hesabın var mı? giriş yap

  • hayalini kurdugum tim.

    tamamen gonullu olarak bir sosyal platformda orgutlenip, edebiyattan bilime kadar, turkcesi olmayan bircok sayfayi turkceye cevirebiliriz,

    bunun icin hem vakti, motivasyonu olan arkadaslarin varligina eminim, biz yapmazsak kim yapacak ki bunu?

    hem bir sosyal sorumluluk projesi, hem turkceye hizmet, hemde genel kulturun artmasi adina guzel bir girisim.

    ben kendimce, sayfalari kisa kisa ceviriyorum, en azindan wikipedianin sol frameinde turkce gorunsun diye, ama bir elin nesi var? bugune bugun 2000 kisi 5 er sayfa cevirse 10.000 sayfa yapar ki, inanilmaz bir gelisim,

    belki wikipedianin turk modlariylada entegre calismak gerekiyor, uzerine dusecek arkadaslari tesvik icin herseyi yapmaya hazirim, kalabaliklastikca motivasyonumuz da artacak.

    ----------------

    edit:

    evet arkadaslar, sayenizde hem katilim cok fazla, hemde isteklilik, hepinize tesekkur ederim, oncelikle bir facebook grubu altinda toplaniyoruz,

    bu grupta hem kim ne ceviri yapmis onu paylasacagiz, hemde talep ettigimiz, imece usulu ile cevirecegimiz sayfalari belirliyoruz,

    bu gruba katilin, daha sonra kapali gruba donusturulecek.

    ayrica google docs sayfasinda da toplaniyoruz, hangi yol sizin icin daha verimliyse katilmaniz yeterli,

    illa ingilizce ceviri degil, herhangi bir turkce ansiklopediden 2 sayfa aktarsaniz bile cok verimli, dil bilmenize gerek yok,

    oncelikli amacimiz, wikipediadaki turkce madde sayisini artirmak.

    ilginize cok tesekkurler.

  • üst edit: ve evet beklenen son, başlık sahibi pılını pırtını toplayıp kaçmış, nevus isimli yazar arkadaşımız ssleri almış, buradan başlığı inceleyebilirsiniz
    buyrun

    anayasal bir hak konusunda inanılmaz mağduriyet kasmışsın, adam ölse niye ameliyat için gün veriyor ölmeseymiş mi diyeceksin.

    bu durumda haber vermesi gereken sistem olmalı, doktor defterine bakıp (nisana kadar doluysa 3 defter lazım) tek tek arayamaz, ama maalesef takibini yapacak ekipman ve donanım eksik, keşke böyle yürüse işler.

    ayrıca şu "para için geçmiş" ibarendeki saldırgan tavrın saçmalamanı daha bir güzel desteklemiş, sen ne için çalışıyorsun arkadaşım, varsa babanın hayrına çalışma isteğin, buyur sen çalış. devlet hastanelerindeki ağır çalışma koşulları ve karşılıksız alınan riskler doktorları bıktırdı. insan olarak türkiye cumhuriyeti vatandaşına istifa hakkı vermiş, o da kullanmış. sen küstün diye düzelmez bu sistem, isyanı biraz da o yöne etmelisin.

    edit: başlık sahibi ile dahi düzeyli tartışabildiğimiz konuda bir yazardan öyle mesajlar aldım ki, yok efendim dövmek gerekliymiş vs, yeminle eğitimle dahi çözülemeyecek noktada insanlığını kaybetmiş kimselerin böyle rahatça aramızda dolanabilmesi reva mıdır. yazık, gerçekten çok yazık. inşallah herkes gider diyeceğim de, fakire fukaraya olan oluyor. insanı insan olduğu için sevmediğiniz sürece bir bok olmaz sizden.

    bir edit daha: biri demiş ki hastalarını bitirmek zorunda, bak güzel kardeşim, ameliyat için aylar sonrasına sıra verilmesini problem etmeyip sistem yükünü insana yıkamazsın. sorun da burada zaten. o hastaları bitirsin diyelim, e yeni gelen hastaları almazsa yine mağdur olacak olan hastalar. aldı diyelim, yine kısır döngü, istifa edemeyecek hiçbir şekilde. atıyorum doktor gitti, sistemin hızlı bir şekilde yerine görevlendirme, atama vb şekillerle sistemin devamlılığını sağlayacak kimseleri ataması gerekir. ama diyoruz kaç aydır, görevlendirecek, atayacak doktor da istifa etti. çarkı yukarıdan bastırarak döndüremezsin, çürümeye mahkum bu sistem.

