hesabın var mı? giriş yap

  • birinci sınıf öğretmeni olmak. hem çok meşgul oluyorsunuz depresyona zaman kalmıyor, hem de aynı şeyleri 743 kez tekrardan algılarınız yavaşlıyor, depresyondaysanız da anlamıyorsunuz. ben mesela geçenlerde girdim sanıyorum, tam anlamadım ama. etraflıca düşüneyim bunu dedim eve gidince, meşgul insanım şu an. ama evimizin karşısındaki binayı yıkmışlardı, bir sabah beton döktüler. temelinde binanın kocaman bir boşluk vardı, siz deyin boşluk kadar içinizdeki , ben diyeyim yalnızlık kadar. bir miktar ağlamış olabilirim. az ama. bir annenin yavrusuna yapabileceği haksızlık kadar. beton dökmek bu aralar acıklıdır, bilemezsiniz. bazı sabahların beton döküp ayaklarına, denize atmak geliyor içimden. olmasalar. yıkılıyor, yapılıyor evler yeniden. ben bir tek tuğla koyamıyorum. kamyonlarcaydı tuğlalarım. bunlar oyalıyor nihayetinde işte, iş-güç. düşünmüyorum hiç. ama depresyonda değilimdir, sanmıyorum.

    kendi kendimin doktoruyum yemin ederim. keşke tetikçisi olsaydım kendimin, parası neyse verip; hayata karşı kendimi tetiklerdim.

  • diş macunu, diş ipi, güneş kremi gibi keyfi olarak değil, sağlık için mecburen kullanılan ürünlere bile zam yapılmış çüş artık o çaldığınız paraları yeme fırsatı bulamadan geberir gidersiniz inşallah.

    keyfi olarak kullanılanlara da böyle bir zam yapmaya hakkı yok ya o da ayrı konu.

  • - istediğin kızı elde edeceksin ama her akşam yıldız tilbe ve kibariyeyle koyun koyuna yatacaksın?
    - ooo süpermiş.
    - hadi be?
    - peki gündüzleri de elde edebilecek miyim kibariye ile yıldız tilbeyi?
    - bambaşkaymışsın...

  • "bakın ben avukatım benim vaktimi almayın beni sıradan vatandaşla karıştırmayın verdiğim parayı faiziyle alırım" dan sonrasını okumadığım başlık, sıradan bir vatandaş oldum olalı ben böyle rezalet görmedim.

  • biraz bilim biraz şarlatanlık.

    işin bilim kısmını uzun uzun anlatmaya gerek yok. nöro bilim zaten üzerinde bir çok bilim insanının çalıştığı, kayda değer buluşlara imza atmış bir dal.

    bunun pazarlama metotlarına uygulanmasını da normal buluyorum. lakin ortada ciddi bir sıkıntı var. o da verilerin yorumlanması.

    işin şarlatanlık kısmı da burada başlıyor.

    çünkü iş verilerin yorumlanmasına gelince subjektif bir hal alıyor. şöyle,

    nöro pazarlama testi için size bir tane video izletiyorlar ve bu videoyu izlerken kafanıza fmrı adı verilen bir cihaz takıyorlar. bu cihaz beynin ödül, zevk, endişe gibi belirli duygulardan sorumlu kısımlarını inceliyor ve kan akışının en fazla nerede olduğuna bağlı olarak reklamın hangi duyguyu harekete geçirdiğini ölçebiliyor.

    buraya kadar sıkıntı yok.

    fakat insan beyni çok komplike bir yapıya sahip. beynin herhangi bir bölümü sadece bir uyarıcıya tepki vermiyor. yani o anda reklamdaki bir ses, renk, hareket vs. beynin o bölümünü aktive etmiş olabilir.

    benzer sıkıntılar fmrı dışındaki diğer nöro pazarlama metotlarında ve hatta hepsi birlikte kullanılsa bile ortaya çıkabiliyor.

    iş bu noktada yine subjektif yoruma kalıyor.

    nöro pazarlama destekleyici bir araç olarak oldukça işlevsel olabilir. özellikle para derdi olmayan büyük markalar mutlaka kullanacaklardır ve kullanmaya devam edecektir fakat kesinlikle anlatıldığı gibi hedefi on ikiden vurmanızı sağlayacak bir şey değil.

    şarlatanlık dememin sebebi de budur. adete insanın düşüncelerini duygularını anlayan, beynini okuyan bir yöntem gibi sunulmakta. öyle bir durum kesinlikle yok.

  • fransız devrimi, rönesans ve aydınlanma dönemlerine az kaldığını bize gösteren demeçtir. teşekkürler erdoğan. bu ülke sana çok şey borçlu(!) türkiye tarihinin ortaçağı da böylece tarih sahnesinden kapanmış oluyor. sırada pozitivizm ile birlikte din ve bilimin ayrılması var.

    edit: bakalım altın vuruşu yapacak türk descartes'ımız ne zaman çıkacak*

  • piyango yine 65 yaşa vurdu. şimdi demez mi bu insanlar "e biz aşıyı niye olduk, covid-19'un askeri biz miyiz ulan" diye :) aşılanan insanlara yasak getirip, aşı olmayanları sokağa salan tek ülke biz miyiz gerçekten merak ediyorum. şimdi covid-19'a karşı kullandığımız en büyük kozumuz 65 yaşlar mıydı? her şeyin sorumlusu onlar mıydı? daha önce aşılama olmadığı halde bu denendi ve hiçbir sonuç alınamadı. zaten 65 yaş son zamanlarda herkesten fazla dikkat ediyor diye biliyorum.

    çok değil iki üç gün sonra vaka sayılarını düşürmeye başlarlar artık şöyle başardık, böyle yendik diye. alınan kararlar "dostlar alışverişte görsün" diye alınmış. hafta sonu ve gece yasaklarını zaten ipleyen yoktu. millet yolunu bulmuş, almış eline bir kağıt parçası at koşturuyordu sokakta. yine aynı şekilde devam.