hesabın var mı? giriş yap

  • akp nin yan kuruluşu ysk nın adaletli seçim sistemimize yaptığı yeni müdahalesi.

    dün başlayan yurtdışı oy verme işlemleri için 54 ülkedeki başkonsolosluklarda ve yurt dışına açılan 7 kara, 17 hava ve 9 gümrük kapısında sandıklar kuruldu. bu ülkeler arasında sudan, bahreyn, bae gibi akp oylarının yüksek olması muhtemel bütün ülkeler es geçilmemişken, içlerinde nedense birtek ırak yok. ırak'ın ne gümrük kapısında ne de mevcut 5 konsolosluk ta seçim sandığı kurulmadı.

    gerekçe ırak'ta çok az sayıda türkiye vatandaşının yaşıyor olmasıymış. oysa dışişleri bakanlığı verilerine göre ırak'ta yaklaşık 125 bin türkiye vatandaşı yaşıyor ve ırak almanya, fransa, hollanda gibi ülkelerden sonra en çok türkiye vatandaşının yaşadığı ülke.

    şimdi biz daha başlamadan şaibe karışmış seçimin neresine güveneceğiz?

    http://www.imctv.com.tr/…u-irakta-sandik-kurulmadi/

  • ulan bu hüsnü yıllar içinde teröristinden torbacısına, batman'den daha çok suçlu yakaladı. yaşı da emekliliğe dayandı ama adam akıllı bir terfi alıp üst düzey bir göreve getirilmedi. hala arka sokaklarda iti çakalı kovalıyor. bu nasıl bir liyakatsizliktir. gotham city'de olsa belediye başkanı bile seçilmişti amk.

    not: hala "başkomiser oldu ya" diye savunan çakallar var. allah razı olsun başkomiser olmuş! ulan hüsnü'nün yakaladığı suçlulardan cezaevlerinde yer kalmadı. herif neredeyse 60'ına geldi. mesleğinin son yıllarında en azından küçük bir şehrin il emniyet müdürlüğü veya içişlerinde bir müsteşarlık falan haketmiyor mu? ne yapacak bu adam? 60'ında, bir yankesiciyi kovalarken kalp krizi geçirip mi ölecek? bunu mu istiyorsunuz?

    bu ülke sizin gibiler yüzünden bu halde. siz sıcak yataklarınızda uyurken bambaşka bir hayatın olduğu arka sokaklarda ömrünü harcamış bir adama en azından mesleğinin son yıllarında hakettiği değerin verilmesine bile karşı çıkıyorsunuz?

    not2: "kadro yok" diyenlere: nasıl yok? ulan fetö'den emniyetin yarısı atıldı ama hüsnü hala yerinde sayıyor.

  • oscar ödüllü yönetmen guillermo del toro'nun stop motion tekniğiyle hayata geçirdiği, pinokyonun müzikal uyarlaması, harika netflix filmi.

    1930'ların faşist italya'sında gerçek bir çocuk olmak isteyen kuklanın hikayesinin anlatıldığı film; çok güzel, karanlık bir temaya sahip ve cesur bir pinokyo uyarlaması olmuş.

    bi kere filmin adındaki sahiplik bile yani guillermo del toro's pinocchio ne kadar iddialı olduğunu gösteriyor. bu kadar eski ve bilindik bir hikayeyi filme alıp onu kendi hikayenizmiş gibi isimlendirmek gerçekten cesurca. filmin isminin niye böyle adlandırıldığını şöyle açıklamış del toro;

    "benim için carlo collodi'nin pinokyo'su var, walt disney'in pinokyo'su var ve guillermo del toro'nun pinokyo'su var. çünkü benim için ilginç olan şuydu: itaati kutsamak yerine itaatsizliği kutsayan bir pinokyo yapabilir miyim? itaatkâr olduğu için sonunda gerçek bir çocuğa dönüşmek zorunda kalmadığı bir pinokyo yapabilir miyim?” bunu da başarmış bence. diğer versiyonları alt üst eden bir pinokyo çıkarmış ortaya.