  • 1- devrimci papağan

    1789 yılında fransa'da mutlak monorşi yıkılıp yerine cumhuriyet gelmesinden 3 yıl sonra fransa'da sahip siz bir papağan ''yaşasın kral '' diye bağırması sonucu halk papağanı yakalar.

    mahkemeye çıkarılır,devrimi öven slogan ezberletilmesine karar verilir.hayvan ezberlediği için idamdan kurtulur.

    2- insan yiyen domuz

    1864 yılında bir domuz sokakta oynayan kıza saldırıp kulaklarını yer.domuz idam edilerek cezası verilir.

    3- katil arı

    1864 yılında avrupa'da arıl sokmasına alerjisi olan adam fenalaşarak öldü.ailesi arılardan şikayetçi oldu.arının geldiği kovan tespit edilip 1 kovan arı dumanla idam edildi.

    4- yumurtlayan horoz

    1474 yılında isviçre'de yumurtlayan horoz görüldü,mitolojik bir hikayeden etkilenen halk mahkemeye taşıdı.
    şeytan olduğuna karar verilip yakıldı.

    5- hırsızlar ve köpek

    1906 yılında iki hırsız ve bir köpek bir adamın önünü kesip paralarını almış.bu sırada köpek adamı ısırıp kan kaybından ölümüne neden olmuş.

    yakalanıp yargılanan hırsızlar köpeğin suçlu olduğunu söyledi.
    hırsızlar hırsızlıktan köpek ise kasten adam öldürmekden idama mahkum oldu.

    6- fil topsy

    video fil topsy

    tarih ve bilim platformundan alıntı;

    --- spoiler ---

    topsy, 1875 yılında forepaugh sirki tarafından abd’ye getirilmişti ve sirkle birlikte, amerika’nın dört bir köşesinde, yaptığı şovlar ile, binlerce izleyiciyi eğlendirdi. ama ne yazık ki onun büyük bir sorunu vardı: 3 tonluk öfkesi!
    topsy, son üç yıl içinde, 3 bakıcıyı öldürdü. son kurbanı, ona yanan sigara yedirmeye çalışan içkili bir bakıcıydı.

    sirk, fili, coney adası’nda bulunan hayvanat bahçesine yolladı. olaya bakan mahkeme, topsy’ye ölüm cezası verdi. halka açık bir alanda asılarak idam edilecekti. bu haber üzerine, hayvan severler derneği, filin asılmasının zalimce bir yöntem olduğu konusunda protesto yapmaya başladı. bu nedenle mahkeme, topsy’i, o zamanlarda yeni bir infaz yöntemi olan elektrikle idam kararı verdi ve meşhur mucit thomas edison’u da cellat olarak atadı.

    edison'un esas amacı doğru akımına kendisine rakip olan nikola tesla'nın alternatif akımın ne kadar tehlikeli olduğunu göstermekti.

    --- spoiler ---

    6600 volt elektrik verilerek idam edildi fil topsy

    7- koşturduğu için asılan kedi

    1650 yılında protestan bir hakim kedi fare kovalıyor pazar günü diye asılmasına karar verdi.

    8- dana ile adam

    dana ile ilişkiye giren adam tek başına değil suçu ikisi işledi diye ikisi yakılarak öldürüldü .

    9-fil mary

    http://www.tarihiolaylar.com/…-edilen-fil-mary-1248

    --- spoiler ---

    fil mary tarihin ilk asılarak idam edilen filidir.

    13 eylül 1916'da amerika birleşik devletleri'nin tennessee eyaletinde, erwin kasabasında bir sirkte gösteri yapan fil mary, bakıcısının kendisini kızdırması sonucunda bakıcısına saldırmış ve bakıcısını öldürmüştür.
    cinayet suçundan yargılanan fil mary suçlu bulundu ve idamına karar verildi.

    --- spoiler ---.

    10 - osmanlı’da idam edilen maymunlar

    https://hayvanozgurlugucevirileri.com/…n-maymunlar/

    maymunların ön plana çıkmasından rahatsız olan dindar bir kesim farklı dedikodularla bu hayvaların öldürülmesine ön ayak oldu.

    konuyu aşağıdaki kanaldan aldım.farklı kaynaklarda kullandım.

    video kaynak

  • beklenen büyük istanbul depremi gerçekleşti, depremden sağ kurtuldunuz. resmi olarak 16 milyon insanın yaşadığı şehirde mevcut bina stoğunun önemli kısmının depreme dayanıklı olmadığı bilinen bir gerçek. 1999'da bile depremden ciddi etkilenen avcılar ilçesinde kentsel dönüşüme girmesi gereken bina sayısı 20 bine yakın, ilk aşamada 11 bin binanın hemen dönüştürülmesi zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesi gereken bir adım.

