynen devam ettiğini tespit ettik. teknik elaman “haklısınız ben onlara değil şunlara bakmıştım” gibi gerekçeler sundu. yani görkem tarafından şikâyetlerim detaylı incelenmemiş ve geçiştirilmişti. görkem tarafından söz konusu sorunların da multimedya ekranı arızası ile ilişkili olabileceği ifade edildi. gel gelelim multimedya ekranının tedariki aradan geçen 2,5 aylık sürede hala sağlanmıyor. nissan türkiye ile de iletişime geçtim ama ne zaman tedarik sağlanacağına ilişkin kendileri yeterli cevap dahi verilmiyor. kaldı ki çıkış noktasından şimdi çıksa bile bana ulaşması en az 1 ay sürer diye düşünüyorum. görkem'de benim gibi multimedya ekranı bekleyen 5 6 kişi olduğu söylendi bir ara.

    son servis ziyaretinde araç serviste 1 hafta falan kadar kaldı bu süreçte muadil araç olarak kiralık dacia duster verildi. sonra aracı yine teslim almak durumunda kaldım çünkü yurtdışına çıkarken de kullanıyorum aracı. eşimin ailesi batı trakya'da yaşayan türklerden olduğu için araçla yurtdışına sık çıkıyorum. bilen bilir arabayla yurtdışına çıkmak için yeşil sigorta yapılır ve ancak kendi aracını yurtdışına çıkarabilirsin. ben de bu araca yıllık sigorta yapmıştım. yarıyıl tatili için çocuklarımı yunanistan'a bırakmak için araca ihtiyacım vardı.

    son olarak bugün aracın sol arka lastiğinin basıncı düşünce lastikçiye gittik. sıfır aldığım araca fotoğraf görsel
    ve görsel
    de görüleceği üzere bizim bilgimiz dışında bir aşamada yama yapılmış. belirteyim araç benden ve servisten başka hiç kimsede kalmadı. neyse tamir ettirdik. sonrasında hem görkem'i hem de nissan türkiye'yi aradım. kesinlikle böyle bir işlem yaptırmamış olmama rağmen “sizin kullanımınız sonra sonrası olmuş da olabilir” dediler. bazılarınız bu konuda haklılar diyecek ama benim böyle bir şey yapabileceğimi ima etmeleri bile beni çok rahatsız etti.

    sonuç olarak, aman sorun çıkmasın diye bayiden aldığımız sıfır aracın sorunlarıyla boğuşuyoruz. ek olarak ailemin güvenliğini tehdit edebilecek hususların da olduğunu gördük. yüksek donanım almak için kendimi mali olarak zorladım ama elimde kliması doğru dürüst çalışmayan, radyosu dahi olmayan bir araç var şu an. aracı kullandığım dönemim üçte biri bu şekilde geçti bile.

    edit 1: aynı sorunu yaşayanlar çok herhalde link açıkçası nissan güvendiğim markaydı, ancak başıma gelenlerden sonra nissan'a olan güvenim sarsıldı. bu kadar köklü ve güvenilir bir markanın itibarının bu şekilde zedelenmesi, garanti ve servis sürecinin ortada kusurlu ve ayıplı bir mal varken bu şekilde olması üzücü.
    edit 2: soranlar oldu son durum nedir diye. nisan sonu gibi çağırdılar yedek parça geldi diye. bir hafta içerisinde takıldı. daha sonrasında herhangi bir problem kalmadı. şu an da herhangi bir sorun yok.

  • farsçada kötü anlamına gelen ''bed'' sıfatıyla, arapçada yakarış anlamına gelen ''dua'' isminin birleşmesiyle oluşan bir kelimedir. (bkz: kötülük dilemek), (bkz: lanet okumak)

    beddua, geçmişten günümüze her toplumda var olan bir olgudur. bu olgunun ne kadar eskiye dayandığını göstermesi açısından bu entry'de antik çağ'dan bazı örneklere yer vereceğim. beddua, antik çağ'ın edebi, tarihi ve dini metinlerinde, siyasi antlaşmalarında kendisine yer bulmuştur:

