hesabın var mı? giriş yap

  • bunun sebebi yatırım ihtiyacı ve yapılan yatırım miktarıdır.

    sadece oyuncu alıp satmak anlamında değil; yönetici yetiştirmek, alt yapı tesis yatırımı yapmak, alt yapı koçları için yatırım yapmak, alt yapı oyuncularına yatırım yapmak ve tabi ki kadrolara yatırım yapmakla alakalı genel bir yatırımdan bahsediyorum. basketbol branşında avrupa genelinde başarı yakalayabilmek için yapılması gereken yatırımlar futbol düzeyinde değil, kaldı ki genel başarıya bakacak olursak basketbolda altyapıdan oyuncu yetiştirme konusunda istediğimiz seviyede değiliz halen. yönetici yetiştirme ve koç yetiştirme de daha iyi yerlere gelebilmemiz lazım. şimdilik eksik olan kısımları dışarıdan devşiriyoruz. efes'in başarısı neden önemli, çünkü dışarıdan devşirilenler oyuncular, kalan parçalar ülke içindeki yatırımların sonucu.

    türkiye'nin en başarılı olduğu branş erkek basketbolu değil ama, kadın voleybolunda dünyanın ve avrupanın en iyisi durumunda. orada yukarıda saydığım tüm parçalara ülke içinde yatırım yapılıp gelişim sağlanarak temel bir organizasyon gücü ve kültürü oturtulmuş durumda. erkek voleybolu için de yine adım adım aynı kurguyu işletiyorlar ve bundan 5-10 sene sonra yüksek olasılık orada da aynı seviyeye geleceğiz.

    bunu futbolda yapmak çok mu zor diye sorabiliriz tabi, evet çok zor. daha doğrusu yaygınlığı ve takip yoğunluğu yüksek olan her sporda bunu yapmak çok zor. avrupa içinde yaygınlığı ve takip yoğunluğu en yüksek spor futbol ve açık ara bu şekilde. her ülkede takip ediliyor, en büyük ülkelerde takip ediliyor ve çok takip ediliyor. böyle olunca büyük pazarda çok para oluyor ve bu parayı toplamak için (başarılı olmak için) çok ciddi bir yatırım ve organizasyon gerekiyor.
    avrupa'nın diğer en yaygın sporları basketbol ve buz hokeyi (kafa kafayalar seyirci sayıları olarak) ama buz hokeyi güneyde, basketbol da kuzeyde takip edilmiyor. sadece gelişmiş ülkelerde belirli bir düzeyde takip ve rekabetçi katılım var.
    voleybol ve hentbol'un yaygınlığı da aynı düzeyde belki bu iki spora göre ama onların da takip yoğunlukları daha az. böyle olunca pazar daralıyor, başarı için gerekli yatırım miktarı azalıyor.

    bence mesela türkiye'nin yapması gereken bir numaralı işlerden biri bu sporların ülkenin seçili bölgelerinde (her spor için farklı illerde) yaygınlaştırılacak şekilde yatırım yapması ve ülke genelinde spor takibinin yaygınlaştırılmasını sağlamak. zaten nispeten ufak yatırımlarla avrupa'da da rekabetçi olunabilir durumda, bu şekilde ülke genelinde rekabetçi sporun takibi de sağlanmış olur.

  • eğer biri benle konuşurken ismimi hatırlayamadığı fikrine kapılırsam (fazlasıyla güzelim, canım, cicim vs. derse), ismimi cümle içinde kullanıyorum. "sonra ben de kendime dedim ki, bak keyfekeder bu işte yanlışsın kızım." "alemin derdi ben olmuşum: keyfekeder aşşa keyfekeder yukarı." biçiminde. karşı taraf ilk cümlesinde ismimi kullanmaya başlayınca da, aptal aptal sırıtıyorum. iyilik yapıp denize atıyorum, kimse bilmiyor ama olsun. bugün yatayım yarın koşabilirim, inanıyorum.

  • en iyisinin torik den yapıldığı ancak günümüzde bolca palamuttan yapılan mezedir. evde yapmak için ise bir kaç püf noktası ve tarifi ise;