    deprem oldu ve hemen her sokakta yıkılan binalar var. caddelerin çoğu, ana yolların bir kısmı ciddi zarar görmüş olacak. istanbul'a giriş ve çıkış ciddi anlamda imkansız hale gelecek. sağ kurtulduğunuz binaya tekrar girmeniz riskli olabilir. artçı depremlerin de yıkıma sebep olabileceğini unutmayın. devrilebilecek eşyalar ve cam kırıkları hayati yaralanmalara sebep olabilir.

    ilk adıma geçmek için deprem öncesi yapmanız gereken kritik hazırlıklardan bahsetmek gerekir. öncelikle bir plan yapmalısınız.

    neye göre? kime göre? nasıl bir plan?

    ikamet ettiğiniz yerleri belirleyin. tek yaşıyorsanız daha kolay. aileniz ile birlikteyseniz bunları da listeleyin. belki sevgiliniz var ve farklı lokasyonlarda yaşıyorsunuz, kesinlikle romantik olmayacak bir plan da yapmanız gerekebilir.

    listenizdeki yerlere örnekler;

    -oturduğunuz ev,
    -iş yeriniz,
    -diğer yakın aile bireylerinin oturduğu evler,
    -varsa çocuğunuzun okulu/kreşi
    -çocuklarınız yaşça büyük olabilir, onların iş yerleri,

    deprem sonrasında bir araya gelme ''operasyonu'' yapacak kişilerin her birinin farklı lokasyonlarda olma ihtimaline karşı birden fazla buluşma yeri belirlemelisiniz. gün içinde herkes farklı bir noktadayken buluşulacak nokta ile herkesin evde olduğu bir anda gerçekleşen deprem sonrası krizi ilk atlatıp beka probleminizi çözmek için geçmeniz gereken yer başka olacaktır. bu noktada hangi noktada ne kadar süre boyunca buluşacağınız kişileri bekleyeceğinizi de kararlaştırmalısınız. çünkü telefonlarınız çalışmıyor.

    tehlikeyi atlatma bölgesi seçerken nelere dikkat etmelisiniz?

    -öncelikle yardımların ulaşabileceği ve çok büyük bir depremden sonra bile operasyonel olabilecek yerleri belirleyin.

    -artçı depremlerden etkilenmeyecek bir açıklıkta olmasına dikkat edin.

    -asayiş önlemlerinin alınabileceği korunaklı bir yer olmasına dikkat edin.

    bu tür yerlere örnek vermek gerekirse:

    -askeri bölgeler ve kışlalar. beklenen depremin boyutunu düşünecek olursak silahlı kuvvetlerin büyük anlamda operasyonel destek vereceğini tahmin etmek güç değil. askeri bölgelerin ve kışlaların sivillere açılabileceği çadır/konteynır kurulabileceği de ihtimal dahilinde. barınmaya ek olarak ilk yardım ve beslenme imkanları da askeri birlik bünyesinde çözülebilecek sorunlardır. savaş esnasında lojistik faaliyetlerini planlayabilen bir kurum böyle bir süreçte de gerekli ikmali sağlayıp hayatta kalanlara güvence olabilir. istanbul için en ideali samandıra 4. kara havacılık alayı ve yeşilköy hava harp okulu. atatürk harp oyunu ve kültür merkezi yani harp akademileri.

    -havalimanları. istanbul'da faaliyette olan 4 havalimanı var. atatürk, sabiha gökçen, istanbul ve hazerfen havalimanları. uluslararası yardımlar ve türkiye'nin diğer bölgelerinden gelecek yardımlar en kolay bu noktalara ulaştırılabilir ve buralardan dağıtımı yapılabilir. beslenme ve barınma sorunlarıyla uğraşmazsınız. ulaşacak ilk sağlık ekipleri de buralarda olacaktır. sığınılacak en güvenli yerler arasında zirveye oynar.

    -en son sıraya itü, boğaziçi, yıldız teknik gibi kampsüleri geniş üniversiteleri ekleyebilirsiniz. buralardaki görevli kadronun size herhangi bir hizmet vermesini bekleyemezsiniz ancak asgari asayiş şartlarını sağlarlar. ayrıca buralarda oluşacak kümelenmeler nedeniyle gönüllü ekipleri ve yardımlar kısa süre içerisinde size ulaşacaktır.

