ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iyi ki kafatasımızın olması
-
(bkz: keske beynimizin de olması)
28 ocak 2015 doğu perinçek strazburg davası
-
soykırım kelimesi hukuki bir kavramdır. salak salak yerlerde hümanistlik kasmak için kullanılacak bir kelime değildir. soykırım olabilmesi için belirli şartlar vardır. 1000 kişi öldürüldüğü zaman soykırım olabileceği gibi 1 milyon kişi öldürüldüğü zaman soykırımın olarak tanımlanamayacak durumlar vardır. ayrıca soykırım kelimesinin bağlayıcılığı olduğu gibi sonuçları vardır. kimse ermeniler öldürülmedi demiyor. soykırım olabilmesi için gerekli şartlar yoktur deniliyor. kaldı ki bunu ifade etme özgürlüğünün kısıtlanmasını savunmak bile faşist türk düşmanlığının dışa vurumundan başka birşey değildir.
evine hoşgeldin toma
kocanız evde yoksa girmeyeyim diyen erkek komşu
-
adam gibi adam olan komşudur. keşke herkes aynı hassasiyeti ve ahlakı gösterebilecek potansiyelde olsa.
edit: kayıp/aranıyor editi silindi
terbiyesiz fıkra anlatan gün teyzesi
-
bir kişinin de yazmadığı fıkraları anlatan teyze.
"köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... grubun başı köy halkına derki... hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. karıların gözünü bağlayacam. gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elliyecek. kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacam... derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir. birinci kadın başlar. bu değil, bu değil, bu değil bu!! kocasını ve kendini ölümden kurtarır. ikinci kadın gelir. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu!... onlarda kurtulurlar. üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. kadın başlar kocasını aramak için ellemeye. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu bizim köyden değil, bu değil, bu değil, bu...."
gibi
(bkz: sözlükte fıkra anlatmak)
türklerin ahlaksızlığa pratik zeka demesi
-
11 eylülde ikiz kulelerden kurtulan türkler hikayelerinde rastlanan durum. efendim millet sırayla inerken, soldan koşarak kurtulmuş zeki türkler. bütün amerikalılar senin gibi "zeki" olsa ne olacaktı, kaos çıkıp herkes ölecekti. nitekim burada hepimiz birbirimizden zeki olduğumuz için kendi bokumuzda boğuluyoruz.
kadınların zengin erkek karşısında maymun olması
-
tüm kadınlar öyledir demek çok büyük haksızlık olur. ama aralarında böyle bir kesim gerçekten var.
üniversite 1. sınıfın ilk döneminde davutpaşanın çılgın yokuşunda otosptop çekiyordum, erkeğim diye almıyordu şerefsizler. kız görünce el freni çekiyolardı. bende teknik resim çantasıyla gülümseyerek çıkıyordum o yokuşu, geziniyordum koridorlarda hiç bi allahın kulu bakmıyordu
2. dönem bmw'yle gelip gitmeye başladım. bmw dediğimde yanlış anlaşılmasın 6 serisi, z4 falan değil, alt tarafı 1 serisi
ulan bırak bakmayı, tek dönemde 4 defa sileceğimin altında not buldum lan. 3 defa fakültenin önünde tek başına oturup bir şeyler okurken gelip tanışma teklifi eden kızla karşılaştım. var mı lan böyle bir şey, ne değişti? ben yine aynı bendim? cebimdeki para da aynı paraydı?
50 kuruş olan patates nasıl 5-6 liraya çıkar
-
patatesi topraga at yine patates cikiyor. bunun nesini beceremedik lan biz.
ali koç'un telefon kılıfı kullanması
-
sözlükte; cimri olmak ile salak olmak arasındaki farkı bile ayırt edemeyenler var.
odaya biri girdiğinde uyumuş taklidi yapmak
-
aslında bunun çok önemli bir nedeni var ve yıllardır kimse dile getirmiyor. yine iş başa düştü, ben ifade etmeye çalışayım ve milyonlarca insanın yüreğine fuse tea serpeyim. bu benim başıma da geldi esasen. şimdi... mesela sen kanepede yatıyorsun fakat uyumuyorsun, gözlerin kapalı sadece. o sırada biri odaya giriyor ve senin gözlerinin kapalı olduğunu görüp hemen yapıştırıyor: "aa yavrum uyumuş, ses etmeyin ses etmeyin uyumuş.. ay yoruldu tabii." evet bu cümleleri her insan evladı duymuştur. şimdi bu cümleleri duyduktan sonra biz nasıl diyelim "hayır lan ben uyumuyorum, bi' yanlışlık var." diye? diyemeyiz. neden diyemeyiz? çünkü o ortamın güzelliğini bozmak istemeyiz. bırakalım öyle sansınlar bakalım n'olcak diye sonuna kadar takılırız bu yalanın peşine. baktık ki yalan bozulacak, seslerden rahatsız olduğumuzu ifade edecek şekilde kıçımızı diğer tarafa dönüp şöyle 3 saniyelik bir esneme hareketi yaparak sağ gözümüzü yarımca açıp "ımmh..." diyerek halıya anlamsız bakışlar atarız. yani bunun seni beni yok. bu hareketi kaşgarlı mahmut da yapmıştır, gabriel batistuta da yapmıştır. bu hareketin dini dili ırkı yok arkadaşlar.