hesabın var mı? giriş yap

  • babamın vefatından 10 gün sonra annemle evlilik yıldönümleri olmasından mütevellit anneme sanki babam almış gibi bir hediye alıp, onun ağzından bir şeyler yazıp, parasını ödemiştim. anneme verdikten birkaç dakika sonra gardırobu açık olan babamın takımlarına göz gezdirirken ilk elimi attığım cepte tam olarak küsuratıyla beraber hediye için verdiğim para çıkmıştı. böyle şeyler bana çok saçma gelse de hiçbir zaman anlam veremediğim bir olay olarak kayda geçmiştir benim için.

  • memlekette olan biten her şey zaytung haberi tadında olduğundan inanması kolay olmuştur.

    debe editi: gezi şehitleri ölümsüzdür!

    debe'ye girmesini daha çok arzuladığım entrilerim de vardı ancak ilk kez bir entrim debe oluyor çok mutlu oldum durduk yere. teşekkür ediyorum.

    ayrıca tog'a veya halk evlerine benzettiğim şu kampanyaya: (bkz: karanliga kufretmek yerine bir mum yakiyoruz) destek olmak istiyorum.

  • aşağıdaki hikayenin kahramanıdır. kuzenin başından geçmiştir.

    kuzen, aynı firmada çalışan bir türk kızı ile tanışır. emailler ile muhabbet ilerler, iş aralarında görüşülür filan ve kuzen de adım atar ve bu arkadaşı bir kahve içmeye dışarı davet eder haklı olarak. neyse gel zaman git zaman kızdan ses seda kesilir. kuzen olayın üzerinde durmaz "demek ki, kız bu kahve olayına soğuk bakıyor ki cevap dönmedi" der ve olayı kapatır ( ki türk kızının aptal davranışı burda görülüyor. ulan en azından hayır diye bir cevap ver di mi? yok türk kızı buna tenezzül etmez tabi. )

    aradan bir hafta on gün geçer ve kuzenin pek sevmediği ukala bir iş arkadaşı laf arasında şöyle der: " abdurrahman sen de sahipli kıza yazıyomuşsun. ayıp!" kuzen anlamaz. ne alaka sevgilisi olan kıza yazıyosun demek? hem de böyle yavşak bir herif bunu diyorsa...

    sonradan olay anlaşılır: kuzen kahve teklifini yaptıktan sonra, türk kızımız bu durumu hemen sevgilisine yetiştirir. sevgili kişi de kuzenin iş arkadaşına söyleyerek kuzene bunu iletmesini söyler.

    işte burdaki kıza türk kızı diyoruz. bir maille bu kahve teklifini reddetmek varken, olayı sevgilisine ordan da yavşak iş arkadaşına aktarma beceresini ancak bunlar gösterebilir.. ve işin daha ilgnci de tüm bunlar bittikten sonra kuzene hiçbişe olmamış gibi bir mail gelir "abdurrahman naber :)"

  • ben bu yazıdan mutlaka dolar alın yakında şakkadanak 12 olacak anlamı çıkardım.

    biliyorsunuz 3 lirayken verdiği dolar düşürme taktikleri neticesinde şakkadanak 9,80'e geldik.

  • scooby-doo; dünyada ve özellikle türkiye'de 80'ler ve 90'ların ikonik çizgi filmleri arasındadır. tom ve jerry, ayı yogi, jetgiller ve çakmaktaşlar .... gibi bir çok ikonik çizgi filmlerin yaratıcısı olan hanna-barbera tarafından yaratılmıştır.

    bu güzelliğin nasıl ortaya çıktığını anlatmadan önce çizgi filmimizle ilgili eski anılarımızı bir tazeleyelim isterseniz. scooby-doo, nesillerdir çocukları ve yetişkinleri büyüleyen, ikonik bir animasyon dizisidir. 1969 yılında fred, daphne, velma, shaggy ve scooby-doo'dan oluşan mystery ınc. ekibinin maceralarını anlatır.

    bu beşlimiz nerede bir perili köşk veya kale ya da hayaletlerin ve canavarların dadanmış olduğu ürkütücü yerler varsa hemencecik oraya damlarlar*. ortama damladıkları gibi konuyu araştırarak maskelenmiş kötü adamları ortaya çıkarmaya çalışırlar ve bunu yaparken maceralar, gerilim ve mizahın mükemmel bir dengesini sunarak izleyicileri meraklandırarak eğlendirir.

    dizinin karakterleri de unutulmazdır. fred, mystery ınc.'in doğal lideri ve yakışıklı kahramanıdır. daphne, cesur ve güzel bir kızdır. velma, zeki ve meraklı bir dedektiftir. shaggy ve scooby ise, korkak ama sevimli bir ikilidir. shaggy'nin aşırı iştahı ve scooby'nin korkaklığı, diziye bol bol mizah katmaktadır. ayrıca dizide hiç şiddet içeriği gösterilmemektedir.

    sonuç olarak bu grup dünyada doğaüstü ne oluyorsa, hepsini insanların yaptığını ironik olarak gözümüze sokar.