    2008'den beri üzerinde çalışılan ve çekimleri yaklaşık 1000 gün süren anlamsız içi boş milliyetçiliğe, faşizme, çocuklara uygulanan psikolojik baskıya değinilen film; karanlığı umut, mizah ve insanlık kıvılcımlarıyla dengeliyor.

    benito mussolini'nin faşist italya'sında geçen filmi yönetmen guillermo del toro “resmi olmayan üçlememin parçası” diye tanımlıyor. her ikisi de ispanya iç savaşını anlatan daha önceki filmleri pan's labyrinth ve the devil's backbone ile pinocchio; bu üç film, çocukluğun savaş ve şiddetle ilgili bir şeye karşı gelmesiyle aynı zamanda savaştaki çocuklar ve kaybedilen masumiyet gibi kapsayıcı temaları paylaştığı için bu üç filmi resmi olmayan bir üçleme olarak tanımlıyor del toro.

    verdiği savaş karşıtı mesajların yanında bir masalda olması gereken dersleri de veriyor film. yalan söylememek, hayatta verdiğin şeyi almak, insanları oldukları gibi kabul etmek ve iyi bir baba ya da oğul olmanın ne olduğu hakkında çok sayıda ve olumlu mesaj var.

    “insan hayatını bu kadar değerli ve anlamlı kılan kısa oluşudur.”

    ben bu adamın sanata ve sinemaya çok tutkulu olduğunu düşünüyorum. niyeyse yakın dönemde kendisine bir sempatim oluştu. netflix'teki mini dizisini izledim, sevdiğim bir tür olmamasına rağmen hoşuma gitti. aynı zamanda ünlü yönetmenin ilk animasyon uzun metrajlı filmiymiş bu film. konudan bağımsız ben del toro'nun yönettiği bir hobbit filmi görmek isterdim. peter jackson canım ciğerimdir ama del toro da enteresan işleri olan biri.

    tanım yaparken stop motion dedim. onu bi anlatayım önce. stop motion ya da duraklı çekim, durağan 3 boyutlu objeleri hareket edermiş gibi gösteren bir animasyon türü, kuklalar veya oyun hamuru ile yapılmış maddeler kullanılarak çekiliyor. filmde de 3d yazıcı kullanılarak yüzlerce pinokyo yapılmış. görsel,görsel,görsel

    arka planda yer alan cam şişeyi istemeden tekmeleyen biri gibi küçük şeyler bile düşünülmüş film yapılırken. stop motion'ın ne kadar zahmetli olduğunu yapılış videosunu izlediğinizde anlayacaksınız. o küçük ayrıntıları yapmalarına gerek yoktu ama yaptılar ve bu, hikayenin geçtiği dünyayı çok yaşanmış ve somut hissettiriyor. bu yönüyle 2022 disney yapımı olan pinocchio aslına hakaret iken del toro versiyonu onurunu kurtarmış resmen. hikaye, çekimler, müzikler… her şey çok güzel olmuş.

    kamera arkası

    seslendirme kadrosu ise şampiyonlar ligi resmen.

    başrol için seçildiğinde 10 yaşında olan gregory mann pinocchio'yu seslendirirken
    game of thrones'taki red wedding'in baş aktörü walder frey ile harry potter'daki mr. filch'i canlandıran david bradley, geppetto'yu seslendirmiş.

    bana göre filmin en iyilerinden cricket rolünü obi wan kenobi abimiz ewan mcgregor seslendirken
    pinokyo'ya hem hayat veren orman perisi'ni hem de ölüm'ü, tilda swinton seslendiriyor. evet ben bunu cate blanchett sanıyordum ta ki creditleri görene kadar swh meğer maymun spazzatura'nın çeşitli homurdanmalarının, çığlıklarının ve maymun kıkırdamalarının ile birkaç garip satırın arkasında cate blanchett varmış. maymun seslerini çıkarırken ki kamera arkası görüntülerini çok merak ediyorum ahaha

    sirk müdürü volpe rolünde christoph waltz, faşist asker baba rolünde ron perlman ve doktor rolünde john turturro gibi birçok ünlü isim daha var kadroda.

    gelelim oscar'a. guillermo del toro's pinocchio'su oscar gecesinde iki kez tarih yazabilir. ilki, bir streaming platformunun kazandığı ilk en iyi animasyon olabilir. aynı zamanda netflix'in en iyi animasyon özelliğini ilk kez kazanması olacak. ikincisi de en iyi animasyon filmi ödülünü kazanan ikinci stop motion filmi olması. kazanan tek stop motion filmi wallace & gromit: kurt tavşanın laneti idi.