    -belediye personellerinin büyük kısmı da deprem sonrası operasyonel faaliyetleri sürdüremeyecek durumda olabilirler. belediyelerin toplanma alanları ile ilgili bilgileri ikamet ettiğiniz ilçe belediyesini arayarak öğrenebilirsiniz. yerel yönetimler bu gibi durumlarda genelde en hazırlıksız kurumlar olmaktalar. ideal bir seçenek değil.

    deprem sonrası oluşacak can kaybı büyük olabilir. şehir fonksiyonlarının çoğunu kaybedebilir. altyapı gerekli cevabı veremeyebilir. barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçları gidermek ve deprem sonrası ne yapacağınıza nereye gideceğinize ve oluşan yeni durumla ilgili nasıl bir başlangıç yapacağınıza karar vermek için bir noktada durup, düşünüp, karar vermeniz gerekecek.

    tüm bunları sağlıklı olarak yürütebilmek için bu çerçevede bir plan yapıp belirli periyotlarla - mesela 3 ayda bir - tatbikat yapın. her senaryo için ayrı ayrı tatbikat yapmanız faydalı olur. en ufak depremde mobil iletişim ağı çöküyor, telefonla iletişim kurmak seçenek dışı olabilir. 1800'lerde böyle bir şey yaşıyor olsaydınız ne yapardınız sorusuna cevap verin ve her ihtimali mutlaka değerlendirin. yine de bir süreliğine idare edebilecek su, gıda gibi temel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bir çanta lazım olacak. powerbank her halükarda lazım olacak ki bunları da aynı çanta içinde muhafaza edin ve günlük olarak kullanmayın. kızılay ilk yardım kursları düzenliyor, bu kurslara katılabilirsiniz.

    eğer üstüne bir bina yıkılmamış bir aracınız varsa ve onunla anayollara ulaşabilirseniz en ideali avrupa yakası için trakya tarafına; anadolu yakası için kocaeli kent ormanı güzergahındaki yol üzerinden kocaeli'ne doğrudan yola çıkmak olacaktır. ancak yolun mevcut durumunu bilmeden bu güzergahlara doğru ilerlerseniz 2-3 gün boyunca devam edecek bir trafikle karşılaşabilir ya da yolun açılması için enkazların kaldırılmasını bekleyebilirsiniz. o yüzden bu seçeneği tehlikeyi atlatma bölgesine ulaştıktan sonra değerlendirmelisiniz.

    eğer küçük çocuklarınız varsa onları bu kriz anında travmatik sonuçlardan en az etkiyle kurtarmak için önlemler almalısınız. 3 günlük temel ihtiyaçlarını temin edecek seçenekleri önceden planlamalı ve bu tatbikatlara onları da dahil etmelisiniz. daha ayrıntılı bilgi için pedagoglara danışabilirsiniz.

    aileniz, sevdikleriniz ya da daha önemlisi ''kendiniz'' için bir sorumluluğunuz varsa bu planı yapmak size düşüyor. mantık basit. depremden önce gerekli önlemleri al ve hazırlık yap. depremden sağ kurtul. tehlikeyi atlatma bölgesine git. en son olarak şehri en azından bir süreliğine terk et. şehirden ayrılma ve bir süreliğine başka bir yerde kalma imkanı olan herkesin şehirden ayrılması önemli bir sorumluluk. enkaz halinde bir şehir, binlerce ölü, onbinlerce yaralı ve yüzbinlerce evsizin olduğu bir şehrin tüm hareketi durmuşken gidecek yeri olmayanlar için gerekli ikmali sağlamak daha kolay olacaktır. yani geride kalmak zorunda olanlar için eğer gitme imkanınız varsa gidin. üstelik oluşacak insani krizle birlikte ekonomik kriz (nüfusun %20'si ve ekonominin %40'ı deprem bölgesinde) yüzünden ciddi bir asayiş sorunu da yaşanabilir. altyapı hizmetlerinin eksikliği salgın hastalıklara sebep olabilir.

    istanbul'u yıkıp sil baştan yeniden yapana kadar bu önlemleri ve daha fazlasını almalısınız.

  • beşiktaş'ın şampiyonlar ligi gruplarında yapacağı son maç.

    kendini avrupa'nın en büyük takımı say.+

    herkesle dalga geç, aşağıla, küçük gör.+

    yerel rakibin (fenerbahçe) avrupa'da lime lime doğranırken dalga geç.+

    ama aynısı sana olunca destek bekle, milliyetçilikten ve türklükten bahsedip iki yüzlülük örneği göster.+

    sağa sola renkli menkli (hayır ne alaka amk) diye saldır ama sahaya kırmızı renkli formayla çık.+

    kendine efendi de ama seni desteklemeyen herkesin anasına avradına küfretmeyi kendinde hak olarak gör.+

    tüm bunların ardından gelen eleştirileri bütün dünya'nın sizi kıskandığı, türkiye'de başka takım tutanların sizden korktuğu şeklinde yorumla.+

    işte, tiner kafası.

