hesabın var mı? giriş yap

  • tetriste iyimserlerin cok sık dustugu stratejik bir hatadir.
    risk almaktir, onerilmez.

    acikta kalan bosluklari buyuk bir cubugun
    kapatacigini dusunup cubuk beklemek
    buyuk olasilikla oyunu kaybettirir.

    onun yerine bosluk sineye cekilmeli
    ve gelecek hamleler dogru oynanmaya calisilmalidir.

    ayrica bosluk icin cubuk bekleyenlerde
    gercek hayatta da bir takim mental rahatsizliklar olusur.

    misal trafikte ilerliyorsunuzdur.
    araclar kirmizi isiga dogru sagli sollu bosluklari doldururlar.
    ancak sol seritte en az 3-4 araclik bir bosluk kalir.
    cok tetris oynayan bunye bu durumdan
    korkunc rahatsiz olur ve dua etmeye baslar
    allaam nolur otobus gelsin o boslugu doldursun.
    sonra mucize gerceklesir.
    sol seritten upuzun bir otobus gelir boslugu doldurur.
    hayatta da bonus kazanilmis olur.

  • player'indaki shuffle algoritmasini yazan adamin eline vereyim. koskoca albumde bi sarkidan sonra ayni sarkiyi calmayi basarabiliyor. if koy lan if.

  • burada ayıplanması gereken o peynire alarm takan market değil, buna mecbur bırakmış müşteri portföyüdür. yoksa kim hangi market fantazi olsun diye peynire takmak için alarma ekstra masraf yapmak ister?

    edit: yahu nasıl insanlarsınız mesaj kutumu patlatmışsınız. şu an penire takılan alarmın önemini daha bir farklı anladım. hırsızlığı legal kılmaya çalışan mı ararsınız (10 liraya satılacak peyniri 60 liraya satarlarsa tabi çalınırmış, hakediyorlarmış), sistemi suçlayacağına mazlum insanı suçlama (ve daha buraya yazamayacağım argo ithamları) diyeni mi ararsınız... sanki o peyniri ben 60 lira yapmışım gibi yazanlarınız var gerçekten ne kullanıyorsunuz? ben entry'imde sistemi övmedim, 60 lira peynir çok güzel gidin alın demedim. her entrimde politik bir sorunun altını çizmek zorunda da değilim. bombok bir sistemin bombok bir ekonomik sonucu içinde olduğumuzu zaten biliyoruz. neden politik bir eşeştiri yapmadın diye dm atmanız o kadar saçma ki... buyurun siz yapın. ama sistem bozuk deyip kendi pisliklerinize masum kulplar bulmaya çalışmayın. sistem bozuk zaten diye suçlayalım sistemi, keselim milleti, yağmalayalım marketleri oh ne kafalar ya.

  • dinlerken gündüz düşleri görmeyi sağlayan sessel kainat.

    ayrıca ufak bir not olarak: bach ile bir türlü yıldızı barışmayan karajan'ın metafizik etkisini güçlü biçimde verebilmeyi başardığı tek bach eseri. 1972 kaydını tam uykuya dalarken kulaklıkla dinlemeyi öneriyorum. böylece müziği direkt altbeyine verioruz ve yapanları unutulmaz bir gece bekliyor.

  • tamamen din ve türklük üzerinedir. bir de şöyle bir durum var. bunlar çanakkale zaferini 23 nisan sanıyorlar galiba. zira çanakkale zaferi 18 mart tarihinde kutlandı. hadi ülkeyi geri bıraktınız siz de geriden geliyorsunuz. ne de olsa gericisiniz.

  • (bkz: yav he he)

    kilosu 30 tl olan domatesin kırmızısı,
    kutusu 35 tl olan küp şekerin beyazı,
    tanesi 25 tl olan avakadonun yeşili,
    kilosu 35 tl olan patlıcanın eflatunu,
    kilosu 40 tl olan muzun sarısı.
    kilosu 30 tl olan kapya biberin bordosu,
    kilosu 125 tl olan yaban merisinin laciverdi,

  • *kırmızı et olarak genelde hindi eti kullanırız. bu da yapısı gereği fazla süner. ne kadar pişirirseniz pişirin elastiki bir yapısı vardır. müşteriler genellikle çok az pişmesinden şikayetçidir.

    *balık olarak alabalık sudak ya da kuzu balığı verilir. kuzu balığı da tercihen tuzda pişmiş olarak verilir. aslında tükettiğiniz köpek vb balıktır. hiç kuzu balığı pişirdiğimizi hatırlamıyorum.