    bu film varken turning red'e oscar vermezler bu kadar iş bilmez olmazlar herhalde diye düşünüyorum.

    filmin müzikleri de iyiydi bence. harry potter'daki meşhur “always” sahnesinin, the king's speech, argo ve the grand budapest hotel gibi filmlerin bestesini yapan alexandre desplat; yalnızca keman, piyano veya arp gibi ahşap enstrümanlar kullanarak müziği carlo collodi'nin filmin dayandığı 1883 tarihli romana bağlayarak pinokyo hikayesinin "masumiyetini" ve "canlı kalbini" göstermiş.

    ayrıca tanıyanların dikkatini çekmiştir, cricket odasına schopenhauer'un fotoğrafını asıyor. görsel şöyle bir alakası olabilir: schopenhauer bir kitabında: "hayatımızın acil ve doğrudan amacı acı çekmek değilse o zaman varlığımız dünyadaki amacına en uyumsuz olanıdır." diyor. acı ve keder, pinokyo'ya hayat veren şey. böyle bağlayabilirim sanırım.

    özetle; çocuklar için olmayan ama çocukların da izleyebileceği bir film olmuş. sözlükte ve ülkede sürekli olumsuz konulara maruz kalıyoruz. o yüzden gidin ve zehirlenmiş soğuk kalbinize biraz sıcaklık getirecek bu filmi izleyin. sonunda göz yaşı dökebilirsiniz uyarmadı demeyin swh.

    8.9/10

    şunu da unutmayın:
    "sevilmek için kim olduğunuzu değiştirmek zorunda değilsiniz, sevilmek için itaat ederek 'gerçek bir çocuk' olmanıza gerek yok."

    edit: john turturro'nun rolünü yanlış yazmışım uyaran yazar sağolsun düzelttim.

  • ismi kepler-452 olan güneş gibi bir g-type yıldızın çevresinde, bir yıllık dönüşünü 385 günde tamamlayan gezegen. ayrıca habitable zone'da bulunuyormuş.

    düzeltme *: şuan kepler teleskobuna gezegenin 1400 yıl öncesine ait yansımaları geliyor.

    ekleme: birkaç yazar arkadaştan mesaj aldığım için aşağıdaki bilgileri ekleme ihtiyacı duydum;

    bu gezegeni keşfeden araç bir uzay teleskobu. ismi kepler. diğer fırlatılan uydular gibi. şuan güneş sistemimiz içinde kendi yörüngesinde dönüyor o da.

    kepler teleskobu tarafından keşfedilen kepler-452b gezegeni dünyamızdan 1400 ışık yılı uzaklıkta. bu da en kolay haliyle şu demek; bilinen en hızlı şey ışığın uzay boşluğunda ilerlerken gerçekleştirdiği hızdır. ışık sadece 1 saniyede 300 bin km yol alır. bu da 1 yıl için 9.460.800.000.000 km yapar. yani kepler-452b dünyadan 1400 ışık yılı uzaklıkta denirken; 1400 x 9.460.800.000.000 km uzaklıkta olduğu ifade ediliyor.

    uzaydaki tüm cisimler (gezegenler, meteorlar, uydular, vs..) yıldızlardan aldıkları ışıkları uzay boşluğuna iletirler (yansıtırlar). teleskoplardan gördüğümüz görüntüler ise bu yansımaların teleskoplara ulaştıkları anki görüntüleridir. yani 1 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegeni izliyorsak eldeki veriler, gözlemimiz sırasında onun 1 yıl önceki yansımasıdır.

    farzedelimki aynı dünyada ki gibi insalar orda da var olsalar ve şuan bize teleskopla baksalar onlar da bizim 1400 yıl önceki (ms. 600'lü yıllar) yansımamızı görürler.

    tabi sırf teleskoplar için geçerli bir durum değil bu. mesela sabah kafayı kaldırıp doğrudan güneşe bakarsak, (direk bakamıyor olsak da) biz onun 8 dk. önceki görüntüsünü görürüz.

    basitçe anlatmaya çalıştım.

    ek: kepler teleskobunun gözlem methodu daha farklı. kepler'in nasıl gözlem ve tarama yaptığını @dopermen #53445557 nolu entrysinde bahsetmiş.