    1-) akad hükümdarı naramsin, kutsal kent olarak addedilen nippur'a saldırır ve içindeki tapınaklar dahil tüm kenti yakıp yıkar. topladığı ganimeti de başkenti agade'ye taşır. bunun üzerine yedi sümer tanrısı birleşip akadların başkentine bedduları sıralalamaya başlarlar: (çok uzun bir metin olduğundan bazı bölümleri paylaşacağım)

    ''korulukların toz gibi yerle bir olsun (...) kesilen koyunlarının yerine çocukların kesilsin (...) agade, neşeli kalple yapılan sarayın bir harabeye dönsün (...) tatlı akan suların yerine acı sular aksın (...) çukurlar kafataslarıyla dolsun (...) kardeş kardeşi tanımasın...''*

    2-) hitit devleti'nin kurucusu anitta'nın daha sonra ülkesinin başkentliğini de yapacak olan hattuşaş'a dair şöyle bir bedduası mevcuttur:

    ''...ben bir gecede onu güçle aldım ve kentin yerine yabani otlar ektim. bundan sonra kim kral olur da hattuşa'yı yeniden iskan ederse, o, gökyüzünün fırtına tanrısının lanetine uğrasın!''

    3-) hititler ile amurrular arasında yapılan bir antlaşmada da beddualar mevcuttur. amurruların kralı aziru antlaşmadan cayarsa lanetlenecekti:

    ''bu tablette yazılanlara eğer aziru uymazsa yemin tanrıları aziru'yu, şehri, ülkesi ile mahvetsin.''

    4-) hint mitolojisinde, ramayana destanı'nda yer alan bir beddua olayı epey enteresandır:

    ''mithila ülkesinin yakınındaki inziva yerini gören rama, aziz vişvamitra'ya burasının kime ait olduğunu sorar. aziz vişvamitra, burada bir zamanlar aziz gautama ve karısı ahalya'nın yaşadıklarını söyler. gautama büyük bir çilecidir. bir gün ganj'a yıkanmaya gider. gautama'nın inziva yerinden ayrıldığını gören indra, gautama'nın kılığında ahalya'ya yaklaşarak güzel sözler söyler. indra'nın bu güzel sözleri karşısında ahalya gelenin indra olduğunu bile bile onunla birlikte olur. indra tam oradan ayrılırken gautama çıkagelir. indra'yı kendi kılığında gören gautama, öyle bir beddua eder ki indra'nın testisleri düşer. ahalya'yı da görünmez yapar. indra, büyük bir utanç ve üzüntüyle tanrı agni'nin ve diğer tanrıların yanına giderek yardımlarını ister. tanrıların tavsiyeleriyle agni'nin sahibi olduğu koçun testisleri indra'ya takılır, böylece indra lanetten kurtulmuş olur.''

    bu örneklerde de görüldüğü üzere; inanç mekanizmasının işlemeye başlamasıyla birlikte insan, kötülük, haksızlık, olumsuzluk vb. gibi durumlarla karşılaştığında bir mutlak güçten* bir cezai yaptırım talebinde bulunmaya başlamıştır. bu davranış da çeşitli yollardan geçerek günümüze kadar ulaşmıştır.

    ayrıca eski türklerdeki beddualara bakmak isteyenler için: (bkz: beddua/@ay hatun)

    yararlandığım kaynaklar:
    + ilknur taş - ''hititlerde lanet ve beddua olgusu üzerine bir çalışma'' - vii. uluslararası hititoloji kongresi bildirileri (2008).
    + agade'nin laneti

  • - turkiye'ye gelince cennete gelmiş hissediyorum.
    + iznin bitince ne skime cehenneme dönüyorsun o zaman. kal burada.