    *donmuş balıklardan genelde sudak ve kalamar kullanılır. ahtapot ege bölgesinde daha yoğundur. tabiki bunları biraya bastırıyoruz.

    bir gün akşam büfesinden kalan 50-60 kg eti tabiki çöpe atmıyoruz. bu müsrüflüktür. stajyerlere sosunu yıkatıyoruz ve başka bir sos ile bağlayarak büfeye sunuyoruz. örneğin demiglace sos ile pişmiş bir yemeğin etlerini alıp tekrar büfeye sunuyoruz

    *pastane bölümüne girmek bile istemiyorum. onlardan ben bile tiksindim desem yeridir.

    *kasaphanede işler bütün gelen parçalara bakar. genelde köftelerde dana döş ve gerdan kullanılır. eğer adana kebap ya da urfa kebap var ise menüde yemeyiniz. tekrar söylüyorum herşey dahil sistemin olduğu bir otelde adana kebap yemeyiniz. elinizi bile sürmeyiniz.

    *soğuk bölümünde ise işler çığrından çıkmıştır. genel olarak yapılan portör muayenelerinde gaita oranı çok yüksektir. bunun nedeni mutfak personelinin hijyeninin yanı sıra mayonez içerikli yiyeceklerin bu bakterileri gereğinden fazla üremeye yol açmalarıdır. 2000 kişilik bir otelde yapılan rus salatasında aşçıların elleriyle harmanlamadığını düşünmek birazcık saflıktır.

    *eğer türk gecesi var ise ve menüde çiğ köfte de mevcutsa hemen koşa koşa gidip atlamayın. önce bir düşünün. 1 kg çiğ köfte yaklaşk 2 saatte yapılıyor. orada bulunan çiğ köfte en az 20 kg dir. eğer tam kıvamında oldugunu düşünüyorsanız işler sandıgınızdan daha kötüdür.

    *bütün bunlara rağmen büfede hiçbir masraftan kaçılmaz. müşetileri aldatmak için bol bol karpuz ve kabak dekoru yaparız. bir gün saydığımda büfede 20 çeşit yemek olmasına rağmen 50 ye yakın dekor vardı. önce gözünüzü doyurmak nedir bunu çok iyi biliriz.

    *kendim tatile gittiğimde nedense yarım pansiyon otelleri seçerim. yemeğimi otel dışında tüketirim. içecekleri ise tabiki otelde kullanırım. kahvaltı bölümü en sevdigim bölümdür çünkü herşey hazırdır. üreten firmanın günahı boynuna.

    *patates içeren yemekleri bol kalorilidir ve tokluk hissi verirler. çalıştığım mutfakta en az 3 kişiyi patates çuvalının başına dilkerim. sabahtan akşama kadar patates soydururum ve bir öğünde en az 3 yemeğim patates içeriklidir siz farketmeseniz de patatesi gördügünüzde saldırıyorsunuz. içgüdüsel bir şey galiba.

    *2000 kişilik bir otelde sıcak büfede en az 20 kişi çalışması gerekir. akşamları yemek yediğiniz büfenin önünde bekleyen aşçıların sayısı 4 ü geçmiyorsa ve kılık kıyafetleri temiz ama düzensizse orada işler pek iyi gitmiyor demektir. ben mesleğimi saklayarak hemen muhabbete girerim ve sıcak bölümünün yemeklerinin diğer bölümlerden iyi oldugunu cok yorulduklarını tahmin ettiğimden bahsederim. hemen kaç kişi yapar, nasıl yapar, maaş durumu nedir dökülürler. bu şekilde otel değiştirdiğim çok olmuştur.

    *mümkün olduğunca şov olarak tabir edilen o anda hazırlanan yemekleri tercih edin. sıra bekliyorsunuz biliyorum, lezzetsiz ama hijyeniktir.

    *pasta tüketecekseniz dilimlenmiş yaş pastalara ağırlık vermeyiniz. detayına girmicem başım belaya girebilir.

    tepkiler üzerine düzeltme: yukarıda yazılanlar tam pansiyon sistemden herşey dahil sisteme geçiş sürecinde yaşanılan olayları kapsamaktadır. günümüzde 5 yıldız olarak tabir edilen bir çok otel işletmesinin mutfak personeli bu tarz uygulamaları yapmaktan kaçınmakta. bu yazıyı 2011 yılında kaleme aldığımda 2003-2007 yıllarını referans olarak göstermek istemiştim fakat bunu belirtmemek de benim özürüm olsun.

