hesabın var mı? giriş yap

  • japanese attitude for work : "if one can do it, i can do it. if no one can do it, i must do it."

    middle eastern attitude for work : "wallahi if one can do it, let him do it. if no one can do it, ya-habibi how can i do it?"

  • hedeflenen fırlatma zamanı için "1:30 pm et" demiş, spacex twitter'da.

    türkiye kış saati ile akşam 9:30.

    yeri gelmişken: bizim saatlerimizi neden iran sınırından geçen meridyene göre ayarladığımızı çözebilen var mı? elalem roket fırlatıyor; bizdeyse adamın biri saat ayarını bozdu, iki yıldır düzeltemiyoruz.

  • şu an yan dairemdeler. hafta içi çok sesleri çıkmıyor, hafta sonları ise biz buradayız diyorlar sanki. apartamanın hava boşluğuna bakan odadayken ilk kez duymuştum seslerini, acaba hangi radyo bu dedim meğer yan dairedeki çiftmiş çalıp söyleyen. ikisi de yan flüt ve gitar çalıyor, sesleri de yumuşacık. yatak odalarımız dip dibe. sabah uyandıkları andan itibaren başlıyorlar şarkı söylemeye, sonra duşta devam ediyorlar, neyse ki sesleri güzel. şu an yağmur yağıyor ve onlar balkondalar, kız çalıyor çocuk söylüyor, çocuk çalıyor kız söylüyor. daha çok sevsinler de birbirlerini daha çok söylesinler şarkılarını, biz memnunuz devam et 27 numara.

  • özgürlük anıtı'nın, aslında ilk yapıldığında parlak kahverengi bir renge sahip olduğunu biliyor muydunuz? bu konuya gelmeden önce, heykel hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum.

    özgürlük heykeli, 1884 yılında fransa'da yapılmıştır. heykeltıraş frederic auguste bartholdi tarafından yapılan özgürlük heykeline, isabelle eugenie boyer adlı bir hanımefendi modellik etmiş. heykeli dikkatli incelediğimizde, sağ elinde bir meşale ve sol elinde ise bir tablet tuttuğunu görürüz. bu tabletin üzerinde 4 temmuz 1776, yani bağımsızlık bildirgesinin tarihi yazıyor. özgürlük heykelinin tamamı 93 metre uzunluğundadır ve bu heykeli ziyarete gidenler heykelin içinden meşaleye kadar 168 basamaklı bir merdivenden çıkabilirler.

    özgürlük anıtını madem fransızlar yapmış neden abd'de diye düşünyorsanız hemen söyleyeyim. fransa özgürlük heykelini, kuruluşunun 100. yılı olduğu için abd'ye hediye etmiş. abd'ye gönderilebilmesi için heykel 350 parçaya bölünmüş ve 214 sandık içinde new york limanına ulaştırılmış. böylece abd'nin new york şehrindeki liberty (özgürlük) adasına inşa edilen heykelin açılışı 28 ekim 1886 yılında yapılmış. 1984'ten beri ise unesco'nun dünya kültür mirası listesinde yer alıyor.

    bu eşsiz anıtın renginin nasıl değiştiğine gelecek olursak, heykeltıraş frederic bu anıtın dışını bakır bir levha ile kaplamış. 1886 yılında dışarıya inşa edilen bu heykel, hava ile temas ettiği için zamanla oksitlenmiştir. heykel bakırla kaplandığı için oksitlenme sonucu patina, yani bugün gördüğümüz mavi-yeşil renkte bir tabaka oluşur. ayrıca bakır ile kaplanan heykeller daha dayanıklıdır, çünkü alttaki metali korozyon veya bozulmalara karşı korur.

  • bakkaldan aldığımız magnum bademli dondurmanın yarısı yoktu.parmak buz gibi azıcık bir dondurma ve gramajıda yarısı üstelik.tanesine 12 tl verdiğim dondurmanın yarısı nerede sizce?benim 6 tl parama ne olacak? ya da magnum bana dondurmanın kalan yarısını gönderecek mi? görselleri ekliyorum.
    görsel
    görsel
    görsel

  • ateşin düşmediği ocaklar elbette bi şekilde normale dönecektir. hayat devam ediyor sonuçta. ya ateş düşen ocaklar? onların normali başkalarının normali gibi olmayacak hiç.

  • $ehirlerarasi yolculuklarda biz erkeklerin sikca ba$ina gelen hissel durum. zerre alakasi yoktur abazalik ilen, ipnelik ilen. tepeden tirnaga temiz ve sevimli hislerin dogurdugu durum.
    ornek olay, tamamen mizansendir:
    ankara - izmir hatti, alinmi$ metro firmasindan bilet, izmir'e akilacak. bir ilkbahar gecesi, saat 01:00 gibi. otobuse binilir, hemen sagda solda guzel kizlar dikkat ceker, bu kismi abazalik, ipneliktir bak o dogru, "-uff ne duzgun kari baba be, kalcalarina kurban..." gibi... bunlar pek klasik erkek geyikleri.
    sonra yolculuk hali ba$lar, etraf karanlik. yol i$iklarinin, asfalt otobanda yazdigi $iirler...
    o guzel kizlardan pek bir begenileni pek bir hastasi olunan uyur. sen de kenarda artik uyur musun ne bok yersen. ertesi sabahin gune$i parlamaya ba$layip izmir'e yakla$irken, o kiz hala uyuyordur. ama ne uyumak. melek mi, prenses mi, huri mi... ba$ o ince boyundan hafif sola yatmi$, o pembecik dudaklarin uzerinde cig gibi ter, saclarin daginikligi, yolculuk oncesi makyajdan kalma kalem hafif silinmi$. 2-3 dakikada bir kafayi ufak hareketler ile saga sola cevirir, bu hareket esnasinda boynun on kismindaki o iki kiri$ ortaya cikar, aralarindaki o cukur, dunyadaki en guzel yeridir belki... i$te o zaman direk opesi gelir insanin kizi...
    daha fazla yazamayacam. elim ayaam titriyo bak...
    (bkz: hisli entry) (bkz: smiley koymak istiyorum) hatta koydum.

  • haklı dayılardır. boşuna duyar kasmayın.

    doğrusu karışmamaktır. canımı sokakta bulmadım. polis, bekçi, jandarma değilim.

    siz de karışmayın, enayilik yapmayın. bu olay sonrasında yaralansanız, o kız gidip adamla barışır bir de sizden şikayetçi olur.

    çocugun yürüyüşü zaten kendini belli ediyor. kızın yaptığı yanlış tercihler için neden ben hayatımı riske atıyorum.

    ekşiciler gidip yardım etsin, yaralandıktan sonra bakayım kim kalıyor yanlarında.