  • alışılagelmişin dışında bir yöntemdir.

    talebeyim, bir hastanın tansiyonunu ölçtüm, biraz yüksekti. hocaya durumu anlattım, tuz verelim dedi. “ama hocam” diyecek oldum, tuz ver oğlum benden daha mı iyi bileceksin dedi.
    hemşireler bir kaşık tuz yalattı. 10 dakika sonra bir daha ölçtüm. hocam tansiyon daha yükselmiş dedim. bir daha tuz verelim dedi. ama hocam bütün kitaplarda diyecek oldum, en iyi ben bilirim bu işi dedi ve hastaya tekrar tuz verildi. hasta kıpkırmızı oldu, artık hastanın gözlerine bakamıyorum bile ama dayanamadım bir daha ölçtüm tansiyonu. tansiyon tavan. .
    hocam hasta gidiyor dedim. artık eminim tansiyon ilacı verecek ya da en azından tuz vermeyecek. hayır bu benim yöntemim dedi. dünyada ilk kez ben uyguluyorum. daha çok tuz verin. gözlerime inanamadım. ama yine tuz verdiler. hastanın bilinci gitti, acilen bir şeyler yapmak lazımdı..

  • sevgili dostum

    biliyorum bu konudaki tonlarca akıl verme ve nasihat yazısından sıkıldın. üstelik hocam böyle şeyler bu ülkede işe yaramaz bu ülkede çakallıklar, yalakalıklar işe yarar da diyebilirsin. ancak dostum bir takım evrensel işler vardır ki eninde sonunda hayatına değer katar zaten sana anlatacağım şeyler iş hayatında kullanacağın excel tablosu değil tüm hayatında kullanabileceğin kurallar.

    evet ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak başlıyorum, toplanın etrafıma

    1. kendini sürekli geliştir

    psikolojik sebep: yetenek teorisi ve büyümeye yönelik zihinsel yapı

    kendini sürekli geliştirmek, iş yerinde ve kişisel yaşamda başarı için esastır. carol dweck'in "büyüme zihniyeti" teorisi, başarıya giden yolda zorlukları fırsat olarak görmemizi ve yeteneklerimizi geliştirebileceğimize inanmamızı önerir. bu yaklaşım, stres ve başarısızlıkla daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmamızı sağlar. kısacası dostum iş hayatında karşına bir takım engeller, problemler ve imkansızlıklar çıktığı zaman şikayet edeceğine veya birilerini suçlayacağına tüm bu zorlukları kendini geliştirmek için fırsat olarak göreceksin. örneğin sana hiç anlamadığın bir iş verdiler. hemen ben bu işlerden anlamam diye bağırmak yerine bir durup acaba bu yeni işten bana fayda verecek neler öğrenebilirim diye düşün. belki öğreneceğin yeni beceri sana bambaşka kapılar açacak nereden biliyorsun ?

    tabi sadece işyeri yetmez kendini farklı alanlarda da geliştirmen lazım ve o alanda bol bol okuman, eğitim görmen gerekiyor. örneğin sosyal psikoloji, algı yönetimi, ingilizce ,yapay zeka ve sosyal medya gibi konularda kendini geliştirmen sana müthiş yeni yollar açacaktır.

    kısacası her durumda bu ne olursa olsun mutlaka kazanabileceğin bir avantaj ve öğrenebileceğin bir şeyler vardır. bu yazımdan sırf bunu hatırlasan ne güzel olur.

    pratik uygulama önerileri:

    eğitim ve kurslar: işinle ilgili online kurslar, seminerler veya atölye çalışmalarına katıl.

    mentorluk: alanında deneyimli bir kişiden rehberlik al.

    hedef belirleme: smart (özgül, ölçülebilir, ulaşılabilir, ilgili, zamanlı) hedefler belirle ve düzenli olarak bu hedeflerini gözden geçir.

    2. iletişim yeteneklerine yatırım yap

    psikolojik sebep: sosyal bağlantı ve güven

    etkili iletişim yetenekleri, iş yerinde güven ve saygı oluşturur. daniel goleman'ın "duygusal zeka" teorisi, sosyal becerilerin ve empatinin, iş başarısı için kritik olduğunu gösterir. buradan önemli nokta dostum şunu iyice kafana sokman. ne kadar eğitimli, tecrübeli, bilgili ve çalışkan olursan ol eğer üst düzey sosyal becerilerin yoksa iş hayatında da özel hayatında da bir yerlere varman çok zor. insan toplumsal bir varlıktır ve toplum içinde önem kazanmanın en önemli yolu sosyal iletişim becerilerdir.

