ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çeşme'de turizmin dibe vurması
-
gidenin dübürünü volkan krateri gibi tüttürüp şehir dışına doğru 'yandım allah' diye koşturdukları için olabilir mi acaba?
dolmuşta ineceğim deme şekilleri
-
ilk defa bugün duyduğum ve hayran kaldığım bir tane var ki;
'' alt geçitte indiriyorsun''
bu nasıl bir özgüvendir allahım. bunu söyleyen adam indikten sonra, yol boyunca defalarca içimden provasını yaptım. kendimi dışardan bunu söylerken düşlediğimde ise gördüklerimden hiç hoşlanmadım. yakışmadı hiç.
zaten bütün o içimden geçenlerden bir tanesini dışarı yansıtabilsem, ancak şöyle olurdu herhal;
- ışıklarda indiriyorsun...mu?
- ışıklarda indiri.. iniyim mi?
- ışıklarda indiriyorsunmiyim?
yok abi ben ezik ve asosyalim. bu fobiyi aşmak kolay değil.
öğle tatilinin ilk saniyesinde işe ara veren tip
-
öğle tatiline geç çıkınca veya akşam mesaisine kalınca ekstra ücret ödemeyen patron ve yalakalarının ağzına sakız olan tiptir.
edit: başlık başa kalmış.
gerçekten hoşlanılan kişiye karşı mesafeli durmak
-
bir elmas örneği ile açıklamak gerekirse;
kömürle kaplıyken çok da değerli gibi görünmez. hoyratça kullanılabilir ya da fırlatılabilir. sıradandır, elinize ilk aldığınız an samimi olabilirsiniz çünkü gündelik bir değeri vardır ve kendiniz olabilirsiniz. sizi beğenmesini, istemesini ya da sizde kalmasını arzulamazsınız. oysa işlenip, düzgün kesim yapıldığında elmasa dönüşür. o zaman elinize aldığınızda sizin için çok değerlidir. çok dikkatli tutarsınız hatta çoğunlukla uzaktan bakıp seyredersiniz. sizin olmasını istersiniz, sırf size yakışsın diye en güzel tavrınızı takınır, en güzel makyajınızı yapar ve en güzel kıyafetlerinizi giyersiniz. o size alışıncaya kadar, sizi kabulleninceye kadar kendiniz gibi davranamazsınız. kasılır ve en iyiyi oynamaya çalışırsınız.
gerçekten hoşlanılan kişiyi bulduğunuzda da binlerce kömür arasından elması bulmuş gibi olur, uzaktan izlemeyi tercih edersiniz. çünkü öyle değerlidir ki asla sizin olamayacakmış gibi gelir. asla sizi görmeyecek, sizin ona baktığınız gibi bakmayacakmış gibi gelir. o an kendinizi basit bir çakıl taşı gibi hissedersiniz. elmasın kendi parlaklığından asla göremeyeceği kadar sönük. ya da elması ellemekten korkan bir çulsuz gibi... oysa sadece bir elmastır. sadece iyi kesim yapıldığı için değerlidir. yerin altından çıkarılmış bir kömür parçası.
sözün özü; kaybetmeyi göze alamayacak bir korkaklık, hiç elde edemeyecekmiş gibi umutsuzluk, kendini beğendiremeyecekmiş gibi güvensizliktir.
doğum yapan kadının 57 del acıya dayanabilmesi
-
başka milletten kadınların 10-10.5 del acıyla doğurduğunu sananların ilgisini çekmiş. 57 del acı türk kızlarına özel.
ilişkilerinde strateji kaygısı gütmeyen insan
-
benim yanımda esamesi bile okunmayacak insandır.
ben kim miyim?
"ilişkilerinde strateji kaygısı güdemeyen insan."
ne yazık ki..
iyi adamım, hoş adamım ama konu karı kız olunca benden daha iradesizi, benden daha kaypağı, benden daha beceriksizi yok maalesef.
yoksa ben istemez miyim karşımdaki hatuna bir kasparov edasıyla yaklaşmayı. barda bir kızla tanışmaya çalışırken " l şeklinde gitmeyi. "
ama yok işte olmuyor. ne yaparsam yapayım, sizin kadar ıssız olamıyorum..
2 haftadır bir kızla görüşüyorum. sevgililik arkadaşlık arası bir yerdeyiz.
son buluşmamızda saçma bir sebepten ötürü, biraz gergin vedalaştık.
haklıydım ve ilk mesajı o atmalıydı..
yazmadım, aramadım..
"sigara içmeden yapamam, orucu bozarım" diye ateist olmuş bir adamım ben, mesaj atmadan ne kadar dayanabilirim?
bu iradesizliğimi bildiğimden, mesaj atmamak için numarasını sildim.
yetmedi..
arama kayıtlarını, mesajları, herşeyi. o mesaj atınca tekrar kaydederim diye düşünüp, numarayı bilinmeze yolladım.
artık istesem de mesaj atamaz, ölsem de arayamazdım..
dakikalar geçti, saatler geçti.. yazmadı. aramadı..
çünkü o haklıydı ve ilk mesajı ben atmalıydım..
belki whatsapp mesajlarından silmemişimdir - olumsuz.
taslaklarda falan mesajı kalmıştır - olumsuz.
cevapsız çağrılar - olumsuz.
çaresiz facebook'a girip mesaj attım.
" yavrum telefonu düşürdüm ekran falan gitti, kardeşimin telefona taktım şimdi. numaranı bulamıyorum. seni arayamıyorum. beni arar mısın? seni özledim. özür dilerim. "
90'lar denince akla gelen görüntü
-
şunun önünde doğum günü fotosu olmayan kendisine 90'lıyım demez..
sigara içerken anne tarafından basılmak
-
(3 sene oncesi. tuvalet caminda bir marlboro insani, yari belinden disarda, cigerlerine yazik etmekle mesgul*. tuvalet kapisi calar.)
anne - oglum, hadi gel asagi tatli yicez.
ben - anne musadenle sicmaktayim. gelicem 5 dkya.
anne - iyi peki.
(bir kac saniye sonra hemen yandaki ebeveyn tuvaletinin cami ve panjuru simultane olarak acilir. anneyle goz goze gelinir.)
anne - evet, hakkaten siciyosun. hatta sictin!!
ben - eeee... sey...
birkaç tane şehidimiz var
-
birkaç, dedi ya.
utanmadan birkaç, dedi.
onu izleyenler de alkışladı.
yattığım yerde kan beynime fırladı.
allah sizi bildiği gibi yapsın.
birkaç: türkiye'de insana verilen değer.
yaran diyaloglar
-
ateizm ile yeni tanışmış küçük kuzenim ile anneannem arasında geçen diyalog evlere şenliktir;
- şimdi anneanne yaaaaa, bu evrende olan düzen tesadüf olamaz mı diyorsun yani?
- gızım allah-ü teala istediyse niye olmasın?