    konumuzun başına dönecek olursak; bir çok yaratılış hikayesinin ortak noktası olan düzen ve denge arayışı, scooby-doo'nun da başına gelerek onu ortaya çıkarmıştır.
    1960'ların sonlarında, bütün televizyon ve film stüdyoları cumartesi sabah programlarında aksiyon-macera serileri, kahramanların bir tehdidi veya canavarı her ne şekilde olursa olsun yenmek, hatta öldürmek için çalıştığı, aralıksız aksiyon ya da tom ve jerrygibi iki karakterin birbirine şiddet uyguladığı içerikler içeriyordu.

    aynı zamanda amerika da vietnam savaşı'nın televizyonda yer alması, öğrenci protestoları ve martin luther king jr. suikastının kışkırttığı ayaklanmalar hatta j. f. kennedy'nin vurulması siyasi çalkantılara ahlaki paniğe yol açmıştı.

    bunun üzerine medyadaki şiddetin çocuklar üzerindeki etkilerine ilişkin kültürel kaygılar başladı dönemin amerika başkanın lyndon b. johnson, şiddetin nedenleri ve önlenmesine ilişkin bir ulusal komisyon atandığını duyurdu. işte kurulan bu kurul çocukların izlediği cumartesi sabah kuşağını tamamen ortadan kaldırmaya göz dikti.

    bunun üzerine yapımcılar cumartesi sabahının manzarasında kalıcı bir değişikliğe gitme kararı aldı. aksiyon, şiddet ve bilim kurgu macerasından uzaklaşıp çizgi film programlarında komediye yöneleceklerini duyurdu .

    tüm bu sert reaksiyon daha yumuşak, daha nazik bir animasyon kahramanının yaratılmasının yolunu açacaktı. scooby-doo fikri, 1960'lardaki popüler gençlik programlarından ve sitcomlardan(the archie show gibi...) ilham aldı.

    daha sonra fred silverman'nin aklına bir fikir geldi gizemleri çözecek genç bir rock grubuydu. bu fikirle the archie show'un başarısını kopyalamak istiyordu. bunun için hanna-barbera'ya gitti ve üzerinde çalışmaya başladılar. ortaya çıkardıkları ilk taslak gizemler beşlisi adını taşıyan bir gruptu. üyeler ise geoff, mike, kelly, linda, ww (ek bir erkek kardeşti) ve too much adında bir çoban köpeğiydi(burada köpek adamdan sayılmamıştı).

    fred silverman'a göre bunlar the archie show'un kötü bir kopyası idi ve çizim tahtalarını temizlemelerini söyledi. çizerlerin aklına the many loves of dobie gillis* isimli sitcom geldi.

    üstteki fotoğrafa iyice baktığınızda, oldukça açık bir şekilde görülüyor ki fred, dobie'dir , daphne, thalia'dır , shaggy, maynard'dır ve velma, zelda'dır. bunu gören fred silverman ufak bir gülümsemeyle karakterleri kabul ederken, 13 eylül 1969'da scooby doo wher are you? dizisinin ilk bölümü yayınlandı.

    işte o günler bu günlere scooby-doo, hala yeni nesil izleyicileri eğlendirmeye devam eden, zamana meydan okuyan bir klasiktir. eğlenceli maceraları, unutulmaz karakterleri ve kültürel etkisiyle scooby-doo, animasyon dünyasının en önemli eserlerinden biri olarak yer almaktadır.

    kaynak:1,2,3

  • çocuksunuzdur, okuldan eve gelirsiniz, sevdiğiniz yemek hazırdır, dışarda deli gibi kar yağmaktadır. anneniz sizi "tank" gibi giydirir, sonra dışarı çıkarsınız, saatlerce kar topu oynanır, kardan adam yapılıp bozulur. kırmızı bi burunla, ıslanmış eldivenlerle yoğun karın altından eve dönersiniz, babanız haberin var mı 2 gün boyunca okullar tatil der, çok yorulmuşsunuzdur koşuşturmaktan hemen pijamalar giyilir, yorganın altına girilir anne ılık ballı süt yapar(isteyene çorba) sonra bi güzel mışıl mışıl uyunur.

  • son yılların yeni trendi.

    dobrayım, açık sözlüyüm ayağına insanların kalbini kırmak moda olmuş durumda.

    özellikle kendinden zayıf ve güçsüz insanlara karşı uygulanan bir çeşit güç gösterisidir bu.

    açıksözlü olmak ile patavatsız ve küstah olmak arasındaki farkı dahi idrak edemeyen insanlardır bunlar.

  • ardından sosyal medyada paylaşılıp kişinin ne kadar elit bir birey olduğunun farkına varılması sağlanacaktır. göstermelik artık her şey.

    levent üzümcü, anlatılan senin hikayendir oyununda bu konuyla ilgili bir şey yaptı, sahne ışığını kapattırıp seyircinin olduğu tarafı açtırdı. seyircilerden birinden telefon rica etti, aldı o telefonu, oturdu sandalyesine ve telefonla bir şeyler yapmaya başladı. yüzünde parlak bi ışık tabii. bakın dedi, benim tarafımdan bakınca aynen bu şekilde görünüyorsunuz.

    şu açıklamayı yaptırmak zorunda mısınız bilmiyorum ki? gelmişsin oyuna, bırak telefonu da tadını çıkar be. illa herkes görecek ama gittiğini, yoksa anlamı kalmaz.