    sevgili okur, yukarıdaki yazıyı okuyup bana hakaret dolu mesajlar yazmadan önce herşey dahil sistem uygulayan bir otel işletmesinde gecelik kişi başı 40 tl ye konakladığında tükettiğin ürünleri gözünün önünden geçirmeni öneririm sana. şimdi kişi başı hesap kitap yapıp eşe dosta nasıl ucuz tatil yaptıgını ballandıra ballandıra anlatmadan önce bir düşün. o otelin sabit giderlerini düşün. şu anda piyasada 5 kilosu 10 tl ye satılan tavuk köftesinin içeriğini ve maliyetini hesapla. hesapladın mı? şimdi sakin ol, derin nefes al ve kalp atışını kontrol et..

    yukarıdaki yazı senin tatil algını değiştirmek için kaleme alındı. sen ve senin gibiler yüzünden 40 tl ye oda satan herşey dahil sistemi uygulayan işletmeler kanser gibi çoğalırken, işini düzgün yapan otel işletmeler kapandı. yukarıda günde 15 saat çalıştırılıp üzerine temiz kıyafet bile verilemeyen sektör çalışanlarını aşağılamadan önce biraz empati kurmanı öneririm.

    yukarıdaki yazıyı okuyan herbir birey konakladığı otelin hizmet kalitesini sorguluyor artık. bu bile başlı başına bilinçli turizm talebinin artmasını sağlıyor. bir otelde konaklamadan önce, o otelin mutfak şefi hakkında biraz bilgi sahibi olursan, otelde konaklarken mutfak şefi ile kısa bir sohbet edersen zaten anlayacaksın. sana mutfaklarını, hizmet kalitelerini anlatacaklardır. gecelik 40 tl ye konakladığın otelin mutfak şefini bulabilirsen tabi..

  • doğrudur.

    - hı scholl
    + hı tecaher
    - how are you today
    + fine thanks and you
    - fine. biri tahtayı silsin

  • yine evimin baş köşesine oturmuş kitabımı okuyorum. başucumda şarabım, arka fonda da hafif bir müzik, ambiyans o biçim...
    yok yok! mal mal takılıyodum evde, arkadaş aradı:

    ark: mimilo nabıyon hafız ? bi maruzatımız vardı, müsait misin ?
    ben: hiç olmadığım kadar, söyle dinliyorum.
    ark: olm kapıda kaldık lan sana ihtiyacımız var.
    ben: kaan, çilingir olduğumu sanmıyorum ehehehe!
    ark: ya kes amk espiri yapma... sizin kulüpten*iniş malzemelerini alıp gelsene, çilingir hayvan gibi para istiyor. sen iki dakkaya halledersin hadi çabuk!
    ben: ne yapmamı istiyon anlamadım ?
    ark: ya olm üst kattaki komşunun balkonundan bizim balkona inip açıcan işte kapıyı o kadar.

    neyse efendim depodan ipti, kemerdi, karabinaydı* alıp geçtim bunlara. evde iki kişi kalıyorlar, birisi anahtarını unutmuş birisi de malak gibi kampüsün çimlerinde yayılırken düşürmüş. kapı da çelik ve üstten kilitli olunca çilingir sağlam bir fiyat çekmiş bunlara, sonra da beni arıyorlar işte...
    olay basit. üst katta ki komuşuya durumu açıklayıp izin aldıktan sonra, evin herhangi bir noktasına ip ile iniş için ana emniyet noktası kurup, bizimkilerin balkonuna inicez. benim için sıradan bir olay ancak bunu site ahalisine bir türlü açıklayamıyoruz. üstte oturan hacı teyze, nuh diyor peygamber demiyor. düşücen kızanım ölecen, vebali boynuma kalacak falan şeklinde isyanda. uzatmayalım, bizimkiler uzun dil dökme sonucunda ikna edebildiler teyzeyi... bana bir şey olursa komuşlar şahitmiş, teyzenin hiç bir suçu yokmuş vs...
    tabi bu sırada teyzemiz apartmanı ayağa kaldırdığı için herkes noluyo diye kapılara çıktı. sonra da siteye yayıldı.(5 bloktan oluşuyor)

    ben sistemi kurdum, bizim çocukların balkona doğru yavaşça indim ipten çıkmaya hazırlanırken, alkış kıyamet koptu. kafayı bi çevirdim aşağıda rahat 15-20 kişi beni izliyormuş. bi o kadarı da cama döküldü, napıyor bu deli diye.
    velhasıl, büyük çaplı bir tantanın ardından bizimkilerin balkonunda girip, evde unutlan anahtarla kapıyı açtım. ve bunların hepsini 1lt'lik marmara gold karşılığı yaptım.(2 bira demiştim ama böyle daha ucuz oluyor diye buna layık gördüler beni)
    sonuç olarak iyi sükse yaptık sitede. arkadaşlara ne zaman gitsem görenler,
    "tarzan napıyosun beaa?" diye selam veriyor...