hesabın var mı? giriş yap

  • ölü, krematoryumda yakılmadan önce, vücudundaki metaller mümkün mertebe çıkarılır. bununla amaçlanan, bu metallerin öğütücüye zarar vermemesidir. ancak tabii her metali çıkarmak mümkün olmaz. örnek: kalp pili.

    dolayısıyla, bir ölünün külü diğerininki ile aynı olmaz. krematoryumdaki bütün işlemler bittikten sonra dahi, bu gibi metallerin izleri küllerde kalır. (bu nedenle, tıpkı gömülen cesetler gibi, küller de zaman zaman adli vakalarda delil olarak kullanılabilir.)

    bu noktada, her işyerinde olduğu gibi krematoryumlarda da zaman zaman karışıklıklar yaşandığını ve tıpkı hastanelerde hasta filmlerinin ve raporlarının karışması gibi, krematoryumlarda da küllerin karıştığını belirtmek gerekir. diğer yandan, her yakma işleminden sonra cihazlar tamamen dezenfekte edilmediği için, küçük çapta da olsa bir ölünün külüne diğeri karışabilir. gerçi teknik bir bakışla, ölü onca aşamadan geçtikten sonra bunun çok fazla anlam ifade etmeyeceğini iddia etmek mümkün olsa da, insani duygular işin içine girdiğinde bu gibi argümanlar geçerliliğini yitirir. diğer yandan, bir kültürde yerleşik olan bir ritüeli, o kültüre ait olmayan kişiler anlamakta zorlanabilirler.

    tema:
    (bkz: islam dinine göre defin işlemi/@derinsular)

    ana tema:
    (bkz: islam/@derinsular)

  • çok doğru tespit. beni ağlatmıştır, sabahtan beri hesap yapıyorum, o parayla kaç aç insan, kaç aç kedi, kaç aç köpek doyar diye. sinirden hesap karıştı, benim matematiğim çok iyiydi lan eskiden, ona ağlıyorum şu anda.

  • ya sen osmanlı ocakları başkanısın. osmanlı imparatorluğu bütün sistemini devşirme sistemi üzerine kurarak yükselmedi mi ? hangi padişah tam türk oğlu türk'te bu adama ermeni deyip hakaret etmeye çalışıyorsun.

  • annelik içgüdüsünün ne kadar kuvvetli olduğunu ve annelerin evlatlarını korumak için neler yapabileceğini bi' düşünün. şimdi de, bu kuvveti yerle bir edebilecek kadar kuvvetli başka bi' güç düşünün;

    tutucu toplumun hepimizin üzerinde kurduğu baskı.

    şimdi asıl suçluyu bulalım pek sevgili kaypak halkım.

  • bunlardan biri arkadaşımdı. bir gün ankara'da sinemaya gidelim dedik. yaklaşık 10-12 kişiyiz. bu arkadaş biraz durun hele dedi ve yarım saat sonra telefonunda bir düzine şifreyle geldi. adam başı 14 tl vererek i-max de film izledik ve mc donalds dan menü aldık.

    herkesin böyle en az bir arkadaşı olmalı.

  • etstur'un sahibinden turizm bakanı yaparsan olacağı da budur. booking.com bile hala kapalı bu ülkede. vatandaşın yararına ne kadar uygulama varsa kapatıyorlar. uber gibi airbnb'nin sonu da kötü olacak belli ki.

    edit: adamlar özelden "ben tanımadığım kişilerin binaya girmesini istemiyorum." yazmışlar. gerçekten çok komiksiniz. ulan özellikle istanbul'da artık millet karşı komşusunu bile tanımıyor. hele büyük sitelerde kimsenin kimseden haberi yok. eski mahalle kültürü mü var da bütün apartmanı tanımak, kontrol etmek istiyorsun? küçük aile apartmanlarında bir nebze anlaşılır bir istek tamam ama gelip de genelleme yapmayın.

    hele benim güneydeki yazlığımı gitmediğim zamanlarda kısa süreli kiraya vermemden sana ne? ister airbnb yaparım ister sahibinden üzerinden kiralarım. gelirimi beyan edip vergisini verdiğim sürece size ne oluyor?

  • kökeni 15.yy'da güney amerikayı soyan ispanyollara kadar gider. onları da gemilerinin yolunu kesen ingilizler soymaktadırlar. ve böylece ülkesine en fazla ganimetle dönüp değerli maden yığanın en güçlü olduğu inancı yerleşir. oysa asıl zenginlik hala doğunun besin ve tekstil kaynaklarındadır. ve altın üzerinde oturanlar dokunduğunu altın yapan kral midas'ın yazgısına uğrayacaklardır.

  • bayram tatilinde kocamın köyüne geldik. komşunun kapısında iki koca araba, ikisi de almanya plaka. kayınvalideme sordum: "anne biz 9 saatlik yolda geberiyoruz. bunlar hangi akla hizmet o kadar yolu arabayla geliyorlar?" diye. meğer karıları çocukları uçakla geliyormuş. iki erkek kardeş de peş peşe arabayla geliyormuş her sene. dönerken arabayı erzakla doldurup gidiyorlarmış. günlük ihtiyaç dışında gıda alışverişi yapmıyorlarmış almanya'da. vay anasını dedim ya, hesaplara bak.