    efendim iyi bir lakerda yapmak için özellikle soğuk suda avlanmış torik ya da palamut kullanmanız gerekmektedir. sıcak su balığın etini yumuşatır ve lakerdanız hoş olmaz. dolayısıyla lodos ta avlanan balıktan lakerda olmaz der ustalar. torik bulmak zor olduğundan en iricesinden palamut alınır yaklaşık 30 35 cm olanlardan. balığın kuyruk kısmından 2 santim, baş kısmından 2 santim ayrılır ve geri kalan parçalar takoz şeklinde kesilir. lakerda yapmaktaki en hassas nokta balığın kanının ve iliğinin iyice yok edilmesidir. bunun için takoz şeklindeki balıkları elinize alıp tam ortasında bulunan kanaldan süpürge çöpü ya da ince bir tel sokarak iliğini çıkarmanız gerekmektedir. bu aşamayı iyi uygulamazsanız balığınızı şimdiden çöpe atın. balıkların iliğini çıkardıktan sonra bir kaba kaya tuzu ( iri tuz ) koyun ve üzerine soğuk su + buz ilave edin. balıklarınızı bu kaba koyun ve suyunu belli aralıklarla yenileyerek 1 gün boyunca buzdolabında kanının akmasını sağlayın. kan balıkta pıhtılaşmaya ve bozulmaya yol açmaktadır. balıkların kanının aktığından emin olduktan sonra bir elek üzerine alın ve suyunun süzülmesini bekleyin. daha sonra bir cam kabın dibine 1 cm kalınlığında tuz koyup üzerine balıkların etli kısımları gelecek şekilde doldurun. balıklar üst üste geliyor ,ise aralara yine mutlaka tuz koyun. balıkları pişirirken nasıl una buluyorsak aynı şekilde tuza bulayıp yine tuzlu kavanozlara balıkları basıyoruz. kavanoza basılan balıklar yavaş yavaş sularını bırakacağından, ara sıra kontrol ederek balıkların bıraktığı suyu dökün. yaklaşık 2 hafta sonra mis gibi lakerdanız hazır olacaktır. daha sonra balıkları tuzdan çıkarın ve yine buzlu suda biraz bekleterek fazla tuzunun gitmesini sağlayın. iki parmak kalınlığında keserek zeytinyağı ve kırmızı soğan eşliğinde servis edin. rakıyı unutmayın hakkını verin.

  • sevildiğine bi türlü ikna olamayan, dünyanın kendi etrafında dönmesini isteyen, seansı bitip de psikoloğun başka hastayla görüşmesini kabullenemeyen ve bu durumda bile kendini aldatılmış hisseden kişilik.

  • başlık: vejeteryanım karpuz keseceğim

    1. allah kabul etsin diyorum. zaten zor bulduk karpuzu

    2. kabuğunu türk hava kurumuna ver piç

  • ben hayatini sag eliyle idame ettiren insanlardanim. yasamim sag elimle sekillendi; universiteye yetenek sinaviyla girdim, yillarca resim cizdim, minyatur yaptim, su anki isimde de ellerimle calisiyorum.
    sonra bir gun sag kolumun uyusmaya basladigini hissettim. yaklasik on gun icinde dokunduklarimin ne oldugunu anlayamamaya, bir ay icinde birakin yazi yazmayi kalem bile tutamamaya basladim. kolumu bir turlu hedefledigim noktaya isabet ettiremem de cabasi. kolum bana bagli ama benden bagimsiz, gorev tanimini tamamen sasirmis bir uzva dondu.
    bu sure zarfinda gunluk hayat cok zorlasti benim icin. tirnaklarimi anneme kestirdim, yemege disari ciktigimda bicak tutamadigim icin sadece catalla yenecek yemekler sectim. basimi kasimak isterken suursuz kolumu duvara carptim bazen de parmaklarimi gozume soktum. mouse ve kalvye kullanamadim,isimi yapamadim. kisacasi cok basit gorunen gunluk aktiviteleri kesinlikle dogru duzgun yerine getiremedim.
    simdi, uyusmanin basladigi geceden tam 3 ay sonra hala yazi yazamiyorum ama en azindan kalem tutabiliyorum, bardagi devirmeden su icebiliyorum, elimi attigim seye ilk hamlede ulasabiliyorum. hepsinden onemlisi sol elimle akici bir sekilde yazi yazip, otuz yillik kamyon soforleri gibi manevra yapabiliyorum. ne sagimi ne solumu yuzde yuz kullanamiyorum belki ama ikisini de aktif ve ise yarar sekilde kullanabildigim icin saglikli insanlardan bir sifir ondeyim.
    ms boyle bir sey iste. o benim ayak uydurmam gereken hayat arkadasim; beni hayata baglayan, beni depresyona sokan, yasamima anlam katan, icinden butun anlamlari teker teker alan, gece yarisi beni korkudan aglatan, sabahina dunyaya meydan okutan....

  • iq seviyesi oda derecesi ile yarışacak düzeyde mühendistir.

    aynen kanka, almanya'da mercedes gibi bir dünya devinin ar-ge çalışanı mühendistin; tasarımı italyan, motoru alman, bilmem hangi parçası çin olan yerli ve milli otomobil için geri döndün.

    biz de geri zekalıyız yedik bunu.

    edit : aktroll saldırısına ugramamak icin nickini gizli tutmamı isteyen bir arkadaşın mesajini buraya copy paste yapıyorum.

    --- spoiler ---

    bu arkadaşın xing denilen portaldaki profiline baktım. tuhaf bir kaç bilgi var. hala mercedeste çalışıyor gözüküyor. belki aktualize etmemiş olabilir.
    mercedesteki rolü bölüm müdürü asistanı ki powerpoint ve excel sunumu hazırlama dışında pek teknik derinliği olmayan bir bölüm. tüm mercedes tecrübesi 3-4 yıl olan biri. fatih ve yusuf ile kurduğu firma niocycle togg dan ihale almış.

    bateri teknolojisi çok geniş laboratuvar ve donanım gerektirir. yeni mezun 3 mühendisi katbekat aşar bu iş. togg için umutluydum ama işleri böyle çocuklar yürütüyorsa bu araba yürümez yürüse de yolda kalır.

    en ilginç olan şey de stuttgart bölgesinde bir diyanet camisinin gençlik kolları başkanı ki burdan nasıl bir bağlantısı olduğu anlaşılmakta.
    --- spoiler ---