  • alın size öğrenince ufkunuzu beşe katlayacak bir bilgi deyip o bilgiyi vermeyen avelin yanında esamesi okunmaz.
    avel bilgi vericem deyip telefondaki bi özellik diye kestirip atmış. ne özelliğin adını söylemiş, ne nasıl kullanılacağını anlatmış, avel işte.

  • fiyatlar hakkında diyecek bir sözüm yok. gemi azıya aldılar artık. iki ay sonra daha yazın başında 1000 liraydı şimdi 2000 olmuş deriz. yalnız bu modeli her jenerasyonda parlatıp satabiliyor olmaları daha çok ilgimi çekiyor. milyon çeşit model arasından yıllardır üretilen ve klasik haline gelmiş bir elin parmakları kadar modeli var adidas'ın. onlardan birisinin de bütün pazarlama stratejisini afro-amerikalılar üzerinden kurmuş olmaları pek tuhaf. bu modelle özdeşleştirdiğimiz beyaz sporcu veya sanatçı neredeyse yok gibi bir şey.

    normalde 1970'li yılların başında basketbol ayakkabısı olarak çıkmış bir model. önce kareem abdul-jabbar sonra neredeyse bütün zenci nba oyuncuları bunu giymeye başlayınca satışlar patlıyor. tahmin edebileceğiniz üzere çok kısa sürede sahalardan sokaklara iniyor. ilk beş yılında sadece üç farklı renkle sunulurken sonraki on yılda rap müzik yükselişe geçince sokaktaki konumunu run dmc ile sabitleyip her mevsimde onlarca farklı model satışa sunuluyor.

    üç bant eşofman ve superstar ise resmen run dmc'nin iş kıyafeti haline geliyor. yetmiyor my adidas adında bir şarkı çıkarıyorlar. basketboldan sonra haliyle rap müzik, break dans vb. zenci kültürüyle özdeşleşiyor. adidas bakıyor bu iş zencilerle yürüyor, doksanlarda aynı stratejiyi devam ettiriyor. yeni run dmc albümü ve tekrar popülerleşen old school akımını yakalayıp missy elliot, nelly vb. döneminde ne kadar meşhur zenci varsa sponsor oluyorlar. sonuç ortada. bugün bir milyon farklı modeliyle her sezon mağazalarında yer alıyor.

    hatta 2005 yılında coşup 35. yıl diyerek özel bir seri çıkarmışlardı. o kadar çok model vardı ki mağazada aklınız çıkıyordu. onun üzerinden dahi 15 sene geçmiş. ayakkabı olmuş 50 yıllık. tabi ki zamanla bir çok değişime uğradı lakin yarım asır boyunca aynı modeli satabilmek boru değil. en son pharell williams ve saz arkadaşları her yerde bu modeli giyerek reklamını yapıyordu. son zamanlarda popüler kültürden koptuğum için hangi esmer kardeşlerimizi kullanıyorlar bilmiyorum.

    segmentasyon, ne bileyim hedef kitle vs. diyebilirsiniz. o kadarını ben de tahmin ediyorum fakat bu ayakkabı stan smith gibi direkt bir beyazın adı verilerek, ya da hedef kitlesi direkt afro-amerikalılardır gibi bir strateji ile piyasaya sürülmemiş. sporda süper star kavramının yeni yeni oturduğu bir dönemde zenci yıldızların parlamaya başladığını ön görerek tasarlamışlar. tek bir yıldızın görüp bunu giymesi ile klasik haline gelmiş.

    kareem abdul-jabbar'ın demesine göre model piyasa sürülmeden önce sponsorluk vs. bir durum yokmuş. kendisi bir gün mağazada görüp beğenmiş ve satın almış. reklam işi sonra başlamış. bu dönemde piyasaya sürülüp ertesi yıl üretimden kaldırılmış onlarca basketbol modeli var adidas'ın. anlayacağınız superstar hem isim hem model olarak hedefi on ikiden vurmuş.

    fiyatlarla ilgili aklıma başka bir şey geldi son dakika. bunu doksanlarda gurbetçiler gelip türkiye'den alırdı daha ucuza satıldığı için. almanya değilse bile almancılar kıskanırdı türkiye'yi. eğer başlık altındaki almanya fiyatları doğru ise bugün tam tersi hale gelmiş.