    pratik uygulama önerileri:

    aktif dinleme: karşındaki kişiyi dikkatli bir şekilde dinle ve anladığını göster.

    vücut dili: göz teması kur, yüz ifadeni kontrol et ve uygun jestler kullan.

    duygusal zeka testleri: kendi duygusal zekanı ölçmek ve geliştirmek için çeşitli testler ve alıştırmalar yap.

    eğitim al : bu konularda algı yönetimi, beden dili, diksiyon, kişisel imaj ve koçluk gibi eğitimler alabilirsin. iletişim becerileri ve algı üstüne alacağın her tür eğitim inan son model spor araba almandan çok daha fayda verecektir sana. çünkü araba eskir ama aldığın bilgi zamanla daha da güçlenir.

    3. çalışma ve yaşam dengesini koru

    psikolojik sebep: stres yönetimi ve iyi olma hali

    çalışma hayatının stresini dengelemek için kişisel zaman önemlidir. bu denge, psikolojik ve fizyolojik sağlığı korur, iş performansını artırır. dostum iş hayatı "sevdiğin işi yap" gibi klişelerden çok farklıdır. en severek yapacağın şey bile iş haline dönüştüğü anda işin rengi değişir. örneğin benim hayatımda en sevdiğim şey kitap okumaktır ama eğer bana kitap okumayı iş olarak yaptığım örneğin yayın evi editörlüğü gibi pozisyon verseler o çok sevdiğim kitaplar gözüme o kadar güzel gelir miydi bilmiyorum. o sebeple iş yaşamında stresi doğal kabul edeceksin. burada mesele stresi yönetmeyi öğrenmek. bağırıp çağırmak veya akşamları beş tane bira içmek çözüm değil ne yazık ki. peki ne yapabilirsin. aşağıya yazıyorum

    pratik uygulama önerileri:

    zaman yönetimi: iş ve kişisel yaşam arasında denge kurmak için bir ajanda veya uygulama kullan. yani neyi ne zaman yapacağını programla. ya babadan kalma defter kullan ya da bu konuda bir ton uygulama var onları indir. kendine haftalık, aylık ve yıllık planlar yap. bu planları aşırı kutsallaştırmadan esnek bir şekilde uygula. örneğin salı akşamları film izlenecekse aman şu raporlara bakayım deme o filmi izle. eğer cumartesi akşamını eşinle veya arkadaşlarınla geçireceksen bundan da taviz verme. iş telefonunun işte kalsın ve özel zamanlarını mutlaka koru. yani düdüklü tencerende buhar biriktirme mutlaka aralarda buharı dışarı at.

    hobiler ve aktiviteler: stresi azaltacak aktivitelerde bulun. bir hobin olsun. ister balık tut, ister kitap oku ister tak çantanı gez. ama mutlaka hobilerine ve sosyal aktivitelere önem ver. bir ton maaş alıp haftada bir kere kafede bile oturamıyorsun o işte sorun vardır dostum.

    fizyolojik ihtiyaçlar: yeterli uyku, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz. bu üç silahşor yaşamının olmazsa olmazıdır. yeterince uyumaz, kötü beslenir ve hareket etmezsen biriken stres seni aç piranha balıklarının ete saldırması gibi kemiğine kadar yer bitirir.

    son olarak, çalışma ve yaşam dengesi; bu, modern çalışma hayatının en büyük zorluklarından biri. bizim dedelerimizde olmayan türlü meselelerle boğuşuyoruz. teknoloji hayatımızı kolaylaştırdı ama bir yandan da zorlaştırdı. örneğin senin deden büyük ihtimal günde yüz elli tane mail ve dört yüz tane mesaj cevaplamaya uğraşmıyor aralarda gidip çınar ağacının altında tahta sandalyede kahvesini höpürdetiyordu.

    bu konuda sana bir tavsiyem daha olacak. yazıyı okuduktan sonra benim kanala gidip oradaki "mutlu bir yaşam için edinilmesi gereken alışkanlıklar nelerdir ? " videomu bir izle derim.

    işte kanalım burada

    https://www.youtube.com/aydinserdarkuru/

    sevgilerimle